Devletlerin kontrolden yoksun casusluk faaliyetleri, sayıları artan geniş ölçekli siber saldırılar ve mobil ağlarla internetin savunmasız atmosferi, pek çok kişinin dijital çağda güvenli hissetmek adına şifrelenmiş servis ve cihazlara yönelmesine neden oldu. Güvenli iletişim konusunda sesi en yüksek çıkan şirketlerden biri olan Silent Circle, şifreli iletişim servisleri hazırlamakla yetinmemiş ve Blackphone adını taşıyan şifreli bir iletişim cihazı da geliştirmişti. Ancak Blackphone’un getirdiği imkanlardan terör örgütü IŞİD’in de faydalandığının ortaya çıkması, Silent Circle cephesinde büyük bir rahatsızlık yarattı.
Anonymous’un savaş açtığı IŞİD, üyelerine hem Anonymous hem de devletlerin casusluk faaliyetlerinden kaçabilecekleri cihaz ve servislerin listesini sunmuştu. Bu listenin en tepesinde ise Silent Circle’ın gelişmiş güvenlik ve gizlilik özellikleriyle övündüğü Blackphone yer alıyor. Tamamen iyi niyetlerle hazırlanan Blackphone’un IŞİD gibi kanlı bir terör örgütü tarafından tavsiye edilmesinin Silent Circle cephesinde yarattığı hayal kırıklığını öngörmek ise pek zor değil.
IŞİD’in tavsiyesi Blackphone’un yeteneklerini onaylayan bir durum olsa da, bazı devletlerin şifrelenmiş iletişim konusundaki duruşlarını da destekliyor. Örneğin; Amerikan Hükümeti’ne göre, arka kapı erişimi bulunmayan tamamen şifrelenmiş iletişim yöntemleri, terör örgütleri ve suçlular tarafından faaliyetlerini gizlemek amacıyla kullanılabilir. Paris saldırılarının ardından uluslararası kamuoyunun bir numaralı gündem maddesi haline gelen IŞİD’in söz konusu şifrelenmiş iletişim yöntemlerini tavsiye etmesi, Blackphone türevi cihazlara ilişkin tartışmaları alevlendirecek gibi gözüküyor.
IŞİD’in açıklaması, Blackphone’u üreten Silent Circle’ı da oldukça zor bir pozisyona düşürüyor. Şirketin güvenlik istihbaratında yaşanabilecek potansiyel açıklarında medya tarafından suçlanmamak için her ihtimali göz önünde bulundurması gerekiyor. Buna ek olarak, Blackphone’un orijinal vaadi olan “Devleti iletişimden uzak tutmak” konusunda da güvencelerin sağlanması önem taşıyor.
Silent Circle, kendisi adına yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek adına arka uç ödeme sistemlerini geliştirmenin ve çalınmış kredi kartlarının ya da sahte adreslerin kullanımını engellemenin sözünü veriyor. Şirketin CEO’su Mike Janke, suçluların büyük kısmının sahte adresler ve çalıntı kredi kartlarıyla Silent Circle servislerinden faydalanabileceğinin altını çizdi. Blackphone’un bir araç olduğunu vurgulayan Janke, tıpkı diğer ürünler gibi akıllı telefonun da hem iyilik hem de kötülük için kullanılabileceğini dile getirdi. Silent Circle CEO’su, devletlerin de iletişimde gizlilik için Blackphone kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
