ManşetlerTeknoloji

Avrupa Birliği “kabul edilemez risk” taşıyan yapay zekâ sistemlerini yasakladı

avrupa birliği

Avrupa Birliği (AB), yapay zekâ (YZ) sistemlerine yönelik en kapsamlı düzenlemelerden biri olarak kabul edilen Yapay Zekâ Yasası’nı (AI Act) uygulamaya koydu. 2 Şubat 2025 itibarıyla yasaya uyum süreci resmen başladı. Bu çerçevede, “kabul edilemez risk” kategorisinde değerlendirilen yapay zekâ sistemleri AB genelinde yasaklanmış durumda.

Yapay Zekâ Yasası, Avrupa Parlamentosu tarafından Mart 2024’te onaylandıktan sonra 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe girmişti. Ancak düzenlemenin belirli maddeleri aşamalı olarak devreye giriyor. İlk büyük uyum tarihi olan 2 Şubat, özellikle en yüksek risk taşıyan yapay zekâ uygulamalarına odaklanıyor.

Hangi yapay zekâ sistemleri yasak kapsamına giriyor?

Avrupa Birliği’nin yeni yasası, yapay zekâ uygulamalarını dört ana risk seviyesine ayırıyor:

  1. Minimal Risk: E-posta spam filtreleri gibi uygulamalar bu kategoriye giriyor ve herhangi bir düzenlemeye tabi tutulmuyor.
  2. Sınırlı Risk: Müşteri hizmetleri sohbet botları gibi sistemler hafif düzenleyici denetime tabi.
  3. Yüksek Risk: Sağlık sektörü veya kritik altyapılar için kullanılan YZ sistemleri sıkı denetim altında tutuluyor.
  4. Kabul Edilemez Risk: Toplumun temel haklarını ihlal edebilecek YZ uygulamaları tamamen yasaklanıyor.

AB’nin tamamen yasakladığı yapay zekâ faaliyetleri şunları içeriyor:

  • Sosyal puanlama sistemleri: Kişilerin davranışlarını analiz ederek risk profili oluşturan yapay zekâlar.
  • Manipülatif YZ sistemleri: İnsanların kararlarını bilinçaltı veya aldatıcı yöntemlerle etkileyen algoritmalar.
  • Kırılgan grupları hedef alan sistemler: Yaş, engellilik veya sosyoekonomik durum gibi faktörleri istismar eden YZ uygulamaları.
  • Suç işleme tahmini yapan YZ sistemleri: Bireylerin fiziksel görünüşlerine dayanarak suç işleme olasılıklarını değerlendiren teknolojiler.
  • Biyometrik verileri kullanan uygulamalar: Kamuya açık alanlarda bireylerin biyometrik verilerini gerçek zamanlı olarak toplayan sistemler.
  • İş yerleri ve okullarda duygu analizi yapan YZ: Çalışanların veya öğrencilerin duygusal durumlarını analiz etmeye çalışan yapay zekâ uygulamaları.
  • Yüz tanıma veritabanı oluşturan yapay zekâ: İnternetten veya güvenlik kameralarından toplanan görsellerle yüz tanıma sistemlerini genişleten yapay zekâlar.

Bu tür yapay zekâ uygulamalarını Avrupa Birliği sınırları içinde kullanan şirketler, merkezleri nerede olursa olsun ağır cezalarla karşı karşıya kalacak. AB mevzuatına aykırı hareket eden şirketler, bir önceki mali yılın küresel cirosunun yüzde7’si kadar veya 35 milyon avroya varan para cezalarına çarptırılabilecek.

Yasa kapsamında şirketlerin tam uyumu sağlaması beklenirken, bu sürecin nasıl işleyeceği konusunda bazı belirsizlikler devam ediyor. İngiliz hukuk firması Slaughter and May’in teknoloji departmanı başkanı Rob Sumroy’a göre, 2 Şubat bir geçiş dönemi olarak değerlendirilebilir. Asıl önemli uygulama tarihleri, 2025’in ilerleyen aylarında netleşecek.

Geçtiğimiz yıl, 100’den fazla şirket AB’nin gönüllü “AI Pact” girişimine katılarak Yapay Zekâ Yasası’na erken uyum sağlayacaklarını taahhüt etti. Bu şirketler arasında Amazon, Google ve OpenAI gibi büyük teknoloji firmaları yer alırken, Meta, Apple ve Fransız yapay zekâ girişimi Mistral bu anlaşmaya katılmadı. Ancak bu durum, bu şirketlerin düzenlemelere uymayacağı anlamına gelmiyor.

Bazı yapay zekâ yasaklarına belirli koşullar altında istisnalar getirilebiliyor. Örneğin, kolluk kuvvetleri belirli durumlarda kamuya açık alanlarda biyometrik veri toplayan sistemleri kullanabilecek. Ancak bu kullanım, yalnızca “acil ve önemli bir tehdit” olması durumunda geçerli olacak ve yetkili makamlardan izin alınması gerekecek.

Ayrıca tıbbi veya güvenlik gerekçeleriyle iş yerlerinde ve okullarda duygu analizi yapan yapay zekâ sistemlerinin kullanımı belirli kurallar çerçevesinde serbest bırakılabilecek.

Avrupa Komisyonu’nun, Kasım 2024’te paydaşlarla yaptığı görüşmeler sonrasında 2025’in başlarında ek yönergeler yayımlaması bekleniyor. Ancak şu ana kadar bu yönergeler kamuoyuna duyurulmuş değil.

Öte yandan, GDPR, NIS2 ve DORA gibi diğer AB düzenlemelerinin Yapay Zekâ Yasası ile nasıl etkileşime gireceği de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uzmanlara göre, şirketlerin yalnızca AI Act’e değil, aynı zamanda bu yasalar arasındaki kesişim noktalarına da dikkat etmesi gerekecek.

Avrupa Birliği küresel bir model oluşturabilir

AB’nin yapay zekâ düzenlemesi, küresel ölçekte diğer ülkeler için de bir model oluşturabilir. Özellikle ABD ve Çin gibi büyük teknoloji oyuncularının bu tür düzenlemelere nasıl yanıt vereceği merak konusu. Yasa, etik yapay zekâ kullanımı konusunda önemli bir adım olarak değerlendirilirken, teknoloji firmalarının gelecekteki gelişmelere nasıl uyum sağlayacağı yakından takip edilecek.