Katlanabilir telefonlar Samsung’un üst sınıf ürün yelpazesi içinde giderek daha önemli bir yer tutmaya başlıyor. Geçen yıl bu zamanlar Galaxy Note 20 serisinden hemen sonra Galaxy Z Fold 2 ve Z Flip 5G modellerini görmüştük. Bu yıl ise Samsung’un yeni bir Galaxy Note serisini pas geçtiğini, bunun yerine geçtiğimiz yıllarda yeni Note telefonlarını görmeye alıştığımız bir zamanda yeni Z serisi katlanabilir telefonlarını tanıttığını gördük. Anlaşılan o ki Samsung, giderek daha da gelişen ve sağlamlaşan katlanabilir telefonlarını amiral gemisi ürün yelpazesinin demirbaşlarından biri hâline getiriyor. Üstelik dikkate değer bir nokta var ki, şirketin yeni katlanabilir telefon modelleri geçen yıllara göre daha fazla ilgiyle karşılaşıyor. Samsung, iki farklı formda iki katlanabilir telefon tanıttı. Daha önce yayınladığımız Galaxy Z Fold 3 ön inceleme ve Galaxy Z Flip 3 ön inceleme yazıları ve videolarıyla yeni Samsung telefonlarına ilk bakışı atmıştık. Bir süredir bu iki telefonu deneyimliyoruz ve şimdi yorumlarımızı aktarma zamanı geldi. Öncelikle ikilinin daha büyük ekranlı olanından başlıyoruz. Samsung Galaxy Z Fold 3 inceleme yazısı ve videosunda açıldığında bir tablet biçimini alan katlanabilir ekranlı telefonu ile ilgili yorumlar yer alıyor.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Tasarım
Galaxy Z Fold 3 de selefleriyle aynı biçimde karşımıza çıkıyor. Dışta daha küçük boyutlu, normal bir akıllı telefon deneyimi sunan ekran var. İçeride ise katlanabilir ve açıldığında tablete yakın bir deneyim sunan büyük bir ekran bulunuyor. Z Fold 3, kapalı durumdayken normal bir akıllı telefon biçiminde görünse de, alıştığımız bir şekle sahip değil. Daha uzun ve dar bir ekran ve gövdeyle geliyor. Üstelik normal akıllı telefonlara göre de daha kalın bir profile sahip oluyor. Aslına bakarsanız, ekranın dar tutulması, kalınlığın ergonomide yol açabileceği olumsuzluğun önüne geçiyor. Telefon kapalı biçimdeyken, tek elle ekranın büyük bir kısmına erişmek, birçok temel işlevi yerine getirmek mümkün oluyor.
Samsung geçen yılın Z Fold 2 modeline göre ebatlarda aşağı yönde çeşitli düzenlemeler yapmış. Telefon hem açık hem de kapalı biçimdeyken daha ince. Özellikle açık durumdayken kenar kalınlığı dikkate değer seviyede azaltılmış. Daha küçük bir yüzey alanına sahip olmasına rağmen geçen yılın modeliyle aynı boyutlarda katlanabilir ekrana ve çok yakın boyutlarda bir dış ekrana sahip. Bu arada geçen yıllarda olduğu gibi, cihaz katlandığında içte bir boşluk oluşuyor. Bu boşluğun Z Fold 2’dekine göre biraz daha küçüldüğünü söyleyebiliriz. Cihaz kapalı biçimdeyken de epey sağlam görünüyor ve normal bir akıllı telefonun sağlamlığını hissettiriyor.
Z Fold 3’ün Z Fold 2’ye nazaran sağlamlığı ve dayanıklılığı da artırılmış. Samsung dıştaki kapak ekranını Corning Gorilla Glass Victus camla kaplamış. Kenarlar ve arka yüz ise Armor Aluminum olarak adlandırılan daha sağlam bir metalle çevrili. İçerideki katlanabilir ekranın koruyucu filmi de selefindekine göre yüzde 80’e varan oranda daha sağlam. Menteşe yapısı da oldukça sağlam. Telefonu açarken ve kapatırken bu sağlamlık hissi de iyi biçimde veriliyor. Dayanıklılık konusunda bir başka ilerleme de IPX8 sertifikasıyla sağlanan suya dayanıklılık oluyor. Galaxy Z Fold 3, 1.5 metre derinlikteki suda yarım saat boyunca kalabiliyor. Yine de, bu katlanabilir telefonu diğer Samsung telefonları gibi gönül rahatlığıyla suya daldırmak veya üstüne su dökmekte çekingen davranıyoruz. Elimizdeki test ürününe de önceki Samsung telefonlarında olduğu gibi sert bir su testi uygulamadık. Size de bu telefonu suya daldırıp çekim yapmanızı önermiyoruz. Yine de, yağmur altında telefonu kullanmak, kazara dökülen sıvı veya sıçrayan sıvılar Z Fold 3’e bir zarar vermeyecektir. Suya dayanıklılığın eklenmesine karşın, bu katlanabilir telefon toza dayanıklı değil. Toz, kum, vb. partikülleri telefondan mümkün olduğu kadar uzak tutmanızda fayda olacaktır.
