İncelemelerManşetler

Samsung Galaxy S8+ İncelemesi

samsung galaxy s8 + inceleme

Geçen yılın ağustos ayında tanıtılan ve aynı ay içinde Türkiye’de de satışa çıktığını gördüğümüz Note 7, Samsung’un unutmak ve bir daha hatırlamamak ve hatırlatmamak istediği bir tecrübe olmuştu. Yaşananların ardından, Samsung’un 2017 yılının ilk yarısında çıkaracağı Galaxy S serisi, amiral gemisi telefon ayrı bir önem kazanmıştı. Samsung bu yıl amiral gemisi akıllı telefonunu şubat ayındaki Mobil Dünya Kongresi’nde tanıtmak yerine daha ileride bir tarihi tercih etti. Bununla birlikte Güney Koreli şirket, MWC 2017’den itibaren yeni amiral gemisi Galaxy S8’in ipuçlarını vermeye başlamış, beklentileri yükseltmişti. Şirketin epey ilgi çekici, iddialı ve Note 7’yi unutturacak telefonla karşımıza çıkacağının işaretleri veriliyordu. 29 Mart tarihinde, İstanbul’da da düzenlenen bir etkinlikte nihayet tanıştığımız Galaxy S8 ve S8+, gerçekten de epey iddialıydı. Satışa çıktıktan bu yana geçen zamana baktığımızda da, bu iki telefon Note 7’yi unutturmasını bildi.

Galaxy S8 ve S8+ ikilisinin daha büyük ekranlı olanını bir süredir deneyimliyoruz. 6.2 inç gibi büyük bir ekran barındıran Samsung Galaxy S8+, büyük ekranlı bir telefonun nasıl daha rahat şekilde kullanılabileceğini, kullanıcıları rahatsız etmeyecek bir deneyim sunulacağını açık şekilde gösteren bir ürün olarak öne çıkıyor. Devamında okuyacağınız Galaxy S8 Plus inceleme yazısı sayesinde, Samsung’un sıra dışı büyük ekranlı telefonuyla ilgili detayları elde edebilirsiniz.

Galaxy S8+ video inceleme

Galaxy S8+ inceleme: Tasarım

Ekran çerçevesinin neredeyse sıfır alana sahip olduğu telefonlar giderek daha fazla ilgi çekmeye başlıyor. Geçen yılın sonlarına doğru çıkan Xiaomi Mi Mix, bu yılın başlarında, Samsung’un amiral gemisi telefonlarından hemen önce çıkan LG G6 bu eğilimin ilk üyeleri olarak dikkat çekmişti. Samsung da Galaxy S8 ve S8+ ile bu modaya uyum sağlıyor. Galaxy S8 ve daha büyük ekranlı S8+, aslında Galaxy S7, Note7 gibi cihazların çizgisinden devam eden, metal ve camın birleşiminden oluşan telefonlar olarak dikkat çekiyor. Önde ve arkada yer alan ve uzun kenarlara doğru kavis yapan camlar, simetrik bir görünüm sunuyor, kenarları saran metal çerçeveyle buluşuyor. 8 mm. biraz altında kalınlığa sahip olan Galaxy S8+, kenarlara doğru incelen profiliyle beraber rahat bir kullanım imkanı sağlıyor. Bununla birlikte cam yüzeyin hafif sürtünmeye sahip olması da, Galaxy S8+ gibi büyük ekranlı bir telefonu kullanırken, telefonun elden kayıp gitmesini engelliyor.

Galaxy S8+’ın 6.2 inç ekranı kavis yapan uzun kenarları ile kenardan kenara uzanırken, ekranın üst ve alt kesimlerinde de çok küçük boşluklar bulunuyor. Ayrıca ekranın köşeleri de tıpkı LG G6’da olduğu gibi yuvarlatılmış, böylelikle ekranın telefonun gövdesiyle uyum yakalaması ve ortaya daha çekici bir görünümün çıkması sağlanmış. Sonuç olarak, Samsung’un “Sonsuz Ekran” olarak adlandırdığı, çok düşük alanlı ekran çerçevesi sayesinde, S8+ ile neredeyse sadece ekranı kullanıyormuş hissine kapılıyorsunuz. Hem S8 hem de S8+’ın ekranları 18.5:9 gibi sıra dışı bir görüntü oranına sahip, bu da ekranın dar ve uzun bir formda olmasını sağlıyor. Tıpkı LG G6’da olduğu gibi, bu durum telefonu avuç içinde daha rahat şekilde kavramayı mümkün kılıyor.

