İncelemelerManşetler

Samsung Galaxy S25+ İncelemesi

Samsung’un 2025 model amiral gemisi serisinin ortanca üyesi olan Galaxy S25+, selefi Galaxy S24+’a göre çok az yenilik barındıran bir yükseltme olarak karşımıza çıkıyor. Donanım tarafında köklü değişimler yerine yazılım ve yapay zekâ odaklı gelişmelerin öne çıktığı bu model, güçlü özelliklerine rağmen “bir önceki yılın telefonu” hissiyatını veriyor. Yine de Galaxy S25+; üst seviye performansı, gelişmiş yapay zekâ özellikleri ve uzun yazılım desteğiyle, özellikle eski nesil bir telefondan geçiş yapanlar için çekici bir seçenek olmayı başarıyor.

Samsung Galaxy S25+ ilk bakışta tanıdık bir tasarım ve kullanıcı deneyimi sunuyor. 6.7 inçlik büyük ekranı, üçlü kamera kurulumuyla cam arka yüzeyi ve güçlü işlemcisiyle, Samsung ekosisteminin güvenilir ve iyi donanımlı bir üyesi konumunda bulunuyor. 7 yıl gibi rekor düzeyde bir Android güncelleme desteği vaadiyle uzun vadeli yatırım arayanları hedefleyen cihaz, her ne kadar çığır açan yenilikler sunmasa da, günümüzün en güçlü ve kapsamlı Android telefonlarından biri olma iddiasını sürdürüyor. Galaxy S25+ inceleme yazısında ve videosunda bu yeni amiral gemisi telefonun tasarımından performansına, ekranından kamerasına kadar tüm detaylarını objektif bir bakış açısıyla ele alıyoruz.

Samsung Galaxy S25+ özellikleri

ÖzellikDetaylar
Ekran6.7 inç Dynamic AMOLED 2X, QHD+ (3120 x 1440), 1-120Hz LTPO, 2600 nit parlaklık
İşlemciSnapdragon 8 Elite (Samsung için optimize edilmiş 3nm işlemci)
RAM12 GB LPDDR5X
Depolama256 GB / 512 GB UFS 4.0 (microSD kart desteği yok)
Arka Kamera50 MP (ana) + 12 MP (ultra geniş açı) + 10 MP (3x telefoto)
Ön Kamera12 MP (Dual Pixel AF, 4K 60fps video desteği)
Pil4900 mAh
Şarj45W kablolu, 15W kablosuz şarj, 4.5W ters kablosuz şarj
İşletim SistemiAndroid 15 + One UI 7
Yazılım Desteği7 yıl Android yükseltmesi ve güvenlik güncellemesi
Suya Toza DayanıklılıkIP68 sertifikası
SesStereo hoparlör, Dolby Atmos desteği
BağlantıWi-Fi 7, Bluetooth 5.4, Ultra Geniş Bant (UWB)
Gövde MalzemesiGorilla Glass Victus 2 ön/arka, Armor Aluminum 2 çerçeve
Boyutlar ve Ağırlık158.4 x 75.8 x 7.3 mm, 190 gram
Öne Çıkan ÖzelliklerGalaxy AI özellikleri, DeX modu, HDR10+ ekran ve video kaydı

Samsung Galaxy S25+

  • Galaxy AI
  • ProVisual Engine
  • Snapdragon 8 Elite işlemci
  • 6.7 inç Dynamic AMOLED 2X ekran

Tasarım

Galaxy S25+, tasarım açısından Samsung’un son birkaç yıldır benimsediği çizgiyi sürdürüyor. Cihaz, 158.4 x 75.8 x 7.3 mm boyutlarında ve 190 gram ağırlığında, önceki modelle neredeyse birebir aynı ölçülere sahip şık bir gövdeye sahip. Ön ve arka yüzeylerde çizilmelere karşı dayanıklı Gorilla Glass Victus 2 cam kullanılırken, kenarlar sağlam bir alüminyum çerçeve ile çevrelenmiş durumda. IP68 sertifikası sayesinde toza ve suya karşı dayanıklılık sunan telefon, elde sağlamlık hissi veren üst düzey bir yapıya sahip. İnce ve düz kenarlı tasarım, son dönemde akıllı telefonlarda yaygınlaşan bir “klasik” haline gelmiş durumda ve S25+ da bu geleneği bozmayarak modern ve kullanışlı bir form faktörü sunuyor.

galaxy s25+ inceleme

Galaxy S25+’ın genel görünümü Galaxy S24+ ile neredeyse aynısı diyebiliriz. Samsung bu yıl tasarımda risk almak yerine, halihazırda beğeni toplayan ve işlevsel bulunan tasarım dilini korumayı tercih etmiş. Arka yüzdeki üç lensli kamera modülü, yine gövdeyle aynı hizada ayrı halkalar şeklinde duruyor; sadece lenslerin etrafındaki metal çerçevelerde ufak görsel değişiklikler yapılmış. Anten çizgilerinin konumu gibi küçük detaylar dışında, telefonun dış görünüşünde “yeni” diyebileceğimiz pek bir şey yok. Bu durum bazı kullanıcılar için hayal kırıklığı yaratsa da Samsung’un mevcut tasarımının zaten oldukça başarılı ve modern göründüğünü unutmamak gerek. Sonuçta S25+, heyecan verici yenilikler getirmese de oturmuş ve kaliteli bir tasarım çizgisini sürdürüyor.