Port veya tuş diziliminde değişiklik yok. Alt kenarda hoparlör, mikrofon ve USB-C portu var. Üst kenarda ise diğer hoparlör ve mikrofonlar mevcut. Sağ kenarda ses tuşları ve parmak izi okuyucusunun eklendiği güç butonu var. Cihaz açık biçimdeyken sol kenara denk gelen nano SIM kart tepsisi ise, cihaz kapalı durumdayken sağ kenara gelmiş oluyor. Kapalı biçimdeyken cihazın solunda açığa çıkan menteşe ve burada yer alan Samsung logosu epey hoş görünüyor. Arkadaki kamera modülü geçen yılın modelinde gördüğümüze göre daha küçük bir alana sahip. Doğrusu daha şık ve göze hoş gelen bir biçime sahip. Üç kamera düşey yönde sıralanırken, bunların altında LED flaş var.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Ekran ve Ses
Öncelikle dışarıdaki ekrandan başlayalım. 6.2 inçlik köşeden köşeye uzunluğuyla bu ekran, geçen yılınkiyle hemen hemen aynı boyutlara sahip. Samsung, yine Sonsuz-O olarak adlandırdığı, üst kısmında ortalanmış bir selfie kamera deliğine sahip ekrana yer veriyor. Ekranın 25:9 gibi sıra dışı bir görüntü oranı var. Bu durum ekranı hem düşey hem de yatay yönde kullanırken ilk etapta kendinizi garip hissetmenize neden olabilir. Dar olması nedeniyle düşey yönde sanal klavyeyi rahat biçimde kullanmak pek kolay değil. Klavyeyi yatayda kullanmaya çalışsanız, bu sefer belki daha rahat yazabilirsiniz, ancak sanal klavye ekranın büyük bir kısmını kaplayacaktır. Öte yandan bu dıştaki ekran yatay yönde web sitelerinde gezinme, sosyal medya uygulamalarını kullanma, video izleme gibi işler için elverişli değil.
Aslında dıştaki kapak ekranı bu cihazın ana ekranı değil. Yukarıdaki paragrafın sonunda saydığım işlevler için bu ekranı zaten kullanmayı düşünmeyeceksiniz. Dıştaki ekran daha çok acil durumlarda, hızlıca bir şeylere bakmak veya sosyal medyada gezinmek istediğinizde, telefonu düşey yönde tutarak kullandığınız ekran olacak. Diyelim ki asansördesiniz, durmuş trafiktesiniz ve bunun gibi geniş zamana sahip olmadığınız bir durumdasınız. Bu gibi durumlarda telefonu kullanmak için dıştaki kapak ekranı yeterli oluyor. Bu ekran 832 x 2268 piksel çözünürlükle, yeteri kadar keskinlik ve netlik sunan bir ekran içeriyor. Dynamic AMOLED 2X teknolojisine sahip, ayrıca içteki ekranın sahip olduğu 120 Hz yenileme hızı özelliğini de barındırıyor. Ekranın geniş görüş açıları ve ortalamanın üstünde bir parlaklığı var. Dışarıda kullanım için de bu parlaklık yeterli görünüyor.
İçerideki katlanabilir ekranın geçen yılın modeliyle aynı büyüklüğe ve çözünürlüğe sahip olduğunu görüyoruz. 7.6 inçlik köşeden köşeye uzunlukta 1768 x 2208 piksel çözünürlük ve 374 ppi gibi ortalamanın üstünde bir piksel yoğunluğu içeriyor. Dynamic AMOLED 2X teknolojisi ve 120Hz yenileme hızı gibi özellikler de geçen yılın modelinden taşınıyor. Ekranın yüzeyi yeteri kadar sağlam, sürükleme veya tıklatma gibi hareketlerde normal bir telefon ekranından çok farklı bir his vermiyor. Bununla birlikte ekranın ortasında, menteşe boyunca kırışıklık izi belli oluyor. Ekrana tam karşıdan ve optimum uzaklıktan bakarken, üstelik ekranda birçok renk barındıran görüntüler olduğunda ya da loş veya karanlık bir ortamda koyu renklerin hakim olduğu görüntülerde bu kırışıklık pek fark edilmiyor. Eğer ekrana belli bir açıdan ışık geliyorsa ya da ekranda beyaz renk baskın durumdaysa, kırışıklığın görünürlüğü biraz daha artıyor. Her ne olursa olsun, bu kırışıklığın görsel deneyimin genelinde çok büyük bir olumsuzluk yarattığını söyleyemeyiz. Orada olsa bile, bir süre sonra gözünüz alışıyor. Uzun vadede durum ne olur, eğer Z Fold 3 bunu söyleyecek kadar uzun bir süre bizde kalırsa, detayları sizinle paylaşırız.