Normalde 6 inç üstü ekran büyüklüğüne sahip olan telefonları avuç içinde rahatlıkla tutmak, tek elle kullanmak zordur. Ancak Samsung Galaxy S8+’ın gerek tasarımı, gerek ekran biçimi, gerek kullanılan malzemenin kalitesi ve yeterli yüzey sürtünmesi sayesinde, 6.2 inç ekranlı bu telefonu tek elle tutmak, büyük ekranlı bir telefona nispeten rahat şekilde kullanmak mümkün oluyor. Tabii ki, S8+’ı 5 inç veya altı ekran büyüklüğüne sahip olan bir telefona nazaran, tek elle tutmak ve kullanmak daha zahmetli. Ancak kendi sınıfındaki telefonlarla karşılaştırdığımızda, şaşırtıcı derecede ergonomik ve rahat kullanım sağlıyor. Tabii ki, ekranın üst bölümlerine erişmek için telefonu avuç içinde hareket ettirmek gerekiyor, ancak bu bile çok büyük zahmet oluşturmuyor.

Samsung, ekranın üst kısmındaki küçük alana ahize hoparlörü, selfie kamerası, sensörler ve iris tarayıcısını sığdırmayı başarıyor. Ekranın altında fiziksel tuşlar için yeterli alanın olmaması nedeniyle, şimdiye kadar gördüğümüz Samsung telefonlarının alamet-i farikası hâline gelen fiziksel ana ekran tuşu ve onun yanlarına yerleştirilmiş kapasitif dokunmatik navigasyon tuşlarından vazgeçiliyor. Dolayısıyla önde parmak izi okuyucu da bulunmuyor. Samsung, navigasyon kontrollerini ekranın içine yerleştiriyor, sanal tuşlara yer veriyor. Bununla birlikte ana ekran kontrolünün bulunduğu alana yerleştirdiği titreşim motoru sayesinde bu ikona dokunulduğunda fiziksel düğmeye basılmış hissini yaşatıyor. Bu titreşim şiddetini Ayarlar içinden belirleme imkanı da kullanıcılara sunuluyor.

Galaxy S8+’ın çevresini saran metal çerçeve, siyah renkli modelde, cam bölümlerle uyum sağlayacak şekilde siyaha boyanmış olarak karşımıza çıkıyor. Samsung daha önce benzer yapıyı Note 7 ve 2017 model A serisi cihazlarda da denemişti. Aynı şekilde Galaxy S8 ve S8+’ta da benzer bir tasarım kararının alındığını görüyoruz ki, bu da fazlasıyla memnun edici. Tamamen siyaha boyanmış şekilde Galaxy S8+’ın oldukça şık ve havalı durduğunu belirtmemiz gerekiyor. Metal çerçeve aşınma ve çizilmelere karşı dayanıklı görünüyor. Galaxy S8+’ı kullandığımız 1,5 aylık süre boyunca dikkate değer bir durumla karşılaşmadık.

Gelelim metal çerçeve üstüne yerleştirilmiş olan unsurlara… Alt kenarda USB-C portu, 3.5mm kulaklık jakı, hoparlör ve mikrofon yer alıyor. Üst kenarda ise nanoSIM ve microSD kart tepsisi bulunuyor. Sağ kenarda güç butonu, sol kenarda ise ses tuşları diğer Samsung telefonlarından alıştığımız şekilde yerleştirilmiş ve rahatlıkla erişiliyor. Galaxy S8 ve S8+’ta, soldaki ses tuşlarının hemen altında yeni bir donanım tuşu görüyoruz. Bu tuş, S8 ile birlikte tanıtılan Bixby adlı sanal asistanı çağırmaya yarıyor. Bixby ile ilgili detaylara yazılım bölümünde yer vereceğiz.

Galaxy S8+’ın hem önü hem de arkası Corning Gorilla Glass 5 ekran camıyla kaplı. Corning’in camları hem çizik hem de düşmelerin oluşturabileceği çatlamalara karşı dayanıklılığıyla ön plana çıkıyor. Epey sağlam görünse de, telefonu ışığa tuttuğumuzda ufak tefek çiziklerin bulunduğunu görüyoruz. Cam yüzeyin sürtünmesi, tıpkı S7 ve S7 edge’de olduğu gibi düşük tutulmamış, bu da telefonu kullanırken elden kayıp gitmesini engelliyor, rahat bir kullanım sağlıyor. Bununla birlikte parmak izi ve kiri tutma konusunda epey cömert davranıyor.

