Huawei’yi çoğunuz Android telefonları sayesinde yavaş yavaş tanıyor olmalısınız, ancak bu şirket telekomünikasyon sektöründe 25 yıla yakın süredir faaliyet gösteriyor. 1988 yılında kurulan şirket o zamandan bu yana telekomünikasyon altyapı sektörünün önemli oyuncularından bir hâline geldi. Bunda uyguladığı rekabetçi fiyat politikasının tabii ki rolü büyük. Huawei’nin cazip fiyatlarına kayıtsız kalamayan Türkiye’deki mobil operatörler de şebekelerinde bu şirketin ekipmanlarına yer vermeye başladı. 2002 yılından itibaren Türkiye’de de faaliyet göstermeye başlayan Çinli şirket, 2009 yılında İstanbul Ümraniye’de kuruluşuna başladığı Ar-Ge Merkeziyle Türkiye macerasında bir dönüm noktasına ulaştı.
Huawei’nin dünya genelinde 140 ülkeye yayılmış olan 140 binden fazla çalışanının 62 binini Ar-Ge çalışanı oluşturuyor. Türkiye’deki Ar-Ge merkezinde de 350’nin üzerinde çalışan bulunuyor. 2011 yılında Ar-Ge yatırımlarını bir önceki yıla göre yüzde 34.2 oranında artıran şirket 3.76 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımı gerçekleştirmiş oldu. Bu tutar şirketin yıllık toplam gelirlerinin yüzde 11.6’sına denk geliyor. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine verilen bu önem sayesinde Huawei patent alanında da önemli bir şirket hâline gelmiş durumda. 2011 yılında Çin’de 36 bin 644 patent başvurusunda bulunan şirket aynı yıl Patent İşbirliği Antlaşması kapsamındaki 10 bin 650 başvurusuyla da dünyada en fazla patent başvurusunda bulunan üçüncü şirket oldu. Şu anda Huawei’nin elinde yüzde 90’ı icat patenti olan toplam 23 bin 522 patent bulunuyor.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Türkiye’deki Ar-Ge merkezinin kuruluş çalışmalarına 2009 yılında başlandı. Şubat 2010’da açılışı gerçekleşen Ar-Ge merkezi için ilk üç yıl içinde toplam 50 milyon dolar yatırım yapıldı. Huawei’nin 23 Temmuz 2010’da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Ar-Ge Merkezi belgesini alması da Ar-Ge merkezinin mihenk taşlarından bir tanesini teşkil ediyor. Bu merkez faaliyetlerini temel olarak ürün geliştirme ve analiz/iyileştirme başlıkları altında sürdürüyor. Ürün geliştirme şemsiyesi altında yazılım platform, uygulama, katma değerli servisler ve iş destek sistemleri çözümleri yer alıyor. Bunun yanı sıra yeni nesil ve inovasyon temelli ileri teknolojilerin geliştirildiği ön araştırma çalışmaları da yürütülüyor. Analiz / iyileştirme şemsiyesi altındaysa 2G/3G/4G hücresel şebeke sistemlerinin de aralarında bulunduğu çeşitli alanlara yönelik gereksinim/özellik araştırma ve analizleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca ürün planlama, optimizasyon ve performans geliştirme çalışmaları da bu şemsiye altında yürütülüyor.
Sosyal TV
Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezine gerçekleştirdiğimiz ziyarette bu merkezde geliştirilmekte olan iki projeyi görme fırsatı bulduk. Her iki proje de TV izleme alışkanlıklarını değiştirmeyi amaçlayan türden. Bunlardan ilki sosyal TV özelliklerinin ön plana çıktığı IPTV projesi. Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlar Türkiye’de oldukça yaygın, Huawei de bu platformları TV izleme deneyiminin merkezine oturtan bir çözüm geliştirmiş. Kullanıcı izlemekte olduğu programı Twitter ve Facebook hesapları üzerinden paylaşma, program üzerinden yorum yapabilme, arkadaşların veya diğer insanların o an izlemekte olduğu programlar hakkında görüşlerini anlık olarak görme gibi fırsatlar Sosyal TV platformu içinde sunuluyor. Twitter üzerinde paylaşılan içeriklerde sistem özel bir #etiketi otomatik olarak ekleyebiliyor.
