Samsung kenar ekranlı ilk telefonunu 2014 yılında çıkarmıştı. Galaxy Note Edge sadece tek bir kenarına kavis yapan ekrana sahipti. Güney Koreli şirketin uzun zaman boyunca yapmış olduğu kavisli ekran denemeleri bu cihazla birlikte ilk meyvelerini vermişti. 2015 yılında ise Samsung’un kavisli ekran kullanımını daha da geliştirdiğini ilk olarak S6 edge ile gördük. Samsung, ekran büyüklükleri hemen hemen aynı olan, ancak bir tanesi kenarlara doğru akan şekilde kavisli ekran barındıran S6 ve S6 edge ile tüketicilere birbirine oldukça benzeyen iki farklı alternatif sunmuştu. Geçen yılın ikinci yarısında ise Galaxy Note 5 ile birlikte Note Edge’in devamı niteliğinde bir ürün görmek yerine, S6 edge’in daha büyük ekranlı versiyonu S6 edge+’ı gördük.
2016 yılında ise Samsung geçen yıllara göre biraz daha farklı davranıyor. Biraz daha iPhone 6s ile iPhone 6s Plus arasındaki ilişkinin benzerini görüyoruz. Nispeten daha küçük ekranlı bir akıllı telefon isteyenler için Galaxy S7 seçeneği sunulurken, daha büyük ekran isteyenlere ise Galaxy S7 edge bir alternatif olarak gösteriliyor. Samsung, büyük ekranlı bir telefon isteyenleri sadece ekran büyüklüğüyle değil, ekranın kavisli yapısıyla da etkilemeye çalışıyor. Samsung’un bu stratejisi tutacak mı? Mobil Dünya Kongresi’nde ön incelemeden geçirdiğimiz Galaxy S7 ve S7 edge’i epey beğenmiştik. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de de satışa sunulan bu ikiliden büyük ve kavisli ekrana sahip olanını bir süredir deneyimliyoruz. Şimdi elde ettiğimiz izlenimleri ve tecrübeleri Galaxy S7 edge inceleme yazısı ile paylaşma zamanı geldi.
Video İnceleme
Tasarım
Samsung geçen yıl çıkardığı amiral gemisi S6 telefonlarıyla birlikte tasarım ve kullanılan malzemeler bakımından önemli değişiklikler yapmıştı. Metal çerçeve ve Gorilla Glass 4 camlara sahip olan yapı bu yılın telefonlarında da hemen hemen aynı şekilde korunuyor. Ancak Samsung yaptığı ufak tefek dokunuşlarla S7 edge’i biraz daha ergonomik ve rahat kullanılabilir hâle getirmiş. Örneğin telefonun uzun kenarlarında uzanan metal profil daha ince hâle getirilmiş. Arka yüzeyin de kenarlara doğru yaptığı kavislerin açısı artırılmış. Aynı zamanda Gorilla Glass 4 camların yüzey sürtünmesi de hafifçe yükseltilmiş. Böylelikle Samsung Galaxy S7 edge elinize çok rahat biçimde oturuyor, bu telefonu elinizin bir uzantısı gibi hissediyorsunuz.
Galaxy S7 edge’in her iki kenara doğru akan kavisli ekranı köşeden köşeye 5.5 inç’lik uzunluğa sahip. Yani iPhone 6s Plus ile aynı ekran büyüklüğüne sahip. Buna rağmen S7 edge’in epey dar olan çerçevesi, her iki kenara doğru akan ve uzun kenarlarda sıfır çerçeve görünümünde olan tasarımı sayesine bu telefon iPhone 6s Plus’tan epey küçük görünüyor. Doğal olarak daha rahat taşınıyor ve kullanılıyor. Aslında S7 edge sadece iPhone 6s Plus’tan değil, diğer 5.5 inç ekranlı bütün akıllı telefonlara göre daha düşük bir yüzey alanına ve iyi ergonomiye sahip. 5.5 inç ekrana sahip olmasına rağmen verdiği his sanki çok daha küçük ekranlı bir akıllı telefon olduğu yönünde.
S7 edge’in arka cam yüzüne geri dönelim. Her ne kadar artan sürtünme sayesinde Android telefon elinizde kolay kolay kayıp düşmüyorsa da, bu yüzey parmak izini bir hayli fazla şekilde tutuyor. Özellikle elimizdeki siyah renkli modelde bu parmak izlerini fark etmek daha fazla mümkün oluyor. Bu arada arka yüzeyin kavisli yapısı telefonu ışığa tuttuğunuzda yansıma sonucunda hoş bir ışık oyunu da sergiliyor, bu da telefonu havasına biraz daha hava katıyor. Arka tarafta dikkat çeken bir başka önemli ayrıntı da kamera çıkıntısının geçen yılın S6 ve S6 edge modellerine göre epey azaltılması. Az da olsa çıkıntı bulunmasına rağmen, Galaxy S7 edge’i bir yüzeye koyduğunuzda telefonun eğik şekilde durması, dengesiz davranması söz konusu olmuyor.
