ABD Adalet Bakanlığı tarafından Google’a karşı açılan dijital reklam teknolojisi davası, 17 Nisan 2025 tarihinde sonuçlandı. Virginia Doğu Bölgesi Federal Mahkemesi, Google’ın dijital reklamcılık alanında rekabete aykırı uygulamalarda bulunduğuna hükmetti. Karar, teknoloji devinin reklam teknolojisi pazarındaki tekelci gücünü kötüye kullandığını ortaya koydu. Mahkeme, Google’ın pazardaki hakimiyetini sürdürmek amacıyla sistematik olarak rakipleri dışladığını belirtti.
Dava, ABD Adalet Bakanlığı’nın yanı sıra New York, Kaliforniya ve Colorado gibi önemli eyaletlerin de desteğiyle açılmıştı. Söz konusu dava, dijital reklamcılık sektöründe rekabetin yeniden tesisi amacıyla yürütüldü. Google’ın reklam teknolojisi alanındaki iş modelleri ve entegrasyonları detaylı biçimde incelendi. Mahkeme, şirketin hem reklam sunucusu hem de reklam borsası alanındaki pozisyonunu yasa dışı biçimde kullandığını vurguladı.
Google’ın reklam teknolojisini tekel hâline getirdiği kanıtlandı
Mahkemeye göre, Google’ın DFP adlı yayıncı reklam sunucusu ile AdX isimli reklam borsası arasındaki entegrasyon, rekabeti zedeleyici bir işleyişe sahip. Bu iki hizmetin birbirine bağlanması, rakip firmaların pazara erişimini ciddi ölçüde zorlaştırıyor. Böylelikle Google, yayıncıların ve reklamverenlerin kendi çözümlerini tercih etmesini doğal yollarla değil, sistemsel avantajlarla sağladı. Yargıç Leonie Brinkema, bu durumun Sherman Antitröst Yasası’nın 1. ve 2. bölümlerini ihlal ettiğini ifade etti.
Bununla birlikte, mahkeme Google’ın reklam ağları alanında tekel oluşturduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığını belirtti. Bu alandaki iddialar geçersiz sayılarak dosya kapsamından çıkarıldı. Ancak yayıncı sunucusu ve reklam borsası alanındaki hakimiyetin rekabete zarar verdiği sonucuna varıldı. Karar, Google’ın bu alanlardaki uygulamalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koydu.
Google ise karara ilişkin yaptığı açıklamada, bazı noktalarda mahkeme ile aynı görüşü paylaşmadığını belirtti. Şirket, özellikle yayıncılara yönelik sunduğu reklam teknolojisi araçlarının tercih edilme sebebinin, ürünlerinin kolay kullanılabilir ve verimli olmasından kaynaklandığını savundu. Bu kapsamda, söz konusu karara karşı temyize gitmeyi planladıklarını bildirdi. Google’ın üst düzey yöneticilerinden Lee-Anne Mulholland, mevcut kararın inovasyonu engelleyebileceği uyarısında bulundu.
Dava sürecinde önemli isimler de mahkemede ifade verdi. Microsoft CEO’su Satya Nadella, Google’ın arama motoru alanındaki tekelini de gündeme getirdi. Nadella’ya göre, Google’ın Apple ile yaptığı anlaşmalar, Bing gibi rakip arama motorlarının gelişimini engelledi. Bu durumun da genel anlamda dijital reklamcılık üzerindeki rekabeti olumsuz etkilediği savunuldu.
Apple ve Google arasındaki iş birliğine yönelik eleştiriler, dava dosyasına da yansıdı. Mahkemeye sunulan belgelerde, Apple cihazlarında Google’ın varsayılan arama motoru olarak tanımlanmasının rekabeti sınırladığına dikkat çekildi. Nadella, Apple’ın bu anlaşmalar karşılığında önemli gelir elde ettiğini, ancak bunun kullanıcı tercihlerini yönlendiren bir güç oluşturduğunu söyledi. Öte yandan, bu eleştiriler davanın dijital reklam ayağından ayrı bir süreçte değerlendirilecek.
Önümüzdeki süreçte Google’ın hangi adımları atacağı merakla bekleniyor. ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın reklam teknolojisi alanındaki bazı varlıklarını elden çıkarmasını talep edebilir. Böyle bir karar, şirketin reklam altyapısını büyük ölçüde dönüştürmesini gerektirebilir. Bununla birlikte, Google’ın temyiz süreci kararı geciktirebilir.
Ayrıca Google’a yönelik bir diğer antitröst davası da hâlihazırda devam ediyor. Bu dava, şirketin arama motoru pazarındaki hâkimiyetini hedef alıyor. Söz konusu süreçte Chrome tarayıcısı ve Android işletim sistemiyle bağlantılı uygulamaların incelenmesi bekleniyor. Rekabet kurallarının ihlal edildiği ispatlanırsa, daha kapsamlı yapısal müdahaleler gündeme gelebilir.
Google’ın dijital reklam alanındaki faaliyetleri ciddi şekilde sorgulanmaya başlandı. Mahkemenin kararı, sektördeki denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım niteliği taşıyor. Dijital reklamcılığın geleceği, bu tür davalarla şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor. Rekabetin yeniden sağlanması, uzun vadede tüm dijital ekosistemi etkileyecek.