EğlenceUlaşım

Formula E yarışları ikinci nesil araçlarla daha “havalı” hâle gelecek

formula eFormula E, elektrikli araçlarla düzenlenen yarış etkinlikleri arasında popülarite bakımından ilk sırada yer alıyor. Turnuvanın geçmişi henüz çok taze olsa da, yarışlarda kullanılan otomobiller kapsamlı bir görsel değişim geçirdi. Bu yıl başlayacak beşinci sezon ile kullanılmaya başlayacak yeni otomobiller, Cenevre Otomobil Fuarı’nda gözler önüne çıktı.

Yeni otomobillerdeki dikkat çeken ilk değişim motor gücünün 200 kW’den 250 kW’ye yükseltilmesi oluyor. Bu artışla birlikte araçların maksimum hızı saatte 280 kilometreye yükseliyor. Yarışların genellikle caddeler üzerine kurulan küçük ve virajlı pistlere inşa edildiğini düşününce bu hız fazlasıyla yeterli olacak gibi görünüyor. Ekstra güç sayesinde otomobillerin saatte 97 kilometre hıza ulaşma süresi 2.7 saniyeye iniyor. Bu da yarış heyecanını artıracak bir faktör olarak değerlendiriliyor.

İkinci nesil otomobillerde performans artışı kadar görünümü değiştirmek de önemli bir motivasyon niteliği taşıyor. Yeni tasarım, önümüzdeki üç sezon boyunca kullanılacak. Turnuvada kullanılan otomobiller, Formula 1 ve benzeri organizasyonlarda kullanılan araçlara büyük ölçüde benzese de, Formula E organizatörleri ilk günden bu yana araçlara farklı bir görünüm kazandırma konusunda istekliydi. Elektrikli motor teknolojisinin kullanıldığı turnuvaların sayısının artması ile birlikte bu istek de biraz daha kuvvetli hâle gelmişti.

Turnuvanın yönetici organı FIA tarafından sunulan orijinal tasarım taslağı, McLaren’in MP4-X gibi konseptlerinden aldığı ilhamla dikkat çekmişti. Ocak ayında konsept taslakların paylaşılmasının ardından ikinci nesil otomobillere dair tüm detaylar sonunda gün yüzüne çıktı. Yeni tasarımda otomobillerin üreticisi Spark’ın FIA ve Formula E’nin onay verdiği “havalı görünme özgürlüğünü” etkin biçimde kullandığı görülüyor.

Ancak bu durum yeni tasarımda işlevsel unsurların olmadığı anlamına gelmiyor. Yeni tasarımda FIA’nın zorunlu kıldığı ve endüstri tarafından “halo” (hâle) olarak adlandırılan baş koruma cihazının varlığı dikkat çekiyor. Kokpitin üzerini bir şerit hâlinde kapatan bu cihazın üzerinde pilotlara otomobilin kalan pil yüzdesi, hangi güç modunda olduğu gibi bilgiler ve acil durumlara dair uyarılar gösterilecek.

İkinci nesil otomobillerin dikkat çeken bir diğer yönü ise tek şarjla tüm bir yarışı tamamlayabilecek olmaları. Bu değişim, elektrikli motor teknolojisinin yarışlara daha uygun hâle gelmesi açısından büyük önem taşıyor. Bugüne kadar otomobillerin pili yarışın yarısına kadar dayanabiliyordu. Bu da 45 ila 60 dakikalık bir süreye tekabül ediyor.

Bu durum, 28 kWh kapasiteli pillerle yarışılmasına karar veren turnuva yönetiminin tercihi sonucunda ortaya çıkmıştı. Yarışların daha izlenebilir olması için takımların otomobillerin hızlanma sürelerinin kısaltması, yarışın ortasındayken pillerin boşalmasına neden olmaya başlamıştı. McLaren tarafından üretilen yeni piller ise kapasiteyi ikiye katlıyor. Böylelikle takımların tek bir şarjla yarışı tamamlamasının da önü açılıyor.

Formula E, hem izleyicilere hem de markalara çekici görünmeyi başarmışa benziyor. Kendisine kayda değer bir takipçi kitlesi oluşturmayı başaran turnuvaya katılan üst seviye üreticilere de sürekli olarak yenileri ekleniyor. Audi, BMW, Renault ve Citroën gibi markalara Mercedes-Benz, Porsche ve Nissan gibi markaların katılacak olması, Formula E’nin gelecekte daha da heyecanlı bir turnuvaya dönüşeceğini gösteriyor.