Huawei ile ilgili yasaklar sürerken, Tayvan merkezli çip üreticisi TSMC hakkında ortaya atılan iddialar, teknoloji dünyasında büyük bir dalgalanma yarattı. İddialara göre, ABD’nin 2020 yılında getirdiği ihracat kısıtlamalarına rağmen Huawei, TSMC tarafından üretilmiş milyonlarca yapay zekâ çipine erişti. Bu çiplerin doğrudan değil, Sophgo adlı Çin merkezli bir tasarım firması üzerinden Huawei’ye ulaştığı öne sürüldü. Bu durum TSMC’nin ABD yasalarını ihlal etmiş olabileceği ihtimalini doğurdu.
TSMC, başta Apple olmak üzere dünyanın en büyük teknoloji şirketlerine üretim yapan küresel bir dev. Bu bağlamda, ABD’nin koyduğu ihracat yasaklarına uyma yükümlülüğü doğrudan şirketi etkiliyor. Sophgo üzerinden Huawei’ye gönderildiği iddia edilen çipler, Ascend 910B adlı gelişmiş AI işlemcisinde kullanıldı. ABD Ticaret Bakanlığı ise bu benzerliği dikkate alarak soruşturma başlattı.
TSMC’nin Sophgo için ürettiği üç milyon çipin, Huawei’nin eline geçmiş olması ihtimali, şirketi hukuki anlamda zorlu bir sürecin içine sürükleyebilir. İhracat kontrol yasaları gereğince, yasa dışı bir işlem yapıldığında verilecek cezalar, işlemin değerinin iki katına kadar çıkabiliyor. Bu da TSMC’nin karşı karşıya olduğu riskin 1 milyar doları aşabileceğini gösteriyor. Şirketin ABD ile olan ticari bağları dikkate alındığında, olayın etkisi yalnızca mali değil, stratejik de olabilir.
TSMC’nin ABD’deki varlığı sadece üretimle sınırlı değil. Şirket, Arizona’da inşa ettiği fabrikalarla Amerikan topraklarındaki yatırımlarını büyütmeyi sürdürüyor. Bu süreçte karşılaşılan bu tür soruşturmalar, TSMC’nin imajı kadar gelecekteki iş planlarını da etkileyebilir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken TSMC, kamuoyuna yaptığı açıklamada yasalarla tamamen uyumlu hareket ettiklerini vurguladı.
TSMC: Eylül 2020’den bu yana Huawei ile bir üretim ilişkimiz yok
TSMC, Eylül 2020’den bu yana Huawei ile doğrudan herhangi bir üretim ilişkisine girmediklerini belirtiyor. Bununla birlikte, ABD Ticaret Bakanlığı’nın soruşturmasına tam destek verdiklerini de duyurdular. Ne var ki, çiplerin dolaylı yollardan Huawei’ye ulaşmış olabileceği ihtimali hâlâ ortadan kalkmış değil. Bu durum, küresel tedarik zincirlerinde şeffaflık ve denetim konusunu yeniden gündeme taşıdı.
Bu olay, yalnızca TSMC’yi değil, aynı zamanda ABD ile Tayvan arasındaki hassas ticari ilişkileri de etkileyebilir. Donald Trump’ın geçtiğimiz günlerde Tayvan’dan ithalat edilen ürünlere yüzde 32 oranında gümrük vergisi koyması da bu sürecin tuzu biberi oldu. Şimdilik bu vergilere yarı iletkenler dâhil değil. Fakat Trump, gelecekte çip ithalatına da benzer bir vergi getirilebileceğini açıkça dile getirdi.
TSMC, bu tür riskleri ön görebilmek adına fiyatlarını artırmayı da gündemine aldı. Böylece olası vergi yükünü müşterilere yansıtarak zararını en aza indirmeyi planlıyor. Buna paralel olarak, şirket ABD’deki yatırımlarını artırma yönünde kararlılığını sürdürüyor. 100 milyar dolarlık yeni yatırım paketi kapsamında beş yeni üretim tesisinin kurulması planlanıyor.
Çin ve ABD arasında teknolojik üstünlük yarışı sürerken, bu tarz dolaylı tedarik zinciri kullanımları daha fazla incelenmeye başlandı. Şirketlerin yalnızca doğrudan ilişkileri değil, üçüncü taraflar aracılığıyla yaptığı üretimler de artık denetim altında. Bu da tedarik zinciri yönetiminin her zamankinden daha karmaşık ve dikkat gerektiren bir alan haline geldiğini gösteriyor. Huawei örneği, küresel teknoloji firmaları için yeni bir uyarı niteliği taşıyor.