Eskiden fotoğraf çekmek, çoğu kişi için, daha kişisel bir eylemdi. İnsanlar ya hobi olarak ya da anları ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekerdi. Ancak gelişmiş kameralara sahip akıllı telefonların, akıllı telefonlar için hazırlanan fotoğraf düzenleme uygulamalarının ve sosyal paylaşım mecralarının bir araya gelmesiyle birlikte fotoğraf çekmek daha gösterişli, daha “artistik” ve daha paylaşmaya yönelik bir eylem haline geldi. Söz konusu dönüşümde önemli rol oynayan fotoğraf düzenleme uygulamaları arasında da ciddi bir rekabet yaşanıyor. Bu rekabetin iOS cephesine yeni katılan uygulamalardan biri olan Darkroom, yeniliğine rağmen kapasitesiyle görenleri etkilemeyi başarıyor.
Darkroom başlatıldığında öncelikli olarak uygulamanın özelliklerine ilişkin kısa bilgiler veriliyor. Bu seansın sonunda ise kullanıcılara Darkroom’un beta süreçlerine katılmayı isteyip istemedikleri soruluyor. Katılmak isteyenlerin e-posta adreslerini yazmaları yeterli oluyor. Giriş aşamasının tamamlanmasının ardından kullanıcılar Darkroom’un ana sayfasına yönlendiriliyor. Uygulamanın ana ekranında çok sayıda fotoğraf ızgara görünümü eşliğinde gösteriliyor.
Ana sayfanın sol üst kısmında yer alan “Ayarlar” yazısı kullanıcıları, tahmin edilebileceği üzere, ayarlar sekmesine yönlendiriyor. Bu sekme aracılığıyla kullanıcılar Darkroom’un gösterdiği galeriden ekran görüntülerini gizleyebiliyor. Cihazında çok sayıda ekran görüntüsü tutanlar için bu özelliğin fazlasıyla faydalı olacağı rahatlıkla söylenebilir. Darkroom’un mağazasına ise ana sayfanın sağ üst kısmında bulunan yönlendirme aracılığıyla erişiliyor. Ana sayfanın alt kısmında bulunan Tüm Fotoğraflar, Favoriler ve Düzen OK isimli sekmeler ise cihazdaki fotoğraflar, favoriler arasına eklenen fotoğraflar ve düzenleme işlemi tamamlanmış fotoğraflar arasında geçiş yapmayı sağlıyor.
Darkroom’da fotoğraf düzenleme süreci ise ana sayfa üzerinden bir fotoğraf seçilmesiyle başlıyor. Seçimin ardından fotoğraf daha büyük bir hâliyle ekranın ortasına taşınırken, düzenleme araçlarına yönlendirme yapan ikonlar da ekranın alt kısmında sıralanıyor. Bu araçlardan bazılarına Darkroom’un Pro Kit’i altında erişilebildiğini ve Pro Kit’e sahip olmak için 10,49 TL ödemek gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Darkroom’un düzenleme araçlarıyla fotoğrafın boyutunda, parlaklık ve kontrast gibi ince ayarlarında oynama yapmak ve fotoğrafa filtre eklemek mümkün.
Özellikle boyut ve ince ayar düzenlemelerinin yapıldığı sekmelerin son derece kullanışlı tasarlandığını ve söz konusu alanlarda değişikliklerin rahatça gerçekleştirilebileceğinin altını çizmekte fayda var. Bir fotoğraf üzerinde yapılan düzenlemelerin kopyalanarak başka bir fotoğrafta da uygulanabilmesi ise Darkroom’un en kullanışlı özelliği olarak ön plana çıkıyor. Darkroom’da düzenlenen fotoğrafları doğrudan sosyal medyada paylaşılabiliyor. Ancak Instagram’da yapılacak paylaşımlarda boyut kaynaklı problemlerle karşılaşmamak için fotoğrafı önce film rulosuna kaydedip daha sonra Instagram’a yüklemenin daha makul bir yöntem olduğunu belirtmek gerekiyor.
Fotoğraf düzenleme uygulamaları arasındaki rekabet oldukça yoğun. Uzun bir süre VSCO Cam’in hakimiyeti altında işleyen pazara Enlight ve Darkroom’un katılmasıyla bir hareket gelmiş durumda. Macerasına oldukça hızlı başlayan Darkroom, ayarların farklı fotoğraflara uygulanması konusunda sunduğu seçenekler ve kullanışlı arayüzü sayesinde kalabalık fotoğraf düzenleme uygulamaları pazarında kendisine özel bir yer bulmayı hak ediyor.
