Samsung Galaxy S20 Plus ile ilgili ilk izlenimlerimiz

Samsung Galaxy S20 Plus, dün itibarıyla 9299 TL’lik fiyat etiketiyle Türkiye’de satışa sunuldu. Bu Android telefon piyasaya çıkmadan hemen önce, çarşamba günü elimize ulaştı. Hemen yayınladığımız kutu açılışı videosu ile bu telefonun kutu içeriği ve ilk kurulumu hakkındaki bilgileri aktarmıştık. Galaxy S20 Plus ile geçen üç gün içinde elde ettiğimiz ilk izlenimler, yorumlar da bu yazıda yer alıyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Galaxy S20 Plus’ın üstünde, ondan daha büyük ekrana ve üstün kamera özelliklerine sahip olan S20 Ultra modelinin var olduğunu biliyoruz. Buna rağmen Galaxy S20 Plus da bir amiral gemisi telefona sahip olma hissini veriyor. Zaten ödediğiniz para nedeniyle bunu hissetmelisiniz. Üstüne üstlük tasarımıyla da bunu aşılamakta başarıyor. Bu arada cam ve metal birleşimi tasarımı epey sağlam görünüyor. S20 Plus’ı yaklaşık 30-40 cm yükseklikteki koltuktan taş zemine, arka yüzü yere temas edecek şekilde düşürdük. Ancak telefonda herhangi bir çizik, aşınma veya çatlama göremedik.

Galaxy S20 Plus’ın ekranı da kavisli, ancak S10 Plus’ın ekranıyla karşılaştırdığımızda kavis açısı daha düşük. Bu ekran kavisli bir ekrandan daha çok, düz ekranmış izlenimini veriyor. Ekran parlaklığı yüksek, ancak ortamdaki ışık koşullarına hemen tepki veriyor, bu nedenle istemediğiniz hâlde parlaklığın azaldığını görebilirsiniz. Bu nedenle otomatik parlaklık ayarını kapatmanız iyi olabilir.

SATIN AL

S20 Plus’ın ekranının en önemli özelliklerinden bir tanesi, serinin diğer üyelerinde olduğu gibi 120 Hz ekran. Ancak bu destekten yararlanmak için ekranı tam çözünürlük yerine Full HD+ çözünürlükte, yani daha düşük bir çözünürlükte kullanmanız gerekiyor. Daha akıcı bir ekran mı, yoksa keskin ve net bir ekran mı? Biz şu anda tercihimizi ilk seçenekten yana kullandık. Kullanıcı arayüzündeki geçişlerde veya sayfaları kaydırırken akıcılığı fark edeceksiniz. Ancak çoğu zaman bu geçişin niteliğinden daha çok içeriğe odaklanacağınız için, 60 Hz veya 120 Hz ayar kullanmak büyük bir fark yaratmıyor. Ancak söz konusu oyun oynama olunca, işler değişecektir.

Galaxy S20 Plus’ın iki hoparlörü var ve dengeli bir ses çıkışının olduğunu, stereo ses etkisinin büyük oranda yakalandığını söyleyebiliriz. Kutudan çıkan AKG kulaklıkların iyi bir ses çıkışı sağlaması için ses ayarlarına girip Dolby Atmos desteğini etkinleştirmeniz ve ekolayzır ayarını yapmanız iyi olacaktır. Her ne kadar AKG kulaklıklar gürültü engelleme özelliğine sahip olmasa da, sunduğu ses performansı başarılı görünüyor.

Exynos 990 işlemcinin performansı da iyi görünüyor. Telefon bir amiral gemisi telefondan beklendiği şekilde akıcı. 4500 mAh kapasiteli pilin performansına gelecek olursak, sabah saat 8.30’da yüzde 100 şarj edilmiş şekilde kullanmaya başladığımız Galaxy S20 Plus’ın pili, gece saat 23.30’da yüzde 36 seviyesinde bulunuyordu. Aradan geçen sürede S20 Plus’ı çok yoğun şekilde kullanmadık, ancak tam parlaklıkta yaklaşık 1 buçuk saat boyunca Netflix’te dizi seyrettik. 15-20 dakika Twitter, Facebook gibi sosyal medya uygulamalarını kullanma, ara sıra internette gezinme, kamera ile fotoğraf çekme gibi işler de var. Bu arada Always on Display de telefonun kullanılmadığı zamanlarda sürekli aktif durumda. Buradan yola çıkarak, telefonun çok yoğun şekilde kullanıldığında sabahtan akşama bir günü ancak çıkaracağı yorumunda bulunabiliriz.

Hızlı şarj desteği de var ve bu destek gayet sağlam görünüyor. Kutudan çıkan şarj adaptörüyle, telefon kapalıyken gerçekleştirdiğimiz testte, pilin 0’dan yüzde 50 seviyesine ulaşması gerçekten de yarım saat sürdü. Bir saat 10 dakika gibi bir sürede de telefon tamamen şarj oldu. Bu hızlı şarj performansını da dikkate alırsak, S20 Plus kullanıcılarını yarı yolda bırakmaz gibi görünüyor.

Yakında yayınlayacağımız Galaxy S20 Plus incelemesinde kamera performansı hakkında daha detaylı konuşacağız. Yine de kısaca bahsedecek olursak, ilk izlenimlerimiz bir üst sınıf Samsung telefonundan beklenen kalitenin sunulduğu yönünde. Çekilen fotoğraflardaki parlaklık ve renk doygunluğu etkileyici seviyede. HDR performansı da memnun edici, kapalı bir havada çektiğimiz fotoğrafta gölgede kalan ağaç yaprakları bile epey dikkat çekici seviyedeydi.

64 megapiksel çözünürlüklü telefoto lens ise büyük bir fark yaratmıyor. 64 megapiksel modunu kullanmak yerine 12 megapiksel standart modu kullanmayı tercih edeceksiniz. Yüksek çözünürlüklü lensin varlığı dijital yakınlaştırma tarafında çok büyük fark sunmuyor. Buna rağmen 3 kat yakınlaştırma yaparak çektiğimiz birkaç kareyi beğendik.

Tek Çekim adı verilen, aynı anda tüm kameraların kullanıldığı özellik de ilginç ve eğlenceli. Kamera uygulamasından bu modu seçtikten sonra çekim tuşuna basın, bu sırada telefonu hareket ettirerek farklı kareler de yakalayabilirsiniz. Sonuç olarak normal açıdan ultra geniş açıya, panoramadan hareketli görüntüye kadar birçok farklı çekim yapılıyor. Bu şekilde güzel kareler yakalayabilirsiniz.

Kamera ile ilgili olarak söyleyeceklerimizi burada bir virgül koyalım, devamını ve daha detaylısını incelemeye saklayalım. Galaxy S20 Ultra’yı henüz kullanma imkanı bulmadığımız için S20 Plus ile arasında deneyim açısından ne gibi farklar var, bilmiyoruz. Özellikle kamera tarafında arada dikkate değer farklılıklar var gibi görünüyor, bu nedenle daha şimdiden S20 Ultra yerine, yaklaşık 3000 TL daha az ödeyerek S20 Plus’ı satın almanın isabetli olup olmayacağını söyleyemeyiz. Ancak bir üst sınıf telefon satın almak isteyip de kendisine 10 bin TL’yi sınır olarak belirleyenler için S20 Plus iyi bir seçim olarak nitelendirilebilir.