Samsung’un yeni amiral gemisi serisi Galaxy S25, özellikle yüz kilidi mekanizmasında kayda değer bir performans artışı ile gündemde. Önceki modellere kıyasla daha hızlı ve güvenilir çalışan sistem, kullanıcılar tarafından övgüyle anılıyor. Fakat, Samsung’un bu iyileştirmeyi resmi olarak öne çıkarmaması, dikkate değer bir detay sayılır.
Galaxy S25 serisinin yüz kilidi mekanizması, özellikle düşük ışık koşullarında ve geniş açılarda daha iyi performans gösteriyor. Kullanıcılar, önceki modellerde yaşanan gecikme ve tanıma sorunlarının büyük ölçüde azaldığını belirtiyor. Bu durum, Samsung’un yazılım optimizasyonları ve donanım entegrasyonu konusunda önemli adımlar attığını gösteriyor.
Galaxy S25, Galaxy S25+ ve Galaxy S25 Ultra modelleri, 12 MP ön kamera ile donatılmış durumda. Ne var ki, Apple’ın iPhone serisinde kullanılan dot projektör, flood illuminator veya IR kamera gibi bileşenler bu cihazlarda bulunmuyor. Bu nedenle, Samsung’un yüz kilidi mekanizması, kullanıcının yüzünün üç boyutlu bir derinlik haritasını oluşturamıyor. Bu da teorik olarak sistemin daha az güvenli olmasına ve düşük ışıkta daha zayıf performans göstermesine neden oluyor.
Buna karşın, Galaxy S25 kullanıcıları, yüz kilidi mekanizmasının önceki modellere göre belirgin şekilde daha iyi çalıştığını ifade ediyor. Samsung’un bu iyileştirmeyi resmi olarak duyurmamasına rağmen, kullanıcı deneyimlerinin olumlu yönde değişmesi, markanın arka planda önemli çalışmalar yürüttüğünü gösteriyor.
Samsung’un yüz kilidi teknolojisindeki geçmişi ve gelişimi
Samsung, yüz kilidi teknolojisinde en gelişmiş donanımı Galaxy S10 5G modelinde kullanmıştı. Bu cihaz, ön tarafta 3D ToF (Time of Flight) kamerası ile kullanıcıların yüzünün üç boyutlu haritasını çıkarabiliyor ve biyometrik düzeyde güvenlik sunabiliyordu. Fakat, sonraki modellerde bu teknolojiden vazgeçen Samsung, yazılım tabanlı çözümlere yöneldi.
S25 serisinde de benzer bir yaklaşım sergileyen Samsung, donanım sınırlamalarına rağmen yazılım optimizasyonları ile kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi başardı. Bu durum, özellikle yüz kilidi gibi günlük kullanımda sıkça ihtiyaç duyulan özelliklerin performansının artırılması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Galaxy S25 serisini kullananlar, yüz kilidi mekanizmasının özellikle düşük ışıkta ve geniş açılarda daha iyi çalıştığını belirtiyor. Önceki modellerde yaşanan gecikme ve tanıma sorunlarının büyük ölçüde azaldığını ifade eden kullanıcılar, bu iyileştirmenin günlük kullanımda büyük bir kolaylık sağladığını vurguluyor.
Bununla birlikte, sistemin biyometrik güvenlik standartlarını karşılamadığı da unutulmamalı. Zira, Samsung’un yüz kilidi mekanizması, Apple’ın iPhone serisinde kullanılan Face ID teknolojisi kadar güvenli değil. Bu durum, özellikle yüksek güvenlik gerektiren işlemlerde kullanıcıların dikkatli olması gerektiğini gösteriyor.