Google Go uygulaması, bundan 1,5 yıl önce Hindistan ve Endonezya’da yayınlanmıştı. “Hafif” arama uygulaması, sonunda tüm dünyada kullanıcılarla buluşmaya başladı. 7 MB’tan biraz daha büyük olan uygulama, işlemci gücü, bellek kapasitesi ve depolama alanı düşük cihazlarda bilgiye erişimi hızlandırmayı amaçlıyor.
Google Go’da bağlantı kesilse bile, uygulama kullanıcıların sonuçlarını bağlantı tekrar kurulduğunda hatırlayabiliyor. Play Store’da yerini alan Google Go’yu Android 5.0 Lollipop ve üstü sürümlerin yüklü olduğu tüm cihazlara indirmek mümkün.
Google Go’nun hazırlanmasındaki temel motivasyonlardan birisi de, gelişmekte olan pazarların ihtiyaçlarına yanıt vermek. İnternet devi, kısa süre önce Google Go’ya Lens’in yeteneklerini de entegre etmişti. Bu sayede kamera gerçek dünyadaki metinleri sesli olarak okuma yeteneğini kazanmıştı. Buna ek olarak, Google Go’yla sesli arama da yapılabiliyor. İnternet sitelerinin sesli olarak okunması da, Google Go’nun özellikleri arasında bulunuyor.
Kullanıcıları okumak ve yazmaktan uzaklaştırmaya yönelik bu özellikler, bir plan çerçevesinde sunuluyor. Servislerinin kullanıcı sayısını 2 milyara çıkarmayı hedefleyen şirket, cihaz ve kullanıcılar arasındaki etkileşimde video ve sese daha fazla önem veriyor.
Google Go giderek büyüyen bir grubun üyesi
Google Go, internet devinin gelişmekte olan pazarlar için hazırladığı Go markalı uygulamalardan sadece biri. Gmail Go daha hafifletilmiş bir e-posta deneyimi sunarken, Gallery Go da aynı şeyi fotoğraf düzenlemesi konusunda vadediyor. Android Go ise bu hafifliği işletim sisteminin geneline yayıyor. Google’ın hedefinde gelişmekte olan pazarlar olsa da, bu uygulamalar telefonları çok güçlü olmayan kişiler tarafından da tercih ediliyor.