İçerideki katlanabilir ekranın önemli bir yeniliği ise ekran altı kamera teknolojisini barındırması. İlk Galaxy Fold modelinde iPhone’lardaki çentiğe benzer bir yapı vardı. Geçen yılın Z Fold 2 modelinde ise içerideki ekran bir selfie kamera deliği içeriyordu. Şimdi Samsung’un içerideki ekranda kamera deliğini mümkün olduğu kadar kapatmaya çalıştığını görüyoruz. ZTE gibi birkaç üreticinin daha bazı modellerinde uyguladığını gördüğümüz bu teknolojiyi Samsung’un da ilk kez Z Fold 3’te uyguladığını görüyoruz. Tahmin ediyoruz ki, 2022 başlarında göreceğimiz Galaxy S22 modellerinde de bu teknolojiyi görebiliriz. Kameranın olduğu bölüme yakından baktığınızda, buradaki piksellerin ekranın geri kalan bölümüne göre daha seyrek olduğunu göreceksiniz. Ekranın piksel düzeni burada bozuluyor ve dikkatinizi bu noktaya çekerseniz bir şeylerin farklı olduğunu anlıyorsunuz.
Ne var ki, internette gezinirken, oyun oynarken veya ekrana iyice yayılmış biçimde video izlerken dikkatiniz ekranın ortasına yoğunlaştığı için her şey normal görünüyor ve sanki karşınızda kesintisiz ekran varmış gibi görünüyor. Delikli ekranlardaki gibi siyah renkli bir deliğin dikkatinizi çekmesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Ön kamerayı açtığınızda buradaki pikseller kayboluyor ve kamera çekim için hazır hâle geliyor. Samsung, burada farklı bir teknoloji kullandığı için içerideki selfie kamerasının daha düşük bir çözünürlüğü var. Buna Kamera bölümünde daha detaylı biçimde değineceğiz.
Ses tarafına gelecek olursak, alt ve üst kenarlara yerleştirilmiş birer hoparlör var ve bunlar da ortalamanın üstünde bir ses çıkış şiddeti sunuyor. Baslar çok yoğun olmasa da hissediliyor, yüksek ses şiddetinde de temiz ve rahatsız edici tiz yükselmeleri olmayan bir çıkış var. Cihazı yatay biçimde tuttuğunuzda stereo ses etkisi de iyi biçimde veriliyor. Müzik dinlerken veya bir şeyler izlerken ya da oyun oynarken bu ses sistemi iyi bir iş çıkarıyor. Kutudan kulaklık çıkmıyor, 3.5mm kulaklık jakı yok. Samsung Galaxy Buds 2 veya başka kablosuz kulaklık seçeneklerini değerlendirmek yerinde olacaktır.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Performans ve Pil
Türkiye’de satılan Galaxy S21 serisi modellerde Samsung yapımı Exynos işlemciler var. Ancak Samsung, katlanabilir telefonlarında herhangi bir ayrım gözetmiyor ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu tüm ülkelerde 5nm tabanlı Snapdragon 888 işlemciyi sunuyor. 12 GB RAM ve 256 GB dahili hafıza da donanım paketinin diğer üyeleri arasında yer alıyor. microSD kart yuvası yok, ancak 256 GB çoğu kullanıcı için fazlasıyla yeterli olacaktır.
