6 Şubat 2023 Pazartesi günü merkez üssü Kahramanmaraş’ın iki ayrı ilçesi olan iki depremle sarsıldık. Deprem sonrasında bölgede yaşayan vatandaşların veya arama, kurtarma, yardım çalışmalarına destek vermek için bölgede bulunanların en çok şikayet ettiği konuların başında mobil şebekelerde yaşanan sorunlardı. Depremin ilk gününden bu yana, mobil operatörlerden ve onların üye olduğu m-TOD’dan konuyla ilgili farklı açıklamalar geldi. Arkadaşımız Mesut Çevik, YouTube kanalında yayınladığı bir videoda, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’u ağırladı ve konuyla ilgili olarak önemli bilgiler aldı.
Aksoy, Vodafone Türkiye’nin deprem bölgesinde, toplam 3050 baz istasyonunun bulundunu belirtti. Bunlar kule ve bina üstüne yerleştirilmiş olmak üzere iki farklı tipte bulunuyor. Aksoy, bina üstüne yerleştirilmiş baz istasyonlarından bazılarının, yıkılan binayla birlikte tamamen kullanılamaz hâle geldiğini ya da ağır hasar aldığını söyledi. Sadece Hatay ilinde, 353 baz istasyonlarının bulunduğu bölgede, ilk depremin olduğu andan sonra yüzde 25’lik bir kapasite kaybı yaşadıklarını da vurguladı.
Buna rağmen Vodafone, ilk deprem olduktan sonra, ayakta kalan baz istasyonlarıyla hizmete devam etti. Yine Hatay örneğinde, ilk 3 saatte yüzde 75’lik bir kapasiteyle Vodafone şebekesi bu ilde işlemeye devam etti. Ne var ki, bölgede yaşanan uzun süreli elektrik kesintisi, jeneratörlerle işlemeye devam eden baz istasyonlarının bir süre sonra, biten yakıt nedeniyle devre dışı kalmasına yol açtı. Depremin hemen ardından bölgeye yönlendirilen dört yüz elli Vodafone personelinin bir kısmı, jeneratörlere yakıt takviyesi için çalışmış olsa da, felaket bölgesindeki yoğun trafik ve her yere girişin mümkün olmaması, elektrik kesintisi nedeniyle çöken baz istasyonlarının yeniden devreye alınmasını zorlaştırmış.
Aksoy’un belirttiğine göre Vodafone, 04.17’de meydana gelen depremin hemen ardından acil durum protokolünü devreye aldı. Dört yüz elli Vodafone personeli deprem bölgesine yönlendirildi. Bunun yanı sıra, mobil baz istasyonları da devreye sevk edildi. Aksoy, diğer mobil operatörlerin de mobil baz istasyonlarını bölgeye yönlendirdiklerini vurguladı. Ne var ki, bu araçların bölgede düzgün iletişim sağlanması için uygun bölgelere yerleştirilmesi gerekiyor ve buralara da erişim ve yerleşim kolay olmadı.
İlginizi çekebilir
Mesut’un sorduğu sorulardan biri de, mobil operatörlerin acil durum anında mobil şebekelerini birbirleriyle paylaşıp paylaşamayacağı oldu. Aksoy, operatörlerin genellikle baz istasyonlarını aynı noktalara yerleştirdiğini ve yaşanan yıkımlardan benzer oranlarda etkilendiğini dile getirdi. Buna ek olarak, ortak şebekeyi kullanmanın, diğer bir deyişle National Roaming’in her bir mobil operatörün kendi çekirdek şebekelerinde olabilecek problemlerin çökmelere neden olabileceğini ve bunun da Türkiye genelinde kısa süreli de olsa kesintilere yol açma riskinin bulunduğunu kaydetti.
Yaşanan bu felaketten yola çıkarak gelecekte ne gibi önlemlerin alınması gerektiğine dair soruya ise Aksoy, mobil operatörlere baz istasyonlarını ayakta tutabilmeleri için elektrik önceliği, yakıt önceliği ve kritik önemdeki personel için geçiş önceliğinin verilmesi gerektiği şeklinde cevap verdi. Aynı zamanda eğer varsa, riskli binalara yönelik envanterin de kendileriyle paylaşılması gerektiğini söyledi. Baz istasyonlarının imar izni alınmış binalar üzerine inşa edildiğini, bunun için gerekli ruhsatların iki aşamalı bir süreçle alındığını belirterek, riskli binalarla ilgili bir listenin paylaşılmasının sonraki afetlere hazırlık için önemli olduğunu vurguladı.
Aksoy, uydu üzerinden haberleşme konusuna da değindi. Starlink’in deprem bölgesinde, gerekli ek donanım nedeniyle hemen etkili olmayacağını söyledi. AST Space Mobile adlı bir şirketten ve bu şirketin uydu aracılığıyla mobil cihazlarda iletişim sağlama imkanından bahsetti. Vodafone Türkiye olarak bu şirketin çalışmalarını yakından takip ettiklerini, iletişimde olduklarını ve ilerleyen dönemlerde teknolojinin Türkiye’de uygulanabileceğini de dile getirdi.