OpenAI CEO’su Sam Altman, kullanıcıların ChatGPT’ye “lütfen” ve “teşekkür ederim” gibi ifadelerle hitap etmesinin şirkete her yıl on milyonlarca dolarlık ek maliyet yarattığını açıkladı. Altman’ın 16 Nisan 2025 tarihinde, X platformundaki bir gönderiye verdiği yanıt, yapay zekâ ile insan etkileşimi üzerine yeni bir tartışma başlattı.
Altman’ın bu yorumu, bir kullanıcının nazik ifadelerin ChatGPT üzerinde maliyeti olup olmadığını sorması üzerine geldi. “Harcanan on milyonlarca dolar değerinde — hiç bir zaman bilemezsiniz,” diyerek yanıtlayan Altman, bu tür etkileşimlerin düşük de olsa operasyonel bir yük getirdiğini ima etti. ChatGPT’nin her yanıtı işlemek için belirli miktarda işlem gücü ve enerji tükettiği düşünüldüğünde, eklenen her kelimenin toplam maliyeti artırabileceği belirtiliyor.
Yapay zekâya karşı kibar davranmanın nedenleri kullanıcılar arasında farklılık gösteriyor. Bazı kullanıcılar, gelecekte yapay zekâ sistemlerinin bilinç kazanması hâlinde geçmişteki etkileşimlere göre insanlara karşı tavır alabileceği ihtimalini göz önünde bulunduruyor. Öte yandan, bazı kişiler ise bu nezaketi etik bir yaklaşım olarak benimsiyor. Yazılım mühendisi Carl Youngblood, “Günlük etkileşimlerimizdeki duyarsızlık, zamanla insanî becerilerimizi köreltiyor. Bu nedenle yapay zekâya da nazik davranmak bir tür kişisel gelişim aracı olabilir,” ifadelerini kullandı.
Elektrik tüketimi ve çevresel etkiler de tartışma konusu
Konuyla ilişkili olarak, ChatGPT gibi büyük dil modellerinin enerji tüketimi de bir süredir gündemde. Digiconomist kurucusu Alex de Vries’in 2023 yılında yayımladığı çalışmaya göre, tek bir ChatGPT sorgusu yaklaşık 3 watt-saat elektrik harcıyor. Ancak Epoch AI adlı araştırma kuruluşundan Josh You, bu rakamın fazla abartıldığını ve daha verimli modellerle birlikte tüketimin 0,3 watt-saat seviyesine düştüğünü savunuyor. Her hâlükârda, yüksek kullanıcı sayısıyla birlikte bu tür küçük ifadelerin bile büyük bir toplam enerji tüketimine yol açabileceği belirtiliyor.
Bazı kullanıcılar ise neden bu tür nazik ifadelerin işlenmeden filtrelenmediğini sorguluyor. Ancak Altman, yapay zekâ çıktısının üretim maliyetinin her yıl yaklaşık on kat azaldığını, bu nedenle yakın vadede bu tür ifadelerin ciddi bir yük oluşturmayabileceğini de ifade etti.
Her şeye rağmen, OpenAI’nin genel mali tablosu olumlu yönde ilerliyor. Şirketin 2025 yılı sonuna kadar gelirlerini üç kat artırarak 12,7 milyar dolara ulaştırması bekleniyor. Ancak bu artışa rağmen OpenAI, 2029 yılına kadar nakit akışı açısından pozitif duruma geçmeyi beklemiyor. Şirket, bu tarihe kadar yıllık gelirlerinin 125 milyar doları aşacağını öngörüyor.
Tüm bunların yanında, Çin merkezli DeepSeek gibi rakiplerin hızla gelişmesi, OpenAI’nin pazardaki rekabet gücünü korumak için verimlilik ve maliyet yönetimi açısından daha stratejik adımlar atmasını zorunlu kılıyor.