Telefonun arkasında yer alan ana kamera dışa doğru çıkıntı yapmıyor, bu da S8+ bir yüzeye ön yüzü yukarı bakacak şekilde konulduğunda oynama yapmamasını, sabit şekilde durmasını sağlıyor. Kameranın solunda flaş ve kalp hızı sensörü, sağında ise parmak izi okuyucusu yer alıyor. Parmak izi okuyucusu yerleşimi itibarıyla epey konuşulmuştu. Bu sensöre Güvenlik bölümünde biraz daha detaylı şekilde değineceğiz. Kameradan aşağı doğru ilerlediğimizde Samsung logosunu görüyoruz. Alt kenara yakın bölümde ise telefonla ilgili bazı bilgilerin işlendiği bölüm bulunuyor. Burada Samsung Türkiye garantisinin de telefona işlendiğini görmek ilgi çekici. Bu, karşımızda gerçekten Türkiye için özel olarak üretilmiş bir telefonun olduğunu açık şekilde gösteriyor.

Samsung Galaxy S8 ve S8+ da suya ve toza dayanıklılık özelliği barındırıyor. IP68 sertifikasına sahip olan telefon, 1.5 metre derinlikteki suda yarım saat boyunca başına herhangi bir şey gelmeden kalabiliyor. Suya dayanıklılık özelliği S8+’ı su altı fotoğrafçılığı ve video çekimi için elverişli hâle getiriyor. Ayrıca önümüz yaz, havuz ve deniz kenarında bu telefonla içiniz rahat şekilde dolaşabilirsiniz. Kışın da sağanak yağış altında telefonu açıp kullanmanız, görüşmeler yapmanız herhangi bir sorun çıkarmayacaktır. Hatta eğer isterseniz, telefonu musluktan akan suyun altına tutup yıkayabilir, daha sonra kurulayıp kullanmaya devam edebilirsiniz.

Galaxy S8+ inceleme: Donanım, Performans, Pil

Samsung Galaxy S8+’ın 6.2 inçlik köşeden köşeye uzunluk değerli ekranı, 18.5:9 gibi, alıştığımız 16:9 ekranlara göre sıra dışı sayılabilecek bir görüntü oranına sahip. Bu ekran 1440 x 2960 piksel çözünürlükle 529 ppi gibi yüksek bir piksel yoğunluğu sunuyor. Uzun kenarların telefonun kenarlarına doğru kavis yaptığı, böylelikle kenardan kenara yayılan etkileyici bir görünüme sahip olan Super AMOLED ekran, tahmin edeceğiniz şekilde geniş görüş açıları, yüksek parlaklık, gerçeğe yakın renkler ve güneş ışığı altında yüksek görüş sağlıyor. Mobil HDR destekli ekranın renk sıcaklığı kullanıcı isteğine bağlı olarak veya ortam koşullarına göre ayarlanabiliyor.

Uygulamaların veya oyunların çoğu varsayılan olarak 16:9 görüntü oranlı ekranlara göre ayarlanıyor, bu nedenle en azından şu an için birçok uygulamada üst ve alt kısımlarda siyah şeritler görünüyor. Ancak arzu ettiğiniz takdirde uyumluluk modunu kullanarak, ekrandaki oyunu veya uygulamayı S8+’ın ultra geniş ekranına sığdırabilirsiniz. YouTube’da da video oynatımı sırasında bir genişletme butonu görülüyor. Bu butona tıklatarak videonun ekranın tamamına yayılmasını sağlayabilirsiniz, ancak bu durumda videonun sınırlarından kayıplar olacaktır.

S8+’ın ekranı varsayılan olarak Full HD+ çözünürlüğe, yani 2220 x 1080’e ayarlı şekilde geliyor. Samsung bu şekilde pil tüketiminin optimumda olmasını amaçlıyor. Eğer isterseniz ekran ayarlarına girerek WQHD+’a, yani maksimum çözünürlüğe çekebilirsiniz. İki çözünürlük seçeneği arasında genel olarak fazla bir fark sezmeyebilirsiniz, ancak metinlere dikkatli şekilde baktığınızda düşük çözünürlüklü seçeneklerde kenarlara doğru saçılmalar ve hafif bulanıklık dikkatinizi çekecektir. Eğer tam netlik istiyorsanız, WQHD+’ı seçmeniz yerinde olacaktır. Ancak bunun da pil tüketimini nispeten artıracağını hatırlatmamız gerekiyor.