Samsung cam ve metalin birleşiminden oluşan yapıyı daha da mükemmel hâle getirirken geçen yılın telefonlarında vazgeçmiş olduğu iki önemli unsuru da geri getirmeyi başardı. Bunlardan bir tanesi suya dayanıklılık. Galaxy S7 edge, tıpkı Galaxy S7 gibi IP68 sertifikasına sahip. Bu, telefonu en fazla 1.5 metre derinlikteki suda 30 dakika boyunca herhangi bir zarar görmeden kalabileceği anlamına geliyor. Bu, Galaxy S7 edge’i sağanak yağış altında, deniz veya havuz kenarında rahatlıkla kullanabileceğiniz, su altında fotoğraf ve video çekimi yapabileceğiniz anlamına geliyor. Belirtmek gerekir ki, Galaxy S7 edge belirli bir süre suda kaldıktan sonra çıktığında şarj edilmesi mümkün olmuyor. Portun nem seviyesini algılayan Galaxy S7 edge bu şekilde kendisini emniyet altına almış oluyor.
Bir başka önemli yenilik de microSD kart yuvası. Geçen yılın amiral gemisi telefonlarına sahip olanların cihazla birlikte gelen dahili depolama alanlarıyla idare etmeleri gerekiyordu. Ancak bu sene Samsung durumu değiştirdi ve eskiden olduğu gibi microSD kart yuvasına yer verdi. Bu yuva telefonun üst kenarında, nanoSIM kart yuvası ile aynı tepside bulunuyor. Cihazın kutusunda çıkan sivri cisim yardımıyla tepsiyi yuvasından çıkarabilirsiniz. Galaxy S7 edge’in çift SIM kart destekli modellerinde bu bellek kartı yuvası ikinci bir SIM kart için kullanılabiliyor, ancak Türkiye’de satılan S7 edge’lerde böyle bir özellik bulunmuyor.
Kart tepsisinin yanında ikinci mikrofonu görüyoruz. Karşı tarafta ise S7 edge’in 3.5 mm. kulaklık girişi, microUSB portu, ana mikrofonu ve hoparlörü bulunuyor. Tek hoparlörü S7 edge’e yakışacak seviyede ve kalitede bir ses çıkışı üretmediğini söylemek gerekiyor. Yine de, işi fazlasıyla gördüğünü ve diğer çoğu tek hoparlörlü akıllı telefona göre daha yüksek şiddette bir ses çıkışı verdiğini söylemek gerekiyor. Yine de, Galaxy S7 edge’de çaldığınız bir şarkıyı veya izlediğiniz bir filmi odadaki veya salondakilerle paylaşmak istiyorsanız, bir Bluetooth hoparlör edinmeniz iyi olacaktır.
Telefonun inceltilmiş kenarlarına baktığımızda sol tarafta ince ve uzun şekilde tasarlanmış ses tuşlarını, sağ kenarda da güç butonunu görüyoruz. Bunlar Galaxy telefonlarında alışık olduğumuz yerlere yerleştirilmiş, hem sağ elle hem de sol elle kullanılırken büyük rahatlık sağlıyor.
Ekran
Galaxy S7 edge’in tasarımındaki en belirleyici unsur tabii ki sahip olduğu kavisli ekran. 5.5 inç ekran 2560 x 1440 piksel QHD çözünürlüğe sahip. 534 ppi piksel yoğunluğuyla bu ekran fazlasıyla keskin ve net görüntülerin, yazıların servis edilmesini sağlıyor. Galaxy S7’nin ekranı daha küçük boyutta aynı çözünürlüğü sunduğu için belki pikseller bakımından daha yoğun, ancak S7 edge’de de işler hiç kötü değil.
Super AMOLED ekran yüksek ışık şiddeti sayesinde her koşulda sahiplerine yüksek bir görsel deneyim sunuyor. Siyah renk derinliği epey yüksek olan ekran renkleri canlı, oldukça doğal şekilde gösteriyor. Ekran geniş görüş açılarına sahip, epey geniş açıdan baktığınızda bile ekranda neler olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Buna rağmen özellikle beyaz renklere baktığınızda hafif de olsa bir renk değişimi olduğunu fark etmeniz mümkün ki, bu Samsung’un AMOLED ekranları için artık alışılmış bir durum ve görsel deneyime çok olumsuz etkisi bulunmuyor.
Galaxy S7 edge’in ekranı her iki kenara doğru kavis yapıyor. Aslında Samsung ilk kavisli ekranlı telefonu Galaxy Note Edge’de sadece tek kenarda yer verdiği kenar ekranını epey işlevsel kılmıştı, ancak şimdi kenar ekranlarının işlevsellikten çok estetiğe hizmet ettiğini düşünüyoruz. Yenilenen Edge ekranı özelliklerine değineceğiz, ancak kavisli ekran daha çok S7 edge kullanıcılarına daha çok farklı bir ekran deneyimi yaşadıklarını hissettirmekte başarılı oluyor. Bir kenardan diğerine uzanan ekran web sitelerinde gezinirken, uygulamaları kullanırken epey hoş bir deneyim yaşatıyor, üstelik ekranın kavis yaptığı çizgiler üzerinde de görsel kayıp söz konusu değil. Bununla birlikte ekrana tamamen oturmuş fotoğraflarda ve filmlerde kenarlara doğru hafif kavis yapmış görüntüler görmek biraz garip geliyor.
