Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü ya da herkesin aşina olduğu kısaltmasıyla GDPR, 25 Mayıs’ta yürürlüğe girmişti. Yeni tüzüğün yürürlüğe girmesiyle birlikte şirketleri kişisel verilerini paylaşmaya zorlamakla suçlayan davalar da açılmaya başladı. Facebook ve Google, söz konusu davaların ilk muhattapları oldu.
Avusturyalı gizlilik aktivisti Max Schrems, uzun süredir hem Facebook’un hem de Google’ın veri toplama uygulamalarını eleştiriyordu. Yeni yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte Schrems, her iki şirketi de dava etti. Dava dilekçesinde Facebook’un 3.9 milyar avro, Google’ın ise 3.7 milyar avro cezaya çarptırılması isteniyor.
GDPR’ye göre, kullanıcılardan veri toplamak için rızalarının açık biçimde alınması ve verilerin ne amaçla toplandığının net şekilde anlatılması gerekiyor. Ancak Avrupalı yetkililerin tüzüğü nasıl uygulayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz hafta çok sayıda şirket gizlilik politikasında ve veri toplama uygulamalarında gerçekleştirilen değişiklikleri duyursa da, henüz gerekli değişiklikleri yapmayan şirketlerin sayısının hiç de az olmadığı belirtiliyor.
Hem Facebook hem de Google, GDPR’nin gerektirdiği yeni politikalarını bir süre önce duyurmuştu. Ancak Schrems’in şikayetinde söz konusu politikaların GDPR’nin gereklerini tam anlamıyla karşılamadığı belirtiliyor. Şikayetlerde özellikle bu şirketlerin güvenlik politikaları için onay alma yöntemlerine ve servise erişim için kutunun işaretlenmesi zorunluluğuna dikkat çekiliyor. Çevrimiçi servislerde bu yöntem son derece yaygın olsa da, şikayet dilekçelerinde bu durumun kullanıcıları “ya hep ya hiç” tarzında bir tercihe zorladığı ve bu durumun da tüzüğe aykırı olduğu belirtiliyor.
The Financial Times’a konuşan Schrems, mevcut onay sistemlerinin açık biçimde yeni veri koruma tüzüğüne aykırı olduğunu dile getirdi. Schrems, şirketlerin bu durumu bildiğini ve saklamak için en ufak bir çaba sarfetmediklerini de sözlerine ekledi.
Facebook ve Google aleyhine açılan davalar, spesifik olarak ürünlere ayrılmış durumda. Facebook aleyhindeki dava Facebook’un yanı sıra Instagram ve WhatsApp’ı da kapsıyor. Google aleyhine açılan davanın odak noktasında ise Android işletim sistemi bulunuyor. Davanın ardından her iki şirket tarafından yapılan açıklamalarda da suçlamalar reddedilirken, tüzüğe hazır hâle gelmek için uzun süreli çalışmalar yapıldığının altı çizildi.