Cenevre Otomobil Fuarı 2018, teknolojinin etkisinin şimdiye kadar en yoğun biçimde hissedildiği fuar oldu. İçten yanmalı motorlara sahip süper otomobillerin göz yaşartıcı performans rakamlarının yerini piller ve elektrikli motorlar barındıran araçların istatistikleri aldı.
Aslında Ferrari, Aston Martin ve McLaren gibi markalar geleneksel motorlu ve akaryakıtla çalışan otomobiller içinde bayrağı taşımayı sürdürüyor. Ancak 2018, Palexpo Kongre Merkezi’nin salonlarında daha verimli araçların en fazla ilgiyi çekmeye başladığı yıl oldu.
Yeniden şarj edilebilir türbinli elektrikli araçlardan topluma çok az gücü geri verenlere kadar Wired, Cenevre Otomobil Fuarı’nın en dikkat çekici otomobillerini listelemiş. Aşağıda Cenevre’deki en göz alıcı araçları görebilirsiniz:
Mercedes-AMG GT (dört kapılı)
Mercedes’in ilk dört kapılı spor otomobili karşınızda. İki kapılı Coupe modeli ve üstü açılır Roadster modeliyle aynı şekilde 4 litrelik twin-turbo motorunu barındırıyor.
Bu otomobilde aynı anda beş kişi 630 beygir güçlü ve 900 Nm tork üreten (S olmayan çeşidi 577 beygir güçlü ve 800 Nm tork üretiyor.) motorun keyfini yaşayabilir. Otomobil 0-100 km/sa hızlanmayı ise 3.2 saniyede gerçekleştiriyor. Daha düşük güçlü modellerde bu süre 3.4 saniyeye çıkıyor.
AMG, yan taraflarda ve motor kaputunda derin aerodinamik çizgiler açmış, aynı zamanda ön panjura da büyük havalandırma delikleri açılmış. Aşırı derecede büyük jant çapları da otomobile tehditkâr bir hava katmış.
Mercedes-AMG GT’nin dört kapılı modeli bu yılın sonlarına doğru satışa sunulacak. Performans tutkunu ebeveynler yeni otomobillerini 2019’un başlarından itibaren teslim almaya başlayacak.
Italdesign Zerouno Duerta
Bu yılın fuarı küçük üreticilerin de düşük hacimli üretime, ancak yüksek performans değerlerine ve son teknoloji tasarıma sahip otomobillerini tanıttıkları ortam oluyor.
Rimac C_Two ve 800 beygirlik W Motors Fenyr Supersport otomobilin arasına konumlandırılan Italdesign Zerouna Duerta, üretilmiş olan, 1.3 milyon pound fiyatlı beş adet Zerouno coupe modelinin hepsinin tükenmesinin ardından talebi karşılamak için tasarlandı.
Sınırlı sayıda üretilecek Duerta da, sabit tavanlı kardeşiyle aynı şekilde, 610 beygir güçlü, 5.2 litrelik V10 motorunu içeriyor. Bu modelin tavanı kapalıyken, saatte 320 kilometre maksimum hıza çıkabildiği belirtiliyor.
Bu göz alıcı otomobil karbon fiberden yapıldı. Açılabilir tavan ise hafif materyalden karmaşık bir teknikle işlendi.
Bu modelin fiyatının ne olacağı hakkında resmi bir bilgi bulunmuyor. Aynı şekilde, ne kadar Zerouno’nun üretim hattından çıkacağı da bilinmiyor. Yine de, fiyatın epey yüksek olacağını tahmin edersiniz.
Lamborghini Huracan Performante Spyder
5.2 litrelik V10 motorun çıkardığı sesi umursamazlıktan gelmek mümkün değil. Ancak Lamborghini, güçlendirici sistemle çıkan sesi karşı koyulamaz hâle getirmiş.
Bu motor şimdiye kadar üretilmiş en yol odaklı Huracan’a yerleştirilmiş. Otomobilin ağırlığı karbon fiber teknolojisi sayesinde, standart açılır tavanlı kardeşine göre 35 kilogram hafifletilmiş.
Performans rakamları doğal olarak etkileyici; 0-100 km/sa hızlanma sadece 3.1 saniyede gerçekleşirken, maksimum hız da 325 km/sa olarak veriliyor.
Dikkate değer eklentilerin arasında Aerodinamica Lamborghini Attiva – Lamborghini’nin yere basma gücünü gereksinimlere göre otomatik olarak azaltan veya artıran aktif alan sistemi ve elektromekanik sistemle açılıp katlanan hafif tavan da bulunuyor.