Samsung, tıpkı LG gibi daha önce Nokia’nın bazı akıllı telefonlarında gördüğümüz bir özelliği S7 edge ile birlikte getiriyor. Sürekli Açık şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz Always On Display özelliği sayesinde Galaxy S7 edge’in ekranı sürekli açık kalıyor. Üstelik bu durumun pil tüketimine çok az etkisi oluyor. Samsung, kullanıcıların bildirimleri kontrol etmek veya saate bakmak için günde defalarca telefon ekranını açtığını söylüyor. Sürekli Açık ekran özelliği sayesinde bunu yapmaya gerek kalmıyor. Ekranda saat, tarih, gelen bildirimler, pil durumu, takvim gibi bilgiler sürekli gösteriliyor. AMOLED ekran sadece aktif olan pikseller için enerji harcıyor, ekranın geri kalan bölümlerinin herhangi bir enerji tüketimi olmuyor. Böylelikle söz konusu özellik gayet düşük bir enerji tüketimiyle sunulmuş oluyor. Öyle ki, Samsung bildirimleri veya saati kontrol etmek için ekranı defalarca açmanın da en sonunda aynı seviyede enerji tüketimine neden olacağını söylüyor ki, bunda da çok haksız sayılmaz.
Always On Display ayarları Ekran ayarları altında bulunuyor. Gösterilecek içerik olarak saat ve takvimin yanı sıra Samsung’un seçtiği siyah arka planlı çeşitli görüntüleri de tercih edebilirsiniz. Seçtiğiniz içeriğin arkasında gösterilecek arka planı da seçme imkanınız bulunuyor. Tabii ki, arka planı değiştirmeniz durumunda pil tüketimi biraz daha artacaktır, ancak arka planlar da Always On Display’e ayrı bir hava katıyor. Samsung, sürekli açık ekranda saat ve takvim için de farklı stil seçeneklerini sağlıyor.
Always On Display bildirimleri şu anda genellikle S7 edge ile birlikte gelen e-posta, mesajlaşma, telefon gibi dahili uygulamaların bildirimlerini kapsıyor. Facebook, Twitter, WhatsApp gibi uygulamalara dair mesaj, vb. içeriklerin bildirimlerini görmek için söz konusu uygulamaların gerekli desteği sunması gerekiyopr. Samsung bunun için gerekli olan uygulama programlama arayüzünü geliştiricilere sunuyor.
Performans, Pil, Kablosuz Bağlantı
Samsung Galaxy S7 edge’in başta ABD olmak üzere belirli ülkelerde Snapdragon 820 işlemcili versiyonu satılıyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın geri kalan kısmında ise Samsung’un kendi üretimi olan sekiz çekirdekli Exynos 8890 işlemciyi görüyoruz. Dolayısıyla bizim elimizde de S7 edge’in Exynos işlemcili versiyonu bulunuyor.
Exynos 8890 Octa işlemci fazla güç gerektirmeyen işler için dört adet 1.6 GHz Cortex A53 çekirdek barındırırken, yüksek performanslı işler de ihtiyaç duyulacak güç için dört adet 2.3 GHz, Samsung’un geliştirdiği Exynos M1 Mangoose çekirdekleri barındırıyor. Mali-T880 MP12 grafik işlemci birimi de bu yongaset bünyesinde yer alıyor. 4 GB RAM uygulamaların, TouchWiz arayüzünün ve S7 edge’i destekleyen hizmetlerin çalışması için yeterli bellek alanını fazlasıyla sunuyor. Galaxy S7 edge’in 32 GB ve 64 GB kapasiteli versiyonları mevcut, elimizdeki test versiyonu 32 GB dahili hafızaya sahip. Bunun yaklaşık 25-26 GB arasındaki bir bölümü kullanıcılara hizmet veriyor. Aslında bu miktar çok da az sayılmaz, ancak Galaxy S7 edge ile epey fazla miktarda fotoğraf ve video çekmek isteyeceksiniz. Bu nedenle en az 32 GB kapasiteli bir microSD kart edinmenizde fayda olacaktır.
Samsung Galaxy S7 edge sahip olduğu bu donanım paketiyle benchmark testlerinde epey iyi sonuçlar sergiliyor, hatta performans sıralamalarında en başta gelen cihazlar arasında yer alıyor. AnTuTu Benchmark testinde elde ettiği 129 bin civarındaki puan ile ilk beş içerisinde yer alan telefon, GeekBench 3 testinde de geçen yılın Samsung amiral gemisi Galaxy S6’ya göre hem tek çekirdek hem de çok çekirdek performansında yüzde 50’den daha yüksek sonuçlar sergiliyor. Pratikteki duruma baktığımızda da Galaxy S7 edge’in akıcı, hızlı işleyen bir telefon olduğunu görüyoruz ki, en güncel amiral gemisi telefondan da beklediğimiz bu yönde. Yine de ara sıra TouchWiz kullanıcı arayüzü içinde Briefing’in açılması, Mesajlar vb. bazı uygulamaların ilk kez açılması gibi durumlarda çok az da olsa beklemeler gözlenebiliyor. Gerçekleştirdiğimiz benchmark testlerinde telefonun sıcaklığının pek artmadığını gözlemledik; bu noktada Samsung’un su soğutma tabanlı elementine bir teşekkür etmek gerekebilir. Ancak bazen kamerayı kullanmak, Google Play Store’dan bir şeyler indirmek gibi basit işlerden sonra işlemcinin çabucak ısındığını da fark ettiğimizi söylemeden geçmeyelim.