Sürekli açık ekran, ya da Samsung’un adlandırdığı şekilde Always On Display özelliği S8+’ta da mevcut. Galaxy S8+’ın ekranı uyku modundayken bile ekranda saat, tarih, takvim, gelen bildirimler, pil durumu veya seçtiğiniz bir fotoğraf gibi içerikleri görüntüleyebilirsiniz. S8+ ile birlikte Always On Display aktifken arka planda duvar kağıdı da kullanmak mümkün oluyor. Super AMOLED ekran sadece görüntü gösteriminde kullanılan pikselleri aktifleştirdiği için bu özelliğin pil ömrüne de çok fazla olumsuz etkisi bulunmuyor. Ekran ayarları içinden Always On Display’i özelleştirebilirsiniz.

Galaxy S8+’ın büyük ekranı film izlerken veya oyun oynarken büyük rahatlık sunuyor. Alt kenarda yer alan hoparlör yeterli ve kulakları doyurucu bir ses çıkışı sağlıyor. Ancak oyun oynarken eliniz kulaklık çıkışını kapatıyor. Kutudan çıkan AKG marka kulaklıklar ise, baslar ve tizler bakımından oldukça dengeli ve doyurucu bir ses çıkışı sunuyor. Ayrıca kulaklıkla kullanım için kendi ses profilinizi de oluşturabilirsiniz.

Galaxy S8+’ın Türkiye’de satılan versiyonlarında sekiz çekirdekli Exynos 8895 Octa işlemci yer alıyor. Buna 4 GB RAM eşlik ediyor. Bu donanım paketi beklentilere uygun şekilde yüksek performans sağlıyor, benchmark testlerinde de yüksek puan topluyor. Örneğin popüler bir benchmark testi olan AnTuTu’da 172 bin seviyesindeki puanla ilk üç içinde yer almayı başarıyor. Telefonu çoğu zaman yoğun şekilde kullansak bile aşırı şekilde ısındığını gözlemlemedik. Gerçekleştirdiğimiz AnTuTu benchmark testinde işlemcinin bulunduğu bölümün ısındığı hissediliyor, ancak bu sıcaklık değeri bile makul sınırlar içinde yer alıyor.

Oyunlar da gayet akıcı. SimCity BuildIt gibi, Android platformunda genellikle iOS’e göre daha aksak bir performans sergileyen oyunu bile S8+’ta düzgün şekilde oynamak mümkün oluyor. Yüksek gereksinimlere ihtiyaç duyan hemen her oyunu da bu telefonda rahatlıkla oynayabilirsiniz. Game Mode olarak adlandırılan ve geçen yıl Galaxy S7 ile birlikte tanıtılan özel oyun modu sayesinde oyun sırasında cihazın performansını artıracak adımları da atabilirsiniz. Bununla birlikte Ayarlar içinde erişilen Bakım aracı da telefonun röntgenini çekiyor ve anlık performans durumunu gösteriyor. Tek bir düğmeye dokunarak S8+’ın gerekli adımları kendiliğinden atmasını sağlayabilir ve performansı en üst düzeye çıkarabilirsiniz. Bu işlemi yapmadan önce AnTuTu’da beklenenden düşük bir benchmark puanı elde etmiştik. Daha sonra işlemi tekrarladığımızda yukarıda bahsettiğimiz, yüksek performans puanına ulaştık.

Pil tarafında ise 3500 mAh kapasiteli bir pil görüyoruz. Belki Galaxy S8+’ın ekran büyüklüğü ve yüzey alanı daha geniş kapasiteli bir pile imkan tanıyabilirdi, ancak Note 7’nin piliyle yaşananlardan sonra Samsung’un fazla iddialı davranmayı tercih etmediğini tahmin ediyoruz. Sonuç olarak 3500 mAh günümüzün şartlarında ortalamalarda gezinen ve makul görülebilecek bir kapasite. S8+’ın bir günü rahatlıkla çıkarması için yeterli oluyor. Hatta ikinci gün bile telefonu kullanmanıza imkan tanıyor. Pil tasarruf modu sayesinde, şarj seviyesi azaldığında S8+’ı birkaç saat daha kullanacak şekilde, kalan gücü optimize edebilirsiniz. Bu arada pil, hızlı şarj desteğine de sahip. Kutusundan çıkan hızlı şarj destekli adaptörü kullanarak yarım saatte yüzde 40’a varan bir doluluk oranına ulaşabilirsiniz ki, bu da tutumlu davrandığınızda bir günü çıkarmaya yetecektir. Kablosuz şarj desteği de mevcut, bu da şarj işlemini, eğer bir kablosuz şarj cihazına sahipseniz, oldukça pratikleştiriyor.

