Teknoloji

Google’a karşı açılan davalar şirketin dijital hakimiyetini tehdit ediyor

google

Google, dijital dünyanın en güçlü aktörlerinden biri olarak yıllardır arama motoru ve reklam teknolojileri alanlarında büyük bir hâkimiyet sürdürüyor. Ancak ABD Adalet Bakanlığı’nın açtığı iki ayrı tekel davası, bu hâkimiyetin artık ciddi biçimde sorgulandığını gösteriyor. Bir yandan arama motoru pazarında, diğer yandan dijital reklam teknolojilerinde yapılan düzenlemelerle Google’ın işleyişi hedef alınıyor. Şirket ise bu iddialara karşı kendisini savunmaya hazırlanıyor.

Geçtiğimiz yıl alınan yargı kararları Google’ın iki ayrı alanda yasa dışı tekel oluşturduğunu ortaya koydu. Washington DC’de görevli Yargıç Amit Mehta, şirketin arama motoru pazarındaki uygulamalarının rekabeti engellediğini tespit etti. Virginia’daki Yargıç Leonie Brinkema ise Google’ın reklam teknolojileri alanında iki önemli hizmetini hukuka aykırı biçimde birbirine bağladığını belirtti. Her iki karar da şirketin yalnızca pazar payıyla değil, kullandığı yöntemlerle de inceleme altına alındığını ortaya koyuyor.

Google’ın işleyişine yönelik müdahaleler giderek somutlaşıyor

21 Nisan 2025 itibarıyla başlayacak ve üç hafta sürecek olan yeni dava süreci, özellikle arama pazarında uygulanacak yaptırımları ele alıyor. Adalet Bakanlığı, Google’ın Chrome tarayıcısını elden çıkarmasını ve arama verilerini rakip şirketlerle paylaşmasını talep ediyor. Ayrıca şirketin Apple ve benzeri üreticilerle yaptığı ayrıcalıklı anlaşmaların sona erdirilmesi isteniyor. Hükümetin bir diğer önemli talebi de Google’ın yapay zeka yatırımlarını düzenli olarak bildirme yükümlülüğü getirilmesi yönünde.

Google, bu taleplerin kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebileceğini ve inovasyon süreçlerini sekteye uğratacağını savunuyor. Şirket, özellikle arama motoru alanındaki başarısını kullanıcı tercihleri ve teknolojik üstünlükle açıklamaya çalışıyor. Ancak mahkeme bu argümanları daha önceki aşamalarda yeterli görmediği için, Google’ın bu kez yalnızca cezaların hafifletilmesi için mücadele edeceği belirtiliyor. Bu da davanın seyrini daha farklı bir noktaya taşıyor.

Rekabeti engelleyen en temel unsurların başında, Google’ın Apple ile yaptığı anlaşmalar yer alıyor. Bu anlaşmalar sayesinde, Safari gibi popüler tarayıcılarda Google varsayılan arama motoru olarak sunuluyor. DOJ, bu durumun alternatif hizmetlerin kullanıcıya ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getirdiğini belirtiyor. Buna ek olarak, Chrome’un yaygın kullanımı da kullanıcı verisinin yalnızca Google’da toplanmasına yol açıyor.

Bu verilerin sadece Google’da toplanması, rakip arama motorlarının algoritmalarını geliştirmesini zorlaştırıyor. DOJ, bu nedenle arama sorgularına ilişkin verilerin rakip firmalarla şeffaf şekilde paylaşılmasını talep ediyor. Hükümet yetkilileri, bu tür düzenlemelerin yalnızca bugünü değil, gelecekteki teknolojik gelişmeleri de dikkate alacak biçimde tasarlanması gerektiğini vurguluyor. Yapay zeka tabanlı arama teknolojilerinin de bu kapsamda yeni bir rekabet alanı oluşturabileceği değerlendiriliyor.

Dijital reklam pazarında ise Google’a yönelik talepler daha somut ve teknik düzeyde şekilleniyor. Şirketin yayıncı reklam sunucusu DFP ile reklam borsası AdX’in birbirine bağlanarak pazar hâkimiyetinin pekiştirildiği belirtiliyor. Bu iki hizmetin ayrılması ya da bağımsız şirketler altında yürütülmesi öneriliyor. Ne var ki bu alan, doğrudan reklam gelirleri üzerinden şekillendiği için sektörel etkileri daha hızlı hissedilebilir.

Yayıncıların, Google’ın reklam teknolojilerine yönelik şikayetleri uzun süredir gündemdeydi. Özellikle küçük ve orta ölçekli medya kuruluşları, gelir modellerinin Google’ın platform politikalarına bağlı olmasından rahatsızlık duyuyor. Bu nedenle, rekabeti artıracak bir müdahalenin yayıncılara alan açabileceği ifade ediliyor. Ancak bu adımın da teknik açıdan dikkatli planlanması gerektiği belirtiliyor.

Yargı kararlarının ne zaman sonuçlanacağına ilişkin belirsizlikler sürüyor. Yargıç Mehta’nın yaz sonuna kadar arama motoruna ilişkin yaptırımları karara bağlaması bekleniyor. Yargıç Brinkema’nın ise reklam teknolojileri davası için duruşma tarihini önümüzdeki aylarda belirlemesi öngörülüyor. Bu sürecin ardından Google’ın temyiz süreci devreye girecek ve muhtemelen kararlar yıllar süren bir hukuki sürece yayılacak.

Her ne olursa olsun, bu davalar sadece Google’ın geleceğini değil, dijital pazarın yapısını da etkileyecek potansiyele sahip. 2000’li yılların başında Microsoft’a karşı açılan antitröst davası gibi, bu süreç de yeni aktörlere alan açabilir. O dönem, rekabetin yeniden şekillenmesiyle Google’ın ön plana çıktığı bir dönemi başlatmıştı. Şimdi ise aynı Google, benzer bir değişim dalgasının hedefinde bulunuyor.