Avrupa Birliği, 16 saatlik uzun bir görüşme maratonunun ardından Dijital Hizmetler Yasası için anlaşmaya vardı. Söz konusu yasa tasarısı, hem teknoloji devlerine hem de daha küçük ölçekli şirketlere yeni sorumluluklar yüklüyor. Yasa 2024’te yürürlüğe girecek. Tıpkı daha önceki Dijital Pazarlar Yasası gibi, Dijital Hizmetler Yasası’nın etkilerinin de Avrupa’nın ötesine uzanabileceği belirtiliyor.
Yasanın nihai metni henüz yayınlanmış değil. Ancak geçtiğimiz hafta sonu bazı detaylar paylaşıldı. Bunlar arasında en göze çarpanı, hedeflenmiş reklamlarla ilgili. Dijital Hizmetler Yasası ile birlikte din, cinsel yönelim, etnik kimlik veya siyasi aidiyet gibi kriterler doğrultusunda reklam hedeflemesi yapılması yasaklanıyor. Reşit olmayanlara yönelik reklam hedeflemesi de yasayla yasaklananlar arasında yer alıyor.
Yasanın başka bir bölümü ise tavsiye algoritmalarına odaklanıyor. Facebook gibi çevrimiçi platformların tavsiye sistemlerinin işleyişi konusunda şeffaf olmaları zorunlu hâle geliyor. Platformların “profilleme” temelli olmayan alternatifler sunmaları da mecburi kılınıyor. Bu da daha fazla platformun kronolojik akış sunması gerektiği anlamına geliyor.
Avrupa Birliği, büyük sosyal platformların önemli verileri araştırmacılar ve sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşılmasını da istiyor. Böylelikle bu grupların çevrimiçi ortamda risklerin oluşumuna dair analizler hazırlanması hedefleniyor.
Avrupa Birliği, Dijital Hizmetler Yasası ile getirilen kurallara uymayan şirketlere küresel gelirlerinin yüzde 6’sına kadar varan oranlarda ceza kesmeyi planlıyor. İhlâllerin tekrarlanmasının küresel ölçekte erişim engelleri getirmesi de yasada belirtilen noktalar arasında yer alıyor. The Guardian’ın haberine göre, bu madde Meta gibi şirketlere 7 milyar dolara varan cezalar kesilebileceği anlamına geliyor.