Malzeme ve işçilik bakımından Galaxy S25+ üst düzey bir cihaz olduğunu hissettiriyor. Mat cam arka yüzey, parmak izi tutmayan yapısıyla temiz bir görünüm sağlıyor ve elde kaymayı engelleyen hafif pürüzlü bir doku sunuyor. Armor Aluminum 2 adı verilen geliştirilmiş alüminyum çerçeve, önceki nesillerden alışık olduğumuz sağlamlıkta ve cihaza dayanıklılık katıyor. Telefonun düz kenarları ve ince ekran çerçeveleri, son model iPhone’ları andıran bir estetik oluşturuyor, nitekim cihaz en büyük rakibine, yani iPhone’a oldukça benzeyen klasik bir tasarıma sahip. Köşelerin yumuşatılmış hatları ve ekranın kenarlara yakın çerçevesi sayesinde, büyük boyutlarına rağmen telefon elde rahat tutuluyor ve kullanım konforu sunuyor.

galaxy s25+ inceleme

Renk seçenekleri, Galaxy S25+’ı selefinden ayıran az sayıdaki yenilikten biri. Samsung bu modelde canlı ve parlak tonlara yer vererek kullanıcılara daha “eğlenceli” alternatifler sunmuş. Cihaz Lacivert, Buz Mavisi, Mint Yeşili ve Gümüş gibi dikkat çekici renklerle piyasaya çıktı. Bununla birlikte Samsung Online Mağazasına özel Gece Mavisi, Mercan ve Pembe renkler var. Özellikle bizim de incelememize konuk olan lacivert renk seçeneği, derin ve zengin tonuyla övgü alıyor ve ışığa göre farklı yansımalar sergileyerek telefonu oldukça şık gösteriyor. Diğer renkler daha pastel ve sade kalsa da, Plus modelinin renk seçenekleri genel olarak Ultra modeline kıyasla daha canlı ve genç bir tarz yansıtıyor.

Özetle Galaxy S25+ tasarımı, alışılmış ve güvenli bir çizgide ilerliyor. Samsung’un “düz cam, düz çerçeve” anlayışı bu modelde de devam ediyor ve şirket radikal bir değişime gitmeyerek mevcut formülü koruyor. Bu durum, telefonu son birkaç nesildir benzer görünümlerde olan kullanıcılar için biraz sıkıcı kılsa da, elde edilen sonuç hala zarif, sağlam ve kullanımı rahat bir cihaz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tasarımın yıllardır büyük ölçüde aynı kalması Samsung’un eleştiri aldığı noktalardan biri olsa da şirketin de belirttiği gibi, halihazırda başarılı bir tasarımı kökten değiştirmeye gerek duymamış olması anlaşılabilir. Galaxy S25+’ın görünümü belki sürpriz yapmıyor ancak hala üst sınıf bir akıllı telefondan bekleyeceğiniz kaliteyi fazlasıyla hissettiriyor.

Ekran ve Ses

Galaxy S25+’ın ekranı, Samsung’un ekran teknolojilerindeki liderliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Cihazda, 6.7 inç boyutunda Dynamic AMOLED 2X panel bulunuyor. Bu ekran 1440 x 3120 (QHD+) çözünürlükte ve LTPO destekli 120 Hz yenileme hızına sahip olup, içeriklere son derece akıcı ve keskin bir görüntü sağlıyor. Ekran, yüksek piksel yoğunluğu (513 ppi) sayesinde metinlerden görsellere kadar her türlü detayı net bir şekilde yansıtarak kullanıcı deneyimini üst seviyeye taşıyor. HDR10+ desteği ile uyumlu içeriklerde geniş dinamik aralık sunulurken, renk doğruluğu ve canlılık konusunda panel son derece etkileyici. Samsung’un yıllardır geliştirdiği AMOLED teknolojisi, S25+’ın ekranında adeta zirve noktasına ulaşmış durumda; panel parlak, renkli ve her koşulda rahatça kullanılabilir bir görüntü sunuyor.

galaxy s25+ inceleme

Galaxy S25+ özellikle parlaklık konusunda çığır açan değerlere ulaşıyor. Samsung resmi verilere göre bu ekran, tepe noktada 2600 nit parlaklığa erişebiliyor ki bu, doğrudan güneş ışığı altında bile ekranın kolaylıkla görülebilmesi demek. Gerçek dünya deneyimlerimizde de de S25+ ekranı son derece parlak sonuçlar veriyor. Örneğin dış mekânda, güneş altında fotoğraf çekerken veya video izlerken ekran rahatlıkla okunaklı kalıyor ve parlak güneş ışığında bile kullanım sorunsuz gerçekleşiyor. Ayrıca panelin minimum parlaklık düzeyi de sadece 1 nit kadar düşük ölçülmüş; bu da karanlık ortamlarda göz yormadan kullanım için ideal.

Ekranın sunduğu renkler ve kontrast, Samsung’un imzası haline gelen o çarpıcı görselliği sağlıyor. Sonsuz kontrast seviyesine yakın derin siyahlar ve canlı renkler sayesinde, ister video izleyin ister oyun oynayın, S25+ ekranı adeta bir multimedya şöleni yaşatıyor. Geniş renk yelpaze desteğiyle fotoğraflar ve videolar gerçeğe yakın, doygun tonlarda görüntüleniyor. Ekran ayarlarında sunulan “Canlı” ve “Doğal” modlar sayesinde renk kalibrasyonunu tercihinize göre ayarlayabiliyorsunuz. AMOLED panel, hem doygun ve parlak renk severleri hem de daha doğal ton isteyenleri memnun edecek esnekliği sunuyor. Ayrıca ekranın her zaman açık ekran özelliği, kilitli durumda iken dahi saat, bildirimler veya özelleştirilebilir grafikler gibi bilgileri düşük güç tüketimiyle sürekli göstererek pratiklik sağlıyor.

galaxy s25+ inceleme

Galaxy S25+’ın ekran deneyimini tamamlayan önemli unsurlardan biri de ses performansı. Telefon, stereo hoparlör düzenine sahip: Alttaki ana hoparlöre ek olarak ahize de ikinci hoparlör işlevi görüyor ve böylece çift taraflı bir ses çıkışı elde ediliyor. Bu stereo hoparlörler, “harika” olarak nitelendirilebilecek yüksek ses düzeyi ve kalite sergiliyor. Hoparlörlerin sağladığı ses, küçük bir cihaz için oldukça güçlü ve net. Film ya da dizi izlerken konuşmaların anlaşılabilirliği yüksek, müzik dinlerken ise tiz ve orta frekanslar berrak, maksimum seste bile bozulma minimum seviyede bulunuyor. Bas frekanslarında fiziksel sınırlardan ötürü derinlik sınırlı kalsa da genel olarak dolgun ve dengeli bir ses çıkışı söz konusu. Üstelik Galaxy S25+, Dolby Atmos desteğiyle geliyor. Uygun içerik ve cihazlarda Dolby Atmos modunu açarak daha geniş ve çevresel bir ses deneyimi yaşamak mümkün.

