İncelemelerManşetler

Huawei P20 Pro İncelemesi

huawei p20 pro inceleme p30

Huawei bir zamanlar büyük üreticilerin yüksek fiyatlı akıllı telefonlarına alternatif, daha uygun fiyatlı seçenekler üretmeye odaklanan bir üreticiyken, şimdi adı büyük üreticilerle birlikte anılan, amiral gemisi telefonları merakla beklenen bir şirket hâline geldi. Her yeni ürünle birlikte şirket, çıtasını daha da yükseltiyor, aynı zamanda rakiplerini de geçmeyi başarıyor. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de satışa sunulan ve bir süredir deneyimlediğimiz Huawei P20 Pro, bu söylediklerimizi baştan sona kadar hak eden bir telefon. Huawei P20 Pro inceleme yazısında, neden böyle düşündüğümüze dair detayları aktarıyoruz.

Huawei P20 Pro video inceleme

Huawei P20 Pro inceleme: Tasarım

huawei p20 pro incelemeGünümüzün çoğu akıllı telefonu cam ve metal birleşimi tasarımla geliyor. Huawei P20 Pro da bu açıdan geleneğin dışına çıkmıyor. Ancak Huawei kavisli ve yuvarlatılmış hatlarıyla, buna ek olarak parlatılmış görünümüyle P20 Pro’yu epey şık bir cihaz hâline getirmiş. Önde ve arkada bulunan, kenarları yuvarlatılmış Gorilla Glass cam panelleri kenarları çevreleyen metal gövde birleştiriyor. Alüminyumdan yapılmış metal çerçevenin yüzeyinde anotlama yerine cilalı bir kaplama tercih edilmiş ve görünüş açısından Apple’ın iPhone X’da kullandığı paslanmaz çeliğe benzer bir sonuç elde edilmiş.

Huawei P20 Pro’nun dört farklı renk seçeneği var, ancak içlerinde en çekicileri Alacakaranlık ve Pembe Altın renkliler oluyor. Bunlarda kullanılmış degrade renk kaplaması sayesinde telefonu ışığa tuttuğunuzda ve farklı açılardan baktığınızda, arka yüzün farklı tonlarda göründüğünü fark edeceksiniz. Eğer görünüşe önem veriyorsanız, özellikle Alacakaranlık renk seçeneğini öneririz. Her ne kadar P20 Pro sağlam bir gövdeye sahip olsa ve sağlamlık hissini fazlasıyla verse de, camın doğası gereği, bir süre sonra önde veya arkada, parlak ışığa tuttuğunuzda fark edeceğiniz ufak tefek çizikler görebilirsiniz. Bu noktada bir kılıf kullanmanızı önerebiliriz, ancak Huawei P20 Pro gibi şık bir cihazı kılıfla gölgelemek de insanın içinden gelmiyor.

155 x 73.9 x 7.8 milimetrelik boyutlara sahip olan P20 Pro, 6.1 inç ekranlı geleneksel bir telefona göre daha az alan kaplıyor. Kalınlığın da bir akıllı telefon için ince olarak nitelendirilebilecek aralıkta olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Huawei P20 Pro’yu tek elle rahatlıkla kavrayabilir, ekranın büyük kısmına rahatlıkla ulaşabilirsiniz. 180 gr. ağırlık da makul, ister kullanırken ister cepte taşırken fazla zahmet vermiyor.

huawei p20 pro inceleme6.1 inç ekran, 18.7:9 gibi sıra dışı bir görüntü oranına sahip. Huawei de, 2018’in ekran tarafındaki tasarım eğilimlerini takip ediyor ve P20 serisi telefonlarında çentiğe yeriyor. Apple’ın iPhone X’unda çentik bölgesi daha geniş, çünkü burada kamera dışında başka elemanlar da bulunuyor. P20 Pro’da ise ahize hoparlörü ve 24 megapiksel kamera bulunuyor. Ayrıca küçük bir LED durum lambasını da unutmadan geçmeyelim. Bu nedenle çentik, çok daha az alan kaplıyor, sonuç olarak ekran yüzde 82 ile gövdeye oranla geniş yer kaplıyor. Ekranın alt kısmındaki biraz daha kalın çerçeve alanı dışında, karşımızda ön yüzü tamamen ekranla kaplı bir cihaz bulunuyor. Huawei, ekranın alt kısmındaki dar alana parmak izi okuyuculu Ana ekran düğmesini ustalıkla eklemiş. Parmak izi okuyucusu çok hızlı biçimde çalışıyor, şimdiye kadar kullandıklarımız içinde en iyi performans sergileyenlerden bir tanesi. Eğer isterseniz, Android’in sanal navigasyon tuşlarını gizleyip, Ana ekran düğmesini çeşitli dokunmatik hareketlerle gezinti için kullanabilirsiniz.