Kullanıcı herhangi bir kanalda yayınlanmakta olan bir açık oturum programıyla ilgili olarak atılan tüm tweet’leri veya güncellemeleri görüntüleme, tartışılan konularla ilgili olarak kendi görüşünü de tweet ve güncellemeler aracılığıyla gönderme fırsatına sahip. Bunun yanı sıra Twitter ve Facebook üzerinden takip edilen oyuncu, aktör ve yönetmene bağlı olarak içerik tavsiyeleri de platform tarafından kullanıcılara sunuluyor. Örneğin Facebook’ta Tom Cruise’ı beğendiyseniz, Sosyal TV platformu size O’nun filmlerinden oluşan bir tavsiye paketi sunabilir. Bunun yanı sıra kullanıcılar beğendikleri içerikleri, TV programlarını veya filmleri arkadaşlarına sosyal ağ platformları üzerinden tavsiye edebilir.
Haber kaynağı özelliği sayesinde arkadaşların ne izlediğinden, neleri beğenip takip ettiğinden haberdar olma fırsatı da sunulmakta. Buun yanı sıra izleme, paylaşım ve takip edilme sayılarına göre arkadaşların ya da tüm kullanıcılar arasında popüler olan içerikleri de sürekli takip etmek, böylelikle nabız yoklamak da mümkün.
Sosyal TV sayesinde uzaktaki arkadaş ve yakınlarla aynı odadaymış gibi TV izlemek mümkün. Bunun yanı sıra hareket hâlindeyken izlenen bir filmin beğenilen bir sahnesini anında paylaşma imkanı da sunuluyor. İçerik oynatıcı penceresinde yer alan paylaş butonu içerikteki o anın işaretlenmesine ve bu işaretin bir güncelleme olarak paylaşılan kişiye gönderilmesini sağlıyor. Gönderimi alan kişi söz konusu bağlantıya tıkladığında içeriğin o anı oynamaya başlayacak, böylelikle beğeni başkalarıyla etkin bir şekilde paylaşılmış olacak.
Tüm bu Sosyal TV senaryolarını mümkün kılan IPTV set üstü cihazı aynı zamanda normal TV kanallarını da izleme fırsatı sunuyor. Kanal durdurma, geri alma gibi PVR uygulamaları da sistemde yer alıyor. Bir yayın iki saate kadar geri alınabiliyor. Set üstü cihazının kanal değişimlerinin bir hayli hızlı olduğu dikkatimizden kaçmadı. İsteğe göre video (VOD) bölümündeyse ilgili filmi veya diziyi favorilere ekleme, puanlama, çocukların izlemesine kapatma gibi özellikler de sunuluyor. VOD bölümünde standart çözünürlüklü içeriklerin yanı sıra HD içerikler de sunuluyor.
Huawei’nin hazırladığı IPTV projesi sadece set üstü cihazın bulunduğu oturma odası veya salon ile sınırlı değil. Mobil uygulamalar sayesinde TV ve film izleme keyfini hareket halinde de yaşamak mümkün. Kolay kullanıma sahip olan iPad ve iPhone uygulamalarında görüntünün kalitesi sahip olunan internet bağlantısının hızına göre otomatik olarak ayarlanıyor. TV’de izlenmeye başlanan bir filmin devamı kalınan yerden olacak şekilde mobil uygulama üzerinden sürdürülebilir. Bu arada mobil uygulamaları uzaktan kumanda gibi kullanmak, evdeyken set üstü cihaz üzerinde kanal değişimi veya mobil cihazı klavyeli uzaktan kumanda gibi kullanma fırsatı da sunulacak.
Hem set üstü cihaz hem de mobil uygulamaların kullanıcı arayüzlerinin fotoğraflarını gizlilik nedeniyle paylaşamıyoruz. Ancak her iki tarafta da uygulamaların oldukça sade olduğunu ve kullanıcıların menüler içerisinde rahatlıkla gezinip, aradıklarını rahatlıkla bulmalarını sağlayacak nitelikleri taşıdığını söyleyebiliriz.
