Deloitte’un teknoloji, medya ve telekomünikasyon alanındaki öngörülerini paylaştığı raporlardan on birincisini bu yıl yayınladı. Deloitte’un yıllık olarak hazırladığı bu rapor dizisinde, teknoloji, medya ve teknoloji sektörleri ile diğer alanlarda faaliyet gösteren şirketler için gelecek 12 ila 18 aylık dilim içindeki olası önemli gelişmelerle ilgili bilgiler, görüşler ve öngörüler yer alıyor. Paul Lee ve Duncan Stewart tarafından yazılan raporda teknoloji, medya ve telekomünikasyon şeklinde üç ana başlık içeriyor. Biz de Teknoblog olarak raporun ilgi çekici kısımlarını siz okuyuclarımız için seçtik.
Dünyadaki ekonomik parametrelerin pek iç açıcı olmadığı herkes tarafından biliniyor. Özellikle Euro bölgesinin içinde bulunduğu krizin ne boyuta ulaşacağı, başka ülkelerde de Yunanistan’daki seviyeye ulaşıp ulaşmayacağı merak edilen konular. Bütün bu belirsizlik ortamına rağmen Deloitte, 2012 için tüketicinin teknolojiye olan talebinin artacağını öngörüyor. Raporda klasik telefon satışlarının mütevazı bir artışa uğrayacağı ancak akıllı telefon ve tablet satışlarında ise rekora ulaşılmasının son derece olası olduğu belirtiliyor. Bu artışın temel gücünün gelişmekte olan ülkelerden gelmesi beklenirken, büyümenin durulduğu ya da gerilemenin yaşandığı ülkelerde dahi tüketici teknolojisi alanında bir büyümenin yaşanacağı da raporda yer alıyor.
Raporda, 2012’de tüketicilerin yapacağı teknoloji harcamalarının önceliklerde meydana gelecek bir değişikllik sonucu beklenenden daha kuvvetli olarak artma ihtimalinin olduğu da vurgulanıyor. Bir zamanlar yetişkinliğe geçiş olarak insanların ev ya da araba aldığı, ancak günümüzde ev veya araba almanın artan maliyeti sebebiyle tüketicilerin önceliklerini yeniden şekillendirdiği, ev ve araba için kiralama seçeneğinin daha yaygın hale gelmesi ile insanların teknolojiye harcayabilecekleri paranın miktarının artmasının olası hale gelebileceği tezi de rapordaki ilgi çekici kısımlardan.
Raporda, teknolojik ürünler arasındaki yükselen çizgisiyle dikkat çeken tabletlerin satışlarının artacağı, özellikle de birden fazla tablete sahip olma oranının artacağı belirtiliyor. Deloitte’un öngörüsüne göre 2012 yılında satılacak tabletlerin neredeyse yüzde beşlik bir kısmı halen tablet sahibi olan bireylere ya da hanelere satılacak. Rapora göre bu yüzde genel toplam içinde fazla büyük bir orana tekabül etmese de tablet pazarının üç yaşında olduğu düşünüldüğü zaman ürünün en hızlı biçimde yeniden alındığını gösterdiği için önemli bir veri işlevi görüyor. Yıl içinde iki tablete birden sahip olan kitlenin toplam rakamının milyonlara ulaşması öngörülüyor.
Birden fazla tablete sahip olan kişilerin seçimlerinde ise farklı etmenlerin rol oynaması bekleniyor. Deloitte’un öngörüsüne göre bu aşamada en önemli faktörlerden biri boyut olacak. Ekran boyutları beş ile yedi inç arasındaki küçük tabletlerin ikinci tabletlerini alacak olan kitle arasında en popüler seçim olacağı rapordaki öngörüler arasında yer alıyor. Bu küçük tabletlerin genellikle kitap okumak, mobil telefonlar için tasarlanmış uygulamaları kullanmak, insanlara fotoğraf göstermek veya e-posta okumak için daha sık kullanılabileceği belirtiliyor.
Birden fazla tablet kullanımını arttırması beklenen faktörlerden bir diğeri ise çalışırken kullanılabilecek belirli tablet modellerinin kurumsal olarak dağıtılması olarak gösteriliyor. Şirketlerin daha fazla güvenlik, mevcut işletim sitemleri ile daha fazla uyum ve arttırılmış dayanıklılık sebepleriyle bunu tercih edebileceği raporda belirtiliyor.
Araştırmanın oldukça detaylı ve geniş kapsamlı teknoloji bölümündeki en ilgi çekici alanlardan biri de sabit diskler ile katı – hal diskler arasında yapılan karşılaştırma. Deloitte’a göre 2012 yılı depolama teknolojileri adına bir dönüm noktasına sahne olacak. Geleneksel sabit disk kullanımının sona ermesi ihtimal dahilinde gözükmese de, özellikle küçük mobil cihazlarda katı – hal disk kullanımının gözle görülür bir biçimde artması bekleniyor. Katı – hal disk teknolojisinin yeni olmadığı, uzun yıllardır piyasada varolduğu ancak geçen yıllar boyunca teknolojideki ilerlemeler ile bu disklerin fiyatının gözle görülür ve beklenenden hızlı biçimde düştüğü dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yılın ekim ayında Tayland’da yaşanan sel felaketinin bölgedeki sabit disk üreticilerini de olumsuz etkilediği ve tedariğin azalması ile fiyatların artmasından dolayı katı – hal disklere olan yönelimin arttığı da raporda belirtiliyor. Ayrıca bulut teknolojisindeki gelişmenin de sabit disk boyutunda depolamaya olan ihtiyacı azaltmasından ötürü katı – hal disklerin daha tercih edilebilir hale gelebileceği de ilgi çekici analizlerden biri.