huawei p20 pro incelemeHuawei P20 Pro’nun alt kenarında USB-C portu bulunurken, bunun iki yanına simetrik biçimde yerleştirilmiş ızgaraları görüyoruz. Ancak bunlardan sadece bir tanesinin arkasında hoparlör gizli. Mikrofon da diğer ızgaranın altına gizlenmiş. Huawei, burada Apple’ın iPhone’da uyguladığı yerleşimi izliyor. Üstelik P20 Pro’da da 3.5 mm. kulaklık jakı bulunmuyor. Kutudan USB-C uçlu kulaklık çıkarken, neyse ki Huawei 3.5mm adaptörünü eklemeyi ihmal etmemiş.

Sağ kenarda ses ve güç tuşları yukarıdan aşağı doğru, yukarı kenara yakın biçimde yerleştirilmiş. Bunların karşısına gelecek biçimde, diğer kenarda da nano SIM kart yuvası bulunuyor. Bu noktada Huawei P20 Pro’nun microSD kart yuvası barındırmadığını belirtelim. Üst kenarda ise ikinci mikrofonun yanı sıra kızıl ötesi portu da görüyoruz. Diğer üreticilerin vazgeçtiği bir arabirimi P20 Pro gibi bir amiral gemisinde görmek güzel. Araçlar klasörü içinde yer alan Akıllı Kumanda uygulaması üzerinden televizyon, ev eğlence sistemi, klima veya benzeri cihazlarınızı uzaktan kumanda edebilirsiniz.

P20 Pro’nun arkası bir dijital fotoğraf makinesi görünümünden ilham alınarak tasarlanmış. Huawei logosunun ve Leica kamera ibarelerinin yerleşimi bunu gösteriyor. Arkada iki kamera görmeye alışığız, ancak bu telefon bir adım daha ileri giderek üçüncü bir kameraya yer veriyor. Bunların yanında LED flaşı da görüyoruz. Ana kamera ve monokrom sensörlü kamera bir küme hâlinde, dışa doğru daha fazla çıkıntı yaparken, 8 megapiksellik üçüncü kamera, sonradan eklenmiş gibi bir görüntü sergiliyor. P20 Pro’nun arkasında çıkarılabilir bir parça yok. Bu da pilin sabit olduğunu ve kullanıcılar tarafından değiştirilemediğini gösteriyor.

Huawei P20 Pro’nun gövdesinin suya ve toza dayanıklı olduğunu, bunun IP67 sertifikasıyla belgelendiğini de belirtelim. Yani, telefonun 1 metre derinlikteki suda, 30 dakika boyunca bekletebilirsiniz. Önümüz yaz, deniz veya havuz kenarında bu telefonla suya temas etme derdi olmadan fotoğraf veya video çekebilirsiniz. Üçlü arka kamera sistemiyle Instagram’da paylaşmalık etkileyici fotoğraflar yakalayabilirsiniz.

Uzun lâfın kısası, Huawei gerçekten şık görünen, değerli olduğu hissini fazlasıyla veren bir telefon üretmeyi başarmış. Doğrusunu söylemek gerekirse P20 Pro, şu ana kadar incelediğimiz en iyi tasarıma sahip olan ve kullanma zevkini en fazla veren akıllı telefonlardan bir tanesi olmayı başardı.