Geçen yılın S6 ve S6 edge telefonlarının en fazla eleştirilen noktalarından bir tanesi pil performansıydı. Bu iki telefon da normal kullanımda ancak sabahtan akşama bir günü rahatlıkla çıkaracak bir grafik sergiliyordu. Samsung, gelen geri bildirimlere dikkate aldığını hem Galaxy S7’de hem de S7 edge’de gösteriyor. S7 edge’in içindeki dar hacimde 3600 mAh gibi yüksek kapasiteli bir pilin bulunduğunu görmek etkileyici. Üstelik bu pil hızlı şarj ve kablosuz şarj gibi desteklere de sahip. Hızlı şarj özelliğinden tam anlamıyla yararlanması için kutusundan çıkan hızlı şarj destekli şarj adaptörünü kullanmanız gerekiyor. Sadece 20 dakikalık şarj işlemiyle cihazın pilinin yaklaşık yüzde 30’luk bölümünü şarj etmeniz mümkün oluyor ki, bu kapasite de genellikle bir öğleden geceye kadar bir yarım günü rahatlıkla çıkarmanıza yetiyor. Şarj sırasında S7 edge’in biraz ısındığını gözlemledik. Bu arada hızlı şarj sırasında Galaxy S7 edge’i kapatmanız hâlinde kısa sürede daha fazla pil kapasitesini doldurmanız mümkün olacaktır.
Galaxy S7 edge’i sabah fişten pili yüzde 100 dolu şekilde çektikten sonra normal yoğunlukta kullanımda (birkaç telefon görüşmesi, WhatsApp mesajlaşması, sosyal ağlarda gezinti, internette sörf, fotoğraf ve video çekme) ertesi günün öğle vaktine kadar bir daha şarj etmeden rahatlıkla kullanmak genellikle mümkün oluyor. S7 edge ile birlikte gelen güç tasarruf modu ve ultra güç tasarruf modu sayesinde tek şarjla kullanım sürelerini çok daha yükseğe çıkarabilirsiniz. Özellikle ultra güç tasarruf modu ile kullanımda tek şarjda kullanımı üç günün üstüne çıkarmanız mümkün olabiliyor. Ayrıca Galaxy S7 edge’de yer alan uygulama güç tasarrufu özelliği de çeşitli uygulamaları optimize ederek onların pil tüketimlerini optimize ediyor, pil performansına olumsuz etkide bulunmalarının önüne geçiyor. Galaxy S7 edge’in Always On Display ve Gece Saati gibi özelliklerinin de pil tüketiminde çok büyük etkilere sahip olmadığını da belirtmek gerekiyor.
S7 edge’in pil performansının bu kadar iyileşmesinde Exynos işlemcisinde yapılan iyileştirmelerin yanında Android Marshmallow ile birlikte gelen Doze modunun da etkisi var. Doze modunda telefon ekranı kapalıyken ve telefon hareketsizken pil tüketimini minimuma indirecek şekilde arka plan veri iletişimini kısıtlıyor. Galaxy S7 edge’in yanı sıra kablosuz şarj aksesuarını da satın alabilir, böylelikle telefonu daha pratik şekilde, microUSB portuna şarj kablosunu takmaya uğraşmadan şarj işlemini çözebilirsiniz. Samsung’un hızlı şarj özellikli kablosuz şarj aksesuarı bulunuyor ve bu S7 edge için de ideal.
Kablosuz bağlantı özelliklerine baktığımızda doğal olarak S7 edge’in epey zengin olduğunu görüyoruz. Samsung’un 2016 model amiral gemisi Android telefonunda 802.11a/b/g/n/ac Wi-Fi, Wi-Fi Direct, kablosuz erişim noktası özelliği, Bluetooth 4.2 + LE, A2DP, apt-X, A-GPS, GLONAS ve BDS destekli GPS, NFC gibi zengin bir kablosuz bağlantı özellikler listesi görüyoruz. FM radyo özelliğinin bulunmaması bazı S7 edge isteklilerini üzebilir, ancak Galaxy S7 edge sahiplerinin işini hızlı internet bağlantısının fazlasıyla göreceğini düşünüyoruz.
Hızlı internet demişken, Galaxy S7 edge’in Kategori 9 tipi LTE desteği bulunuyor. Böylelikle 450 Mbps hızına kadar varan indirme ve 50 Mbps hızına kadar varan yükleme hızlarından yararlanmak mümkün oluyor. Bu, 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren faaliyete geçecek 4.5G şebekelerinden Galaxy S7 edge ile mümkün en yüksek hızlarla yararlanma fırsatının bulunduğunu gösteriyor. Zaten S7 edge, Kategori 9 LTE desteğinin sunan birkaç telefondan bir tanesi ve mobil operatörler de testlerini genellikle Galaxy S7 veya S7 edge ile yapmayı tercih ediyor. Örneğin Turkcell geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği 4.5G hız testi için Galaxy S7’yi kullanmıştı.
Galaxy S7 edge ile yapılan telefon görüşmeleri oldukça kaliteli, karşı tarafı net, berrak ve anlaşılır şekilde duymak mümkün oluyor. Eğer karşı tarafta konuştuğunuz kişinin telefonu ve şebekesi uygunsa, HD Ses desteği otomatik olarak devreye giriyor ve karşınızdaki kişiyle sanki Skype’ta konuşuyormuş gibi konuşmanız mümkün oluyor. Sinyal verimliliği bakımından da Galaxy S7 edge oldukça iyi görünüyor, çoğu yerde 3.5G bağlantısının fazla sayıda çubukla işaret edildiğini görüyoruz. 4.5G performansı için biraz daha beklememiz gerekiyor. Zamanı geldiğinde ona da ayrı bir yazıda değinmeyi planlıyoruz. Bu arada 4.5G demişken, Galaxy S7 edge’i 4.5G ile kullanırken telefonunuzun durum çubuğunda gerçekten 4.5G yazısını göreceksiniz. Tahmin ediyoruz ki, Samsung Türkiye’ye özel telefonlarda bu şekilde bir düzenleme yapıyor.