Galaxy S8+ inceleme: Güvenlik

Günümüzde parmak izi okuyucusu akıllı telefonların standart bir özelliği hâline gelmeye başladı. Giriş segmentindeki akıllı telefonlarda bile bu özelliği görüyoruz. Tabii ki, Galaxy S8+’ta da parmak izi okuyucusu mevcut, ancak biraz sıra dışı sayılabilecek bir konuma yerleştirildiğini görüyoruz.

S8 ve S8+ ile birlikte ekranın genişlemesi sonucunda S6, S7 gibi telefonlarda ön kısımda, ekranın altında bulunan parmak izi okuyuculu ana ekran düğmesine yer kalmadı. Bu nedenle Samsung da parmak izi okuyucusunu arkaya yerleştirmek zorunda kaldı. Parmak izi okuyucusu, S8+’ı elinizde tuttuğunuzda işaret parmağının doğal olarak temas edeceği noktada değil. Samsung pilin konumu nedeniyle bunun mümkün olmadığını, sonuç olarak parmak izi okuyucusunun da daha üste, kameranın yanına yerleştirildiğini söylemişti. Parmak izi okuyucusuna erişmek için işaret parmağını yukarı doğru uzatmak veya telefonu avuç içinde hareket ettirmek gerekiyor. Bununla birlikte, S8+’ı yeni kullanmaya başladığınız zamanlarda, parmak izi okuyucusunun nerede olduğunu görmek için telefonun arkasını sıklıkla çevirmek isteyebilirsiniz. Bir süre sonra parmak izi okuyucusunun yerine alışacağınızı ve nispeten rahat şekilde kullanabileceğinizi söyleyebiliriz. Her şeye rağmen parmak izi okuyucusu oldukça hızlı çalışıyor.

Parmak izi okuyucusunu pratik bulmayanlar için Samsung, alternatif çözümler sunuyor. İlk kez Note7’de gördüğümüz iris tarama bunlardan ilki. S8+’ı hafifçe kaldırıp gözünüze tutarak kilit ekranını açabilirsiniz. Bunun yanı sıra bir de yüz tanıma sistemi var ki, o sistem daha az güvenli olmasına karşın daha hızlı ve pratik görünüyor. İris tarama ve yüz tanıma yöntemleri aynı anda kullanılamıyor, ikisinden birini seçmek gerekiyor. Bununla birlikte bu iki biyometrik doğrulama yönteminin ikisini de parmak izi okuyucusuyla aynı anda kullanabilirsiniz.

Galaxy S8+’ı deneyimlediğimiz çoğu zaman boyunca ilk tercihimiz yüz tanıma sistemi oldu. Her ne kadar diğer yöntemlere göre daha az güvenli olsa ve bir fotoğrafla bu sistemin etrafından dolaşmak mümkün olsa da, yüz tanıma yöntemi diğerlerine göre çok daha pratik ve hızlı. Aydınlık veya loş ortamda, telefonu yüzünüze tuttuğunuz anda ekran kilidi açılıyor. İris tarama da hızlı, ancak bunun için telefonu biraz daha yukarıda, göz hizasında tutmak gerekiyor.

Yukarıda saydığımız biyometrik tanıma sistemleriyle birlikte Android’in standart güvenlik yöntemleri de S8 ve S8+’ta yer alıyor.

Galaxy S8+ inceleme: Yazılım

samsung galaxy s8+ incelemeSamsung Galaxy S8+’ta Android 7.0 Nougat yüklü olarak geliyor. Bunun üstünde de Samsung’un bundan böyle Samsung Experience olarak adlandırdığı yeni kullanıcı arayüzünü görüyoruz. Galaxy S8 ve S8+ tanıtılmadan önce, S7 ve S7 edge’e gelen Android 7.0 Nougat güncellemesiyle birlikte görmeye başladığımız kullanıcı arayüzünün temel özelliklerini S8 ve S8+’ın kullanıcı arayüzünde de görmek mümkün. Benzer yazı tipleri, tasarım unsurlar, menüler bu telefonda da mevcut. Bununla birlikte yüklü gelen uygulama ikonlarında S8 ve S8+’a özel yenilemeler yapıldığını görüyoruz.