Huawei P20 Pro inceleme: Donanım ve Performans

2018 çentikli ekrana sahip telefonların yılı ve Huawei de P20 serisiyle modaya uyuyor. Huawei P20 Pro’da 6.1 inç köşeden köşeye uzunluğa sahip ekran bulunuyor. Diğer üreticiler daha yüksek çözünürlüklü ekranları tercih ederken, Huawei Full HD seviyesinde kalmayı tercih ediyor. Bu telefonda 1080 x 2244 piksel çözünürlüklü ekran bulunuyor, yani Full HD çözünürlük 18.7:9 görüntü oranına uyumlu olacak biçimde genişletiliyor. 408 ppi’lik piksel yoğunluğu, Samsung Galaxy S9+’ın 529 ppi’lik ekranının yoğunluğuna yaklaşmasa da, yine de gayet keskin ve net görüntüler sunmayı başarıyor. Çok yakından bakarsanız, özellikle yazı karakterlerinin kenarlarında hafif bozulmalar görebilirsiniz, ancak bu da göz ardı edilebilir seviyede bulunuyor.

AMOLED ekran gayet canlı ve parlak görünüm sunuyor, güneş altında da rahat bir görüş sunuyor. Geniş görüş açılarına sahip, ancak ekrana belirli açıdan sonra baktığınızda mavi tonlarına doğru hafif bir kaçış göreceksiniz. Siyah renk derinliği çok yüksek, bu da görüntülerin ve renklerin daha canlı ve gerçekçi görünmesine katkıda bulunuyor. Üstüne üstlük, P20 Pro’nun ekranının çentiğini gayet düzgün biçimde gizlemeye de olanak sağlıyor. Ekranı çentikle kullanmakta hiçbir sorun yok, ancak sıradan bir ekran görünümü isterseniz, ekran ayarları içinden çentiğin bulunduğu bölümün arka planını siyah yapabilirsiniz. Durum çubuğu bileşenleri yine olduğu yerde kalmaya devam ediyor, ne var ki dikkatinizi çok fazla çekmiyor.

Çentik, video görüntülemede fazla sorun çıkarmıyor. Netflix, YouTube gibi uygulamalarda videolar tam ekranda, çentiğin başladığı hattı kendisine sınır çiziyor. Böylelikle iPhone X’da olduğu gibi, tam ekranda oynatım sırasında videonun bir kısmı çentiğe kurban edilmiyor.

Öte yandan ekranın bazı küçük, ancak dikkate değer özellikleri mevcut. Ortamın ışık koşullarına göre renk sıcaklığı ayarlanıyor. Eğer isterseniz, diğer Huawei telefonlarında olduğu gibi, ekranın renk sıcaklığını kendi isteğinize göre ayarlayabilirsiniz. Gece vakti gözünüzün rahat etmesini sağlayan mavi ışık filtresi de mevcut.

Huawei P20 Pro’da, geçen yılın ikinci yarısında duyurulan ve ilk kez Mate 10 Pro’da gördüğümüz Kirin 970 CPU bulunuyor. Bu yonga set dördü yüksek performanslı işler için ayrılan Cortex-A73, dördü de günlük kullanım için seçilen Cortex-A53 olmak üzere, toplam sekiz çekirdek barındırıyor. Öte yandan 12 çekirdekli Mali G72 tercih ediliyor. 6 GB RAM, 128 GB dahili hafıza mevcut. microSD kart yuvası yok, ancak 128 GB hafıza çoğu kullanıcı için fazlasıyla yeterli olacaktır.

Huawei P20 Pro, GeekBench 4 benchmark testinde 1914 tek çekirdek ve 6751 çok çekirdek puanı elde etti. Bu sonuçlar onu geçen yılın ikinci yarısında çıkmış olan Exynos 8895 Octa işlemcili Samsung Galaxy Note 8 ile aynı seviyede konumlandırıyor. AnTuTu’da ise 207992 puan ile geçen yılın ikinci yarısında gördüğümüz telefonlarla aynı puanları paylaşıyor. Burada listenin tepesinde, 260000 seviyesinde puanlarla Samsung Galaxy S9 Plus yer alıyor.

Aslında benchmark testlerinin sonucu şaşırtmıyor, çünkü karşımızda geçen yılın ikinci yarısında çıkmış olan bir işlemci var. Yine de, Huawei P20 Pro amiral gemisi, üst sınıf telefondan beklenen performansı başarıyla sunuyor. Kullanıcı arayüzünde gezinti gayet akıcı, uygulamalar hızlı biçimde açılıyor, oyunlar düzgün ve pürüzsüz biçimde, akıcı ve yüksek kaliteli grafikler eşliğinde oynanabiliyor. Isınma konusunda ise makul sınırlar içinde olduğu söylenebilir. Yaklaşık 10 dakikalık bir PUBG oturumundan sonra telefonda hatırı sayılır bir ısınma vardı, ancak avuç içimizi yakacak seviyede olmadığını söylememiz gerekiyor.

