Google’ın arama algoritması, internet dünyasında en çok merak edilen ve en gizemli konulardan biridir. Bu algoritma, Google tarafından milyarlarca web sitesinin nasıl sıralandığını belirliyor ve böylece internet trafiğinin büyük bir kısmını yönlendiriyor. Ancak, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir sızıntı, bu değerli algoritmanın bazı sırlarını açığa çıkardı.
SparkToro’nun iddiasına göre, Google’ın kendi bünyesindeki “Content API Warehouse”undan gelen 2.500’den fazla API dokümantasyon sayfasına ulaşıldı. Bu dokümantasyonlar, Mart 2024’te GitHub’da yanlışlıkla sızdırıldıktan sonra kaldırıldı. Ancak, bazı kopyalar hâlâ Hexdocs gibi platformlarda bulunabilir.
Bu dokümantasyonlar, Google’ın arama algoritmasının temel bileşenlerini içeriyor gibi görünüyor. Doğrudan sıralama sistemi tarafından kullanılan faktörlerin ağırlığını göstermese de, Google’ın web sitelerinden topladığı bilgileri detaylandırıyor. SparkToro ve iPullRank, bu API’leri analiz ederek sızıntının önemini vurguluyor.
Google arama sorgusunun arkasındaki mekanizma
Bir Google araması yapıldığında, bu basit işlem aslında büyük bir endüstrinin işleyişini temsil eder. Bir arama motoru, internetin tamamını “tarar”, yani her bir web sitesini ziyaret eder ve içeriklerini analiz eder. Bu veriler daha sonra sıralama sistemi tarafından kullanılarak, kullanıcıya en uygun sonuçlar sunulur.
Google, dünya çapında en büyük arama motoru olarak, internet trafiğinin büyük kısmını kontrol eder. Popüler bir sorguda ilk sırada yer almak, bir işletme için büyük bir gelir potansiyeli anlamına gelir. Kullanıcılar genellikle ilk sonuçlara tıkladığından, sıralamada üst sıralarda yer almak kritik öneme sahiptir.
Google’ın herkese açık reçetesi: E-E-A-T yönergeleri
Google, arama algoritmasının detaylarını gizli tutarken, web sitelerinin takip etmesi gereken içerik yönergelerini paylaşır. Bu yönergeler, “deneyim, uzmanlık, otorite ve güvenilirlik” (E-E-A-T) prensiplerine dayalıdır. Google, kullanıcılara yönelik içerik oluşturulmasını tavsiye eder ve algoritmanın bu tür içerikleri daha iyi sıralayacağını belirtir.
Ancak, sızan dokümanlar, Google’ın kamuya açıkladığı yönergelerle çelişen bilgiler içeriyor. Örneğin, Google’ın “site otoritesi” kavramını kullanmadığını iddia etmesine rağmen, dokümanlarda “siteAuthority” gibi terimler bulunuyor. Aynı şekilde, Google Chrome verilerinin sıralamada kullanılmadığı söylenmesine rağmen, dokümanlarda bu tür verilerin ölçümüne dair bilgiler yer alıyor.
Sızan belgeler, Google’ın sıralama algoritmasında dikkat ettiği bazı faktörleri de ortaya koyuyor. Örneğin, tıklamalar ve izlenim sinyalleri, sitenin yaşı ve yazar bilgileri gibi unsurların algoritmada yer aldığı belirtiliyor. Bu durum, Google’ın yıllardır kamuya açıkladığı bilgilerle çelişiyor.
Bu sızıntı, SEO dünyasında büyük bir yankı uyandırdı ve önümüzdeki haftalarda bu belgelerin detaylı bir şekilde inceleneceği kesin. SEO uzmanları ve içerik oluşturucular, Google’ın sıralama algoritmasını daha iyi anlamak için bu bilgileri kullanacak. Ancak, bu tür eksik bilgi, bazen zararlı sonuçlar doğurabilir.
Google, bu sızıntıların doğruluğunu henüz reddetmedi. Ancak, bu tür sızıntılar, arama motorunun nasıl çalıştığına dair önemli ipuçları sunuyor. Google’ın arama algoritmasının tam olarak nasıl çalıştığını anlamak için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulsa da, bu sızıntılar, Google’ın arama sıralama sisteminin karmaşıklığını gözler önüne seriyor.
Google’ın arama algoritması, internetin işleyişi üzerinde büyük bir etkiye sahip. Bu sızıntı, Google’ın yıllardır sakladığı bazı sırları ortaya çıkarsa da, hâlâ birçok gizemini koruyor. SEO uzmanları ve içerik oluşturucular için bu tür bilgiler, gelecekteki stratejilerini belirlemek açısından önemli ipuçları sunuyor.