Teknoloji

Google ve ABD Adalet Bakanlığı reklam teknolojisi davasında son savunmalarını yaptı

google chatgpt israil

Google ve ABD Adalet Bakanlığı (DOJ), Virginia eyaletinin Alexandria kentindeki federal mahkemede, Google’ın çevrimiçi reklam teknolojisi üzerindeki hakimiyetine ilişkin davada son kez karşı karşıya geldi. Yaklaşık üç saat süren kapanış duruşmasında, her iki tarafın avukatları ABD Bölge Mahkemesi Hakimi Leonie Brinkema’ya nihai argümanlarını sundu. Hakimin, davayı 2024 sonuna kadar karara bağlaması bekleniyor. Eğer Google’ın reklam teknolojisi sisteminin bir tekel olduğuna karar verilirse, dava, çözüm yollarının belirleneceği ikinci bir aşamaya taşınacak.

DOJ, Google’ın reklam teknolojisi ürünlerini, özellikle DoubleClick for Publishers (DFP) ve AdX reklam borsasını, web sitesi sahiplerini ve reklam verenleri baskı altına almak için kullandığını iddia ediyor. Google ise bu ürünlerin piyasada rekabetle karşı karşıya olduğunu ve rakipleriyle iş birliği yapmak zorunda olmadığını savunuyor. Duruşma sırasında Hakim Brinkema, davanın başındaki teknik karmaşıklıkları aşarak her iki tarafın argümanlarını ayrıntılı şekilde sorguladı.

Davanın temel tartışmalarından biri, Google’ın faaliyet gösterdiği piyasa tanımına dayanıyor. Hükümet, Google’ın yayıncı reklam sunucuları, reklam borsaları ve reklam veren ağları gibi üç ayrı pazarda hakimiyet kurduğunu savunuyor. Ancak Google, bu alanların tek bir dijital reklam pazarı oluşturduğunu ve Meta, TikTok gibi sosyal medya şirketleriyle de rekabet ettiğini ileri sürüyor.

Google’ın savunmasında dayandığı en büyük yasal örneklerden biri, 2018 yılında sonuçlanan Ohio v. American Express davası. O davada Yüksek Mahkeme, tüccarlarla kredi kartı kullanıcıları arasındaki ilişkiyi tek bir pazar olarak değerlendirmişti. DOJ ise bu karşılaştırmanın yanıltıcı olduğunu ve dijital reklam teknolojisinin farklı bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Hakim Brinkema, davanın erken aşamalarında bu argümanı mantıklı bulsa da son incelemelerinde bunun dava için uygun bir örnek olmadığı sonucuna vardığını ifade etti.

Google, ayrıca 2004 yılında sonuçlanan Verizon v. Trinko davasını örnek göstererek, şirketlerin rakipleriyle iş yapmak zorunda olmadığını savunuyor. Google, reklam teknolojisi ürünlerinin halihazırda diğer hizmetlerle entegre olduğunu ve daha fazla entegrasyon talep edilmesinin şirketin müşterilerini “kamu malı”na çevireceğini ileri sürüyor. DOJ ise Google’ın müşterileriyle rekabet etmediğini, doğrudan kendi kullanıcılarına zarar verdiğini iddia ediyor.

Hakim Brinkema, DOJ’un argümanlarını sorgulayarak, özellikle AdX’in diğer reklam borsalarıyla doğrudan rekabet içinde olduğunu ve DOJ’un iddialarının bazı yönlerden zayıf olduğunu belirtti. Bununla birlikte, DOJ’un Google’ın tekelleşmiş bir yapı olarak davranışlarını sorgulamasını haklı buldu. Örneğin, Unified Pricing Rules (UPR) gibi uygulamalarla Google’ın yayıncıların AdX dışındaki platformlarda daha yüksek fiyatlar belirlemesini kısıtladığına dikkat çekildi.

Google şirket içi mesajları kasıtlı olarak sildi mi?

Davanın önemli tartışmalarından biri de Google’ın şirket içi mesajlarını kasıtlı olarak sildiği iddiaları oldu. DOJ, bu mesajların bazı önemli kanıtları içerebileceğini ve bu nedenle hakimin bu eksikliği Google’ın aleyhine yorumlaması gerektiğini savunuyor. Google ise bu mesajların genellikle sıradan sohbetler içerdiğini, ancak bazı durumlarda iş tartışmalarına da yer verdiğini kabul etti.

Hakim Brinkema, bu konuya özellikle dikkat çekerek, silinen mesajların gerçekte ne içerdiğinin bilinmemesinin Google için tehlikeli bir durum oluşturabileceğini belirtti.

Davanın sonucunda, mahkeme Google’ın çevrimiçi reklamcılık faaliyetlerine dair kritik kararlar alabilir. Bu karar, dijital reklam pazarındaki dinamikleri önemli ölçüde etkileyebilir ve sektör genelinde geniş yankı uyandırabilir.