Fiziksel ana ekran tuşu ve kontrollerin kalkması neticesinde ilk kez bir Samsung kullanıcı arayüzünde sanal navigasyon kontrollerini görüyoruz. Bu kontroller ekranın ek alanında bulunduğu için genel olarak kullanıcı arayüzüne olumsuz etkide bulunmuyor. Ayrıca Samsung, ana ekran düğmesinin altına yerleştirdiği titreşim sensörü sayesinde ortadaki ana ekran kontrolüne bastırıldığında verilen titreşimle fiziksel tuş hissini yaşatıyor. Ayarlar bölümünden bu navigasyon kontrol çubuğunun düzenini, arka plan rengini ve titreşim hassasiyetini istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz.

Samsung’un değiştirdiği unsurlardan biri de yüklü gelen Telefon, Mesajlar, İnternet gibi yerel uygulamaların ikonlarını değiştirmek olmuş. Parmağınızı yukarı sürükleyerek uygulama menüsünü açabilirsiniz. Bu arada arzu ederseniz, sadece ana ekran panellerinin bulunduğu tasarımı da kullanmanız mümkün. Samsung, Google ve Microsoft’un çeşitli uygulamaları önceden olduğu gibi yüklü olarak geliyor. Samsung Themes uygulaması da Galaxy S8+’ın kullanıcı arayüzünü özelleştirme, farklı temalarla görünümü farklılaştırma imkanı sağlıyor. Türkiye’ye özel Galaxy S8+’larda Galaxy Fırsatları olarak adlandırılan bir uygulama da geliyor. Birkaç yıl öncesinin grup satın alma siteleri gibi işleyen bu uygulama farklı fırsatlar sunuyor, ara sıra bakmaya değer.

Bixby, yazılım tarafındaki en önemli eklentilerden bir tanesi. Samsung’un S8 ve S8+ ile birlikte tanıttığı bu yeni nesil sanal asistan, Türkiye’de satılan modellerde de bulunuyor, ancak başlangıçta sadece Amerikan İngilizcesi ve Korece dillerini destekleyen Bixby Voice sesli asistan özellikleri kullanılamayacak. Eskiden ana ekranın en solunda yer alan Flipboard destekli bileşenin yerini Bixby paneli alıyor. Burada çeşitli uygulamalardan veriler, hatırlatıcılar, haberler, vb. bilgiler kartlı yapıda gösteriliyor. Bununla birlikte haberler yine Flipboard destekli olarak sunulmaya devam ediliyor, ancak Bixby’nin alt katmanındaki bir bileşen olarak yer alıyor. Bixby’nin varlığını Kamera uygulamasında da Bixby Vision olarak görüyoruz. Bu araç metin ayıklama ve çeviri gibi işlemleri yapabiliyor. Bixby Vision’ın desteklenen servisler tarafında zenginleştirilmeye ihtiyacı var, ancak görsel tanıma bakımından epey iyi çalıştığını söyleyebiliriz. Telefonun sol kenarındaki düğmeye bastığınızda da, Bixby paneli açılıyor. Kullanıcı arayüzünün herhangi bir noktasındayken Bixby düğmesine basarak Bixby paneline erişebilir, işiniz bittiğinde tekrar basarak bulunduğunuz noktaya tekrar geri dönebilirsiniz.

Galaxy S8+’ta da dosyalarınızı, fotoğraflarınızı, uygulamalarınızı ve diğer içeriklerinizi güvenli şekilde saklamanızı sağlayan Güvenli Klasör bulunuyor. Birkaç adımda kurulumu tamamladıktan sonra S8+’ın zengin kimlik doğrulama yöntemlerinden bir tanesini kullanarak dosyalarınıza veya diğer verilere erişebilirsiniz.

Kavisli ekranın varlığına bağlı olarak, Galaxy S8+’ta Edge uygulamaları mevcut. Ekranın kenarında göreceğiniz ince ve uzun şekilli sekmeyi ortaya doğru çekerek kenar ekranı panellerine erişebilirsiniz. Burada sık kullandığınız Edge uygulamaları, sık iletişim kurduğunuz Edge kişileri, bir görüntü veya GIF animasyon olarak kaydedilecek ekran alanını seçmeyi sağlayan Akıllı Seçim aracı gibi öğeler bulunuyor. Bununla birlikte Cihaz Bakımı, Hatırlatıcı gibi yararlı araçlara da bu kenar ekranı panelinden erişmek mümkün oluyor. Edge panelleri oldukça yararlı görünse de, itiraf etmeliyiz ki, çoğu zaman bu panelin varlığını hissetmedik, kenar ekranından sarkan Edge panelleri sürgüsünün farkına bile varmadık. Ancak kullanmak isteyenler için kenar ekranı özelliklerinin oldukça pratik olduğunu belirtmeliyiz.