galaxy s25+ inceleme

Kulaklık jakı artık çoğu üst düzey telefonda olduğu gibi S25+’ta da bulunmuyor, ancak Samsung bunu telafi etmek için kaliteli bir USB-C – 3.5mm adaptör ve kablosuz kulaklık ekosistemini öne çıkarıyor. Bluetooth 5.4 desteği sayesinde kablosuz kulaklıklarda daha yüksek bant genişliği ve düşük gecikme sunan telefon, aynı anda birden fazla cihaza bağlanabilme gibi gelişmiş kablosuz ses özellikleriyle donatılmış. Özellikle Samsung Galaxy Buds serisi kulaklıklarla birlikte kullanıldığında otomatik cihaz geçişi, 360 Ses gibi ekosistem avantajlarından faydalanabiliyorsunuz. Sonuç olarak Galaxy S25+, hem görsel hem de işitsel anlamda multimedya deneyimini üst düzeyde yaşatan bir cihaz. Büyük, parlak ve canlı ekranı ile güçlü stereo hoparlörleri bir araya gelerek film izlemekten oyun oynamaya, günlük kullanımda sosyal medyada gezintiden fotoğraf görüntülemeye kadar her alanda tatmin edici bir performans sergiliyor.

Performans ve Pil

Samsung Galaxy S25+ donanım tarafında en yeni ve en güçlü mobil platformla geliyor. Cihazın kalbinde, Samsung için özel olarak optimize edilmiş, 3nm tabanlı Qualcomm Snapdragon 8 Elite yonga seti bulunuyor. Bu işlemci, geçen yılın Snapdragon 8 Gen 3 çözümüne kıyasla yaklaşık %30’a varan performans artışı vaat eden üst düzey bir yonga set. 8 çekirdekli yapısıyla (4.47 GHz’e çıkabilen yüksek performans çekirdekleri ve 3.53 GHz’lik verimlilik odaklı çekirdekler) ve yeni nesil Adreno 830 GPU ile donatılan S25+, Android dünyasında ulaşılabilecek en yüksek hızlardan birini sunuyor. Gerçek kullanımda da bu gücü hissetmek mümkün: Arayüz son derece akıcı, uygulamalar anında açılıyor ve aynı anda birden fazla işle uğraşırken en ufak bir takılma ya da yavaşlama yaşanmıyor. Yapılan benchmark testlerinde Galaxy S25+ üst sınıf Android telefonlar arasında üst sıralarda yer alıyor. Elbette günlük kullanımda bu aşırı gücün sınırlarını zorlamak kolay değil, ancak uzun vadede cihazın performansının, yıllar geçse bile akıcı bir deneyim sunacağı anlamına geliyor.

galaxy s25+ inceleme

Oyun ve grafik performansı açısından da Galaxy S25+ beklentileri fazlasıyla karşılıyor. En yeni grafik işlemci birimi sayesinde, PUBG Mobile, Genshin Impact gibi ağır 3D oyunlar en yüksek grafik ayarlarında ve 60 fps’e varan kare hızlarında sorunsuz çalışıyor. Üstelik Samsung, S25+’ta termal yönetim ve soğutma sistemini geliştirmiş görünüyor. Geçtiğimiz yıl S24 serisi uzun süreli oyun oynarken belirgin bir sıcaklık artışı ve nadiren de olsa ufak takılmalar yaşayabiliyordu. Galaxy S25+’ta ise yaklaşık bir saatlik yoğun oyun seansı sonrasında bile cihaz aşırı yüksek bir sıcaklığa ulaşmıyor. Bu da Samsung’un yeni soğutma çözümü ve termal iyileştirmelerinin işe yaradığını gösteriyor. Özetle, ister günlük işler ister ağır oyunlar olsun, Galaxy S25+ her koşulda istikrarlı ve yüksek performansıyla kullanıcıyı yarı yolda bırakmıyor.

Cihazın güçlü performansını destekleyen bellek ve depolama özellikleri de amiral gemisi standardında. Galaxy S25+’ta 12 GB RAM bulunuyor ve bu sayede çoklu görevlerde RAM yetersizliği hissedilmiyor. Uygulamalar arka planda uzun süre açık kalabiliyor, hızlı geçişlerde yeniden yükleme olmadan devam edebiliyorsunuz. Depolama tarafında ise 256 GB ve 512 GB UFS 4.0 seçenekleri sunuluyor. UFS 4.0 teknolojisi, önceki nesil UFS 3.1’e göre çok daha yüksek okuma/yazma hızlarına sahip, bu da dosya transferlerinden uygulama açılış hızlarına kadar her alanda akıcı bir deneyime katkıda bulunuyor. Ne yazık ki Samsung bu seride de microSD kart desteği sunmuyor. Ancak sunulan dahili depolama kapasiteleri çoğu kullanıcı için fazlasıyla yeterli olacaktır. İletişim ve bağlantı açısından da en yeni teknolojiler mevcut. Wi-Fi 7 desteği ile geleceğe dönük kablosuz ağ performansı, Bluetooth 5.4 ile daha kararlı ve güçlü kablosuz bağlantılar ve Ultra Geniş Bant (UWB) desteği cihazda yer alıyor. Tüm bu güçlü donanım birleşimi, Galaxy S25+’ı yalnız 2025’in değil önümüzdeki birkaç yılın da güçlü performans oyuncularından biri haline getiriyor.

galaxy s25+ inceleme
GeekBench 6 CPU Benchmark Sonuçları (Soldan sağa: Galaxy S25+, Galaxy S25 Ultra, Galaxy S24+)