Toplanması sadece 17 saniye alan bu tavan aktif aerodinamik tasarımla birleştiğinde havanın kokpit üzerinden akıllı biçimde geçmesini sağlıyor. Bu da sürüklenmeyi engelliyor, hava akışını yöneterek kararlılığı artırıyor.
Hem ses, hem motor gücü hem de tasarım açısından çekici bu otomobili isteyenlerin 309 bin dolar civarında bir parayı gözden çıkarmaları gerekiyor.
Audi A6 Saloon
Audi’nin son teknolojisinin büyük bir kısmının yanı sıra, ultra-premium A8 modelinin tüm etkileyici oyuncakları daha küçük boyutlu A6’da toplanmış. Kontrol panelinde yer alan iki adet dokunmatik ekrandan üstte olanı bilgi ve eğlence sistemini kontrol ederken, altta olanı klima, koltuklar ve diğer konfor özelliklerini kumanda etmek için kullanılıyor.
İlk kez bir A6 modelinde dokunmatik geri bildirim kullanılıyor. Ekranlarla etkileşim kurulurken parmak uçlarında geri bildirimi hissetmek mümkün oluyor. Sanal Kokpit ekran ise şimdi daha keskin, daha hızlı ve kolay kullanışlı bir hâl alıyor.
Audi’nin SAE Level 3 Traffic Jam Pilot olarak adlandırılan sistemi ise, sıkışık trafikte sürücülere otomobilin kontrolünü bırakma, bilgi ve eğlence sistemi aracılığıyla videolar veya e-posta iletileriyle ilgilenme imkanı sağlıyor.
Son olarak aydınlatılmış emniyet kemeri tokaları da şimdiye kadar görülen en etkileyici unsurlardan bir tanesi olarak nitelendiriliyor.
Jaguar I-Pace
Jaguar daha Cenevre’nin şamatasına gelmeden önce I-Pace ile ilgili tüm detayları açıklamıştı. Ancak bu durum kalabalıkların Jaguar’ın standına ilgi göstermesine engel olmadı.
Britanyalı markanın tamamen elektrikli ilk modeli 90 kilovat-saatlik bir pil barındırıyor. Bu da otomobilin yaklaşık 480 kilometre yol almasını sağlıyor. İki adet sabit, senkronize motor ise 400 beygirlik güç üreterek bu sportif SUV modelin 0-100 km/sa hızlanmasını sadece 4.5 saniyede yapmasını sağlıyor.
İçeride kullanılan ikili bilgi ve eğlence ekranı, altı adet USB portu ve sekiz adet cihaza kadar bağlantı hizmeti sunan 4G Wi-Fi bağlantı sistemiyle tamamlanıyor.
Citroen Berlingo Multispace
Citroen’in Cenevre’deki standında gururla sergilediği çok amaçlı taşıtı, Fransız şirketin en çok satan araçlarından bir tanesinin izlerini taşıyor.
Tasarım açısından C3 Cactus veya C4 Picasso’dan izler taşıyan bu modelde, ilk kez C4 Cactus’te görülen yan gövde koruma elemanları olan “airbump”lar yeni C3 modelinden sonra şimdi de yeni Berlingo Multispace’de yer alıyor.
Berlingo Multispace’de her şey yeteri kadar alan sunulmasıyla ilgili. Yedi adet koltuğun standart olduğu bu modelde iki değişken dingil mesafesi bulunuyor. 28 adet saklama bölmesi sunan model bu alanda büyük bir başarıya imza atıyor. Bu kadar fazla sayıda saklama alanı için, aracın tavanının ön ve arka kısımlarına yerleştirilen çok fonksiyonlu gözlerin katkısı büyük.
Farklı koltuk yerleşim kombinasyonları sayesinde de iç mekanın genişliği optimize edilebiliyor. Citroen, Berlingo Multispace için 5 koltuklu olan kısa şasi ve 7 koltuklu olan uzun şasi karoser seçeneklerinin yanında, 75 HP ile 130 HP aralığındaki güç seçeneklerine sahip farklı motorlar sunacak. 8 ileri vitesli otomatik şanzıman ile birlikte 19 farklı sürüş yardımcısı da opsiyonlar arasında yer alacak.
Bentley Bentayga PHEV
İlk Renault Espace’in çıkışından bu yana, Bentayga kadar ya çok sevilen ya da çok nefret edilen bir model yoktur. Ancak Bentley satışlardan çok memnun kaldı. Şimdi hibrit çeşitle birlikte satışların daha da artırılması hedefleniyor.
Barındırdığı şarj girişi dışında, dışarıdan bakıldığında herhangi bir farklılık taşımayan Bentayga PHEV’de akaryakıtla çalışan, süper şarjlı, 3 litrelik V6 motora elektrikli motor ve lityum iyon pil eşlik ediyor.