Yazılım
Yazılım tarafına gelelim. Samsung Galaxy S7 edge, Android 6.0.1 Marshmallow ile yüklü olarak geliyor. Bunun üzerinde de her zaman olduğu gibi Samsung’un TouchWiz kullanıcı arayüzünü görüyoruz. TouchWiz’in geçen yıl S6 ve S6 edge ile birlikte çıkmaya başlayan 2015 model Galaxy telefonlarında gördüğümüz sürümden çok fazla farkı yok gibi görünüyor. Dahası, Samsung kullanıcı arayüzünde daha fazla sadeleştirmeye gitmiş ve Android’in saf sürümündeki deneyimi daha fazla şekilde elde etmeniz mümkün oluyor.
Uzun zamandır Galaxy telefonlarında gördüğümüz ve Flipboard tarafından içeriği sağlanan Briefing aracını yine ana ekranın en sağında görmeye devam ediyoruz. Burası gündemden uzak kalmamak adına epey pratik görünüyor ve kullanmayı seviyoruz. Ancak sevmiyorsanız, Samsung size bunu kapatma imkanını veriyor. Bunun dışında ana ekrana farklı paneller ekleyerek bunları uygulama kısayolları, klasörleri ve çeşitli widget’lar ile doldurabilirsiniz. Uygulama menüsü varlığını korumaya devam ediyor, üstelik eski sürümlere göre daha derli toplu ve anlaşılır. Samsung, Google, Social, Microsoft Apps gibi klasörler en başa toplanmış ve bunların her birinin içinde tahmin edeceğiniz gibi ilgili uygulamaları görüyoruz. Uygulama menüsünün sıralamasını istediğiniz gibi düzenleyebilir, dilerseniz kısayolları hızlı şekilde alfabetik olarak sıralayabilirsiniz. Ayrıca arama motoru sayesinde açmak istediğiniz uygulamayı çok hızlı şekilde bulabilirsiniz.
LG G5’te uygulama menüsünün olmadığını gördük. Benzer şekilde Huawei, Lenovo, vb. üreticilerin de cihazlarında uygulama menüsü yerine her türlü kısayol, widget ve klasör için ana ekran kullanılıyor. Aslına bakarsanız, o tarz bir kullanım pek hoşumuza gitmiyor, ancak onun da seveni var. Ve Samsung da sanki gelecekte bu tarz bir yola girebilecek gibi görünüyor. Ayarlar uygulamasında, Gelişmiş özellikler sayfası içinde en altta yer alan Galaxy Labs bölümüne girdiğinizde “Tüm uygulamaları ana ekranda göster” şeklinde bir seçenek göreceksiniz. Bunu açtığınız takdirde uygulama menüsü kalkıyor, bunun yerine tüm uygulama kısayolları ana ekranda gösteriliyor.
Madem Gelişmiş özellikler bölümüne girdik, buradan devam edelim. Galaxy S7 edge deneyimini zenginleştiren birçok aracı burada görüyoruz, bunların açılması ve yönetimi buradan gerçekleştiriliyor. Kaydedilmemiş numaraları tanımla özelliği telefon rehberinizde kayıtlı olmayan numaraların tanımlanması ve engellenmesi adına epey kullanışlı görünüyor. Tek elle çalıştırma, kamerayı ana ekran tuşuna art arda iki kez basarak hızlı şekilde açma, kolayca sessize alma gibi özellikleri burada görüyoruz.
Gelişmiş özellikler menüsünün en tepesinde Oyunlar içinde yer alan bir seçenek var ve burada Game Launcher ve Game Tools adında iki adet araç görüyoruz. Bunlar S7 edge’de oyun deneyimini artırmak için getirilmiş araçlar. Game Launcher’ı etkinleştirdiğinizde telefona yüklediğiniz bütün oyunlar uygulama menüsü içine yerleştirilen Game Launcher adlı özel bir klasör altına konuluyor. Buradan oyunlara kolaylıkla ulaşıyor, oyunlarda uyarının gelmesini engelleyerek oyun keyfinizin bölünmesinin önüne geçebiliyor ve Game Tools aracını açabiliyorsunuz. Ayrıca en iyi oyunlara ve öne çıkan oyun videolarına da buradan ulaşabiliyorsunuz. Bunlara ek olarak Game Launcher’da bir güç tasarruf modu var. Telefonunuzun şarj az olsa bile oyun keyfinden vazgeçmek istemiyorsanız, Maksimum güç tasarruf modunu açabilir, çözünürlüğü ve kare hızını düşünerek oynadığınız oyunun sistem kaynaklarını mümkün olan en az oranda kullanmasını sağlayabilirsiniz.
