Eski ABD yönetiminden yetkililerin Yemen’e yönelik bir hava saldırısını tartıştığı Signal sohbetine bir gazetecinin dahil edilmesi, gündeme damgasını vurdu. Atlantic dergisi genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg’in bu grupta ne işi olduğu ilk anda kafa karıştırdı. İlk açıklamalara göre, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz bu kişiyi bilinçli olarak değil, bir hata sonucu eklemişti. Ancak olayın arkasında daha karmaşık bir dijital süreç olduğu anlaşıldı. Beyaz Saray, Signal skandalından iPhone’un otomatik önerilerini sorumlu tuttu.
Waltz, gazetecinin telefon numarasının rehberine istemeden girdiğini ileri sürdü. Goldberg’in mesajlara dahil edilmesi, başlangıçta sıradan bir temas zinciri gibi görünse de ayrıntılar dikkat çekici hale geldi. Waltz’ın ifadesine göre, numara başka bir kişiden “çekilerek” onun telefonuna kaydedilmişti. Fakat bu açıklama Goldberg tarafından oldukça ciddiyetsiz bulundu.
İç soruşturmada, Beyaz Saray Bilgi Teknolojileri Ofisi devreye girerek olayın teknik yönlerini inceledi. Elde edilen bulgulara göre, gazetecinin telefon numarası iPhone’un otomatik kişi önerisi özelliği sayesinde Waltz’ın rehberine kaydoldu. Daha önce Goldberg, Beyaz Saray’a bir haberle ilgili yorum almak için e-posta göndermişti. Bu e-posta, sözcü Brian Hughes tarafından Waltz’a SMS yoluyla iletilince, sistem numarayı yeni bir kişi olarak algıladı.
iPhone’un öneri sistemi, gelen mesajlardan numara çekip rehbere ekleme alışkanlığıyla biliniyor. Sistem, kimi zaman bu bilgileri kullanıcı farkında olmadan var olan kişilere iliştiriyor. Bu durumda da Hughes’un adı altında, aslında Goldberg’in numarası kayıt altına alındı. Waltz ise Hughes’u gruba eklediğini sanarak Goldberg’i dahil etmiş oldu.
Tüm bunların yanında, bu olay dijital iletişim araçlarının devlet düzeyinde nasıl kullanıldığını da tekrar tartışmaya açtı. Signal gibi güvenli kabul edilen uygulamalarda bile insan hatası kaynaklı açıkların oluşabileceği görülmüş oldu. Özellikle üst düzey bürokratların teknolojiyle olan ilişkilerinde bu tür karışıklıkların yaşanması, protokollerin yeterince dikkatli uygulanmadığını gösterdi. Bu durum, dijital güvenlik eğitiminin sadece teknolojik altyapıyla sınırlı kalmaması gerektiğini ortaya koyuyor.
Her şeye rağmen, bu olayda bilerek yapılan bir bilgi sızdırma eylemi olmadığı sonucuna varıldı. Yapılan resmi açıklamalarda, olayın arkasında kasıt değil, teknik bir öneri zincirinin bulunduğu belirtildi. Gene de bu tür olayların tekrar etmemesi için iç protokollerin gözden geçirileceği ifade edildi. Bu tür durumların özellikle dış politika gibi hassas konuların konuşulduğu gruplarda yaşanması, dikkatlerin artmasına yol açtı.
Goldberg ise olay hakkında çok kısa bir açıklama yaptı. Mike Waltz’ı tanıdığını ve daha önce kendisiyle konuştuğunu söylemekle yetindi. Ancak bunun dışında herhangi bir ilişki veya bağ konusunda yorum yapmadı. Bu açıklama, gazetecinin olaya dahil oluşunun tamamen sistemsel olduğunu destekler nitelikte görüldü.
Bununla birlikte, teknoloji uzmanları bu gibi öneri sistemlerinin uzun süredir benzer sorunlara yol açtığını dile getiriyor. Akıllı cihazlar, kullanıcıya kolaylık sunmak adına birçok tahmin yürütebiliyor. Fakat bu tahminlerin doğruluğu ve bağlamı her zaman güvenilir olmayabiliyor. Özellikle hassas iletişimlerde otomasyonun kontrolsüz kullanımı ciddi riskler doğurabiliyor.
Beyaz Saray Signal skandalının tekrarını engellemek için harekete geçti
Tüm bu gelişmeler, teknolojiyle temasın sadece yazılım değil, insan davranışı ve dikkatiyle de ilgili olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Beyaz Saray’daki teknik ekipler, benzeri durumların önüne geçmek için uyarı sistemlerini güçlendirmeyi planlıyor. Güvenlik protokolleri sadece yazılı olarak değil, kullanıcı alışkanlıklarını da gözeterek yeniden düzenlenecek. Çünkü en güvenli sistemler bile dikkatsizlikle birleştiğinde kırılgan hale gelebiliyor.