Galaxy Z Fold 3, bir amiral gemisi telefondan beklenen performansı rahatlıkla sergiliyor. Kullanıcı arayüzü içinde gezinti gayet akıcı, iki ekran arasında geçişlerde de hız oldukça iyi, Uygulamalar ve oyunlar bekletmeden yükleniyor, grafik performansı da iyi seviyede bulunuyor. Galaxy Z Fold 3 deneyimimiz genellikle internette gezinme, sosyal medya uygulamalarını kullanma, OneNote ile not alma, S Pen ile ekranda not alma, ara sıra fotoğraf çekme gibi işlerden oluşuyor. Çoğu kullanıcının da kullanım senaryosunun genelini bunların oluşturacağını düşünüyoruz. Bu gibi işlerde hiçbir şekilde sıkıntı yaşatmıyor. Aynı durumun oyunlar için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Pil tarafında Galaxy Z Fold 3, geçen yılın modeline göre hafif de olsa küçülen hacim nedeniyle biraz daha küçük kapasitede, 4400 mAh kapasiteli bir pil barındırıyor. İki yüksek çözünürlüklü üst düzey ekran ve güçlü bir işlemciye rağmen Galaxy Z Fold 3, normal bir kullanım düzeninde, sabahtan akşama bir günü tek bir şarjla rahatlıkla çıkaracaktır. Bununla birlikte gün içinde oyun, video izleme gibi pil tüketimini bakımından yoğun aktivitelerdeki artış pilin gün içinde daha çabuk tükenmesine neden olabilir. Özellikle katlanabilir ekranın parlaklığını maksimuma çıkarırsanız, pil tüketimi de hızlanacaktır. Bu nedenle, etrafta şarj etmenize izin verecek bir imkan yoksa, pil tasarrufu yapmak amacıyla ekran parlaklığını azaltmak veya gerekmedikçe içteki ekranı kullanmamak, bunun yerine kapaktaki ekranla idare etmek gibi çözümler düşünülebilir.
Şarj konusunda ise Galaxy Z Fold 3 iyi bir performans sergiliyor. Kısa sürede birkaç saat boyunca telefonun çalışmasını sağlayacak gücü depolayabilirsiniz. Ne var ki, bunun için uygun bir güç adaptörüne ihtiyacınız olacak. Bu yılın başından itibaren üst sınıf Samsung Galaxy telefonlarının kutusundan güç adaptörü çıkmıyor. Aynı durum Galaxy Z Fold 3 için de geçerli. Sadece USB-C kablosu var. Bu nedenle şarj için bir çözüm de düşünmeniz gerekecek. 25W hızlı şarj destekli bu telefon için bu güç çıkışını destekleyen bir güç adaptörü edinmeniz iyi olacaktır. Elimizde daha önceki test ürünlerinden kalan bir 25W Samsung güç adaptörü mevcut. Ve bununla birlikte Galaxy Z Fold 3’ün pilini yarım saatte yüzde 50’den fazla oranda şarj etmek mümkün. Bir saatte yüzde 80’i aşarken, bir buçuk saatten biraz az bir zamanda pilin tamamı şarj oluyor.
Bu arada kablosuz şarj da mevcut. 11W’lık güç çıkışının desteklendiği belirtiliyor. Daha önce Qi kablosuz şarj protokolünü destekleyen bir aksesuar edindiyseniz, onunla bu katlanabilir telefonu da şarj edebilirsiniz. Kablosuz şarj desteği sadece telefonun şarj edilmesiyle sınırlı değil. Son zamanlarda çıkan birçok üst sınıf Samsung telefonu gibi, Z Fold 3 de ters kablosuz şarj desteğine sahip. Eğer Galaxy Watch 4 serisi bir akıllı saat veya Buds 2 gibi bir kablosuz kulaklık satın alırsanız, bu aksesuarlarınızı gerekli gördüğünüzde Wireless PowerShare özelliğini kullanarak şarj edebilirsiniz.
Kablosuz bağlantı tarafında Galaxy Z Fold 3 son teknolojileri destekliyor. Özellikle Wi-Fi 6 desteği önemli. Bu sayede geleceğe de yatırım yapmış oluyorsunuz. Piyasada, daha yüksek kablosuz ağ hızlarını destekleyen Wi-Fi 6 destekli ağ yönlendiricileri artıyor. Z Fold 3 ile bunlardan yararlanmak, yerel ağ içindeki diğer cihazlarla daha hızlı veri iletişimi kurmak mümkün olacaktır. Söz kablosuz bağlantıdan açılmışken bu telefonun çift hat desteğine sahip olduğunu belirtelim. Bir hattı fiziksel SIM yuvasına takabilir, diğerini ise eSIM yoluyla ekleyebilirsiniz.
Bu arada telefonun resmi adının “Samsung Galaxy Z Fold 3 5G” olduğunun altını çizelim. Yani son zamanlarda birçok üst sınıf akıllı telefonda gördüğümüz 5G desteği mevcut. Henüz Türkiye’de 5G desteği bulunmuyor, ancak şimdilerde mobil operatörler yurt dışında 5G şebekelerini kullanma imkanı konusunda tanıtımlarını yapmaya başladılar. Eğer tarifeniz uygunsa, yurt dışına çıktığınızda Z Fold 3 ile 5G deneyimi yaşayabilirsiniz. Türkiye’de de 2023 yılında 5G şebekelerinin aktif hâle geleceği belirtiliyor. O zaman geldiğinde katlanabilir telefon yeni nesil şebekelere bağlanmak için hazır olacaktır.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Yazılım ve Güvenlik
Samsung Galaxy Z Fold 3’te Android 11 yüklü olarak geliyor. Bunun üstünde de One UI 3.1.1 kullanıcı arayüzü mevcut. One UI, Samsung’un diğer akıllı telefon ve tabletlerinden bildiğimiz, kullanışlı bir kullanıcı arayüzü. Samsung’un geçen yıl Z Fold 2 ile birlikte büyük ekrandan daha iyi yararlanmayı sağlayacak çeşitli yazılım özellikleri sunduğunu görmüştük. Z Fold 3 ile birlikte bunun üstüne yenilerini ekliyor.
