Cumartesi günü Donald Trump’ın katıldığı bir mitingde gerçekleşen silahlı saldırının ardından sosyal medya platformu X’te (eski adıyla Twitter) hızla çeşitli komplo teorileri yayılmaya başladı. Bu teoriler, özellikle “#falseflag” ve “staged” etiketleri ile öne çıkıyor. X’in sahibi Elon Musk, sosyal medyada “ifade özgürlüğü”nü güçlü bir şekilde savunmasıyla tanınır, ancak bu durum, yanlış bilgi ve komplo teorilerinin platformda yayılmasına da zemin hazırlayabiliyor.
Elon Musk’ın Trump’a desteği ve tepkiler
Olayın hemen ardından Elon Musk, Donald Trump’ı tam anlamıyla destekleyeceğini açıkladı. Bloomberg‘in dün yayımladığı bir habere göre Musk, Trump’ı destekleyen bir süper PAC’e önemli miktarda bağış yaptı. Son yıllarda muhafazakar görüşlere yönelen Musk, “büyük yer değiştirme” gibi komplo teorilerini destekledi ve beyaz üstünlüğünü savunan görüşlere sempati gösterdi. Bu desteği, Silikon Vadisi’nde Trump’ın kampanyasını destekleyen etkili sesler arasında yer almasını sağlıyor.
Olay sonrası X’te dolaşan komplo teorileri, genellikle saldırının sahte ya da bir mizansen olduğu yönündeki kısa paylaşımlardan oluşuyor. Bu iddiaları destekleyecek herhangi bir kanıt bulunmamakla birlikte, X’in bu konuları trendler arasında öne çıkarması, yanlış bilgilerin daha geniş kitlelere ulaşmasına neden oluyor.
Diğer büyük sosyal medya platformları ise olayın hemen ardından yanlış bilgi yayılımını engellemekte daha başarılı oldu. YouTube, kullanıcılarını haber kliplerine ve doğrulanmış içerik üreticilerine yönlendirdi. Facebook ise arama sonuçlarında ağırlıklı olarak güvenilir haber kaynaklarına yer verdi; platform, 2018 yılında trend konular bölümünü sürekli eleştiriler nedeniyle kaldırmıştı. Threads, olayla ilgili komplo teorisi içeren gönderileri bazen öne çıkarsa da, bu tür içerikler sürekli olarak görünmedi.
Elon Musk’ın Trump’a verdiği açık destek, sosyal medya platformlarındaki dezenformasyon sorununu daha da karmaşık hale getiriyor. Musk, sosyal medyada ifade özgürlüğünü savunurken, yanlış bilgi ve komplo teorilerinin yayılmasına da olanak tanıyor. Bu durum, özellikle Trump gibi tartışmalı figürlerle ilgili olaylarda, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırabilir.