HTC bu yıl amiral gemisi Android telefonunu tanıtmak için pek de acele etmedi. Geçen yıllara göre biraz daha geç şekilde, nisan ayı ortalarında yeni HTC 10’u görme şansına eriştik. HTC One’ı ilk çıkardığı zamanlarda büyük ilgi gören, hatta One M8 ile birlikte çıtayı biraz daha yükseğe çıkaran HTC, geçen yıl çıkardığı One M9 ile beklentilerin biraz altında kalmıştı. HTC 10 ise, Tayvanlı şirket için yepyeni bir başlangıcı simgeliyor. Bunu, adından atılan “One” kelimesi sayesinde daha ilk bakışta anlıyoruz. Aslında geçen yılın sonlarına doğru, One A9 modeliyle işaretleri verilen bu başlangıcın simgesi olan HTC 10 nasıl bir deneyim sunuyor? Rakiplerine göre hangi avantajlara sahip. HTC 10 inceleme yazısında bu soruların cevabını arıyoruz.
HTC 10, tasarım açısından selefleri sayılan One serisi telefonlara göre önemli farklılıklar içeriyor. Bu, geçen yılın ikinci yarısında çıkan One A9 ile geçmiş One M serisi telefonların tasarımını birleştiren, hepsinden birer iz taşıyan bir telefon izlenimini veriyor. HTC 10’u elinize aldığınızda gerçekten etkileneceksiniz. Tek parça metalden oluşan gövde oldukça kaliteli ve sağlam görünüyor. Elde rahatlıkla tutulan, ergonomisi yüksek bir telefon olan HTC 10’un en dikkat çeken unsurlarından bir tanesi arka yüzeyin kenarlarında epey kalın ve eğimli bir yivlenmiş hatta yer verilmesi. Bu hat telefonun rahat şekilde tutulmasına olumlu katkıda bulunuyor. Ne var ki, çizilmelere ve aşınmalara karşı bir hayli hassas. HTC 10’u kullanırken bir yerlere çarpmamaya veya düşürmemeye dikkat edin. Aksi hâlde telefonun kenarlarında pek de hoşunuza gitmeyecek aşınmalar veya çizikler görebilirsiniz.
Telefonun ön yüzüne baktığımızda Corning Gorilla ekran camının hemen hemen bütün alanı kapladığını görüyoruz. Kavisli köşeler HTC 10’a biraz daha kibar bir hava katıyor. Ekran camının kenarlara doğru kavisli şekilde ilerlemesi de telefonun güzelliğini daha da artıyor. HTC, telefonun ön yüzüne logosunu bile yerleştirmemiş, mümkün olabildiğince sade tutmuş. 5.2 inç ekran, yaklaşık yüzde 70’lik oran ile ön yüzde epey fazla bir alan kaplıyor. Uzun kenarların çerçevesi epey dar, böylelikle ekrana kenardan kenara uzanan bir görünüm kazandırılmış. Ekranın üstünde ve altında kalan alanların da fazla geniş olmadığını söyleyebiliriz.
Üst kısımda ahize hoparlörü ki, bu aynı zamanda ikinci hoparlör olarak da kullanılıyor; 5 megapiksel kamera ve sensörler yer alıyor. Alt tarafta ise kapasitif dokunmatik ana ekran tuşunu görüyoruz. Bu tuş Samsung Galaxy S7 ve S7 edge’deki gibi basılabilir bir tuş değil. Her ne kadar parmak izi okuyucusu barındırsa da, parmağınızı dokundurmanız tuşun işlevlerini yerine getirmesi için yetiyor. Bu tuşun sol ve sağ yanına da geri ve çoklu görev tuşları yerleştirilmiş.
Alt kenara baktığımızda hoparlör, USB-C portu ve mikrofon sıralanıyor. Üst kenarda ise 3.5 mm. kulaklık jakını görüyoruz. Sağ kenarda ses tuşları ve güç butonu alt alta sıralanıyor. Güç butonunun yüzey dokusu biraz daha farklı. Böylelikle gözlerinizle kontrol etmeden, sadece parmağınızla hissederek hangi tuşun ne olduğunu rahatlıkla ayırt etmeniz ve onu kullanmanız mümkün oluyor. Çoğu telefonda SIM ve microSD kartlar aynı tepsiye yerleştirilirken, HTC nanoSIM ve microSD kartlar için iki farklı yuva kullanıyor. Bunlar zıt kenarlara yerleştirilmiş. Çoğu kez bu iki yuvayı karıştırdığımızı ve yanlış yuvaları yerinden çıkardığımızı yeri gelmişken belirtelim.
Arka tarafa baktığımızda kameranın merkeze yerleştirildiğini görüyoruz. Kamera dışa doğru hafif bir çıkıntı yapıyor, ancak bunun “kambur” olarak nitelendirilebilecek şekilde bir çıkıntı olmadığını söylemek gerek. Kameranın yanında LED flaşa ek olarak bir de lazer otomatik odak sistemini görüyoruz. Üst ve alt kısımda olmak üzere iki tane anten şeridi metal gövdeyi enine kesiyor. HTC logosu da her zaman olduğu gibi ortaya yerleştirilmiş.
HTC şimdiye kadar Full HD çözünürlüğe bağlı kalmayı tercih ediyor, amiral gemisi telefonlarında bu çözünürlüğü yeterli görüyordu. Ancak 2016 yılındayız ve orta üst segment telefonlarda bile QHD çözünürlük görmeye başladık. Bu durumda HTC’nin de artık bir güncelleme yapması kaçınılmazdı ki, beklenen artırım HTC 10 ile birlikte geldi.
5.2 inç ile geçen yılın telefonuna göre ekran boyutunu az da olsa artıran HTC, esas artışı çözünürlük tarafında yapıyor. 2560 x 1440 piksel çözünürlüğe sahip olan ekran aynı zamanda sRGB renk gamının yüzde 99.9’unu destekliyor. Super LCD5 teknolojisine sahip olan ekran, Samsung’un Super AMOLED ekranlarında gördüğümüz seviyede parlaklığı ve canlılığı sunmasa da, hiç de fena olmayan bir görsel deneyim yaşattığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
HTC 10’un ekranında renkler gayet canlı ve etkileyici. Ekran renkleri aşırı doygunluğa kaçmadan, yüksek doğrulukta kullanıcıya yansıtıyor. Video izlerken veya çekilen fotoğraflara göz atarken yüksek renk gamının farkını görüyorsunuz. Her şey canlı ve gerçeğine çok yakın görünüyor. Bu da HTC 10’u multimedya tüketimi ve fotoğraf düzenleme işleri için gayet uygun bir ortam hâline getiriyor. Ekranın görüş açıları da yeteri kadar yüksek. Görüş açısı artsa da ekranda neler olup bittiği rahatlıkla seçiliyor, ancak renklerde çok az da olsa değişimler görülmeye başlanıyor. Parlak ışık altında ise HTC 10’un ekranı iyi bir görüş sunuyor. Gözünüzde güneş gözlüğü takılı hâldeyken de ekranı rahatlıkla görebilir, HTC 10’u kullanmaya devam edebilirsiniz.
LG G5 ve Samsung Galaxy S7/S7 edge gibi telefonlarda gördüğümüz her zaman açık ekran özelliği HTC 10’un ekranında yok. Ancak HTC, bildirimlere ve saate hızlı şekilde göz atmak isteyenler için ekrana çift tıklatma özelliğini sunuyor. Ekran kapalıyken iki kez art arda hafifçe tıklattığınızda kilit ekranı açılıyor. Öte yandan yine ekran kapalıyken parmağınızı ekranın ortasından aşağı doğru hafifçe sürüklediğinizde de kamerayı hızlı şekilde açmanız mümkün oluyor.
İçerideki donanım bileşenlerine baktığımızda, HTC 10’un 2016 model amiral gemisi telefonların çizgisini yakaladığını görüyoruz. Snapdragon 820 yongaset ve 4 GB RAM bu telefonun da başlıca bileşenleri arasında yer alıyor. E-posta kontrolü, internette gezinme ve benzeri günlük işlerden yüksek çözünürlüklü video izleme veya yüksek profilli oyunları oynamaya kadar HTC 10 her iş için yeterli görünüyor. Uygulamalar ve oyunlar hızlı şekilde açılıyor. Fotoğraflar düzenlemek, video oluşturmak; Asphalt 8: Airborne, Real Racing ve benzeri, grafik kalitesi ve hız açısından epey zorlayıcı oyunları oynamak HTC 10 için hiç de zor değil. Benchmark testlerinde de HTC 10’un en büyük rakipleri Samsung Galaxy S7, LG G5, iPhone 6s gibi cihazlarla aynı seviyede sonuçlar verdiği görülüyor.
Pil konusunda HTC’nin geçen yılların modellerine göre biraz daha kapasite artırımı yaptığı görülüyor. 3000 mAh kapasiteyle HTC 10’da Galaxy S7’dekiyle aynı, G5’tekine göreyse biraz daha yüksek kapasiteli bir pil bulunuyor. HTC, bu pilin iki güne varan çalışma ömrünü sunabileceğini iddia ediyor. Pratikteki durum bu seviyeye ulaşmıyor, ancak ultra güç tasarruf modunu etkinleştirip telefonu sadece temel özellikleriyle kullanmanız durumunda iki güne varan bir çalışma süresine ulaşmanız mümkün olabilir.
Genel olarak HTC 10 tek bir şarjla sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkarabilecek bir pil performansı sergiliyor. İnternette gezinme, birkaç farklı e-posta hesabıyla sürekli senkronizasyon, gün içinde yapılacak birkaç telefon görüşmesi, ara sıra YouTube videosu izleme, Spotify veya Apple Music’ten müzik dinleme, kamerayla birkaç fotoğraf veya belki 1-2 video çekimi gibi işlerle bu telefonun pili, HTC 10 sabah fişten çekilip akşam tekrar fişe takılıncaya kadar idare etmesini biliyor.
HTC 10 da diğer çoğu Snapdragon 820 işlemcili telefon gibi Quick Charge 3.0 teknolojisini destekliyor. HTC 10’u kutusundan çıkan şarj adaptörüyle, USB-C portu üzerinden hızlı şekilde şarj edebilirsiniz. Yaklaşık yarım saat içinde yüzde 0’dan 50’ye çıkmanız mümkün oluyor ki, bu da çoğu zaman yeterli oluyor. Aslında hızlı şarj özelliği sayesinde telefonu geceden sabaha kadar da prize bağlı şekilde tutmanıza da gerek kalmıyor.
HTC 10’u rakiplerinden farklı kılan en önemli noktalardan bir tanesi ses deneyimi. Aslında HTC eskiden beri sese ayrı bir önem veriyor. 2013’te çıkan HTC One M7, önünde yer alan çift hoparlörü ve BoomSound ses teknolojisiyle bir akıllı telefon hoparlöründen de etkileyici ve doyurucu bir ses çıkışı alınabileceğini göstermişti. HTC 10 ile birlikte önde iki hoparlör yerleşiminden vazgeçiliyor. Ancak HTC, ses çıkışı için iki hoparlör kullanmaktan vazgeçmiyor.
Telefonun ana hoparlörü alt kenarda, USB-C portunun hemen yanında yer alıyor. Bununla birlikte ekranın üst kısmında yer alan ahize hoparlörü aynı zamanda ikinci bir hoparlör olarak işliyor. Bu hoparlör tweeter vazifesi görüyor, yani yüksek frekanslı, tiz sesleri üstleniyor. Alttaki hoparlör ise subwoofer olarak işliyor. Diğer bir deyişle, alçak frekanslı seslerin, diğer bir deyişle basların çıkışında rol oynuyor. Bu yeni sistemin ses çıkış şiddeti ve dolgunluğu eski One M serisi telefonlarda gördüğümüz seviyede olmasa da, HTC 10 hâlâ önde gelen rakiplerine göre daha iyi bir ses çıkış şiddeti ve kalitesi sunuyor.
Kulaklıklarla ses deneyimi ise HTC 10’da büyük gelişim gösterilen alanlardan bir tanesi. Telefon Hi-Res Audio desteğine sahip, böylelikle 24-bit ses dosyalarını oynatıyor, aynı zamanda daha düşük frekanstaki parçaları da daha yüksek ses kalitesi sunacak şekilde yükseltebiliyor. Kullanıcıların HTC 10’un sunduğu bu yüksek kaliteli ses deneyimini sonuna kadar yaşaması için HTC, telefonun kutusuna Hi-Res sertifikalı bir kulaklık eklemiş. Bu kulakiçi topuzlu kulaklıklar çekici bir tasarıma sahip ve kullanırken de yeteri kadar havalı görünmenizi sağlıyor.
HTC 10 ile birlikte gelen kulaklık ortamdan fazlasıyla izole olmanızı ve müziğe odaklanmanızı sağlıyor. Frekanslar dengeli, düşük frekansları yeteri kadar iyi şekilde hissederken tizlerde de aşırıya kaçılmıyor. HTC 10’u kendi kulaklıklarıyla veya başka kulaklıklarla kullanırken en iyi ses deneyimini yaşamanız için size özel bir ses profili oluşturabilirsiniz. Yaklaşık 2-3 dakika süren bu profil oluşturma işlemi sırasında sağ ve sol kulağınızın yüksek ve düşük frekanslara olan hassasiyeti ölçülüyor ve buna uygun ses profili belirleniyor. Böylelikle mümkün olan en iyi kulaklıkla ses deneyimini elde edebilirsiniz. Bunun yanı sıra TV’lerde gördüğümüz tarzda farklı ses profilleri de HTC 10’daki ses özellikleri arasında yer alıyor.
Kablosuz bağlantı özelliklerine baktığımızda HTC 10, kendisinden beklenen amiral gemisi telefon özelliklerini sunuyor. LG G5, Samsung Galaxy S7 edge gibi bu telefon da Kategori 9 LTE desteğine sahip. Yani saniyede 450 Mbit’e varan indirme hızları destekleniyor. Şu an için bu kapasite fazla gibi görünebilir, ancak mobil operatörlerin 4.5G ile ulaştıkları hızlar gelecekte daha yüksek seviyelere çıkabilir. HTC 10 da o zamana daha şimdiden hazır olacaktır. Bunun dışında 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Wi-Fi Direct, Bluetooth 4.2, A-GPS, GLONASS ve BDS destekli GPS, NFC gibi zengin bir bağlantı desteği de mevcut.
Ekranın alt kısmında yer alan parmak izi tarayıcısı hızlı şekilde işliyor. Yerleşimi ergonomik, tek elle tutarken rahatlıkla kullanmanız mümkün. Telefon masanın üstünde dururken de tek bir dokunuşla anında ana ekrana geçiş yapabilirsiniz.
HTC’nin 10’u farklılaştırdığı bir başka alan ise yazılım deneyimi. Android 6.0.1 Marshmallow ile yüklü olarak gelen HTC 10’da Sense arayüzü mevcut. Ancak Sense, eskisine göre çok daha sade, saf Android arayüzüne çok daha az müdahalede bulunan bir yapıda geliyor. HTC birçok unsuru saf Android’dekiyle aynı tutuyor, uygulama ikonları da oldukça basit ve anlaşılır olmasıyla dikkat çekiyor.
Yazılımdaki bir başka önemli ayrıntı da HTC’nin işlev açısından birbirinin aynısı olacak, birbirini tekrarlayacak uygulamalardan kaçınması. Örneğin LG G5 veya Samsung Galaxy S7 gibi telefonlarda müzik çalar, galeri, e-posta istemcisi gibi uygulamalardan ikişer tane bulunuyor. HTC ise, Google uygulamalarının daha iyi olduğu alanlarda sadece bunları tercih ediyor, ikinci bir uygulamayı ön yüklü olarak sunmaktan kaçınıyor.
HTC, bu şekilde bir deneyim sunmak için Google ile yakın bir işbirliğine giriştiğini söylemişti. Örneğin Google Fotoğraflar HTC 10’da varsayılan fotoğraf uygulaması olarak yer alıyor. Üstelik bu uygulama HTC 10 ile oluşturulan Zoe fotoğraflarını ve yine bu telefonla çekilen RAW dosyalarını da destekliyor. Böylelikle HTC’nin eksiksiz bir fotoğraf deneyimi sunmak için ikinci bir uygulama yüklemesine gerek kalmıyor. Sonuç olarak ortaya çok daha sade bir deneyim çıkıyor, ayrıca telefonun hafızasında gereksiz yer boş alan tüketilmesinin de önüne geçiliyor.
Yazılım tarafında dikkat çeken bir başka önemli özellik de Temalar. HTC, kullanıcıların telefonlarını kendi stillerini ve ruhlarını yansıtacak şekilde özelleştirmeleri için birçok farklı araç sunuyor. HTC’nin sunduğu farklı birçok temayı ya da üçüncü taraf sağlayıcılar tarafından sağlana temaları HTC 10’a indirerek görünüşü farklılaştırabilirsiniz. Bazı temalarda uygulama ikonlarının yerini farklı şekillerde çıkartmalar alıyor. Hangi çıkartmanın neyi simgelediğini anlamak bazen zor oluyor, ancak ana ekranda yarattığı farklı görünüm açısından bu özelleştirilmiş temaların bir hayli çekici olduğunu söylemek gerek.