Z Fold 2’de çoklu görev deneyimini zenginleştirecek, aynı anda dört tane uygulamayı ekranda kolaylıkla kullanmayı sağlayacak çeşitli özellikleri görmüştük. Hatta ekranda açtığınız iki ya da üç pencereyi grup olarak kaydedip daha sonra kolaylıkla açma imkanı mevcuttu. Bu imkan daha sonra diğer Samsung telefonlarına ve tabletlerine de getirilmişti ve Z Fold 3’te de bulunduğunu görüyoruz. Bu yeni telefonla birlikte Samsung, aynı uygulamanın iki penceresinin yan yana açılmasına izin veriyor. Samsung Internet tarayıcısında gezinirken herhangi bir bağlantıyı, sürükleyip ekranın istediğiniz tarafına bırakarak yeni bir pencerede açmanıza izin veriyor. Bu özellik bazı durumlarda gerçekten işe yarıyor.
Büyük ekran uygulamalara daha verimli bir dizilişte görüntüleme imkanı sunuyor, ancak çoğu uygulama bu imkandan yararlanmayarak akıllı telefon düzenini büyük ekranda da göstermeyi sürdürüyor. Yalnızca Spotify, Microsoft’un Office uygulamaları ve çeşitli uygulamaların bu ek alandan iyi şekilde yararlandığını görüyoruz. Ayarlar içinde de bölünmüş uygulama görünümünde gezinebilirsiniz.
WhatsApp’ta bölünmüş uygulama görünümünü kullanım mümkün. Ancak bu imkan açık biçimde gelmiyor. Ayarlar > Gelişmiş özellikler > Labs yolunu izlemeniz ve burada sunulan çeşitli ayarları kontrol etmeniz gerekiyor. Aslında bu bölüm, Galaxy Z Fold 3’te görebileceğiniz çeşitli uygulama yerleşim hususlarına çözüm getirebilir. Örneğin, Instagram gibi popüler bir uygulama hâlâ Z Fold 3’ün büyük ekranını tam anlamıyla desteklemiyor. Büyük ekranda açıldığında ekranın iki yanında sütunlar görüyorsunuz. Labs içindeki uygulama en-boy oranını kişiselleştirme bölümünden bu tür desteklemeyen uygulamaların tam ekranda açılmasını sağlayabilirsiniz. Bu ayarı Instagram için etkinleştirerek onu tam ekranda açmak mümkün oluyor. Ne var ki, bu durumda hikâyelerin görünümünde kırpmaların olduğunu görüyoruz.
Birçok Samsung cihazında, genellikle ekranın sağ kenarında bir çekmece yer alır. Bunu ortaya doğru çekerek favori uygulamalarınıza veya tüm uygulamalara erişebilir, bunlara ana ekrana gitmeden erişebilirsiniz. Burası aynı zamanda bölünmüş pencere görünümünde uygulama açmak için de başlangıç noktasıdır. Galaxy Z Fold 3 kullanıcıları bu paneli ekrana sabitleme imkanına sabitler. Bu durumda katlanabilir ekranın sunduğu alan biraz daralacaktır, ancak Samsung, sabitlenmiş çubuk görünümünde düzeni iyi şekilde ayarlıyor. Bu görünüm ile biraz daha Windows’u andıran bir deneyim elde edebilirsiniz. Çubuğun arka planı girilen uygulamaya uyum sağlayacak biçimde ayarlanıyor ve görsel açıdan herhangi bir sıkıntı yaratmıyor.
Ana ekran düzeni başlangıçta ana ekran ve kapak ekranında birbirinden bağımsız. Her iki ekran için de bağımsız ana ekran düzenleri oluşturabilirsiniz. Bununla birlikte ekran ayarları içinden Kapak ekranını yansıt seçeneğini açarak, kapak ekranında gösterilen panellerin içerideki ekranda ikili gruplar hâlinde gösterilmesini sağlayabilirsiniz. Bu durum belki içerideki ekranın sunduğu alanı dilediğiniz biçimde kullanmanızı engelleyecektir, ancak her iki ekran için ayrı ayrı düzenlerle uğraşmanızın da önüne geçecektir.