Ortam radyo frekansı enerjisi kullanan ürünlerin geleceği ile öngörüler de Deloitte’un raporunda yer alıyor. Rapora göre 2012 yılında da bu enerjiyi kullanan cihazların sayısında çarpıcı bir artış olmayacağı, yaşanacak orta seviyedeki büyüme ile bu pazarın niş bir pazar olarak kalmaya devam edeceği düşünülüyor. Ortam radyo frekansı enerjisi pazarı için fazla gelişme beklenmemesinin sebeplerine de rapora yer verilmiş durumda. Rapora göre yeterli ortam radyo frekans enerjisinin olmaması, mesafelerin çok uzun olması, ortam enerjisinin kullanılabilir enerjiye dönüştürmenin fazlasıyla verimsiz bir işlem olması ve çevresel faktörlerin yarattığı engeller temel sebepler olarak gösteriliyor. Raporda ortam radyo frekansı enerjisinin uzun vadedeki geleceği konusunda da öngörülere yer alıyor ve bu teknolojinin labarotuar ortamında verdiği iyi sonuçlara rağmen gerçek dünyada pek kullanılabilir olmadığı belirtiliyor.
Raporun telekomünikasyon bölümünde ise ilk olarak 100 dolarlık ”akıllı telefon” pazarının 2012’de geleceği noktaya dair öngörüler yer alıyor. Buraya bir not düşerek, özellikle bu kısmın Türkiye için pek geçerli olmadığını belirtelim. Her ne kadar rapordaki akıllı telefon kriteri bir klavyeye yahut dokunmatik ekrana sahip olmaya indirgenmiş olsa da, ülkemizde bu özelliklere sahip cihazlar 100 dolara satılmıyor. Ancak, bu pazar için yapılan küresel tahminler ise çarpıcı. Deloitte’a göre 2012’de bu telefonlardan en az 300 milyon birim satılacak. Bu rakam yıl içindeki tüm telefon satışlarının % 20’sini ve tüm akıllı telefon üretiminin ise üçte birini oluşturuyor. Özellikle gelişmekte olan pazarlarda bu cihazlara talebin yoğun olması, 100 dolarlık akıllı telefonların bir çok kişi tarafından kişisel gelişimde bir adım olarak değerlendirilmesi bekleniyor. Bu segmentin çocukları için ‘mükemmel’ başlangıç telefonu isteyen ebeveynlere de cazip gelebileceğine de dikkat çekiliyor.
Raporun telekomünikasyon bölümünün en çarpıcı kısmında ise NFC ve mobil cihazlara dair öngörüler yer alıyor. Deloitte’un öngörülerine göre 2012 yılında NFC özelliğine sahip mobil cihazların sevkiyatının % 100 artması ve 200 milyona ulaşması bekleniyor. Bu rakamın 2013’de ise 300 milyona ulaşabileceği düşünülüyor. Bu cihazların başta ödemeler olmak üzere çeşitli alanlarda giderek daha fazla kullanılması bekleniyor.
Ancak, NFC teknolojisinin ödemelerde kullanılmasının biraz daha zaman alması bekleniyor. Zira raporda yer alan bir ankete göre, katılımcılardan dörtte birinden fazlası güvenlik, pil ömrü veya alışkanlık gibi sebeplerden ötürü mobil telefonlarını sadece konuşma amacıyla kullandıklarını belirtmişler. Fakat teknoloji dünyasındaki değişim hızı göz önünde bulundurulduğu zaman bu durumun da hızlı bir değişim yaşaması kuvvetle muhtemel. Bir analistin 2014’e gelindiği zaman 50 milyar dolarlık NFC bazlı ödeme yapılacağı şeklindeki öngörüsü de raporda yer alıyor. 2012 ise uzmanlar tarafından daha çok bir geçiş yılı olarak değerlendiriliyor. NFC bazlı ödeme teknolojisinin ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde, daha sonra ise Avrupa’da yaygın hale gelmesi bekleniyor. Raporun yazarlarından Duncan Stewart ise yaptığı sunumda Türkiye’nin bu alanda Avrupa’nın önünde olduğunu dile getirdi. NFC’nin mobil ödemenin yanısıra oyun, otomotiv ve sağlık sektöründe de aktif bir şekilde kullanılır hale geleceği de öngörüler arasında.
Deloitte’un 2012’ye dair öngörülerinde son olarak uygulama pazarının geleceğine yer verilmiş. Uygulama sayısının tüm platformlarda iki milyonu aşması beklenirken, pazarın boyutunun 2011 yılı içinde bir önceki yıla göre iki kattan daha fazla büyüdüğü ve uygulama rakamının aralık ayında bir milyona ulaştığı belirtiliyor. Bu yılın sonunda iki milyonluk rakama ulaşılmasına dair beklentiye rağmen pazarın yeni uygulamalara ihtiyacı olduğu raporda vurgulanıyor. Akıllı telefon ve tablet pazarındaki büyüme, gelişmekte olan ülkelerde oluşan yeni uygulama pazarı, yüksek kalite ve giriş seviyesi akıllı telefonlar arasındaki uçurum sebebiyle katalogun genişlemesi kaçınılmaz olarak görülüyor.