Teknoloji

Donald Trump, Apple’ın iPhone’u ABD’de üretebileceğine inanıyor

donald trump tim cook

ABD Başkanı Donald Trump, Apple gibi teknoloji devlerinin ürünlerini artık Çin dışında da üretebileceğine inanıyor. Bu konuda özellikle iPhone üretiminin ABD sınırları içine çekilebileceğini dile getiriyor. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt’in son açıklamaları da bu yaklaşımı güçlendiriyor. Apple’ın duyurduğu 500 milyar dolarlık yatırım planı, bu görüşün temel dayanaklarından biri hâline gelmiş durumda.

Leavitt’e göre; Apple, bu denli büyük bir yatırımı ABD’ye yönlendiriyorsa, burada üretimin mümkün olduğunu düşünüyor olmalı. Bu bakış açısı, Trump yönetiminin ekonomik milliyetçilik yaklaşımıyla da örtüşüyor. Ancak ekonomistler, bu yatırımın zaten Apple’ın olağan harcama kalemlerine yakın olduğunu söylüyor. Dolayısıyla yatırımın üretim kaydırımı anlamına gelmediği yönünde şüpheler var.

Bu arada, ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick de hafta sonu yaptığı bir açıklamayla bu ihtimali yeniden gündeme taşıdı. Lutnick, tarifelerin etkisiyle iPhone’ların vidalarının bile artık ABD’de takılabileceğini ima etti. Bunun üzerine New York Times’tan Maggie Haberman, bu düşüncenin Trump tarafından da desteklenip desteklenmediğini sordu. Leavitt bu soruya hiç tereddütsüz “kesinlikle” yanıtını verdi.

Leavitt, ABD’nin gerekli iş gücüne, kaynaklara ve teknik altyapıya sahip olduğunu savundu. Trump’ın da aynı görüşte olduğunu belirtti. Her ne kadar bu yaklaşım ekonomik olarak umut verse de, teknoloji dünyasında aynı görüşü paylaşanların sayısı oldukça sınırlı. Apple’ın üst düzey yöneticilerinden gelen açıklamalar, bu konuda farklı bir tablo ortaya koyuyor.

Walter Isaacson’ın yazdığı “Steve Jobs” biyografisinde, bu konuyla ilgili çok net ifadeler yer alıyor. Jobs, dönemin başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmelerde ABD’de iPhone üretiminin neden mümkün olmadığını açıkça anlatmıştı. Apple’ın Çin’deki 700 bin kişilik üretim gücünü destekleyen 30 bin nitelikli mühendisin ABD’de bulunmadığını söylemişti. Jobs’a göre bu sayı, Amerika’nın sağlayamayacağı kadar yüksekti.

Tim Cook da aynı düşünceyi yıllar sonra tekrar dile getirmişti. 2017’de Fortune Global Forum’da yaptığı konuşmada, Çin’in ucuz iş gücü nedeniyle değil, teknik yetenekleri ve kalifiye iş gücü yoğunluğu sebebiyle tercih edildiğini belirtmişti. Özellikle kalıp mühendisliği gibi ileri teknik alanlarda Çin’in sunduğu yoğunluk, Apple’ın üretim ihtiyaçlarını karşılama açısından eşsizdi. Cook, ABD’de bu alandaki uzman mühendisleri bir salonda bile toplayamayacaklarını, Çin’de ise bu kişilerin stadyumları doldurabileceğini söylemişti.

Tüm bunların yanında, Apple’ın üretim modeli yalnızca iş gücüyle sınırlı değil. Gelişmiş tedarik zinciri ağı, lojistik kapasite ve hızlı mühendislik dönüşümleri gibi faktörler de devreye giriyor. Çin’in yıllar içinde bu alanlarda kurduğu sistem, Apple’ın üretim kararlarını doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla sadece istihdamla bu işin çözülemeyeceği açık.

Apple’ın ABD’de yaptığı yatırımlar daha çok Ar-Ge, veri merkezleri ve yenilenebilir enerji projelerine yönelmiş durumda. Bu da, üretimin kısa vadede Amerika’ya taşınması ihtimalini zayıflatıyor. Her şeye rağmen politik baskılar ve tarifeler arttıkça Apple’ın belirli üretim kollarını sınırlı ölçüde ABD’ye çekmesi beklenebilir. Ancak bu geçişin ne kadar sürdürülebilir olacağı konusunda ciddi belirsizlikler var.

Donald Trump ve ekibi boşa mı umutlanıyor?

Trump ve ekibi ne kadar umutlu olursa olsun, sektörün içinden gelen teknik gerekçeler aksi yönde işaretler veriyor. Apple gibi bir devin, üretimini salt millî yaklaşımlarla yeniden konumlandırması kolay görünmüyor. Gerek mühendislik altyapısı gerek tedarik zinciri verimliliği açısından Çin hâlâ büyük bir avantaja sahip. Bu tablo değişmediği sürece, iPhone üretiminin ABD’ye kaydırılması yalnızca söylem düzeyinde kalabilir.