Galaxy Z Fold 3’ün katlanabilir yapısı, içerideki katlanabilir ekranı düz biçimden farklı formlarda da kullanmaya izin veriyor, diğer bir deyişle esneklik sağlıyor. Bu esneklik, uygulamaların kullanıcı arayüzünü farklı şekillerde kullanmasına izin veriyor. Örneğin, YouTube’da video izlerken Z Fold 3’ü hafifçe katlayarak masaya rahatlıkla koyabilir, üstte kalan ekran bölümünde videoyu görüntülerken altta kalan bölümde de kontrolleri görüntüleyebilirsiniz. Benzer bir imkan Kamera uygulamasında da var. Zoom ve Google Meet gibi, bu tarz bir konumlandırmanın yararlı olduğu uygulamalarda da aynı yerleşimi görüyoruz. Yine Labs altında yer alan Esnek Mod özelliğini farklı uygulamalar için açarak diğer uygulamaların da bunlardan yararlanmasına izin verebilirsiniz. Söz konusu özellik Netflix’te de iyi biçimde çalışıyor.
Güvenlik tarafına geldiğimizde, Galaxy Z Fold 3’te parmak izi okuyucusunun daha önce olduğu gibi kenardaki güç düğmesine yerleştirildiğini görüyoruz. Açık veya kapalı durumda bu birimi kullanmakta herhangi bir sıkıntı yok. Hızlı ve isabet oranı yüksek şekilde çalışıyor. Güvenlik seviyesinin yüksek olmasını önemsemeyen, rahatlığını düşünenler için yüz tanıma da kullanılabilir. Hem kapak ekranındaki hem de içteki kamerayla yüz tanıma hızlı şekilde çalışıyor.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: S Pen
Samsung’un Z Fold 3 ile birlikte getirdiği yeniliklerden biri de S Pen desteği. S Pen şimdiye kadar Galaxy Note serisi telefon ve tabletlerin eşsiz bir özelliği olmuştu. Ancak Samsung, bu yılın başında çıkardığı Galaxy S21 Ultra için bu kalem desteğini eklemiş, kalemi de ayrı bir opsiyonel aksesuar olarak kullanma fırsatı sunmuştu. Şirketin yeni bir strateji geliştirdiğine ve bundan böyle Note serisi telefon çıkarmayacağına dair söylentilerin yoğunlaştığı bir ortamda, normalde Note 21 serisini beklediğimiz dönemde S Pen desteğine sahip Z Fold 3 geldi.
Z Fold 3’ün içerideki ekranı daha yumuşak ve hassas bir yüzeye sahip olduğundan dolayı özel bir S Pen kullanmak gerekiyor. Samsung, S Pen Fold Edition kalemi test amacıyla sağladı ve bu sayede katlanabilir ekranda not alma veya çizim yapma deneyiminin nasıl olduğunu da görme imkanı elde ettik. Öncelikle Z Fold 3’ün sunduğu büyük ekran alanı bir kağıt veya deftere not alıyormuş hissini daha iyi şekilde yaşamaya izin veriyor. Kalem ucu, ekrana zarar vermeyecek biçimde hareket ediyor. Bir Note telefonunda gerçekleştirebileceğiniz birçok işi S Pen ile bu katlanabilir telefonda da gerçekleştirmek mümkün. Temassız Komut kısayolu kalemin ucunu ekrana yakınlaştırdığınız anda görünüyor ve buna tıklatarak seçeneklere erişebiliyorsunuz. Hızlı Not alma, ekranda seçim yapma, Canlı mesajlar, AR Karalama, Çevir gibi işlevler kullanılabiliyor. Kalemin dahili pili ve Bluetooth bağlantısı olmadığı için, Note 10 veya Note 20 serisi telefonlarda gördüğümüz kamera veya sunum kontrolü ve benzer işlevler ise kullanılmıyor.
S Pen’in Z Fold 3’te Galaxy Note serisi telefonlarda veya S21 Ultra’da olduğundan daha kullanışlı olduğunu söyleyebiliriz. Bunda da en önemli unsur daha büyük bir ekran alanının sunulması ve cihazın yazı yazarken bileğe iyi bir dayanak oluşturması. Özellikle yatayda tutup kamera çıkıntısının da bir destek gibi davranmasını sağlayarak yazı yazma işini daha rahat hâle getirebilirsiniz.
Ne var ki, Note serisi telefonlarda gördüğümüze benzer bir kalem yuvası yok. Bu durumda kalem yuvalı kılıftan edinmeniz veya S Pen Fold Edition’ı, kutusundan çıkan özel kalem kılıfıyla çantada ayrı olarak taşımanız gerekiyor. Biz ikinci yöntemi tercih ediyoruz. Bu durumda ihtiyaç duyacağınızı düşündüğünüz durumlarda S Pen’i çantanıza atmayı unutmamanız gerekiyor.