Porsche Cayenne S E-Hybrid modelinde bulunan ile aynı teknolojiyi içeren bu otomobil 412 beygir gücüyle etkiliyor. Ayrıca sıfır karbon salınımı sağlayan bir tam elektrik modu da bulunuyor.
Zenovo TSR-S
Cenevre’deki, aerodinamik açıdan en çılgın görünüme sahip aracın hangisi olduğu sorulsa, çoğu kişinin McLaren Senna ile Danimarkalı Zenovo TSR-S arasında kalacağı belirtiliyor.
TSR-S sadece Zenovo’nun kendi bünyesinde geliştirdiği, ikiz süper şarjlı V8 motorunu barındırmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihteki en karmaşık arka kanatlardan bir tanesini de barındırıyor.
Zenovo Centripetal Wing olarak adlandırılan bu arka kanat hem bir hava freni görevi üstlenerek otomobilin yavaşlamasını sağlıyor, hem de yeterli miktarda yere basma gücü üreterek virajları yüksek hızda dönmeyi sağlıyor.
İki dairesel eksen barındırdığı için, kanat otomobilin boylamsal eksenine göre dönebiliyor. Yapımcısına göre, kanadın yüksek mil noktası onun ek bir arka anti-roll bar gibi davranmasını mümkün kılıyor. Bu da sertliği iyileştiriyor.
Ayrıca Le Mans otomobillerinden ilham alan hava kepçeleri, difüzörler ve diğer gelişmiş aerodinamik dokunuşlar da bulunuyor. Ayrıca ikili vites kutusu kurulumu da sürücünün standart yol konfigürasyonuyla spor kullanım odaklı, yedi vitesli, pedal tipi vites arasında kolaylıkla geçiş yapmasını sağlıyor.
V8 motor 1177 beygir gücü üretirken, 0-100 km/sa hızlanma da sadece 2.8 saniyede gerçekleşiyor.
İşin ilginci, Zenovo TSR-S’ten sadece beş tane üretilecek ve her yıl sadece bir modelin üretimi yapılacak.
Ferrari 488 Pista
Ferrari 488 Pista’da İtalyan şirketin şimdiye kadar ürettiği en güçlü V8 motoru bulunuyor. 720 beygir gücü, 1280 kg. ağırlık, 2.85 saniyede 0-100 km/sa hızlanma, 340 km/sa maksimum hız bu canavarın başlıca özellikleri arasında yer alıyor.
Pista, İtalyanca’da “pist” demek, yani yarışla ilgili bir anlam taşıyor. Dolayısıyla aerodinamik yere basma gücünün yüzde 20 oranında artırılmasını doğal karşılamak gerekiyor. Ferrari Dynamic Enhancer adını taşıya sistem ise yazılımdan yararlanarak kaliperlerdeki fren basıncında çok küçük ayarlamalar yapıyor, böylelikle yol tutuşunu artırıyor.
Ek yazılım düzenlemeleri arasında Sideslip Angle Control olarak adlandırılan, drift modu olarak da nitelendirebileceğimiz bir sistem ve akışkan manyetik sıvı kullanarak amortisör karakteristiklerini elektronik ortamda ayarlayan manyetoreolojik süspansiyon sistemi de bulunuyor.
Techrules Ren RS
Techrules, 2017 Cenevre Otomobil Fuarı’nın itiş kakışından kendisini gizlemiş ve Türbinle Doldurulabilir Elektrikli Otomobil (TREV) teknolojisini McLaren’in 720S ve Honda Civic Type-R’ın yarattığı gürültüden dolayı pek duyuramamıştı. Ne var ki, Çinli şirket bu yıl üstünde dikkat çekici bir şerit barındıran, tek koltuklu bir yarış otomobiliyle Cenevre’ye geldi. Bu otomobil, şirketin teknolojisini sınırlarına kadar zorluyor.
Kısaca açıklayacak olursak, bu otomobilde; ikisi ön tekerleklerde, diğer dördü ise arkada olmak üzere toplam altı motor bulunuyor. Bunlar toplamda 1287 beygir gücü üretiyor. 0-100 km/sa hızlanma sadece üç saniyede gerçekleşirken, saatte 330 kilometrelik bir maksimum hıza erişilebiliyor.
Daha da iyisi, dizelle çalışan yerleşik türbin pilleri sürekli dolu tutuyor. Böylelikle 80 litrelik yakıtla 1170 kilometrelik mesafe gidilebiliyor. Alternatif olarak, kullanıcılar DC bazlı hızlı şarj aletini kullanarak sadece 15 dakikada pilin yüzde 80’ini doldurabiliyor.
Bu teknolojinin çalışıp çalışmadığını zaman gösterecek, ancak çalışırsa çok etkileyici olacağı aşikâr.