Pil ömrü, Galaxy S25+’ın en çok merak edilen konularından biri, çünkü Samsung bu modelde pil kapasitesini artırmamış, S24+ ile aynı değerde tutmuş. Telefonun içinde 4.900 mAh kapasiteli bir pil bulunuyor ve kağıt üzerinde selefiyle aynı batarya gücünü sunuyor. Ancak yeni nesil 3nm işlemci ve yazılım optimizasyonları sayesinde, S25+’ın selefine kıyasla biraz daha iyi pil performansı sergilediğini görüyoruz. Günlük kullanım senaryosunda bu, yoğun kullanımda dahi telefonu tek şarjla rahatlıkla bir günü çıkarmak anlamına geliyor. Örneğin ekran süresi 5-6 saat civarında olan yoğun bir günde bile, akşam sonunda pilde %30-40 dolaylarında bir kapasite kalabiliyor ki bu modern bir üst düzey telefon için gayet iyi bir değer olarak kabul edilebilir. Orta-yüksek yoğunlukta kullanımda çoğu kullanıcı için tam gün yeten, hatta ertesi günün bir kısmına sarkan bir pil ömrü sunan Galaxy S25+, Samsung’un bugüne kadarki Plus modelleri içinde de en iyi pil performanslarından birine sahip.

galaxy s25+ inceleme

Şarj tarafında ise Samsung geleneksel çizgisini koruyor; ne yazık ki burada bir hızlanma veya devrim söz konusu değil. Galaxy S25+, selefi gibi 45W kablolu hızlı şarjı destekliyor ve uygun adaptörle yaklaşık 30 dakikada %70-75 dolum, yaklaşık 58-60 dakikada tam şarj seviyesine ulaşıyor. Bu, bir amiral gemisi için makul bir süre olsa da rakip Çinli markaların 30 dakikanın altında tam şarj sunan 80W-100W değerleriyle kıyaslandığında Samsung’un hâlâ geride kaldığı bir alan. Samsung’un kutuya şarj adaptörü eklemediğini de not düşmek gerek. 45W hızdan faydalanmak için uyumlu bir adaptörü ayrıca temin etmeniz gerekiyor. İyi haber ise S25+’ın artık maksimum şarj gücüne ulaşmak için özel 5A kabloya ihtiyaç duymaması: Kutu içinden çıkan standart kabloyla bile 45W’a yakın değerler yakalanabiliyor, bu da şarj konusunda biraz daha esneklik sağlıyor. Kablosuz şarj tarafında cihaz yine 15W’a kadar kablosuz şarjı destekliyor. Yeni nesil Qi2.1 standardına hazır olması sayesinde, uyumlu kablosuz şarj aksesuarlarıyla daha verimli ve mıknatıslı hizalama özellikli şarj mümkün. Bu arada telefonun içinde mıknatıs yok, ancak manyetik destekli kılıflarla MagSafe benzeri bir deneyim yaşanabiliyor. Ayrıca 4.5W ters kablosuz şarj özelliği sayesinde Galaxy Buds kulaklıklar veya akıllı saat gibi aksesuarlar, telefonun arka yüzeyinde şarj edilebiliyor. Özetle şarj konusunda Samsung geleneksel çizgisinde kalsa da, Galaxy S25+ yaklaşık 1 saatte tam dolan pili ve gelişmiş kablosuz şarj yetenekleriyle çoğu kullanıcıyı memnun edecek bir deneyim sunuyor.

Yazılım ve Güvenlik

Galaxy S25+, kutudan Android 15 işletim sistemiyle çıkıyor ve Samsung’un kendi arayüzünün en yeni sürümü olan One UI 7 ile çalışıyor. One UI 7, önceki nesillere kıyasla görsel olarak elden geçirilmiş bazı yenilikler getiriyor: Arayüz daha parlak renk paletleriyle tazelenmiş ve simgeler, menüler modern bir görünüme kavuşmuş. Samsung, kullanıcı geri bildirimlerini dikkate alarak hızlı ayarlar ve bildirim panelinde düzenlemelere gitmiş. Artık hızlı ayarlar ekranı daha işlevsel ve tek elle kullanımı kolaylaştıracak şekilde optimize edilmiş halde. Örneğin, kamera arayüzünde modlar artık deklanşörün altına alınmış, Pro mod kontrolleri ekranı engellemeyecek şekilde yeniden düzenlenmiş, genel olarak daha kullanıcı dostu bir deneyim sunulmuş. Sistemin genel akıcılığı ve geçiş animasyonları son derece pürüzsüz; burada güçlü donanımın yanı sıra yazılım optimizasyonlarının da payı büyük. Samsung’un arayüzü, geçmişte zaman zaman eleştirilen karışıklık ve fazla ön yüklü uygulama gibi konularda hala tamamen mükemmel olmasa da, One UI 7 şimdiye kadarki en rafine ve kullanımı keyifli Samsung arayüzlerinden biri olarak değerlendirilebilir.

galaxy s25+ inceleme

One UI 7 ile birlikte Samsung, yapay zekâ ve cihaz içi akıllı özelliklere özel bir vurgu yapıyor. Galaxy S25+ lansmanında öne çıkan “Galaxy AI” özellikleri arasında daha akıllı fotoğraf düzenleme araçları, galeri içinde nesne tanıma ve arama, metin kopyalama gibi işlemleri kolaylaştıran görüntü tabanlı yapay zekâ fonksiyonları ve kişisel kullanım alışkanlıklarınıza adapte olan akıllı öneriler gibi yenilikler bulunuyor. Örneğin, telefon belirli bir saatte sık kullandığınız bir uygulamayı size önerebiliyor veya fotoğraflardaki yazıları otomatik algılayıp kopyalamanıza olanak tanıyor. Bununla birlikte, yapay zekâ özelliklerinin bir kısmı beklenen düzeyde devrimsel değil ya da henüz tam olgunlaşmamış. Benzer şekilde, yapay zekâ destekli sahne tanıma ve otomatik ayar yapma yetenekleri de önceki sürüme kıyasla küçük iyileştirmeler dışında belirgin bir sıçrama yapmıyor. Kısacası, Galaxy S25+’ın AI vaatleri şu an için biraz abartılı kalıyor ve pratik fayda anlamında sınırlı. Yine de Samsung’un bu özellikleri yazılım güncellemeleriyle zaman içinde geliştireceğini belirtmesi ve telefonun önünde uzun bir güncelleme yol haritası olması, gelecekte bu yapay zekâ araçlarının daha anlamlı hale gelebileceği anlamına geliyor. Bu arada çoğu araçta Türkçe dil desteğinin bulunması memnun edici. Geçen yıl bu zamanlarda Galaxy S24 Serisi için Galaxy AI çıktığında olduğundan daha kullanışlı araçlar mevcut.

