Teknoloji

Elon Musk’ın DOGE biriminin, ABD’de devlet içi iletişimleri yapay zekâ ile izlediği iddia edildi

elon musk donald trump doge

Reuters’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı kapsamlı bir habere göre, Elon Musk’ın kontrolünde faaliyet gösteren Devlet Verimliliği Dairesi (DOGE) isimli birim, kamu kurumlarında yapay zekâ teknolojilerini farklı amaçlarla kullanıyor. İddialara göre bu sistemler, Musk ve Donald Trump karşıtı iletişimleri belirlemek amacıyla devreye alınmış durumda. DOGE’un özellikle bazı kurumlarda iletişim araçlarını yakın takibe aldığı öne sürülüyor. Kurum çalışanlarının, yazışmalar ve dijital içerikler üzerinden filtrelendiği söyleniyor.

Çevre Koruma Ajansı (EPA) yetkililerinden gelen bilgilere göre, çalışanlara Microsoft Teams gibi platformlarda dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarılar yapıldı. Bu uyarılar, kurum içinde artık sadece işle ilgili değil, yönetimle uyumlu düşüncelerle de hareket edilmesinin beklendiğine işaret ediyor. Bir yöneticinin, personele “Ne söylediğinize ve ne yazdığınıza dikkat edin” dediği aktarılıyor. Söz konusu ifadeler, kurumsal ortamlarda yapay zekâ destekli bir izleme sürecinin işlediğini düşündürüyor.

DOGE, federal kurumların iç işleyişinde etkili olmaya devam ediyor

EPA, bu sistemlerin sadakat denetimi için kullanıldığı yönündeki iddiaları doğrudan doğrulamıyor. Yine de ajans, yapay zekâyı iş süreçlerini verimli hâle getirmek ve idari yükü azaltmak için değerlendirdiklerini belirtiyor. Buna ek olarak, DOGE ile birlikte personel kararlarının alınmadığı da vurgulanıyor. Ne var ki aynı dönemde, yaklaşık 600 çalışanın izne çıkarılması ve bütçenin ciddi oranda düşürülmesi dikkat çekiyor.

DOGE çalışanlarının kendi aralarındaki iletişimde, uçtan uca şifreleme sunan Signal uygulamasını tercih ettiği iddia ediliyor. Bu durum, federal kayıt kuralları açısından potansiyel bir ihlali gündeme getiriyor. Signal’in mesajları belirli bir sürenin ardından otomatik olarak silmesi, arşivleme zorunluluğuna ters düşüyor. Bununla birlikte, kapalı gruplara yanlışlıkla dış kişilerin eklenmesi gibi güvenlik riskleri de söz konusu olabilir.

Kurum içi belge hazırlama süreçlerinde ise Google Docs gibi platformların tercih edildiği aktarılıyor. Böylece belgeler üzerinde ortak çalışma yapılırken geleneksel onay süreçlerinin baypas edildiği iddia ediliyor. Bu da belgelerin resmi denetim zinciri dışında oluşturulmasına neden olabiliyor. Bu uygulamaların ne kadar yaygın olduğuysa belirsizliğini koruyor.

DOGE personelinin ayrıca Grok isimli yapay zekâ destekli sohbet botunu da iş süreçlerinde kullandığı belirtiliyor. Elon Musk’ın X platformuna entegre ettiği bu sistemin, federal kurum çalışmalarında ne amaçla kullanıldığı netlik kazanmış değil. Fakat teknoloji kullanımının giderek yaygınlaştığı göz önüne alındığında, Grok’un burada sınırlı bir test aracı olmayabileceği düşünülüyor. Tüm bu detaylar, DOGE’un teknoloji tabanlı yöntemlerinin kamu yönetiminde nasıl konumlandığını gösteriyor.

Beyaz Saray, DOGE’un yürütme ofisine bağlı çalıştığını ve bu nedenle resmi bir federal kurum statüsünde olmadığını belirtiyor. Bu durum, bilgi edinme taleplerine yanıt verme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Buna rağmen geçtiğimiz ay bir federal yargıç, DOGE’un bazı belgeleri açıklaması gerektiğine hükmetti. Bu karar, kurumun şeffaflık tartışmalarını daha da alevlendirdi.

Kararı alan mahkeme, Citizens for Responsibility and Ethics in Washington (CREW) adlı etik gözetim kuruluşunun talebini haklı bularak, DOGE’un faaliyet belgelerine erişim hakkını onayladı. Fakat Reuters’a göre, kararın ardından günler geçmesine rağmen kurumdan herhangi bir belge teslim edilmedi. Bu durum, DOGE’un şeffaflık konusundaki duruşunu sorgulatıyor. Özellikle kamu kaynaklarının kullanımı söz konusu olduğunda, bu gibi yapıların denetlenebilirliği daha fazla önem kazanıyor.

Biden yönetimi kısa süre önce tüm federal kurumlara “Amerikan yapay zekâ teknolojilerini tam kapasiteyle değerlendirme” çağrısı yapmıştı. DOGE’un uygulamaları, bu çağrı doğrultusunda bazı alanlarda öncü gibi görünse de, etik ve yasal sınırların aşılmaması gerektiği yönünde görüşler ağır basıyor. Kamu yönetiminde yapay zekâ kullanımı artarken, bu sistemlerin nasıl denetleneceği sorusu daha da kritik hâle geliyor. Özellikle çalışan hakları, ifade özgürlüğü ve veri güvenliği konuları, bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte daha sık gündeme geleceğe benziyor.