S8+’ın büyük ekranı ikili pencere modunu daha rahat kullanmayı sağlarken, tek elle kullanım modu ile arayüzü küçültmek ve arayüzün üst kısımlarına tek elle kullanırken rahatlıkla erişmek mümkün oluyor.

Galaxy S8+ inceleme: Kamera

Geçen yılın telefonları S7 ve S7 edge’in kameraları bir akıllı telefonda yer alan en iyi kameralar arasında gösteriliyordu. Gerçekten de Samsung’un 2016 model amiral gemisi telefonları kameraları bakımından bizim de büyük beğenimizi kazanmıştı. Samsung, akıllı davranarak bu başarısı kanıtlanan formülü bozmuyor, hemen hemen aynı kamera sistemini 2017 model telefonlara da taşıyor.

Galaxy S8 ve S8+’ın arkasında 12 megapiksel çözünürlüklü, f/1.7 diyafram açıklıklı kamera bulunuyor. Bu kamera ışığı daha fazla miktarda yakalaması sayesinde düşük ışıklı ortamlarda daha aydınlık fotoğraflar çekmeyi mümkün hâle getiriyor. Bunun yanı sıra ışığın yeterli olduğu ortamlarda da gayet canlı, parlak ve detayların zengin olduğu çekimleri gerçekleştirme imkânı sağlıyor.

S8+’ın Kamera uygulaması geçen yılın S7 telefonlarıyla birlikte gelen sadeleştirilmiş kullanıcı arayüzünü korumakla birlikte birtakım eklentiler de içeriyor. Parmak hareketleriyle kolay kullanım imkanı sunuluyor; parmağınızı sağa ve sola sürükleyerek çekim modu ve efektler panellerine geçiş yapabileceğiniz gibi, yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya sürükleyerek ön ve arka kameralar arasında değişim yapabilirsiniz. Ekranın bir kenarında ayarlar, flaş, HDR ve kamera değiştirme kontrolleri bulunurken, diğer kenarında fotoğraf ve video çekim düğmeleriyle, çekilen fotoğraf veya video ön izleme imkanı da sunan galeri kısayolu bulunuyor.

Samsung Galaxy telefonlarında Kamera uygulamasını Ana ekran düğmesine art arda iki kez basarak açmak mümkün olur. Ancak S8+’ın önünde fiziksel Ana ekran düğmesi bulunmadığı için bu özellik başka bir düğmeye devrediliyor. Sağ kenarda bulunan güç düğmesine art arda iki kez basarak Kamera’ya hızlıca erişebilirsiniz. Yine selfie çekimlerinde, eskiden olduğu gibi parmağınızı kalp hızı ölçerin üstüne koyup çekerek fotoğraf çekimini gerçekleştirebilirsiniz.

Galaxy S8 ve S8+ ile birlikte Kamera uygulamasına getirilen yeni kontroller var. Çekim tuşunun bulunduğu tarafta küçük bir ayı ikonu dikkatinizi çekecektir. Buna tıkladığınızda Snapchat filtrelerine benzer filtreleri eklemenizi sağlayacak bir sütun göreceksiniz. Dilediğiniz filtreyi seçerek bunu anında ekrana uygulayabilir ve bu şekilde çekimlerinizi daha eğlenceli hâle getirebilirsiniz. Bunun dışında yüz güzelleştirme aracı arka kamerada da çalışıyor, cilt tonunu ayarlama imkanı sunuyor.

Filtre ikonuyla aynı hizada göz şeklinde bir ikon daha göreceksiniz. Buna tıklattığınızda ise Bixby Vision adı verilen görsel tanıma aracı açılıyor. Bixby Vision açıkken kamerayı bir nesneye veya konuma doğrultarak o nesne veya konumla ilgili çeşitli verilere erişebilirsiniz. Bixby Vision şu an için Türkiye’deki telefonlarda Pinterest’ten benzer sonuçlar getiriyor, performansı fena sayılmaz, ancak daha fazla şekilde kullanılması için yeni servisler eklenmeli. Bununla birlikte Bixby Vision metin tanıma özelliğine de sahip. Metin çıkartma işlevi tam mükemmellikte çalışmıyor, ancak tabela, poster, afiş gibi, içinde büyük boyutlu metinlerin geçtiği nesneleri Bixby Vision ile taratıp, çeviri gibi işlemlerde bundan yararlanabilirsiniz.

