Aktivite takip cihazları ve akıllı saatler, sadece kullanıcıların fiziksel aktivitelerini izlemekle yetinmiyor, aynı zamanda kullanıcılar hakkında veri topluyor. Söz konusu kişisel veriler, adli soruşturmalarda cihaz sahibinin aleyhine delil olarak kullanılabiliyor. ABD’nin Pensilvanya eyaletinin Lancaster şehrinde yaşayan bir kadın, 911 acil durum numarasını arayarak evine giren birinin tecavüzüne uğradığı ihbarında bulundu.
Gece uyandığında üstünde bir adamın olduğunu söyleyen kadın, saldırganla boğuşurken egzersiz takip cihazını kaybettiğini dile getirdi. Bir süre sonra kadının Fitbit’ini bulan yetkililer, cihazın gece boyunca aktivite kaydı gerçekleştirdiğini ifade etti. Kadının ortaya koyduğu diğer iddiaların temelsizliği ve Fitbit kayıtlarının birleşimi, tecavüz vakasının yaşanmadığını ve olayın düzmece olduğunu ortaya koydu. Kadın hakkında polisi yanılttığı gerekçesiyle soruşturma açılacağı belirtildi.
Yetkililer daha önce de Fitbit verilerinden adli soruşturmalarda kanıt olarak faydalanmıştı. Kanadalı bir hukuk şirketi, sakatlık davasında davacının azalan fiziksel aktivitesini göstermek için Fitbit verilerini delil olarak mahkemeye sunmuştu. Halihazırda giyilebilir ürünlerle toplanan veriler yüzde 100 doğru olmadığı için, bu verilerin mahkemelerde tek kanıt olarak sunulmaması gerekiyor.
Lancaster’da yaşanan olayda Fitbit sahibi kadının ifadesindeki diğer açıklar da, soruşturma başlatılmasının nedenleri arasında sayılıyor. Soruşturmanın mahkemeye taşınacağı belirtilirken, giyilebilir cihazların adli soruşturmalarda destekleyici delil olarak kullanılabileceği de somut biçimde görülmüş oldu.
