Audi, Çin pazarında rekabet gücünü artırmak ve hedef kitlesini genişletmek amacıyla, alışıldık dört halka logosunu kullanmadığı bir yeni marka kimliğini duyurdu. Şirket, Şanghay’da gerçekleştirdiği etkinlikte yeni “AUDI” logosunu tanıttı.
Bu yeni logo, yalnızca büyük harflerle yazılmış “AUDI” ifadesinden oluşuyor ve geleneksel Audi logosunu barındırmıyor. Markanın elektrikli E Concept Sportback modelinde kullanılan bu yeni logo, Çin’in teknolojiye duyarlı, bağlantı ve otonom sürüş gibi gelişmiş özellikler talep eden kullanıcıları hedefliyor.
Audi CEO’su Gernot Döllner, Çin pazarına özel olarak geliştirilen bu yeni stratejinin, bölgedeki farklılaşmış talepleri karşılamak üzere tasarlandığını belirtti. Audi’nin Çin’deki araç satışlarının 2024’ün ilk yarısında 10 binin altında kalması, küresel otomotiv pazarında büyük potansiyele sahip olan bu pazarda yeniden markalaşma ihtiyacını ortaya çıkardı. Çin’in kendi yerli otomobil üreticilerinin son yıllarda teknoloji odaklı modeller ve uygun fiyat stratejileri ile öne çıkması, yabancı üreticilerin pazar payı kazanmasını zorlaştırıyor.
Audi, bu yeni marka kimliği altında piyasaya sunulması planlanan E Concept modelinin, 2025 ortalarından itibaren tanıtılacak olan orta ve büyük segmentte üç yeni modelin ön gösterimi olduğunu açıkladı. Bu modeller, Çin pazarı için yeni bir anlayışla geliştirildi. Çin devletine ait SAIC Motors ile yapılan ortaklık, Audi’ye Çin’de daha esnek ve hızlı hareket etme imkanı sağladı. Yeni marka yapılanmasının başında ise Volkswagen Grubu’nda uzun yıllardır görev alan Fermín Soneira bulunuyor. Soneira, bu ortaklığın geliştirme, satın alma, üretim ve satış gibi kritik alanlarda iki şirketin güçlerini birleştirmesini sağlayacağını ifade etti.
Audi ve SAIC Motors iş birliği kapsamında geliştirilen “Gelişmiş Dijital Platform”, yüksek hızlı şarj desteği sunan 800 volt mimarisiyle dikkat çekiyor. Bu altyapı sayesinde, yeni modellerin daha yüksek performans ve bağlantı yeteneklerine sahip olması hedefleniyor. Çin’deki kullanıcıların otomobillerde gelişmiş dijital sistemleri, bağlantı ve otomasyon özelliklerini öncelikli olarak tercih ettiği biliniyor. Bu noktada Audi’nin yeni platformu, yerel tüketicilerin taleplerine uygun olarak tasarlandı.
Audi Çinli rakiplerine karşı avantaj hedefliyor
Alman otomotiv devi Volkswagen’in yan kuruluşu olan Audi, Çin pazarındaki varlığını güçlendirmek için yenilikçi adımlar atarken, pazarın önemli rakipleri arasında bulunan BYD gibi Çinli markaların da önüne geçmeyi hedefliyor. BYD’nin sunduğu daha düşük maliyetli, ancak teknolojik açıdan gelişmiş araçlar, Çin’de özellikle genç ve teknoloji meraklısı tüketicilerin ilgisini çekmiş durumda. Audi’nin yeni stratejisi, bu zorlu pazarda markanın rekabet gücünü artırmak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Ancak Audi ve Volkswagen’in Çin pazarıyla ilgili karşı karşıya olduğu zorluklar yalnızca rakip firmalarla sınırlı değil. Volkswagen’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tedarik zincirlerinde insan hakları ihlalleriyle ilişkilendirildiği iddiaları, insan hakları savunucuları tarafından gündeme getirildi. Bu iddialar, markanın Çin’deki imajını olumsuz etkileyebilecek önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Volkswagen, bu iddialara karşı resmi bir açıklama yaparak tedarik zincirinde tüm etik ve yasal standartlara uyduklarını belirtti, ancak bu konu halen kamuoyunun ve aktivist grupların dikkatini çekmeye devam ediyor.