Galaxy S8+ ile çektiğimiz fotoğraflar, çoğu durumda fazlasıyla memnun edici, hatta bazen hayran bırakacak nitelikte. Dışarıda, gün ışığında gerçekleştirilen çekimler yüksek parlaklık, canlı renkler ve yoğun detaylarla kendisine hayran bıraktırırken, iç ortamlarda gerçekleştirdiğiz çekimlerde gayet aydınlık, net ve renkler bakımından başarılı. Galaxy S7 edge’in kamerasıyla karşılaştırdığımızda S8+’ın kamerasının görüntüyü biraz daha sıcak tonlarda yakaladığını görüyoruz. Düşük ışıklı ortam ve gece çekimleri de oldukça başarılı, gürültü çok düşük derecede, ayrıca optik görüntü sabitleme sistemi sayesinde gece bile net, keskin manzara fotoğrafları çekebilirsiniz. Makro çekimlerinde de nesneye epey yaklaşarak; net, detayları bol fotoğraflar çekebilirsiniz. Otomatik HDR modu da epey işe yarıyor, özellikle ışığın ters geldiği, sahne içinde homojen olmadığı durumlarda karanlıkta kalan alanlarda da detayların ortaya çıkmasını sağlıyor.

Ön tarafta 8 megapiksel çözünürlüklü, yine f/1.7 diyafram değerli selfie kamerasını görüyoruz. Yüz güzelleştirme araçları sayesinde cilt tonundan göz yuvarlaklığına, yüz yapısından spot ışığa kadar çeşitli ayarlarla selfie çekimlerini daha güzel, tatmin edici hâle getirebilirsiniz. Ön kamera düşük ışıkta gayet aydınlık, net ve detayları bol fotoğraflar çekmeyi sağlıyor. Nispeten geniş görüş açısı da ikiden fazla kişiyi bir kareye sığdırmayı sağlıyor.

Video tarafında da 4K video kaydının bulunduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra QHD, 1080p 60fps gibi standardın dışında çekim modları da mevcut. Video kalitesi oldukça başarılı, aynı zamanda sesler de kaliteli biçimde kaydediliyor. Galaxy S8+ video kamerasıyla da çoğu durumda işinizi görecektir.

Galaxy S8+ inceleme: Sonuç

Samsung Galaxy S8+ ve daha küçük ekranlı kardeşi S8, S7 ve S7 edge’in beğeni kazanan malzeme kalitesi ve yapısını koruyor, hatta neredeyse sıfır çerçeveli kavisli ekran tasarımıyla onu daha da kullanışlı hâle getiriyor. Yüksek ekran-yüzey oranı sayesinde büyük ekran deneyimini nispeten kompakt bir gövdede yaşama imkanı sunan S8+, çoğu durumda tek elle bile rahat şekilde kullanılıyor, kavisli ekran bölümleri yanlış tıklamalara da yol açmıyor. S8+’ın büyük ekranında internette gezinmek, fotoğraflara bakmak, Netflix veya YouTube’da video, film, dizi izlemek büyük bir keyfe dönüşüyor.

Bir amiral gemisi telefona yakışır performans sunan Galaxy S8+, bir günü rahatlıkla çıkaracak bir pil performansı da sergiliyor. Samsung Experience kullanıcı arayüzü de sade ve kullanışlı yapısıyla her işi rahatlıkla hâlletmeyi sağlıyor. S7’den miras alınan kamera sistemi ise en unutulmaz anları bile S8+ ile gönül rahatlığıyla ölümsüzleştirmeyi sağlıyor. Galaxy S8+ tek başına ana kameranız olma işini rahatlıkla görecek, ayriyeten bir dijital fotoğraf makinesi veya bir kameraya ihtiyaç bıraktırmayacaktır. İtiraf etmeliyiz ki, bazı basın toplantılarına profesyonel fotoğraf makinesi veya video kamera götürmek yerine Galaxy S8+’ı kullanmaya başladık ve elde ettiğimiz sonuçlar da gayet memnun edici.

Sonuç olarak Galaxy S8+ gerek tasarımı, gerek teknik özellikleri, gerek performansı, gerek sunduğu kullanım deneyimiyle geçen yılın unutulmak ve unutturulmak istenen telefonu Note 7’nin önüne geçmeyi, onu gölgelemeyi, etkisini epey azaltmayı başarıyor. Bugünlerde bir akıllı telefon satın almayı düşünen, önceliği güncelliğe veren ve cebinde yeteri kadar da parası olanlar için, Galaxy S8+ önde gelen seçeneklerden bir tanesi.