Geçtiğimiz günlerde Reuters, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Kanser Araştırmaları Uluslararası Ajansı’nın (IARC) aspartamın “muhtemelen kanserojen” olduğunu açıklamayı planladığına dair bir haber yaptı. Fakat bu, insanların dolaplarını açıp yapay tatlandırıcı içeren şekersiz yiyecekleri hemen atmaları gerektiği anlamına gelmiyor.
Neden mi? Çünkü gıda güvenliği konusunda tüketicilerin kulak vermesi gereken ajans IARC değil. IARC, bir maddenin tehlikesini değil, riskini değerlendirir. Örneğin, bir meteorun Dünya’yı yok etme veya güneşin cilt kanserine neden olma tehlikesi vardır. Fakat asıl önemli olan, bu tehlikelerin gerçekleşme riskidir.
IARC, bir maddenin bilgilerini gözden geçirir ve bunun kanserojen, muhtemelen kanserojen, olası kanserojen veya sınıflandırılamaz olduğunu açıklar. Teknik olarak, bu, incelenen herhangi bir maddenin kanserojen olmayacağı sonucuna varılamayacağı anlamına gelir. Bu yüzden IARC, aloe vera ve ağaç tozunu potansiyel kanser nedenleri olarak listeler. Ancak bu maddelerden kanser olma riskiniz düşüktür.
Peki, riski kim değerlendiriyor ve gıda güvenliği konusunda kimden rehberlik almalıyız? WHO bünyesinde bu görev, Gıda Katkı Maddeleri üzerine FAO/WHO Ortak Uzman Komitesi’ne (JECFA) aittir. ABD’de ise bu, Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) görevidir. Türkiye’de gıda güvenliğinin sağlanmasındaki yetkili otorite Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olup Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü de uluslararası kuruluşların nezdinde bir irtibat noktası gibi görev almaktadır. JECFA, 1981’den beri aspartamın tüketilmesi için güvenli olduğuna hükmetmiştir, FDA de aspartamın genel nüfus için güvenli olduğunu belirtmiştir. FDA’nın sitesinde, aspartam üzerine 100’den fazla çalışmayı gözden geçirdiği ve aspartamın onaylanmış kullanımlarına itirazlar olduğunda aspartamın güvenliğini yeniden değerlendirdiği belirtilmektedir.
Aspartam hakkındaki bu karmaşanın kaynağı
Aspartam etrafındaki bu taze karmaşa nereden kaynaklanıyor? Bir sorun, hem IARC hem de JECFA’nın şu anda gözden geçiriyor olmaları ve raporlarını 14 Temmuz’da yayınlamayı planlamalarıdır. Bu durum, FDA dahil olmak üzere gıda güvenliği ajansları tarafından tüketiciler açısından kafa karıştırıcı olabileceği için dikkat çekmiştir.
FDA, geçtiğimiz yaz WHO’ya gönderdiği bir mektupta, “Görüşümüze göre, IARC ve JECFA tarafından eş zamanlı olarak gözden geçirilmesi, bilimsel tavsiye sürecine zarar verebilir ve gerçekleşmemelidir,” demiştir. “Aspartam tüketimiyle ilgili herhangi bir riski değerlendirmek için JECFA’nın daha uygun olduğuna inanıyoruz ve JECFA’nın, gıdada aspartamın güvenliği hakkında halk sağlığı önerilerini değerlendirmek ve sağlamak konusunda WHO’nun öncülüğünü yapması gerektiğini düşünüyoruz.
Yapılan bilimsel araştırmaların geniş bir yelpazesi bu maddenin insan tüketimi için güvenli olduğunu belirtiyor. “Bu ajanslar, geçmiş 40 yıl boyunca aspartamın güvenliğini değerlendirmiş, yeniden değerlendirmiş ve yeni bilimler ortaya çıktıkça aspartamın güvenliğini teyit etmişlerdir.”
JECFA’nın aspartamın sağlık risklerinin bütününü temsil edecek bir rapor hazırlaması bekleniyor. JECFA, gıda güvenliğini sadece kanser açısından değil, çoklu açılardan değerlendirir.
Bir kişi yapay tatlandırıcıdan kaçınmayı tercih edebilir. Fakat bu kararı, bir gıda güvenliği ajansından sızan bir rapora dayandırmamalıdır. Aspartam, en çok incelenen tatlandırıcılardan biridir ve gıda güvenliği ajansları tarafından periyodik ve sıkı bir incelemeye tabi tutulur. Bu ajanslar aksi yönde bir açıklama yapana kadar paniğe kapılmaya gerek yok.