galaxy s25+ inceleme

Yazılım tarafında Samsung’un kullanıcı dostu ekosistem özellikleri de aynen devam ediyor. Galaxy S25+’ta Samsung DeX desteği mevcut. Telefonu bir monitöre veya TV’ye bağlayıp masaüstü bilgisayar benzeri bir arayüzde kullanmak mümkün. Kablolu ya da kablosuz DeX ile ofis belgeleri hazırlamak, sunum yapmak veya geniş ekranda çoklu görev gerçekleştirmek oldukça pratik. Bunun yanında, Windows ile entegrasyon (Windows Bağlantısı) sayesinde bilgisayarınızdan telefona gelen bildirimleri görmek, fotoğraflara erişmek veya arama yapıp mesaj göndermek de destekleniyor. Samsung Pay/NFC ile temassız ödemeler, SmartThings ile akıllı ev cihazlarını kontrol etme, Bixby Routines ile günlük rutinlerinizi otomatikleştirme gibi Samsung’un yıllardır biriktirdiği yazılım zenginlikleri S25+’ta da eksiksiz şekilde bulunuyor. Telefon, güvenlik tarafında ise Samsung Knox platformu ile korunuyor. Knox, cihazı donanım seviyesinden başlayarak veri şifreleme, güvenli klasör gibi çok katmanlı güvenlik önlemleriyle donatıyor. Özellikle iş dünyasında kurumsal kullanımda Knox güvenliği, Samsung telefonlarının tercih edilme nedenlerinden biri.

Biyometrik güvenlik olarak Galaxy S25+, ekran altı ultrasonik parmak izi okuyucuya sahip. Bu sensör, parmağınızı ekrana koyduğunuzda ultrason dalgalarıyla parmak izini üç boyutlu olarak tarayarak hızlı ve güvenli bir kilit açma sağlıyor. Okuyucunun konumu, ekranın ulaşması kolay bir bölgesinde ve tepki süresi oldukça hızlı olsa da, bazı kullanıcılara göre daha da hızlı ve geniş algılama alanına sahip olabilirdi. Yine de genel olarak parmak izi tanıma işlemi tutarlı ve güvenilir çalışıyor; ıslak veya kirli parmakla denemediğiniz sürece tek seferde açılıyor. Alternatif olarak iki boyutlu yüz tanıma ile de ekran kilidini açmak mümkün, ancak bu yöntem sadece ön kamera ile çalıştığı için parmak izi kadar güvenli değil, yine de pratik bir seçenek. Telefonun güncel güvenlik yamalarıyla desteklenmesi ve düzenli güvenlik güncellemeleri de Samsung’un taahhütleri arasında.

galaxy s25+ inceleme

Galaxy S25+’ı yazılım konusunda rakiplerinden ayıran belki de en önemli unsur, Samsung’un güncelleme politikası. Şirket bu cihaz için 7 yıl boyunca büyük Android işletim sistemi yükseltmesi sözü veriyor. Bu, teorik olarak Android 15 ile çıkan telefonun Android 22’ye kadar yükseltme alabileceği anlamına geliyor ki bu, sektörde benzeri görülmemiş bir uzunlukta destek süresi demek. Bu sayede kullanıcılar, cihazlarını uzun yıllar güncel ve güvenli tutabilecek, yeni özelliklerden mahrum kalmayacaklar. Yazılım güncellemeleri sadece yeni Android sürümlerini değil, düzenli güvenlik yamalarını da içeriyor. Samsung’un aylık güvenlik güncellemeleriyle bilindiği düşünülürse, Galaxy S25+ satın alan bir kullanıcı en az 7 yıl boyunca telefonunu güvenle kullanabilir. Bu uzun destek politikası, Galaxy S25+’ı uzun vadeli yatırım yapmak isteyenler için cazip kılıyor. Google’ın Pixel cihazlarında dahi henüz bu kadar uzun bir güncelleme süresi yokken, Samsung’un bu hamlesi sektör lideri bir adım olarak övgü topluyor.

Galaxy S25+, özelliklerle dolu, güçlü desteklenen ve güven veren bir profil çiziyor. One UI 7, bazı gereksiz ön yüklü uygulamalar barındırsa da genel parlatılmış bir deneyim sunuyor ve Android’in en gelişmiş arayüzlerinden biri konumunda. Yeni eklenen yapay zekâ özellikleri henüz tam potansiyeline ulaşmamış olsa da ilerideki güncellemelerle cihazın daha da yetenekli hale gelmesi bekleniyor. 7 yıllık güncelleme sözü ise hem işletim sistemi yeniliklerini takip etmek hem de güvenlik risklerine karşı korunmak açısından kullanıcıya büyük rahatlık sağlıyor. Samsung, Galaxy S25+ ile sadece donanımda değil, yazılım tarafında da müşterilerine uzun soluklu bir kullanıcı deneyimi sunacağının garantisini vermiş oluyor.

Kamera

Samsung Galaxy S25+’ın kamera kurulumuna baktığımızda, donanım olarak bir önceki nesilden miras kalan bir üçlü arka kamera sistemi görüyoruz. Arka tarafta; 50 MP çözünürlüklü geniş açılı ana kamera, 12 MP ultra geniş açılı kamera ve 10 MP 3x optik zoom telefoto kamera kombinasyonu yer alıyor. Ön tarafta ise ekranın üst orta deliğine yerleştirilmiş 12 MP selfie kamerası bulunuyor. Kağıt üzerinde bu değerler Galaxy S24+ ile neredeyse aynısı ve ne yazık ki bu yıl Samsung, Plus modelde kamera donanımını yükseltmeyi tercih etmemiş. Kamera tarafında “donanım yeniliği yok” eleştirileri haklı görünüyor. Zira sensörler ve lensler geçen yılkiyle aynı olduğu için fotoğraf kalitesinde dramatik bir sıçrama beklemek güç. Elbette bu durum, S25+’ın kamera performansının kötü olduğu anlamına gelmiyor. Aksine S24+ zaten güçlü bir kamera sistemine sahipti ve S25+ da güvenilir ve güçlü bir kamera deneyimi sunmaya devam ediyor. Ancak 2025 yılı itibarıyla rakip markaların daha büyük sensörler, daha yüksek çözünürlükler ve yenilikçi kamera teknolojileri benimsediğini düşünürsek, Galaxy S25+’ın kamera kurulumu sektör standartlarına göre biraz muhafazakâr kalıyor demek mümkün.