Game Tools ise oyun deneyimini zenginleştirmeye odaklanan bir araç. Game Launcher’dan da Game Tools’u etkinleştirip kapatabilirsiniz. Game Tools açıkken oyun sırasında ekranın herhangi bir yerinde gösteriliyor ve oyun sırasında istediğiniz anda kolaylıkla ulaşmanız mümkün oluyor. Game Tools üzerinden oyun oynarken bildirim uyarılarının gelmesini engelleyebilir, donanım ve geri tuşlarını kilitleyebilirsiniz. Bu ikisi oyun keyfinin bölünmemesini sağlayacaktır. Oyunu küçült ile oynamakta olduğunuz oyunu küçük bir kısayol olarak, Galaxy S7 edge’in ana ekranında görüntülenmesini sağlayabilir, istediğiniz zaman da oyuna kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Ekran Alıntısı aracı oyundan herhangi bir sahnenin fotoğrafını çekmenizi sağlarken Kaydet sayesinde de oyunun herhangi bir anını, ister kendi sesiniz ve görüntünüz, ister oyunun kendi sesleriyle kaydedebilirsiniz. Kaydet özelliği özellikle YouTube veya benzeri sitelerde bir oyun kanalı işletenler için oldukça kullanışlı bir özellik gibi görünüyor.
Galaxy S7 edge hem Game Tools ve Game Launcher gibi araçlar, hem üst sınıf donanımı, hem de Vulkan gibi gelişmiş oyun teknolojilerini desteklemesi sayesinde iyi bir oyun deneyimi sunuyor. Ne var ki, cihazın hoparlörünün yerleştirildiği nokta oyun oynarken sesin iyi şekilde duyulmasını engelliyor. Eğer telefonu yatay şekilde tutmanız gereken bir oyun oynuyorsanız, rahat tutuş için parmaklarınızın hoparlörün üstüne gelmesi gerekiyor, bu da ses çıkışının engellenmesi anlamına geliyor.
Parmak izi okuyucusu daha önceki amiral gemisi Galaxy amiral gemisi telefonlarda olduğu gibi Galaxy S7 edge’de de mevcut. Ekranın altına, ana ekran tuşuna entegre edilmiş olan parmak izi okuyucusu, ana ekran tuşunun biraz büyütülmesi ve enine genişlemesi sayesinde daha rahat şekilde kullanılabiliyor. Parmak izi okuyucusuyla kilit ekranını açmanın yanı sıra web’de belirli sitelere kullanıcı girişi yaparken de parmak izi okuyucusundan yararlanabilirsiniz.
S7 edge’de yüklü gelen Dosyalarım sayesinde hem cihazın dahili saklama alanını hem de takacağınız microSD kartındaki dosyaları verimli şekilde yönetebilirsiniz. SideSync ile de Galaxy S7 edge’i PC’nize bağlayabilir, yönetimini PC üzerinden gerçekleştirebilirsiniz. S Health, S Voice, Galaxy Apps gibi Samsung uygulamaları bu telefonda da mevcut. Bazı Samsung’a özel uygulamaların ve oyunların yüklenmesi, güncellenmesi Galaxy Apps üzerinden gerçekleştiriliyor. Google klasörü altında Gmail, Haritalar, YouTube gibi, her Google sertifikalı Android telefonunda gördüğümüz uygulamaların kısayolları bulunuyor. Ayrıca Microsoft’un Word, Excel, PowerPoint, OneNote, Skype, OneDrive gibi kullanışlı uygulamaları da Galaxy S7 edge’de yüklü olarak geliyor. Tüm bunların dışında istediğiniz uygulamayı veya oyunu Google Play’den indirebilirsiniz.
Galaxy S7 edge’in kutusundan USB konnektörü de çıkıyor ki, Samsung bu küçük aksesuar sayesinde kullanıcıların daha önceki telefonlarında bulunan tüm içeriklerini yeni telefonlarına aktarmalarını kolay hâle getiriyor. Bu konnektör sayesinde S7 edge’i iPhone’a bile bağlayıp veri transferi yapabilirsiniz. Smart Switch uygulamasını yaparak eski telefonunuzdaki fotoğraf, video, kişiler, takvim bilgileri, vb. içerikleri yeni S7 edge’inize kolaylıkla aktarabilirsiniz. Bu sırada Galaxy S7 edge’in bağladığınız diğer cihazı da şarj ettiğini, dolayısıyla S7 edge’in pilinden tüketildiğini hatırlatalım. Ayrıca bu USB konnektörü sayesinde S7 edge’e USB harici disk de bağlayabilir, Dosyalarım uygulaması üzerinden diskteki içeriklerde gezinebilirsiniz.
Edge Ekranı
Kenar ekranlarının kullanılmasını verimli hâle getiren Edge uygulamaları, S7 edge’i S7’den işlev bakımından ayıran en önemli unsur. Galaxy S7 edge ile birlikte Samsung Edge uygulamalarında birtakım düzenlemelere gitmiş. Böylelikle geçen yılın S6 edge ve S6 edge+’ındaki Edge ekranlarına göre daha fazla işlevsellik sunuluyor.
Edge uygulamaları arasında favori uygulamalar listesi, sık yapılan görevler listesi, Edge kişileri; pusula, cetvel, el feneri gibi Hızlı araçlar ve dahası bulunuyor. Ayarlar bölümünden Edge uygulamalarının hangilerini kullanacağınızı seçebilir, sıralamalarını değiştirebilirsiniz. Ayrıca Galaxy Apps uygulama mağazasından daha fazla Edge uygulamasını indirmeniz mümkün. RAM miktarını gösteren Edge uygulaması, Twitter için gündem konuları, AccuWeather’ın sunduğu hava durumu uygulaması dikkat çeken Edge uygulamaları arasında yer alıyor.
