Manşetler

Facebook-Cambridge Analytica olayına ilişkin önemli detaylar

facebook-cambridge analyticaSon günlerde teknolojiyle ilgili görünen, ancak küresel siyaseti ve siyasi dengeleri de ilgilendiren bir konu dünya gündemini meşgul ediyor. İçinde psikolojik manipülasyon ve verilerin kötüye kullanımı gibi unsurlar da barındıran Facebook-Cambridge Analytica olayı dünya genelinde bir öfke yaratmış durumda.

Kişisel verilerin kullanımı ve işlenmesi ekseninde gelişen olayın kalbinde sosyal medya devi Facebook ve veri analiz şirketi Cambridge Analytica bulunuyor. Cambridge Analytica’nın Facebook üzerinden elde ettiği kişisel verileri analiz ederek ABD’de 2016’da gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinin ve Birleşik Krallık’taki Brexit referandumunun sonuçlarını etkilediği öne sürülüyor.

Suçlamaların hedefi olan iki şirket de yaşananlarda bir yanlışlarının olmadığını savunuyor. Ancak bu savunmalar, şu an için kamuoyunu ikna etmiş gibi görünmüyor. Cambridge Analytica CEO’su Alexander Nix şirketinin yönetimi tarafından açığa alınırken, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg de Birleşik Krallık Avam Kamarası’nın alt komitelerinden biri tarafından ifade vermeye çağırıldı. ABD Senatosu da Zuckerberg’e ifade çağrısında bulunurken, Avrupa Birliği de olayın incelemeye alınacağını duyurdu. ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) da Facebook hakkında bir inceleme başlatacağı söyleniyor.

Yaşananlar nasıl ortaya çıktı?

Cambridge Analytica ismi yakın zamanda İngiliz Observer gazetesinde yayınlanan bir haberle gündeme gelmişti. Söz konusu haberde Cambridge Analytica “Trump’a seçim kazandıran şirket” olarak tanımlanmıştı.

Bu haberin peşine düşen Channel 4 News, bir muhabirini ülkesindeki seçimleri etkilemek isteyen Sri Lankalı bir iş adamı kılığında şirketle görüşmeye gönderdi. Gizli kamerayla kayıt altına alınan bu görüşmede, Alexander Nix şirketinin karalama kampanyalarıyla müşterilerinin siyasi rakiplerini nasıl saf dışı bıraktığını detaylı biçimde anlattı. Nix’in anlattığı karalama yöntemleri arasında hayat kadınlarıyla cinsel ilişkiye girilmesini sağlama ve kamera önünde rüşvete zorlama gibi uygulamalar bulunuyordu.

Videoda görülenleri ve duyulanları reddeden Cambridge Analytica, Channel 4 News tarafından paylaşılan içeriklerin düzenlenmiş olduğunu ve yapılan sohbetin doğasının kasıtlı olarak değiştirildiğini savundu. Şirket, sohbetin görüşmeye gelen Channel 4 News ekibi tarafından yönlendirildiğini iddia etti.

Cambridge Analytica CEO’su Alexander Nix, olayın patlak vermesinin ardından şu ifadeleri kullanmıştı: “Cambridge Analytica’nın siyasi tuzak kurduğuna ya da siyasi tuzaklar için zemin hazırladığına dair iddiaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Amaçlarımız doğrultusunda gerçek olmayan materyaller kullandığımız iddiası da doğru değildir.”

Olayda Facebook’un nasıl bir rolü var?

Facebook 2014’te kullanıcılarını kişilik türlerini bulmalarını sağlayacak bir testi çözmeye davet etmişti. Söz konusu test, Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacı Aleksandr Kogan tarafından hazırlanmıştı. Bu noktada Cambridge Analytica ve Cambridge Üniversitesi arasında herhangi bir bağın bulunmadığını belirtmekte fayda var.

O dönemde Facebook üzerinde yayınlanan pek çok oyun ve uygulamada olduğu gibi, Kogan’ın testi de hem testi çözenlerin hem de onların arkadaşlarının verilerine erişebilecek şekilde tasarlanmıştı. Facebook daha sonrasında bu arkadaşların verilerine erişilmesini engellese de, bu durum Cambridge Analtyica’nın veri toplama sürecini olumsuz olarak etkilememişti.