Üstelik HTC kullanıcılara kendi temalarını oluşturma fırsatı da veriyor. Uygulama ikonları, duvar kağıdı, ses ve bunun gibi farklı birçok tasarım unsurunu dilediğiniz gibi değiştirerek kendinize özel bir tema oluşturabilirsiniz.
HTC 10 ile birlikte Boost+ olarak adlandırılan yeni bir uygulama da geliyor. Başka markaların Android telefonlarında da benzer işlevlere sahip uygulamalar görüyoruz. Boost+ önbelleği veya gereksiz dosyaları temizleyerek HTC 10’un daha hızlı çalışmasını sağlıyor. Uygulamaları kilitlemesi ve bunların kullanımı için parmak izi veya parola istemesi de önde gelen özelliklerinden bir tanesi. Böylelikle mesajlarınızı veya fotoğraflarınızın sizin onayınız olmadan kimsenin görmemesini sağlayabilirsiniz. Bunu ekran kilidi koymadan yapmak epey esnek bir çözüm gibi görünüyor.
BlinkFeed HTC 10’da da yer almaya devam ediyor. Ancak daha önce olduğu gibi kullanıp kullanmama kararı kullanıcılara bırakılıyor. BlinkFeed, etkinleştirdiğiniz takdirde ana ekranın en soldaki panelinde yer alıyor; hem yakın çevrenizden hem de dünyadan sizi haberdar ediyor. Facebook, Twitter, Google+ gibi sosyal ağlardan veya HTC’nin anlaşmalı olduğu içerik ortaklarından alınan durum güncellemeleri, fotoğraflar, haberler BlinkFeed’de gösteriliyor.
HTC geçmişte kamera konusunda yenilikçi fikirlerle karşımıza çıkmıştı. Örneğin One M7’de UltraPixel olarak adlandırılan, normale göre üç kat daha yüksek piksel boyutlu sensör kullanmış, düşük ışıkta daha iyi bir deneyim sunmaya odaklanmıştı. One M8’e ise arkada çift kameranın bulunduğu, Duo Kamera olarak adlandırılan bir sistemi denemiş, yüksek derinliğe sahip fotoğraflarla kullanıcıları etkilemeye çalışmıştı. One M9 da ise herhangi bir yenilikten uzak şekilde, diğer amiral gemisi telefonlardakine benzer standartlarda bir arka kameraya yer vermişti. HTC 10’da durum aşağı yukarı One M9’daki gibi. Yine de, bazı açılardan geçen yılın modeline göre gelişimler kaydedildiği görülüyor.
Arkada yer alan kamera 12 megapiksel sensör, f/1.8 diyafram açıklığı, lazer otomatik odak, optik görüntü sabitleme sistemi, çift renkli LED flaş, HDR gibi özelliklere sahip. Bu özelliklerle HTC 10’un kamera sisteminin HTC telefonları içinde en iyisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. HTC 10’un kamerasındaki sensör boyutu 1.55 mikron ile en büyük rakiplerdekine göre nispeten daha yüksek. Bu da daha fazla miktarda ışığın lense düşmesini, böylelikle daha aydınlık fotoğrafların çekilmesini sağlıyor.
HTC 10’un Kamera uygulaması epey kullanışlı. Büyük boyutlu tuşlarıyla kamerayı rahatlıkla kontrol etmeyi sağlıyor. Çekim modları arasında kolaylıkla geziliyor. Pro modu ve RAW desteği de HTC 10 ile çekim yapan orta veya yüksek seviyede deneyimli fotoğrafçıları bir hayli memnun edecektir.
HTC 10’un arka kamerasıyla ışık şiddetinin yeterli olduğu koşullarda gayet canlı, renk doğruluğu yüksek, gerçeğe yakın fotoğraflar çekebilirsiniz. Bu, hem dışarıda hem de içeride geçerli. Makro çekimlerde de kamera iyi iş çıkarıyor. Yüksek derinlikli, arka tarafın bulanıklaştırıldığı etkileyici kareler yakalayabilirsiniz. Daha geniş pikseller, optik görüntü sabitleme sistemi ve nispeten yüksek diyafram açıklığı sayesinde loş ortamlarda da tatmin edici fotoğraflar çekmek mümkün. Bazı gece manzara fotoğraflarında ve düşük ışıklı iç ortam çekimlerinde gürültü etkisini az da olsa gözlemledik.
