Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti, sera gazı emisyonunun 2030’dan itibaren önemli ölçüde azalmasını sağlayacak bir anlaşmaya vardı. ABD Başkanı Barack Obama, söz konusu anlaşmayı “önemli bir kilometre taşı” olarak tanımladı. Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi sırasında duyurulan anlaşmanın hazırlık sürecinin 9 ay sürdüğü ifade edildi.
Dünyada karbon yayımı konusunda ilk iki sırada yer alan ABD ve Çin tarafından salınan sera gazı oranı, dünyanın tamamında salınan sera gazı oranının üçte birinden yüksek seviyede. Bu durum iki ülke arasında önümüzdeki yıl Paris’te gerçekleşecek iklim değişikliği zirvesi öncesinde varılan anlaşmanın önemini biraz daha artırıyor. Anlaşmaya ilişkin olarak The New York Times’ta bir makale kaleme alan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de anlaşma için “tarihi” sıfatını kullandı.
ABD Başkanı Barack Obama, düzenlediği basın toplantısında küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye liderlik etme konusunda özel bir sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Obama tüm büyük ekonomileri bu yönde adımlar atma konusunda cesaretlendirmek istediklerini ifade etti.
Anlaşmaya göre, ABD 2025 yılı itibarıyla karbon gazı salınımını 2005’teki seviyenin yüzde 26 ila 28 oranında altına çekmesi gerekiyor. Çin’in ise aynı seviyeye 2030 yılında ulaşması planlanıyor. Pekin bu anlaşmayla birlikte 2030 itibarıyla temel enerji tüketiminin yüzde 20’sini fosil yakıtları dışındaki kaynaklarla gerçekleştirmeyi de kabul etti. Ülke 2020 itibarıyla bu oranı yüzde 15’e çekmeyi planlıyor.
2007 yılında ABD’yi geride bırakarak karbon salınımında zirveye yerleşen Çin, artan hava kirliliğinin oluşturduğu kamuoyu tepkisinin ardından salınım oranını azaltmak ve yenilenebilir enerjiye olan yatırımı artırmak için ciddi adımlar atıyor. Bu dönemde ABD’nin de karbon salınım oranındaki düşüş hızını ikiye katlaması gerekiyor. Bunun için Obama yönetiminin daha önce arabalar ve güç santralleri için uyguladığı düzenlemelerin uygulanmasına devam edilmesi bekleniyor. Ancak bu yöndeki girişimlerin ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu yakalayan Cumhuriyetçiler tarafından engellenebileceği belirtiliyor. Cumhuriyetçi senatör Mitch McConnell’in sözleri de bu varsayımı doğruluyor. Obama’nın planını gerçeklikten uzak olarak değerlendiren McConnell, mevcut başkanın selefine sırtına yıkacağını söylediği bu planın elektrik, su ve gaz hizmetlerinin fiyatını artıracağını ve işsizliği artıracağını iddia etti.
Birleşmiş Milletler Vakfı Başkan Yardımcısı Timothy Wirth ise ABD ve Çin arasındaki anlaşmanın dünyadaki en önemli iklim ilişkisi olduğunu belirtti. İklim konusunda farklı görüşleri savunan iki büyük oyuncunun bir araya geldiğini söyleyen Wirth, böylelikle dünyanın geri kalanına da bu konuda bir aşama kaydedilebileceği mesajının verildiğini sözlerine ekledi.