Avustralyalı havayolu şirketi Qantas, Sydney ile New York’taki John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı arasında planlanmış direkt uçuşlar için testler yapmaya başladı. Eğer bu proje hayata geçerse, dünya üzerindeki en uzun ticari uçuş unvanını elde etmiş olacak. Bununla birlikte havacılık mühendisliği için bir harika olmanın yanı sıra, gerçek bir kabusa dönüşme potansiyeli de taşıyor.
Uçuş 16 bin 254 kilometre uzunluğunda ve bir Boeing 787-9 Dreamliner ile 19 saat 30 dakika sürmesi planlanıyor. Bu da şu anda Singapur Havayolları tarafından Singapur ile ABD’deki Newark Havalimanı arasında gerçekleşen ve en uzun uçuş unvanını taşıyan uçuştan 800 kilometre ve 45 dakika daha uzun olacağı anlamına geliyor.
İnsanların alışkın oldukları seviyeden daha düşük basınca, neme ve daha yüksek ses şiddetine sahip oldukları bir ortamda bu kadar uzun süre seyahat edecek olması her tür problemi de beraberinde getirecektir. Qantas gerçekleştireceği testlerle bu sorunları nasıl gidereceğini test edecek. Aynı zamanda bazı gazetecileri de test uçuşlarına davet ederek onlara bu uçuşun nasıl olacağını gösteriyor.
New York – Sydney test uçuşundan izlenimler
Bir Bloomberg muhabiri, test yolculuğuyla ilgili olarak “Uçağımız JFK Uluslararası Havaalanı’ndan yeni ayrıldı ve şimdiden uçan bir laboratuvar haline geldi. Hedef, varış noktamızın saat dilimine olabildiğince hızlı bir şekilde uyum sağlamak olduğundan, saatlerimizi hemen Sidney saatine ayarladık. Işıklar yanık kalıyor ve en az altı saat boyunca uyanık kalma talimatı altındayız – Avustralya’da akşama kadar. Bu hemen bazı yolcular için sorun yarattı. Business sınıfı bölümünün bir tarafında, sık uçan altı Qantas müşterisi yeme ve içme (alkolü sınırlama dahil), egzersiz ve uyku için önceden planlanmış bir program izliyor. Bileklerine hareket ve hafif okuyucular taktılar ve faaliyetlerini kaydetmeleri istendi; birkaç gündür gözlem altındalar ve toplamda 21 gün boyunca izleniyorlar. Birçoğu filmlere tıkıyor veya kitap okuyor, ancak bir kaç dakika içinde uyuyor. Adil olmak gerekirse, acısını hissediyorum. Sydney’de gün ortası olabilir, ama vücudum bana New York’ta gece yarısının bastırdığını söylüyor.” şeklinde izlenimlerini aktardı.
Tabii ki, uzun süren ve büyük zaman değişikliklerinin olduğu uçuşlar yeni sayılmaz. 19 saat 30 dakikalık fark da mevcut durumda işleyen 18 saat 45 dakikadan çok uzun sayılmaz. Bloomberg muhabiri ve diğer bazı yolcular uyumayı, düzgün şekilde yemek yemeyi ve genel memnun olmayı becermiş olsa da, uçaktaki çoğu yolcu için durum aynı şekilde olmamış:
“Uçağın medya mensupları dahil 40 yolcusu vardı ve hepsi business sınıfta. Bu kadar az sayıda yolcuyla, kimsenin ekonomiye seyahat etmeye ihtiyacı yok. Bir röportajda, İcra Kurulu Başkanı Alan Joyce bana gerçek Proje Sunrise uçuşlarının – devam ederlerse – ekonomide standart uçaklardan daha fazla ayak boşluğuna sahip olacağını ve uçağın arkasında germek için biraz boşluk olacağını söyledi.”
Test uçuşlarına katılan medya mensupları rahat ve yatağa dönüşebilen business sınıfı koltuklarında, gurme yemekler yiyerek yolculuğu katlanabilir hâlde geçirmişler. Ancak çoğu yolcu bu neredeyse bir gün uzunluğundaki uçuş için ekonomi sınıfında olacaklar ve normale göre daha uzun bir diz mesafesine ihtiyaç duyacaklardır. Singapur Havayolları’nın Singapur – New York uçuşunda sadece business ve premium ekonomi sınıfları bulunuyor.
Ekonomi bölümünde mümkün olan şartları sağlamak için yeni bir uçağa ihtiyaçları var. Singapur’un ekonomi sınıfının bulunmamasının bir nedeni de, bu hatta işleyen A350 uçaklarında normal oturma düzeni olduğu takdirde çok fazla yolcunun ve bagajın bulunacak olması. 16 bin 93 kilometrelik bir mesafeyi almak için gerekli yakıt da hesaba katıldığında, tam dolu bir A350ULR maksimum kalkış ağırlığını geçebilirdi.
Qantas’ın testlerde kullandığı 787-9 de normal koşullarda verilen görevi tam olarak yerine getiremiyor. Bloomberg’in belirttiğine göre bu nedenle daha hafif yiyecekler uçağa yükleniyor. Artan diz mesafesi ve esneme alanı ile birlikte uçakların toplam ağırlığı biraz daha düşecektir.
Qantas, “Project Sunrise” yani “Gün Batımı Projesi” olarak adlandırdığı bu projeyle Sydney’i New York’a ve daha sonra da Londra’ya bağlamayı hedefliyor. Şu anda New York veya Londra’dan Sydney’e uçmak mümkün olmuyor. Havayolu şirketi, doğrudan uçuşun iki adet 10 saatlik uçuştan ve arada gecikme veya bekleme stresi yaşamaktan daha iyi olacağını savunuyor.