Önde yer alan 5 megapiksel çözünürlüklü kamera da f/1.8 diyafram açıklığı değerine sahip. Ancak ondan da önemlisi, ön kamera da arka kamera gibi optik görüntü sabitleme sistemine sahip. Bu, selfie fotoğrafların daha az bulanık çıkmasını sağlayacaktır. Ayrıca düşük ışıklı ortamlarda da daha canlı ve net fotoğraflar çekilmesine yardımcı olacaktır. Video çekimlerinde de optik görüntü sabitlemenin yararını göreceksiniz. Çekeceğiniz 1080p Full HD videolar daha durağan ve titreşimsiz olacaktır. Özellikle video günlük tutanlar, çektikleri vlogları YouTube’a yükleyenler için HTC 10 gayet yararlı bir aygıt olur.
Arka kamerayla 4K video kaydı yapabilirsiniz. Optik görüntü sabitleme sistemi gayet iyi çalışıyor. HTC 10 ile gayet durağan, video kamera tadında videolar çekebilirsiniz. Sürekli odaklama ise biraz ağır çalışıyor gibi geldi. Yaptığımız bazı deneme çekimlerinde, uzaktaki ve yakındaki nesneler arasındaki geçişlerde odaklama biraz geç kaldı, elimizle ekrana dokunup odaklamaya müdahale etmemiz gerekti. Ortam seslerinin kaydında da HTC 10 gayet iyi iş çıkarıyor. Sonuç olarak HTC 10, video prodüksiyonları için epey kullanışlı bir cihaz sayılabilir.
2016’nın ilk yarısında çıkan üst sınıf telefonlara baktığımızda epey yoğun bir rekabetin yaşandığını görüyoruz. LG G5 yardımcı aksesuarlar ve modüler yapısıyla ön plana çıkarken, Samsung da suya dayanıklılık, sanal gerçeklik gibi özelliklerle amiral gemisi telefonları Galaxy S7 ve S7 edge’i pazarlıyor. HTC 10 bu iki telefonun yanında tasarımı ve özellikleriyle biraz daha mütevazı görünüyor. Ancak HTC’nin amiral gemisi Android telefonunda rakiplerinde olmayan birtakım unsurların bulunduğunu görüyoruz.
Bunların başında ses deneyimi geliyor. HTC 10’da bulunan BoomSound destekli ikili hoparlör sistemi, yüksek ses çıkışı, Hi-Res destekli kulaklıklar başka bir telefonda yok. LG G5’in ses çıkışı nispeten iyi, Galaxy S7 ise ortalamalarda geziniyor. Bu açıdan müzik dinlemeyi sevenler için HTC 10 gayet ideal bir seçim gibi görünüyor. Yazılım deneyimi konusunda da HTC’nin iyi iş çıkardığını görüyoruz. Gereksiz uygulamaları ayıklaması, saf Android’e yakın bir arayüz sunması takdire şayan. Tasarım konusunda ise HTC 10’u rakiplerinden öne çıkaran bir unsur yok. Her ne kadar şık görünse ve kullanırken zevk verse de, HTC 10’un özellikle kenarlarının çabuk aşınmaya müsait olması sahiplerin canını sıkabilir. Kamera tarafında ise HTC 10’un sahiplerini üzmeyeceğini söyleyebiliriz. Pil ömrü ve performans konusunda ise HTC 10 en büyük rakiplerinden geri kalmıyor.
Sonuç olarak HTC 10 bir multimedya telefonu ve hedeflediği kitle öncelikle multimedya içerik tüketmeyi sevenler. Bu telefonda müzik dinlemek veya film izlemek gerçekten büyük bir keyif. Diğer alanlarda da HTC 10’un yeteri kadar tatmin edici olduğunu, sahiplerini üzmeyeceğini söylemek mümkün. 2999 TL’lik fiyat ile en büyük rakiplerinden biraz daha pahalı olması ise rekabette kendisi için bir dezavantaj oluşturuyor. Yine de, daha iyi bir ses deneyimi sunduğu için bu fiyat farkını göze almaya değer bulabilirsiniz.
