Google Chrome kullanıcılarının yüzde birlik kısmı için üçüncü taraf çerezleri devredışı bırakmaya başladı. Özel Korumalı Alan projesini yıllar önce duyuran şirket, geçen yılın sonlarında, 4 Ocak’ta dünya çapındaki Chrome kullanıcılarının rastgele yüzde biri için çerezleri devredışı bırakarak süreci başlatacağını açıklamıştı. Chrome’un küresel internet tarayıcısı pazarındaki payının yüzde 50’den fazla olduğu biliniyor. Gizmodo‘nun hesabına göre, bu da şirketin yaklaşık 30 milyon kullanıcı için çerezleri devredışı bıraktığı anlamına geliyor.
Google’ın açılımına dahil olan kullanıcılar, Chrome’u açtıklarında İzleme Koruması özelliğini ilk deneyimleyenlerden olduklarını belirten bir bildirimle karşılaşacak. Bu bildirim İzleme Koruması’nın internet sitelerinin üçüncü taraf çerez kullanımını sınırladığı bilgisini de veriyor.
Google’ın yeni özelliği henüz değişime uyum sağlayamayan bazı internet sitelerini çökertme potansiyeline sahip olduğu için internet devi, kullanıcıların üçüncü taraf çerezlerini geçici olarak yeniden etkinleştirmesine izin verecek. Kullanıcılar tarayıcıdaki göz ikonuna tıklatarak İzleme Koruması’nı devredışı bırakabilecek.
Google Chrome kullanıcılarının verilerini cihazlarında saklayacak
Google’ın Özel Korumalı Alan girişimi, adından da anlaşılacağı gibi, reklamverenlerin kullanıcılara reklam sunmalarına ve aynı zamanda gizliliklerini korumalarına olanak tanıyacak çerezlere alternatif olacak şekilde tasarlandı. Bu girişim çerçevesinde kullanıcılar son göz atma etkinlikleri doğrultusunda ilgi alanlarına göre gruplara atanıyor ve markalar bu bilgileri reklam eşleştirmesi yapmak için kullanabiliyor. Sistemin çerezlere kıyasla daha az müdahaleci olacağını ve tüm sürecin cihazda gerçekleşeceğini belirten Google, kullanıcıların ilgi alanlarının üç hafta boyunca saklanacağının altını çiziyor.
2024 ortası itibarıyla tüm Google Chrome kullanıcıları için üçüncü taraf çerezlerin devredışı bırakılması ve İzleme Koruması özelliğinin dağıtımının tamamlanması bekleniyor. Bu proje, Google’ı mevcut konumundan daha güçlü kılacağına dair endişeler nedeniyle düzenleyici kurumlar tarafından da dikkatle takip ediliyor.