galaxy s25+ inceleme

Ana kamera, 50 MP Samsung GN3 sensörünü kullanıyor ve varsayılan olarak 4’ü 1 arada piksel birleştirme (pixel-binning) ile 12 MP çözünürlüklü fotoğraflar üretiyor. Bu ana kamera gündüz çekimlerinde oldukça başarılı sonuçlar veriyor. İyi ışıkta çekilen fotoğraflar temiz, detaylı ve geniş dinamik aralığa sahip. Samsung’un renk işleme algoritmaları sayesinde görüntüler canlı renklere ve göz alıcı bir kontrasta kavuşuyor, ancak bu renkler abartılı seviyede değil, hâlâ gerçeğe yakın bir denge mevcut. S25+’ın ana kamerasıyla çekilen kareler, özellikle gökyüzü gibi zor alanlarda bile hem parlak hem de karanlık bölgelerde detay koruma konusunda sınıfının iyileri arasında. Bununla birlikte, detay keskinliği ve çözünürlük konusunda artık rakipler daha önde diyebiliriz. Son 2-3 yılda kamera sensör boyutları ve çözünürlükleri hızla arttı. 50 MP’lik bu sensör artık alışageldiğimiz bir kalite sunarken, örneğin 1 inç sensör kullanan veya 100+ MP çözünürlüklü rakipler çok daha ince detayları yakalayabiliyor. Galaxy S25+ ile çekilen fotoğraflar genel kullanım için fazlasıyla iyi olsa da, görüntüyü yakından incelerseniz çok ufak detaylarda optik limitlere takıldığını görebilirsiniz. Özellikle iç mekan veya düşük ışıklı ortamlarda, fotoğraflar bir miktar yumuşuyor ve sektörün en iyileriyle kıyaslandığında artık sınıf lideri sayılmayacak bir detay seviyesi sunuyor. Yine de çoğu senaryoda bu farkı anlamak zor. S25+’ın ana kamerası, hem sosyal medyada paylaşmak hem de büyük ekranda bakmak için çok kaliteli, canlı ve kullanıcıyı memnun edecek kareler yakalıyor.

Ultra geniş açılı kamera, 12 MP çözünürlüğe ve 120 derecelik geniş görüş alanına sahip. Bu kamera ile manzara, kalabalık grup fotoğrafları veya dar mekân çekimleri gibi geniş kadraj gerektiren durumlarda başarılı sonuçlar alınabiliyor. Renk uyumu açısından ana kamerayla tutarlı performans gösteren ultra geniş kamera, iyi ışıkta keskin ve distorsiyonu düzeltilmiş fotoğraflar sunuyor. Ancak Samsung, ne yazık ki bu ultra geniş kameraya yine otomatik odaklama özelliği eklemiş değil; bu da yakın mesafeden makro tarzı çekimler yapma imkânını kısıtlıyor. Bu fiyat seviyesindeki bir telefonda ultra geniş lensin otomatik odaklamasının olmaması artık eleştirilen bir durum ve Samsung’un sadece Ultra modeline bu özelliği saklaması hoş karşılanmıyor. Otomatik odaklamanın olmamasının pratik sonucu, ultra geniş kamera ile çok yakından bir nesne çekmeye kalktığınızda (örneğin çiçek, yiyecek vb.) netlemeyi yapamaması. Bunun dışında, düşük ışık koşullarında ultra geniş kameranın performansı ana kameraya göre bariz şekilde düşüyor; sensör boyutunun daha küçük olması nedeniyle gece çekimlerinde detay kaybı ve kenarlarda hafif bulanıklık görülebiliyor. Yine de yazılım destekli Otomatik Gece Modu, ultra geniş kamera ile dahi makul gece fotoğrafları almanıza imkan tanıyor. Genel olarak ultra geniş kamera, gündüzleri tatmin edici, geceleri ise idare eder bir performans sunuyor, ama Samsung’un bu lenste yenilik yapmaması, S25+’ın rakiplerinin gerisinde kalmasına neden olan detaylardan biri.

galaxy s25+ inceleme

Telefoto kamera, 10 MP çözünürlükte ve 3x optik yakınlaştırma sunuyor. Bu lens, portre çekimleri ve uzaktaki nesneleri yakınlaştırmak için oldukça kullanışlı. 3 kat optik zoom, görüntü kalitesinde kayıp olmadan yakın çekimler yapmanızı sağlıyor ve sonuçlar keskinlik açısından başarılı. Portre modunda telefoto lens kullanıldığında, konu ile arka planı doğal bir derinlik efektiyle ayırarak hoş bir bokeh elde ediliyor. 3x zoom fotoğraflar düşük ışıkta bile beklenenden iyi sonuçlar veriyor; telefoto kamera gece çekimlerinde ana kameraya kıyasla daha parlak ve detaylı görüntüler sunabiliyor ki bu Samsung’un yazılım algoritmalarının bir başarısı olarak görülüyor. Elbette 3x’in ötesine geçip dijital zum yaptıkça kalite kademeli olarak düşüyor. 10x’e kadar yazılımsal zumlarla sosyal medyada kullanılabilir kareler yakalamak mümkün ancak bu noktadan sonra belirgin bir yumuşama başlıyor. Galaxy S25 Ultra’daki gibi periskopik 10x optik zoom olmaması, S25+’ın uzak mesafe çekimlerde Ultra’nın gerisinde kalması demek. Eğer gerçekten uzaktaki nesneleri net biçimde çekmek önceliğinizse, Plus modeli biraz sınırlı kalabilir. Ancak genel kullanıcı profili için 3x zoom, günlük ihtiyaçların çoğunu karşılıyor ve fotoğraf çeşitliliği açısından işe yarar bir ek olarak değerlendirilebilir.

