Bazı devletlerin siber saldırıları geçerli bir siber güvenlik yöntemi olarak kullandığı biliniyor. Ancak pek çok devlet bu yöntemi kullandığını itiraf etme konusunda gönülsüz davranıyor. Örneğin Birleşik Krallık Devlet İletişim Merkezi (GCHQ) sadece gerekli durumlarda ve yasal çerçeve içerisinde iletişime müdahale edildiğini öne sürse de, Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı, telefon ve PC’lere sızma konusunda izlenen prensipleri kamuoyuyla paylaşarak alışılagelmiş yaklaşımlardan farklı bir tutum izledi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada gerçekleştirilen eylem “cihazlara müdahale” şeklinde tanımlansa da günlük hayatta bu ifadenin karşılığı “siber saldırı” oluyor. Açıklanan prensiplere hem yasal kuruluşların hem de ajanların uyduğu ifade edilirken; siber saldırılardan faydalanma sıklığının, veri korumanın ve yetki geçerliliğinin önemli faktörler olduğunun altı çiziliyor. Bakan James Brokenshire’ın güvenlik için izledikleri yöntemler konusunda mümkün olduğunca açık davranmak istediklerini söylemesi yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.
Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasını gizlilikleri savunan kişi ve kuruluşlara yöneltilen bir zeytin dalı olarak değerlendirmek mümkün. Ancak açıklamanın aynı zamanda savunmaya yönelik bir hamle olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bakanlık yapılan açıklamanın bu yöntemleri müzakereye açmaktan ziyade yöntemleri meşrulaştırmak için gerçekleştirildiğinin altını çizmeyi ihmal etmedi.