Simple TV
Huawei’nin gösterimini yaptığı ikinci multimedya çözümüyse Simple adı verilen proje oldu. İngilizce’de “kolay” anlamına gelen “simple” terimi Social (Sosyal), Intelligence (Zeka), Mobile (Mobil), Personal (Kişisel), Linguistic (Sözel), Experience (Deneyim) kelimelerinin baş harflerinden türetilmiş. Simple TV, kullanıcılardan sisteme herhangi bir bilgi girmelerine gerek olmadan, onların izin verdikleri ölçüde sosyal medya profillerini çıkaran ve bu profile uygun, ilgilerini çekebilecek filmler ve TV programları öneren bir sistem. Bize gösterilen kullanıcı arayüzü web tabanlıydı, ancak bu sistemi set üstü cihaz veya mobil uygulama gibi farklı ortamlara da uygulamak mümkün olacak.
Simple TV kullanıcıların sosyal medya profilleriyle eş zamanlanarak beğendikleri film ve aktörleri alıp, bu bilgileri belli algoritmalardan geçirdikten sonra kullanıcıya çeşitli film veya TV programı önerme; kullanıcının seçtiği bir filme benzer filmleri bulma ve film, dizi, aktör, yazar ve yönetmenlerle ilgili detaylı bilgileri getirme gibi üç temel işleve sahip.
Film önerme bölümü gelişmiş bir algoritma yardımıyla beğenilen filmlerden yola çıkarak kullanıcıların hangi film türünü ne kadar beğendiğini, bir çeşit vektör yardımıyla hesaplıyor; filmlerin kategori vektörüyle çarpım işlemi yapılıyor. Bu işlem sonucunda en yüksek puanı alan filmler kullanıcılara öneri olarak sunuluyor. TV programlarında ise önerme işlemi biraz daha karmaşık, orada iki farklı yöntem kullanılıyor. İlk yöntemde kullanıcının beğendiği film ve aktörlerin oynadığı filmler TV’de gösterilecekse kullanıcıya doğrudan öneriliyor. Diğer yöntemde ise film önerme kısmında olduğu gibi belirlenmiş algoritmalar kullanılarak kategori temelli önerilerde bulunuluyor.
Benzer filmlerin bulunması sırasında filmlerin aktörleri, senaristleri, yönetmenleri, kategorileri ve filmin açıklama metinlerinden yararlanılıyor. Oyuncu ve kategori benzerlikleri hesaplanıyor. Film açıklamaları üzerinde de belirli bir dizi yöntem uygulanıyor, bundan sonra seçilen yönteme göre genel benzerlik değeri hesaplanıyor. Sonuçta toplam benzerlik değeri kullanılarak her filmin kendisine en çok benzeyenleri kullanıcıya gösteriliyor.
Sistemin bilgi getirme bölümünde klasik veri tabanı yerine anlamsal veri tabanı kullanılıyor. Bu yöntemle film veya kişiyle ilgili birçok bilgi gerçek zamanlı olarak gerçek zamanlı olarak kullanıcıya gösterilebiliyor.
Huawei’nin Türkiye Ar-Ge merkezinde geliştirmekte olduğu bu projeler sadece Türkiye piyasasına değil, dünya piyasasına da sunulmakta. Anlayacağınız geliştirilen bu projeleri illâ ki Türkiye’deki servis sağlayıcıları sunacak diye bir zorunluluk yok. Huawei’nin dünya genelinde hizmet verdiği ülkelerdeki TV operatörleri Türkiye’de geliştirilen bu çözümleri müşterilerine sunabilir, bunu da bir not olarak düşelim.
Bilgi yerine deneyimlerin daha fazla ön plana çıktığı bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Kullanıcıların TV izleme alışkanlıkları da bu deneyim paylaşımlarından giderek daha fazla etkileniyor. Son zamanlarda TV programlarının veya dizilerin yayını sırasında ekranın bir köşesine gösterilen Twitter #etiketleri bunun bir göstergesi. Huawei de bu eğilimi yakından takip ettiğini gösterecek şekilde IPTV ve isteğe göre içerik servislerini Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlarla entegre ediyor.