Yeri gelmişken P20 Pro’nun ses deneyiminden de bahsedelim. Biri alt kenarda, birisi de ahize hoparlörüne yerleştirilmiş olmak üzere iki adet hoparlör bulunuyor, böylelikle stereo ses çıkışı sağlanıyor. Alt kenardaki hoparlör ana hoparlör, ön yüzde size bakan ikincisi ise biraz daha düşük ses çıkışı ve bas bakımından yalın ses sunuyor. Sonuç olarak stereo ses etkisi kulağınızın bir kenarına doğru kayıyor. Ancak oyun oynarken, parmaklarınız ana hoparlörü kapatsa bile, hatırı sayılır bir ses çıkışı elde edeceksiniz. Hoparlörün ses çıkış şiddeti gayet yerinde, film izlerken veya YouTube kliplerini izlerken harici bir hoparlör ihtiyacı hissettirmiyor. Kutudan çıkan USB-C uçlu kulaklıklar da rahat kullanımlı ve kaliteli ses çıkışına sahip. Ancak kulağımız yüksek şiddetteki seslere alışık olduğu için, bu kulaklıkların maksimum ses çıkışı biraz düşük geldi. Aynı şekilde, çok beğendiğimiz, HTC One M8’in kutusundan çıkan Beats teknolojili kulaklıklarla, 3.5 mm adaptörüyle test ettiğimizde de, ses çıkış şiddetini nispeten düşük bulduk. Yine de tekrarlayalım, kulaklarımız yüksek sese çok alışık, muhtemelen çoğu kullanıcı için P20 Pro’nun ses çıkış şiddeti yeterli gelecektir.

Huawei P20 Pro’nun en güçlü olduğu taraflardan bir tanesi de pili. Bu telefon Samsung Galaxy S9 Plus’tan daha küçük bir hacme sahip olsa da, Huawei 500 mAh daha fazla olacak şekilde, 4000 mAh kapasiteli pili sığdırmayı başarmış. P20 Pro’nun pil performansı gerçekten etkileyici. Gün boyunca telefonu yoğun şekilde kullansanız bile, günün sonunda yüzde 30-40 seviyesinde bir pilin bulunduğunu görebilirsiniz. Biraz daha hafif kullanımda, bu telefonun iki günü aşan bir performans sergilediğine tanık olduk.

Hızlı şarj desteği de mükemmel biçimde işliyor. Kutudan çıkan hızlı şarj adaptörüyle yaptığımız testlerde yarım saatte pilin yüzde 50’sinin dolduğunu gördük. 45 dakikada yüzde 70’lik bir doluluğa ulaşılırken, bir buçuk saati biraz aşkın zamanda da pil tamamen doluyor. Her ne kadar P20 Pro’nun arkası camla kaplı olsa da, kablosuz şarj desteği bulunmuyor. Ancak hızlı şarjın bu kadar hızlı işlediği bir ortamda kablosuz şarja çok da ihtiyacınız olmayacaktır.

Kablosuz bağlantı tarafında dikkat çekmemiz gereken en önemli ayrıntı, bu telefonun Kategori 18 LTE desteğine ulaşması. Yani teorik olarak saniyede 1200 megabitlik hıza erişebiliyor. Tabii ki, günlük hayatta bu seviyeye çıkmak zor, ancak Huawei P20 Pro ile işlek noktalarda yaptığımız testlerde 120-130 Mbps indirme hızlarına ulaştık ki, bu da oldukça etkileyici. Yani, mobil operatörünüzün yüksek hız sunduğu noktalarda P20 Pro ile siz de bundan yararlanabileceksiniz.