Düşük ışık ve gece performansı S25+’ın güçlü yanlarından biri. Samsung, otomatik olarak devreye giren bir Gece Modu özelliğine sahip. Loş ortamlarda sahne yapay zekâ tarafından algılanıyor ve gerekli durumlarda çekim süresini biraz uzatarak birden fazla kareyi birleştirip daha aydınlık bir fotoğraf oluşturuyor. Galaxy S25+’ın otomatik gece modu, çoğu sahnede gayet başarılı çalışıyor ve kullanıcının ekstra bir ayar yapmasına gerek bırakmadan karanlık ortamlarda iyi pozlanmış, parlak ve düşük gürültülü fotoğraflar elde etmesini sağlıyor. Özellikle ana kamera gece çekimlerinde geniş diyafram ve OIS (optik görüntü sabitleme) sayesinde ışığı iyi topluyor; sokak lambaları altında veya iç mekân loş ışıkta dahi sahnedeki detayların önemli bir kısmı korunuyor. Renkler doğal, karanlık bölgelerdeki kumlanma kontrollü düzeyde. Gece modunu elle açmak, çok karanlık sahnelerde ekstra 1-2 saniye uzun pozlama yaparak daha da aydınlık görüntüler verebiliyor, ancak çoğu zaman otomatik mod yeterli oluyor. Telefoto kamera da gece modundan faydalanıyor ve 3x zoom kamera geceleyin beklenenden iyi kareler yakalayabiliyor, detay ve renk açısından başarılı sonuçlar veriyor. Ultra geniş kamerada ise gece modu biraz daha sınırlı etkili. En geniş açı lens düşük ışıkta belirgin bir kalite düşüşü yaşıyor, ancak yazılım burada da bir nebze yardımcı oluyor. Genel olarak Galaxy S25+, gece çekimlerinde sınıfının ortalama üstü bir performans sunuyor; tam bir gece fotoğrafçılığı şampiyonu olmasa da kullanıcıyı memnun eden parlaklık ve netlikte kareler elde etmek mümkün.

Video çekim kabiliyetleri açısından Galaxy S25+ çok yönlü ve güçlü bir cihaz. Ana arka kamera, maksimum 8K çözünürlükte 24 veya 30 fps video kaydı yapabiliyor. 8K videolar, muazzam detay içeriyor ancak dosya boyutları çok büyük olduğu için daha pratik olan 4K çözünürlük çoğu kullanıcıya yetecektir. Telefonun tüm arka kameraları ve ön kamerası, 4K 60 fps video kaydını destekliyor. Bu sayede ister ana, ister telefoto veya selfie kamera olsun, tutarlı bir şekilde yüksek kaliteli videolar alabiliyorsunuz. OIS (optik sabitleme) ve EIS (elektronik sabitleme) kombinasyonu sayesinde video kaydında titreme en aza indirgenmiş. Özellikle yürürken veya hareketli sahnelerde çekim yaparken görüntü sabitleme oldukça etkili, videolar akıcı görünüyor. Ayrıca Samsung, HDR10+ video kaydı desteği sunarak, uyumlu ekranlarda daha geniş renk ve parlaklık aralığına sahip videolar çekmenize imkân tanıyor. Profesyonel kullanıcılar için sunulan Pro Video modu, manuel odaklama, ISO, enstantane kontrolü gibi ayarlarla çekim yapmayı sağlıyor ve yeni nesil 10-bit HDR kayıt seçeneği de yaratıcı işler için avantaj sunuyor. Ses kaydı da stereo olarak, yüksek bit hızında yapılıyor ve videolardaki ses kalitesi net. Ön kamera ile 4K 60 fps video yeteneği, S25+’ı vlog çekenler ve ön kamerayı sık kullanan içerik üreticileri için de gözde bir cihaz yapıyor. Ön kameradan çıkan görüntüler de keskin ve akıcı, üstelik Samsung’un mikrofonları sayesinde ses de berrak kaydediliyor. Kısacası, Galaxy S25+ video konusunda da amiral gemisi unvanını destekleyecek bir performans sergiliyor; aile videolarından profesyonel projelere kadar geniş bir yelpazede ihtiyaçları karşılayabilecek esneklikte.

Son olarak özçekim (selfie) kamerasına değinelim. 12 MP’lik ön kamera, Samsung’un Dual Pixel otomatik odaklama teknolojisine sahip, bu da selfie’lerde yüzünüzün daima net olmasını sağlıyor. Ön kamerayla gün ışığında oldukça detaylı ve doğal renklere sahip selfie’ler çekmek mümkün. Portre modunda arka planı yazılımsal olarak bulanıklaştırma (bokeh) özelliği, tek kamerayla olmasına rağmen gayet başarılı ve kenar ayırma işlemini doğru yapıyor. Düşük ışıkta ekran flaşı özelliğiyle ön kamera, ekranı beyaz bir ışıkla aydınlatarak yüzünüzü aydınlatabiliyor ve böylece karanlık ortamlarda dahi kullanılabilir özçekimler elde edilebiliyor. 4K video desteği sayesinde de görüntülü aramalarda veya sosyal medya için çekilen selfie videolarında net ve yüksek çözünürlüklü görüntü elde ediliyor. Kısacası ön kamera, amiral gemisine yakışır biçimde sosyal medya tutkunlarını memnun edecek bir performans sunuyor.

Genel bir kamera değerlendirmesi yapmak gerekirse, Galaxy S25+’ın kameraları çok iyi fakat artık şaşırtıcı değil. Gün ışığında harika fotoğraflar, gece çoğunlukla başarılı çekimler, kullanışlı bir zoom aralığı ve üstün video yetenekleriyle, S25+ her koşulda kullanıcıyı yarı yolda bırakmayacak bir kamera sistemi taşıyor. Ancak Samsung’un esas yenilikleri ve en iyi kamera donanımlarını Ultra modeline sakladığı da bir gerçek. Bu nedenle S25+ kameraları, 2025 yılındaki en iyiler arasında değil, sadece iyi olanlar arasında konumlanıyor. Daha büyük sensörlü veya yeni periskop lensli rakip telefonlar fotoğraf kalitesinde ufak avantajlar sağlayabiliyor. Yine de S25+’ın dengeli performansı, çoğu kullanıcı için fazlasıyla yeterli olacak ve çekilen fotoğraf/videoların kalitesiyle tatmin edecektir. Eğer bir akıllı telefonda mutlaka en iyi kamera benim için olmazsa olmaz diyorsanız, Samsung ekosisteminde Ultra modele yönelmek gerekebilir, zira Samsung, en iyi kameralarını Plus yerine Ultra’ya saklamış. Bunun dışında, Galaxy S25+ ile çekim yapmak keyifli, sonuçlar tutarlı ve paylaşmaya değer çıktılar veriyor. Bu da onu fotoğraf ve video açısından güvenilir bir yol arkadaşı yapıyor.