Hangi Edge ekranını aktif şekilde kullanacağınızı yine ayarlayabiliyorsunuz. S7 edge’i tutuşunuza göre Edge ekranı kısayolunu sol veya sağ tarafa ekleyebilirsiniz. Ekranın kenarında göreceğiniz Edge paneli kolunu çekerek Edge uygulamalarını açabilirsiniz. Bu kısayolun boyunu ve yerini ayarlamak da imkan dahilinde.
Edge uygulama panelleri dışında Edge feed’leri de varlığını korumaya devam ediyor. Bunlar sayesinde çeşitli haber kaynaklarına, Twitter’ın gündem maddelerine, atılan adım sayısına ekranı açmadan erişebilirsiniz. Gelen bir çağrının kimden geldiğini kenara yansıttığı renkle haber veren, geçen yılki S6 edge’de ilk kez gördüğümüz Edge aydınlatması S7 edge’de de mevcut. Gece vakti kenar ekranında saati sürekli açık şekilde gösteren Gece Saati de bu telefonda mevcut.
Kamera
Samsung geçen yılın telefonlarına göre arka kamera çözünürlüğünde indirime gitti, 16 megapiksel yerine 12 megapiksel çözünürlüklü sensöre yer veriyor. Her ne kadar çözünürlük düşse de, bu durum işlerin kötüye gittiği anlamına kesinlikle gelmiyor. Piksel sayısının azaltılması karşılığında daha hızlı netleme ve daha iyi ve etkileyici bir düşük ışık performansı sunuluyor.
12 megapiksel ana kamera f/1.7 diyafram açıklığı, faz algılamalı otomatik odak, LED flaş gibi başlıca özelliklere sahip. Otomatik HDR moduna sahip olan kamera Dual Pixel olarak adlandırılan ikili piksel yapısına sahip. Bu yöntemde tüm pikseller fotoğraf sensöründe bir yerine iki fotodiyotla işleniyor, bu da profesyonel seviyede fotoğraf kalitesi anlamına geliyor, çift piksel sensörü gözlerimiz gibi dorğu ve hızlı bir odaklama yapma imkanı sağlıyor. Ön taraftaki kamera da geçen yılın telefonlarındakine göre gelişim gösteriyor. Çözünürlük yine 5 megapiksel olarak tutulsa da, diyafram açıklığı f/1.7 ile daha iyi hâle getirilmiş. Ön kamera da Auto HDR özelliğine sahip.
Galaxy S6 ve S6 edge ile birlikte ilk kez tanıştığımız Kamera uygulaması ufak tefek değişikliklerle sunulmaya devam ediliyor. Ana ekran tuşuna art arda iki kez basarak Kamera uygulamasını anında açabilir ve fotoğraf ya da video çekimine hemen başlayabilirsiniz. Gayet hızlı şekilde işleyen ve anlaşılır olan Kamera arayüzünde kontrollerin epey yer tuttuğunu görüyoruz, Otomatik modda bile durum böyle. Ekranın bir yanında fotoğraf ve video çekim tuşları, ön ve arka kamera arasında geçiş tuşu, Mod düğmesi yer alıyor. Diğer tarafta da efektler, HDR, zamanlayıcı, flaş, görüntü boyutu ve çözünürlüğü gibi hızlı ayarları görüyoruz. Dişli ikonuna tıklatarak ayarlara girebilir ve daha gelişmiş kamera ayarlarını buradan yapabilirsiniz.
Samsung geçen yılın çekim modlarını korumakla birlikte çeşitli modları da eklemiş. Yiyecek modu geçen yıl indirilebilir bir mod olarak sunulurken şimdi standart hâlini almış. Üstelik geçen yılın S6 ve Note 5 gibi telefonlarında gördüğümüzden daha iyi sonuçlar sergiliyor. PRO modu da pozlama telafisi, beyaz dengesi, odak uzaklığı ve benzeri ayarları elle yapmayı, kendi zevkinize daha uygun sahneler çekmenizi sağlıyor. Bu arada PRO modundayken RAW formatını de etkinleştirebilir, böylelikle çektiğiniz fotoğrafların JPEG versiyonlarıyla aynı anda RAW formatındaki versiyonlarını da çekerek bunları Photoshop’ta daha iyi şekilde düzenleyebilirsiniz. YouTube’da canlı yayın yapmayı sağlayan mod S7 edge’de de mevcut.
Kamera Galaxy S7 edge’in en başarılı olduğu noktalardan bir tanesi. Işık koşullarının yeterli olduğu durumlarda beklendiği üzere S7 edge ile gayet canlı ve net, detayları zengin fotoğraflar çekmek mümkün oluyor. Ancak önemli olan düşük ışık koşullarında gösterilen başarı ve bu noktada da Galaxy S7 edge epey iyi sonuçlar sergiliyor. Apple’ın kamera konusunda benchmark niteliğindeki telefonlarından olan iPhone 6s Plus ile Galaxy S7 edge’in gece çekimlerini karşılaştırdığımızda, S7 edge ile daha aydınlık ve detayların daha belirgin olduğu karelerin çekildiğini görüyoruz. Ancak söz konusu doğallık olduğunda Apple’ın telefonu biraz daha gerçekçi kareler üretiyor. Galaxy S7 edge’in sensörü yapısı itibarıyla ışığı varsayılanda daha fazla topluyor, bu da düşük ışıkta ve gece çekimlerinde epey aydınlık fotoğrafların çekilmesini sağlıyor. Üstelik çekimlerde gürültü veya ışık saçılması yok. Yakın çekimlerde de Galaxy S7 edge’in iyi sonuçlar verdiğini görüyoruz. Sonuç olarak İkili Piksel hem hızlı odaklamada hem de düşük ışıkta etkisini fazlasıyla gösteriyor.