Huawei P20 Pro inceleme: Yazılım

Huawei P20 Pro’da Android 8.1 Oreo yüklü olarak geliyor ve bunun üstünde de Huawei EMUI 8.1 kullanıcı arayüzü yüklü olarak geliyor. Eskiden Huawei’nin Android arayüzlerini sevmez, çok kalabalık, buna rağmen çok sıkıcı bulurduk. Ancak Çinli şirket son yıllarda sadece donanım değil, yazılım anlamında da önemli gelişmeler kaydetti. Sonuç olarak P20 Pro’daki kullanıcı arayüzü gayet şık ve çekici görünüyor, saf Android’i hiçbir şekilde aratmıyor.

P20 Pro’yu kullanmaya başladığınızda, uygulama çekmecesinin olmadığını, tüm uygulama kısayollarının Ana ekran panellerine yerleştirildiğini fark edeceksiniz. Eğer isterseniz, Ayarlar içerisinden klasik uygulama çekmeceli görünüme de geçiş yapabilirsiniz. Bu görünümü tercih ettiğinizde uygulama kısayolları alfabetik sıraya göre sıralanıyor. Ancak bizim tercihimiz genellikle varsayılan yerleşim düzeni oldu.

Kilit ekranı, Huawei’nin klasiği olacak biçimde kilit ekranı araçlarını barındırmaya devam ediyor. Üstelik duvar kağıdı da, galeride bulunan ve etkileyici görünüme sahip olan görsellerden seçilerek sürekli değiştiriliyor. Kilit ekranı demişken, telefonun kilidini gayet hızlı biçimde işleyen, ekranın altındaki parmak izi okuyucusunun yanı sıra, yüz tanıma ile de açabilirsiniz. Hareket sensörü telefonun yüze tutulduğunu hissederek ekranı uyandırıyor ve daha sonra yüz tanıma devreye girerek kilidi anında açıyor. Eğer ayarını yaparsanız, telefonu yüzünüze götürür götürmez karşınızda ana ekranı bulabilirsiniz. Yüz tanıma aydınlık ortamlarda gayet iyi işliyor, ancak ışık şiddeti azaldıkça verim düşüyor. Gözlükle bizi tanımadığını da belirtelim.

Huawei P20 Pro’nun kullanıcı arayüzünü, sunulan farklı temalarla değiştirebilirsiniz. Bunun yanı sıra ön yüklü olan çeşitli uygulamalar var. Araçlar klasörü altında Ayna, El feneri, Kayıt Cihazı ve Akıllı Kumanda gibi yararlı uygulamaları görüyoruz. Bunun dışında Google’ın da çeşitli uygulamaları yüklü olarak sunuluyor. Google Play Store’dan uygulama ve oyunları indirebilirsiniz. Aslında Huawei’nin de AppGallery adını verdiği bir uygulama katalogu mevcut, ancak Türkiye’de kullanılamıyor.

Kullanıcı arayüzünde gezinti için Android’in sanal navigasyon kontrollerini kullanabileceğiniz gibi, fiziksel Ana ekran düğmesini de tercih edebilirsiniz. Kontrollerin yerini çeşitli dokunmatik hareketler alıyor. Bunları öğrenme aşamasında biraz zorluk çekebilirsiniz, ancak öğrenme süreci tamamlandıktan sonra gezinti gayet rahat biçimde gerçekleştiriliyor. Üstelik ekranda navigasyon çubuğunun işgal ettiği alandan da tasarruf edilmiş oluyor.

Huawei P20 Pro inceleme: Kamera

Kamera, akıllı telefonları birbirinden ayıran ve üreticilerin pazarlamada üzerinde en fazla durdukları unsur. Huawei P20 Pro da, arkada yer alan üç kamerasıyla bu alanda epey iddialı olduğunu ortaya koyuyor.

Ana kamera, 40 megapiksel ultra yüksek çözünürlüklü sensöre sahip. Bunun yanında 20 megapiksellik siyah ve beyaz sensör bulunuyor. Bu, görüntü işlemeye, gürültüyü azaltmaya ve dinamik aralığı artırmaya yardımcı oluyor. 8 megapiksel sensörlü üçüncü kamera ise 3 kat optik yakınlaştırma sağlıyor, dijital zum yapmadan sahnede yakınlaştırma yapmaya izin veriyor.

Her ne kadar 40 megapiksel sensör bulunsa da, Huawei P20 Pro’da standart fotoğraf çözünürlüğü 10 megapiksel olarak ayarlanmış. Ancak arzu ettiğiniz takdirde 40 megapiksel çözünürlüklü fotoğraflar da çekebilirsiniz. Pro modunda, çektiğiniz fotoğrafları RAW formatında da saklamanıza olanak sağlanıyor.