Sonuç

  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme
  • galaxy s25+ inceleme

Samsung Galaxy S25+ genel olarak mükemmel bir akıllı telefon deneyimi sunmakla beraber, selefine kıyasla büyük yenilikler getirmemesi nedeniyle “güvenli bir yükseltme” olarak nitelendirilebilir. Cihaz, üst düzey bir telefondan bekleyeceğiniz hemen her alanda kullanıcıyı memnun ediyor: Muhteşem bir ekran, güçlü performans, sağlam pil ömrü, kaliteli kamera sistemi ve uzun yazılım desteği. Özellikle Galaxy S21 veya S22 gibi birkaç nesil öncesi bir model kullanıyorsanız, S25+’a geçiş yapmak büyük bir sıçrama anlamına gelecektir. Cihazın sunduğu yenilikler ve iyileştirmeler böyle bir senaryoda fazlasıyla hissedilecektir. Ancak Galaxy S24+ veya S23+ kullanıcısıysanız, S25+’ın getirdikleri oldukça sınırlı kalıyor; bu durumda aynı tasarım, benzer kamera ve sadece hızlanmış bir işlemci için yükseltme yapmaya değip değmeyeceği tartışmaya açık. Samsung’un donanım inovasyonunda frene basıp daha çok yazılım ve AI tarafına odaklandığı bu model yılı, akıllı telefon endüstrisinin genel gidişatını da yansıtıyor: Radikal değişimler yerine küçük iyileştirmeler ve uzun vadeli yazılım desteği vurgusu ön planda.

Galaxy S25+’ın en güçlü yanlarından biri, Ultra modelin bazı avantajlarını daha uygun fiyata sunması. Bu telefon, Galaxy S25 Ultra ile aynı yüksek performanslı yonga setini, aynı uzun pil ömrünü ve aynı harika ekran çözünürlüğünü barındırıyor. Üstelik boyutları biraz daha kompakt ve fiyatı da Ultra’dan kayda değer ölçüde düşük. Ultra modelin öne geçtiği tek alan kamera gibi görünüyor; S25 Ultra’daki 200 MP ana kamera ve periskop zoom gibi özellikler fotoğraf meraklıları için cazip olabilir, ancak S25+ da kamera konusunda asla kötü değil, çoğu kullanıcıyı tatmin edecek düzeyde ve yapay zekâ destekli yazılım marifetleriyle farkı kapatmaya çalışıyor. Ayrıca S Pen kalemi ihtiyacı duymayanlar için Ultra’nın getirdikleri S25+’a kıyasla az ve özelle sınırlı kalıyor. Bu bağlamda Galaxy S25+, serinin “en dengeli” seçeneği olarak öne çıkıyor: Ultra kadar pahalı ve büyük değil, temel S25 modeline göre ise daha geniş ekranlı, yüksek çözünürlüklü ve daha güçlü bataryalı.

Son tahlilde, Samsung Galaxy S25+ sağlam temeller üzerine kurulu, kusurları minimum, güçlü bir amiral gemisi. Samsung’un “risk almayan” yaklaşımı, cihazı biraz sıkıcı hale getirse de aynı zamanda güvenilirliğini arttırıyor. Ne alacağını bilen kullanıcılar için S25+ sürprizsiz ama pişman etmeyecek bir seçim olacaktır. Teknoloji tutkunları belki daha çarpıcı yenilikler görmeyi bekleyebilirdi, ancak genel tüketici kitlesi için telefonun her alanda iyi performans göstermesi ve uzun ömürlü olması daha büyük önem taşıyor. Galaxy S25+ işte tam da bunu sunuyor: Her yönüyle olgunlaşmış bir akıllı telefon deneyimi. Eğer piyasadaki en iyi ekranlardan birine, çok güçlü bir işlemciye, tatmin edici kameraya ve yıllarca güncelliğini koruyacak bir cihaza sahip olmak istiyorsanız, Galaxy S25+ beklentilerinizi rahatlıkla karşılayacaktır. Ancak en yeni kamera teknolojileri veya radikal tasarım değişimleri peşindeyseniz, bu modelin sizi heyecanlandırmak yerine “bildiğiniz iyi Samsung” olarak kalacağını unutmayın. Sonuç olarak Galaxy S25+, “mükemmeli hedeflemek yerine çok iyiyi koruyan” bir stratejinin ürünü ve günümüz amiral gemisi telefon pazarında sağlam bir yer edinmeyi hak eden bir cihaz olarak karşımızda duruyor.

BİLGİLENDİRME

İnceleme makalesi ve videoda yer alan ürün Samsung Türkiye tarafından ücretsiz olarak temin edilmiştir. Yayım karşılığında Samsung Türkiye’den herhangi bir ücret alınmamıştır. Yayımdan önce herhangi bir onay süreci bulunmamaktadır.

Teknoblog'un satış ortaklıkları vardır. Bunlar, editoryal içeriği etkilemez, ancak Teknoblog, satış ortaklığı bağlantıları üzerinden satın alınan ürünler için komisyon kazanabilir.

8.9Galaxy S25+, tasarımı yenilikçi olmasa da güçlü performansı, üst düzey ekran kalitesi ve uzun yazılım desteğiyle dengeli bir amiral gemisi deneyimi sunuyor.
Tasarım
8.7
Ekran
9.5
Ses
8.8
Performans
9.3
Kamera
8.6
Yazılım
9
Pil
8.9