Öndeki 5 megapiksel kamera da yeteri kadar yüksek çözünürlüklü ve parlak fotoğraflar çekmeyi sağlıyor. Yüzdeki kusurları örtmek adına hafif bir pürüzsüzleştirmenin otomatik olarak yapıldığını görüyoruz. Selfie araçları arasında şekil düzeltmesi, büyük gözler, yüz inceltme, spot ışık, cilt tonu gibi ayarlar var. Bunlarla çekimlerinizi daha eğlenceli ve estetik hâle getirebilirsiniz. Ön kamerada da Auto HDR modunun bulunması memmun edici bir ayrıntı.
https://www.youtube.com/watch?v=wXOIuv_pmKo
Video tarafında da Galaxy S7 edge’in sahiplerine zengin bir deneyim sunduğunu görüyoruz. Telefon 4K video kaydına ek olarak 1080p/60fps Full HD, 2560 x 1440 QHD formatları da mevcut. Hareketli fotoğraf özelliğini açık hâle getirdiğinizde her bir fotoğraf çekilmeden önce olanların kısa bir video klibini de kaydedebilirsiniz, tıpkı iPhone’larda bulunan Live Photos özelliğinde olduğu gibi. Optik görüntü sabitleme sisteminin etkisiyle videolar yeteri kadar durağan olurken ses kayıtlarının da epey kaliteli şekilde yapıldığını gözlemliyoruz.
https://www.youtube.com/watch?v=7xZFWq-Xxtc
Sonuç
Geçen yıl Samsung, S6 ve S6 edge ile farklı bir yola girmiş, kullanıcılarına daha önce sunduklarından daha farklı deneyimler sunma yoluna girmişti. Tabii ki, bu uğurda bazı fedakârlıklar yapılmıştı. Şimdi S7 ve S7 edge ile görüyoruz ki, Samsung gittiği yolda tecrübe kazanıyor ve daha önce feda ettiklerini de geri kazanıyor. S7 edge’in tasarımı geçen yılın telefonunun çizgilerini korumakla birlikte daha ergonomik ve kullanıcıyı rahat ettiren bir yapıya kavuşuyor. Telefonu elinize aldığınızda gerçek anlamda kullanmak istiyorsunuz. Bu gövdenin suya dayanıklı olduğunu bilmek de fazlasıyla memnun edici oluyor. microSD kartları kullanma imkanının geri getirilmesi de Samsung kullanıcılarının fazlasıyla hoşuna gidecektir.
Ekran bakımından kavisli ekran diğer akıllı telefonlardakinden farklı bir deneyim sunuyor. Buna ek olarak kontrast, keskinlik, parlaklık, renk canlılığı gibi unsurlar bakımından da fazlasıyla tatmin edici. Exynos 8890 işlemci amiral gemisi akıllı telefondan beklenen seviyede performansı sunarken telefonun sadece pil kapasitesi artmakla kalmamış, işlemcide ve yazılımda yapılan optimizasyonlarla birlikte S6 ve S6 edge gibi şarjı bir gün kadar dayanabilen bir telefon yerine üç güne kadar kullanılabilmesi mümkün olan bir telefon ortaya çıkarılmış.
Hem 12 megapiksel arka kamera hem de 5 megapiksel ön kamera S7 edge sahiplerine hayatlarının her unutulmaz anını anında kayıt altına alma fırsatı sunacak şekilde donatıldığını görüyoruz. Hızlı başlatma S6 ve S6 edge’in ve daha sonra çıkan Galaxy telefonlarının en çok beğendiğimiz özellikleri arasındaydı. Bu pratik özellikten S7 edge’de da fazlasıyla yararlanmayı sürdürüyoruz. Farklı kamera modları da S7 edge’in kameralarıyla farklı işler ortaya çıkarmayı sağlıyor.
Eğer geçen yıl bir Galaxy S6, Note 5, S6 edge gibi bir telefon satın aldıysanız, Galaxy S7 veya S7 edge belki terfi etmenizi gerektirmeyecek, işinizi görmeyi sürdürecek. Ancak S5, S4 gibi daha eski bir telefon sahibiyseniz, hatta farklı markaya sahip bir Android telefon kullanıyorsanız, S7 edge sizin için uygun bir terfi noktası olabilir. Galaxy S7 ve S7 edge arasında kararsız kaldıysanız, kendinize sormalısınız: Büyük ekran istiyor musunuz, yoksa istemiyor musunuz? S7 edge kavisli kenar ekranlara sahip bir telefon olmaktan daha çok, S7’nin büyük ekranlı versiyonu desek yanlış olmaz ve sadece bu bile S7 yerine S7 edge’i tercih etmenin bir nedeni olabilir. Ne de olsa, S7 edge ile bir büyük ekranlı telefona göre oldukça kompakt boyutlarda büyük ekran deneyimi elde etme fırsatını yakalıyorsunuz.