Huawei P20 Pro ile çektiğiniz 10 megapiksel çözünürlüklü fotoğraflar detaylar bakımından gayet iyi seviyede. Aslında 40 megapiksel çözünürlükte yakınlaştırma yaptığınızda daha fazla detay görmeniz olası, ancak çözünürlük düştüğünde, parlaklık ve bunun gibi diğer unsurlar bakımından avantajlar elde ediyorsunuz. Fotoğrafları tam görünümde bastırdığınızı veya paylaşılan fotoğraflarda genellikle tam görünüme önem verildiğini düşünecek olursak, standart çözünürlük çoğu kullanıcı için yeterli olacaktır. 3 kat optik yakınlaştırma yapıldığında çekilen fotoğraflar da keskinlik ve detaylar bakımından tatmin edici seviyede oluyor.

Bu arada P20 Pro ile 5 kat yakınlaştırma da yapabilirsiniz. Huawei bu modu Hibrit Zum olarak adlandırıyor. Bu modda 3 kat yakınlaştırmaya göre daha fazla görüntü işleme yapılıyor ve tabii ki, detaylarda biraz kayıp meydana geliyor. Yine de, yapılan işlemeler sonucunda dijital zuma göre çok daha net görüntüler elde etmek mümkün oluyor.

Görüntü sabitleme sistemi de gayet iyi biçimde işliyor. Üstelik Huawei, yapay zekâdan yararlanarak AIS adını verdiği bir sistem kullanıyor. İster video çekimlerinde, ister gece çekimlerinde, bu görüntü sabitleme sisteminin farkı görülüyor. Video çekimleri gayet durağan, gece manzara çekimlerinde ise, pozlama süresi yüksek olsa bile elde edilen görüntülerde bulanıklık dikkate değer oranda düşük oluyor.

Yapay zekâ destekli görüntü sabitleme sisteminin iyi biçimde çalıştığını Gece modunu kullanarak görebilirsiniz. P20 Pro’daki bu özel modda, 3 ile 6 saniye aralığında art arda fotoğraflar çekiliyor ve bunlar birleştirilerek yüksek dinamik aralıklı, etkileyici manzara fotoğrafları elde ediliyor. Üstelik tripod kullanmadan bile, yeteri kadar net gece çekimleri gerçekleştirebilirsiniz.

Profesyonel kullanıcılar için P20 Pro’da birçok farklı ayar mevcut. Pozlama telafisi, ISO, beyaz dengesi gibi ayarları dilediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Çekilen fotoğrafların meta verilerini görebilir, aynı zamanda RAW formatında da görüntüleri saklayabilirsiniz.

f/1.8 diyafram açıklıklı ana kamera, diğer kameraların da yardımıyla düşük ışıkta gayet iyi performans gösteriyor. Üstelik arka planı bulanıklaştırılmış fotoğraflar çekme konusunda da, bu üçlü kamera sistemi gayet iyi işler çıkarıyor. Öyle ki, bazı fotoğraflarda ön plandaki kişi veya nesnenin sahneye sonradan, yapay biçimde eklendiği şeklinde bir izlenimin de oluşmasına neden oluyor.

Kamera uygulaması iPhone ve Samsung Galaxy S9’un kamera uygulamalarından bazı izler taşıyor. Ekranın bir kenarında çekim tuşu, onun iki yanına yerleştirilmiş kamera değiştirme ve Galeri kısayolları bulunuyor. Bu grubunun hemen yanı başına da, çekim modları arasında hızlıca değişiklik yapmayı sağlayan bir kontrol yerleştirilmiş. Parmağınızı sürükleyerek Video, Portre, Fotoğraf, Pro, Gece gibi farklı çekim modları arasında geçiş yapabilirsiniz. Ekranın diğer kenarında ise flaş, hareketli fotoğraf, Ayarlar gibi kontroller bulunuyor. Ayrıca kare kod veya barkod taramayı sağlayan özel bir araca ait kısayol da bu sütuna yerleştirilmiş.