Bu arada Galaxy Z Fold 3 ile Samsung’un S Pen Pro ekran kalemini de kullanmak mümkün. S Pen Pro, Z Fold 3’ün ötesinde S Pen destekli diğer cihazlarla da kullanılabiliyor. Bu açıdan daha esnek bir ürün. Ancak elinizde sadece Z Fold 3 varsa, bu kalem için daha fazla miktarda yatırım yapmanıza gerek olmayacaktır.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Kamera
Arkada yer alan kamera modülünün görünümü daha sade ve şık hâle getirilmiş olsa da, Galaxy Z Fold 3 ile Z Fold 2 aynı kamera donanımlarını paylaşıyor. 12 megapiksel çözünürlüklü üç kamera arkada düşey yönde sıralanıyor. Ana kamera f/1.8 diyafram, optik görüntü sabitleme gibi başlıca özelliklere sahip. Telefoto kamera da optik görüntü sabitleme özelliğine sahip ve 2 kat optik yakınlaştırma, f/2.4 diyafram gibi özelliklere sahip. Ultra geniş açılı kamera ise 123 derece görüş açısı, f/2.2 diyafram gibi özellikleri bünyesinde barındırıyor.
Bu kameralarla yapacağınız çekimler bir üst sınıf telefondan beklediğiniz sonuçları verecektir. Her koşul altında iyi fotoğraflar çekmek mümkün oluyor. Z Fold 2’ye nazaran, işlemcinin farklılığının getirdiği ufak bir ilerleme görünüyor. Ancak 108 megapiksel ana kameranın başrolde olduğu daha gelişmiş bir kamera sistemi barındıran S21 Ultra ile karşılaştırıldığında, özellikle düşük ışıktaki sonuçlarda Z Fold 3, 2021’in ilk amiral gemisi Samsung telefonunun gerisinde kalıyor. Ayrıca 10 kat ile S21 Ultra’nın 100 kat yakınlaştırmasının yanına yaklaşmıyor.
Kapak ekranında geçen yılın telefonunda olduğu gibi 10 megapiksel, f/2.2 kamera var. İçerideki ekranda ekran altı kamera teknolojisinin kullanımından dolayı çözünürlük 4 megapiksele geriliyor. Buna rağmen f/1.8 ile daha yüksek bir diyafram açıklığı var. Çözünürlüğün düşüklüğünü Samsung çeşitli yazılım düzeltmeleriyle telafi etmeye çalışıyor. Sonuçta içteki kamerayla çekilen selfie fotoğraflar görünüş açısından rahatsız edici değil, ancak kapak ekranıyla yapacağınız çekimlerle karşılaştırıldığında keskinliğin ve netliğin biraz daha düşük seviyede kaldığını görüyoruz. İçerideki selfie kamerayla gerçekleştireceğiniz video görüşmelerinde ise durum fena sayılmaz. Ne de olsa video görüşmeleri çok yüksek çözünürlüklü kameralara ihtiyaç duymuyor. Bu nedenle Zoom veya Google Meet gibi uygulamalarda gereksinimleri yeterli derecede karşılıyor.
Zaten Galaxy Z Fold 3’ün iki ekranının bulunması ve esnek yapısı, arkadaki üç kamerayı da bir selfie kamera gibi kullanmaya izin veriyor. Kapak ekranının vizör gibi kullanarak arkadaki istediğiniz kamerayla farklı çekimler gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için kamera uygulamasının sağ üst köşesindeki simgeye tıklatarak kapak ekranı görünümünü açabilirsiniz. Bu arada, sol üst köşedeki yakalama görünümü simgesine tıklatarak çektiğiniz son üç fotoğrafın ön izlemesini ekranda anında görebilirsiniz.
Bunların dışında, Galaxy Z Fold 3’ün Kamera uygulaması, diğer Samsung telefonlarında gördüğümüz modlara ve kontrollere sahip. Tek Çekim gibi eğlenceli işler çıkarmaya izin veren bir mod var. Galaxy S21 serisiyle gelen Yönetmen Bakışı özelliği de var olan modlar arasında yer alıyor. Pro Video ve Portre Video gibi özelliklerin yanı sıra Pro moduyla çekim yapabilir, ISO ve benzeri ayarları elle kontrol edebilirsiniz.
Galaxy Z Fold 3’ün esnek yapısı çekimleri bir tripod yardımı olmadan yapmaya izin veriyor. Kamera grubu üstte kalacak şekilde cihazı katlayarak masaya veya yüksek yere yerleştirebilir, bu şekilde time-lapse ve benzeri videoları kolaylıkla çekebilirsiniz.
