Bir uzay gemisinin içinde neler olduğunu merak ediyorsanız, bu merakınızı dindirmeniz pratikte pek kolay değil. Çoğu insanın yeryüzünü terketme şansı bulunmuyor. Neyse ki, Google Street View sayesinde Uluslararası Uzay İstasyonu‘nu bilgisayarınızın ekranından ziyaret edip, içeride nelerin bulunduğunu, Dünya manzarasının nasıl olduğunu görme şansınız bulunuyor.
16 yıldır dünyanın etrafını dolaşan ve astronotlara ev sahipliği yapan Uluslararası Uzay İstasyonu, Google’ın Street View, ya da Türkçe adıyla Sokak Görünümü özelliği sayesinde herkesin misafirliğine açılıyor.
Bu yeni projeyle birlikte Street View da ilk kez Dünya gezegeninin ötesine geçmiş oluyor. Ayrıca ilk kez sokak görünümü içinde gösterilen bir noktaya tıklayarak o nokta hakkında detaylı bilgi almak mümkün oluyor. Farklı fotoğrafların paylaşıldığı özel sayfada astronotların nerede spor yaptığını, yemek yediğini veya bilimsel deneyleri gerçekleştirdiğini görmek mümkün oluyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nun birbirine bağlı 15 farklı modeli bulunuyor. Street View sayesinde bunların arasında gezinebilirsiniz.
İstasyonun 360 derece fotoğrafları Google Street View’ın klasik yöntemleriyle oluşturulamıyor. Bu nedenle Google ekibi, NASA ve Marshall Uzay Merkezi ile birlikte çalışarak “yerçekimsiz yöntem” olarak nitelendirdikleri; istasyonda bulunan DSLR kameraların ve ekipmanların kullanımıyla çekilen fotoğrafların birleştirildiği bir yöntem oluşturdu. İstasyonda görevli, Avrupa Uzay Ajansı astronotu Thomas Pasquet, çekilen fotoğrafları toplayarak bunları yeryüzüne gönderdi. Burada çekilen fotoğraflar birleştirilerek panoramik fotoğraflar oluşturuldu.
Google’ın blogunda konuyla ilgili olarak yer alan yazıda Pesquet, Street View’da görüntülenen fotoğrafların son hâllerinin toplanmasından önce çok fazla sayıda hata düzeltmesi yaptıklarını dile getiriyor. İstasyonun her yüzeyine teknik ekipmanların yayıldığını, yığınla kablo ve modüllerle oluşturulmuş karmaşık bir düzeneğin tüm yönlerden fotpğrafları çektiğini de sözlerine ekliyor.
Astronot birçok engelle karşılaştıklarını, aynı zamanda fotoğrafları çekmek için de kısıtlı zamanlarının bulunduğunu vurguluyor. Bu nedenle geliştirdikleri yaklaşımın düzgün çalışacağına güvenmek zorunda olduklarını dile getirirken, sıfır yerçekimli ortamda iş yaptıklarını da hatırlatıyor.