Tabii ki, Huawei P20 Pro’nun kamera sisteminin yapay zekâ destekli hünerlerini unutmadık. Kirin 970’in yapay zekâ gücünden yararlanan kamera, sizin kamerayı tuttuğunuz sahneyi otomatik olarak tanıyor ve belirlenmiş olan çeşitli sahne profillerine göre ayarlamaları otomatik olarak yapıyor. Diyelim ki, P20 Pro’yu bir tabak yemeğe doğru tuttuğunuz, Yemek modu etkinleştiriliyor. Ya da bir çiçeğin fotoğrafını çekmek istiyorsunuz, Çiçek modu otomatik olarak aktif hâle geliyor. Bu yapay zekâ modlarında çekilen fotoğraflarda süjenin renk canlılığının artırıldığını görüyoruz. Bu sayede daha etkileyici sahneler elde ediliyor, ancak renk doğruluğundan uzaklaşıldığını da kabul etmek gerekiyor.

Selfie tarafında da Huawei P20 Pro tatmin edici işler çıkarıyor. 24 megapiksel çözünürlüklü ön kamera, hem aydınlık hem de loş ortamlarda iyi işler çıkarıyor, detayları zengin selfie fotoğraflar çekiyor. Yüz güzelleştirme araçlarından da yararlanabilir, aynı zamanda arka planı bulanıklaştırılmış portre fotoğraflar da çekebilirsiniz. Ön kamerayla en fazla 1080p Full HD çözünürlükte video kaydı da gerçekleştirebilirsiniz.

Huawei P20 Pro, video tarafında da bir amiral gemisi telefondan beklenen seviyede nitelikleri barındırıyor. En fazla 4K çözünürlükte video çekimi yapılıyor. 4K çözünürlük seçildiğinde görüntü sabitleme yapılmıyor. Aynı biçimde saniyede 60 kare hızında 1080p çekimlerde de görüntü sabitleme kullanılmıyor. En durağan, profesyonel video kamera tadında video çekimleri için 1080p/30fps modunu öneririz. Bu sayede hareket hâlindeyken bile gayet durağan çekimler gerçekleştirebilirsiniz. Bunların dışında, P20 Pro’nun da saniyede 960 kare hızında çekim yapan süper ağır çekim modu bulunuyor. Ancak, tıpkı Galaxy S9 ve S9 Plus’ta olduğu gibi, çözünürlük 720p’ye düşürülüyor.

Huawei P20 Pro inceleme: Sonuç

Huawei P20 Pro, Çinli şirketin geldiği noktayı açık biçimde gösteriyor. Daha telefonu test etmeye başladığımız andan itibaren, bunun şimdiye kadar deneyimlediğimiz en iyi Android telefonlardan bir tanesi olduğunu hissine kapıldık. Şık tasarımı ve malzeme kalitesi bu telefonu kullanmayı daha en baştan keyifli hâle getiriyor. Teknik özellikler bakımından belki Samsung, Sony, LG, HTC gibi rakiplerin bir tık kadar gerisinde; ekran çözünürlüğü Full HD seviyesinde, işlemci ise geçen yılın ikinci yarısında çıkmış bir işlemci. Yine de tüm bunlar, Huawei P20 Pro’nun güçlü bir amiral gemisi telefon olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Aslında bu telefonun en iddialı olduğu alan kamerası. Ve bu iddianın da boş olmadığını görüyoruz. Aydınlık ortamlarda her telefonla öyle ya da böyle tatmin edici fotoğraflar çekebilirsiniz. Huawei P20 Pro da bunu beceriyor. Böyle ortamlarda yaptığı ek katkı, yapay zekânın da etkisiyle biraz daha etkileyici hâle getirilmiş, canlılaştırılmış kareler oluyor. Düşük ışıkta ise farkını görüyoruz. P20 Pro ile, profesyonel fotoğraf makinelerinin çekeceği seviyede kareler yakalamanız işten bile değil.

Bu arada Huawei P20 Pro lehine az da olsa fiyat avantajının olduğunu da belirtmeliyiz. 4999 TL’lik satış fiyatıyla P20 Pro, diğer amiral gemisi rakiplere göre biraz daha ucuz. Bütçesini düşünen, buna rağmen en iyi amiral gemisi telefonlardan bir tanesini isteyenler için bu da çok önemli olsa gerek.