Cambridge Analytica bünyesinde görev yapan Christopher Wylie’nin açıklamasına göre, söz konusu testi 270 bin kişi çözdü. 270 bin kişinin çözdüğü test, Cambridge Analytica’ya çoğunluğu ABD’de yaşayan 50 milyon kişinin bilgilerine erişim hakkı verdi. Bu 50 milyon kişinin bilgilerine izinleri olmadan erişildi ve bu bilgiler yine izinsiz biçimde analiz edildi.

Cambridge Analytica’nın söz konusu testin hazırlığında bir rolünün olmadığını belirten Wylie, şirketin daha sonrasında test sayesinde ulaşılan verileri satın aldığını ifade etti. Bu verileri kullanarak insanların psikolojik profillerini çıkaran Cambridge Analytica’nın ABD’de seçmenlere Trump lehine oy vermelerini sağlayacak içerikler servis ettiği öne sürülüyor.

Cambridge Analytica ise elindeki verileri Donald Trump’ın seçim kampanyası için kullandığı iddiasını kesin bir dille yalanladı.

Bu durum Facebook’un hizmet şartlarına aykırı mı?

Alexandr Kogan tarafından hazırlanan test, kullanıcı verilerini Facebook’un altyapısı üzerinden toplamıştı. Söz konusu verilerden başka geliştiricilerin de yararlandığı belirtilse de, toplanan verilerin başkalarıyla paylaşımının onaylanmadığı biliniyor.

Buna ek olarak, testi çözen insanların da kişisel bilgilerinin Donald Trump’ın seçim kampanyasında kullanılması ihtimalinden haberdar olmadığına dikkat çekiliyor. Facebook’tan yapılan açıklamada ihlâlin farkına varılmasının ardından uygulamanın erişiminin kesildiği ve toplanan bilgilerin silinmesinin istediği belirtildi.

Topladığı verileri asla kullanmadığını iddia eden Cambridge Analytica, Facebook’un talebinin ardından verilerin silindiğini öne sürüyor. Ancak sosyal paylaşım sitesinin bunun için yasal bir talepte bulunmak yerine sadece bir e-posta göndermekle yetindiği ve Cambridge Analytica’nın da verileri silmediği söyleniyor. Verilerin silinmediği iddiası Christopher Wylie tarafından da doğrulandı.

Facebook-Cambridge Analytica olayına verilen resmi tepkiler

Olayın patlak vermesinin ardından Amerikan senatörler Mark Zuckerberg’in Facebook’un kullanıcılarını nasıl koruduğunu ABD Kongresi’nde anlatmasını istedi.

Birleşik Krallık’ta ise Avam Kamarası’nın parlemento komitesinin başkanı Damian Collins, Mark Zuckerberg’i bu “feci hata”yı milletvekillerine anlatması için parlementoya davet etti. Avrupa Parlamentosu da verilerin kötüye kullanımının inceleneceğini açıklarken, İngiltere Başbakanı Theresa May’in sözcüsü, başbakanın ortaya çıkanlardan dolayı endişe içinde olduğunu belirtti.

Siyasilerin açıklama beklediği Mark Zuckerberg, hâlâ sessizliğini koruyor.

CEO’su Alexander Nix’i görevden alan Cambridge Analytica, Nix’in Channel 4 News muhabirlerine söylediklerinin şirketin değerlerini ve operasyonlarını temsil etmediğini belirtti.

Facebook-Cambridge Analytica olayının çıkış noktası olan testi hazırlayan araştırmacı Alexandr Kogan ise hem Facebook’un hem de Cambridge Analytica’nın kendisini günah keçisi ilan etmeye çalıştığını belirtti.

Facebook’un öfkeli kullanıcıları ise kızgınlıklarını “#DeleteFacebook” (#FacebookuSil) kampanyasıyla gösteriyor. Özellikle Twitter’da bu etiketin altında çok sayıda paylaşım yer alıyor.