Samsung Galaxy Z Fold 3, belki Galaxy S21 Ultra’da olduğu kadar gelişmiş bir kamera sistemine sahip değil. Buna rağmen bir amiral gemisi telefona yakışacak seviyede fotoğraflar çekebiliyor. Düşük ışıkta ve gece çekimlerinde gürültü etkisi düşük, pozlama yüksek ve genellikle parlak fotoğraflar çekiliyor. Aydınlık ortamlarda yapılan çekimlerde renk canlılığı yüksek ve doyurucu. HDR performansını da iyi bulduğumuzu söylemeden geçmeyelim. Portre çekimlerde arka plan ile öndeki süje arasında sınırlar da iyi biçimde belirleniyor. Makro çekimlerde de iyi sonuçlar elde edebilirsiniz.
Video tarafında ise saniyede 60 kare hızına kadar 4K video kaydı yapılabiliyor. Ana kamera ve telefoto kamerada yer alan optik görüntü sabitleme sistemi sayesinde hem normal çekimde hem de yakınlaştırma yaptığınızda durağan görüntüler elde edebilirsiniz. Ses kaydı da kaliteli biçimde yapılabiliyor. HEVC gibi verimli bir dosya formatıyla kayıt imkanı da bulunuyor. Bu sayede çekeceğiniz videoları kaliteden ödün vermeden daha küçük boyutlarda saklayabilirsiniz.
Galaxy Z Fold 3 inceleme: Sonuç
Galaxy Z Fold 3, önceki nesil katlanabilir Samsung telefonlarına nazaran, bir teknoloji gösterisi yapmaktan daha çok işlerinde yardımcı olacak üst sınıf bir cihaz isteyenlere hitap eden bir telefon olarak nitelendirilebilir. Sağlamlığı, suya dayanıklılığı, kaliteli ekranlar, yüksek performanslı işlemcisi ve bir günü çıkarmaya yetecek pili bu telefonun artıları arasında yer alıyor.
Tasarımıyla bir akıllı telefon veya tablet sınırları dışına çıkmasa da, biçimiyle son birkaç yıldır alıştığımız akıllı telefonlardan farklı. Buna alışmak biraz zaman alabilir, ancak eninde sonunda hem dıştaki ekrana hem de içteki katlanabilir ekrana alışacak ve hangisini ne zaman kullanacağınıza yönelik bir düzen oluşturacaksınız. İçerideki ekranı kullanmak gerçekten keyifli, ortadaki kırışıklık ara sıra dikkat çekse de, genel olarak bir rahatsızlık yaratmıyor. S Pen desteğinin gelmesi isabetli olmuş, büyük ekranda gerçekten de kullanışlı oluyor. Kalemi Note telefonlarda olduğu kadar rahat taşıyamamak bazıları için sorun olabilir. Ancak genellikle çanta kullanıyorsanız, S Pen için çantanızı kalıcı bir saklama yeri olarak belirleyebilirsiniz.
Yazılım tarafında sunulan özelliklerle Samsung, büyük ekrandan en iyi şekilde yararlanmayı sağlıyor. Ne var ki, içteki ekranı daha verimli biçimde kullanmayı sağlayacak birçok özelliği Ayarlar’dan etkinleştirmeniz gerekebilir. Hatta bazılarını Gelişmiş özellikler altında bulunan Labs bölümünden açmanız gerekecektir. Bu nedenle, Galaxy Z Fold 3’ü tercih edecek olursanız, Ayarlar içinde bir süre gezinmenizde fayda olabilir.
Kameralar konusunda Galaxy Z Fold 3 amiral gemisi telefon çizgisinde sayılır. Galaxy S21 Ultra’nın seviyesine çıkamıyor, ancak her koşulda iyi fotoğraflar çekmeye yetecek bir kamera sistemi barındırıyor. İçeride kullanılan ekran altı kamera yeni bir teknoloji, bunun bir sonucu olarak kamera çözünürlüğü ve çekilen fotoğrafların kalitesi yüksek seviyede değil. Ne var ki, içerideki katlanabilir ekranın görüntüde bütünlük sağlamasına yardımcı olduğu için bu yeni nesil teknolojinin varlığını olumlu karşılıyoruz.
Galaxy Z Fold 3 5G, 21 bin 999 TL ile bir akıllı telefon için en üst seviyede fiyata sahip. Tabii ki, farklı bir teknolojiye sahip olan ekran barındırması ve aynı anda iki farklı deneyime kapı açması bu telefonun fiyatının bu noktada bulunmasının ana sebebi. Yine de, bu maliyeti göze alanlar için, verdikleri paranın karşılığını sadece prestijle değil, işlevsellikle de alacaklarını söyleyebiliriz.
