Uzun zamandır süren hazırlıkların ardından Jeff Bezos’un uzay araştırma şirketi Blue Origin, 320 metre uzunluğundaki New Glenn roketini bugün başarıyla fırlattı. Florida’daki Cape Canaveral üssünden gerçekleştirilen fırlatma, şirketin Elon Musk’ın SpaceX’ine rakip olma hedefinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Bugün saat 09.03’te (TSİ), New Glenn roketinin yedi yeniden kullanılabilir BE-4 motoru ateşlenerek NG-1 roketini uzaya taşıdı. Roketin ikinci aşaması ve yük bölmesi, planlandığı gibi yörüngeye ulaştı ve böylece Blue Origin’in ana görev hedefi yerine getirilmiş oldu.
New Glenn’in ilk aşama güçlendiricisi, “So You’re Telling Me There’s A Chance” (Yani Bana Bir Şans Olduğunu Söylüyorsun) adıyla anılan sistem, fırlatma sonrası Atlantik Okyanusu üzerinde bir platforma otonom iniş yapmak üzere ayrıldı. Ancak inişe yaklaşırken kontrolle bağlantı kesildi ve Blue Origin, güçlendiricinin inişte kaybedildiğini doğruladı.
Buna rağmen, Blue Origin’in asıl hedefi roketin yörüngeye ulaşmasıydı. Şirket, bugünkü görevde elde edilen her ekstra başarının bir bonus olduğunu ifade etti. Örneğin, “Blue Ring Pathfinder” adlı yük taşıma sisteminin prototipinin test edilmesi veya ilk aşama güçlendiricinin başarılı inişi bu ek hedefler arasında yer alıyordu. Blue Origin CEO’su Dave Limp, fırlatma öncesinde yaptığı açıklamada, “Ne olursa olsun bu görevden çok şey öğreneceğiz,” dedi.
Blue Origin’in New Glenn roketi, yaklaşık on yıllık bir geliştirme sürecinin ardından kullanıma hazır hale geldi. SpaceX’in Falcon Heavy roketiyle benzer taşıma kapasitesine sahip olan bu sistem, uydu taşıma ve yörüngeye kargo gönderme görevleri için yeniden kullanılabilir bir platform sunuyor.
Blue Origin, New Glenn ile Project Kuiper’e altyapı oluşturacak
Şirket, New Glenn ile aynı zamanda Starlink’in düşük gecikmeli ve yüksek hızlı internet hizmetine alternatif olacak kendi uydu ağı “Project Kuiper” için önemli bir altyapı sağlamayı planlıyor. Bu projenin 3.236 uydusu, öncelikli olarak SpaceX’in Falcon 9 roketleriyle fırlatılacak. Ancak ilerleyen dönemlerde bu görevlerin büyük bir kısmını New Glenn üstlenecek.
Blue Origin’in bu başarısı, uzay taşımacılığı alanındaki rekabetin giderek arttığını ve daha fazla teknolojik yeniliğin yakın gelecekte mümkün olabileceğini gösteriyor. Proje, ticari uzay uçuşlarından iletişim uydularına kadar birçok alanda yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.