Apple’ın Netflix ve Amazon Prime Video gibi servislere benzeyecek yayın hizmeti gelecek yılın ilk yarısında faaliyete geçecek. The Information‘ın haberine göre bu servis, ya bağımsız bir uygulama olarak ya da mevcut TV uygulamasının içinde sunulacak. Öncelikle ABD’de sunulacak hizmet, birkaç ay içinde 100’den fazla ülkede erişilebilir olacak.
Apple’ın yayın hizmeti orijinal programlar ve aynı zamanda üçüncü taraf servislere erişimin bir karışımı olacak. Yayın servisleri veya TV sağlayıcıları tarafından sunulan kanal paketlerine de doğrudan abone olunabilecek.
Apple yıllardır dijital medya ve akıllı telefon uygulamaları tarafında getirdiği değişimin benzerini yayın hizmetleri tarafında da yapmaya çalışıyor. Ancak karmaşık lisans anlaşmaları ve medya holdinglerinin fiyat ve paketler üzerindeki sıkı kontrolleri nedeniyle iPhone üreticisi; lisanslı içerikleri ve orijinal programları birleştirip güçlü ekosistemler oluşturan Amazon ve Netflix kadar başarılı olamamıştı.
Aslında Apple 2006 yılından beri kendi set üstü cihazını satıyor. Ne var ki, bu cihaz uzun zamandır diğer şirketlerin içerikleri için bir araç vazifesi görüyor. Şirket ABD set üstü cihaz donanım pazarında da Amazon ve Roku gibi markaların gerisinde bulunuyor.
Apple, resmi TV yayın hizmetiyle birlikte bu durumu değiştirmek için yeniden bir deneme yapmaya hazır görünüyor. Bu servis iOS cihaz sahipleri için ücretsiz olacak. Aynı zamanda Apple TV serisi için de temel arayüz olacak. Apple, bu yazılımın kendi donanımı dışında bulunmasına karşı isteksiz görünüyor. Bu da servisin yayılımını engelleyebilir.
Hem Amazon, Prime Video uygulaması aracılığıyla, hem de Netflix, mobil uygulamaları ve yerleşik smart TV uygulamaları ve set üstü cihaz uygulamaları yardımıyla geniş kitlelere ulaşıyor. Amazon tarafına baktığımızda, Fire TV serisi ürünlerde yazılımının temel arayüz olduğunu görüyoruz. Yani, Amazon Prime Video ve Netflix’e erişim için müşterilerin elinde farklı alternatifler var. Halbuki Apple, kendi servisine olan erişimi bilerek kısıtlayacak gibi görünüyor.
Yine de, bu yaklaşım Apple’ın diğer donanım ve yazılım ürünlerindeki politikasının yansıması sayılır. Eğer bu servis milyonlarca iOS ve Apple TV kullanıcısı için ücretsiz olursa, kısıtlama çok da önemli olmayacaktır.
Orijinal programlar, başarıya giden yolda önemli bir araç niteliğini taşıyor. Apple’ın bu alan için sadece 2018’de 1 milyar dolar ayırdığı söyleniyor. Şimdiye kadar Apple Music servisinde Carpool Karaoke ve Planet of the Apps gibi orijinal yapımların yayınlandığını gördük. Ancak yeni servisin üzerinde geliştirme çalışmalarının yapıldığı söylenen veya onaylanan birçok projeye ev sahipliği yapacak.
Apple’ın video yayın servisinde neler olacak?
Söylentilere göre Apple, Oprah Winfrey ile yeni programlar için birden fazla yılı kapsayan bir anlaşma yaptı. Aynı zamanda Susam Sokağı‘nın yapımcılarına da bir çift çocuk programı siparişi verildi. Bilim kurgu seçkisi Amazing Stories‘in yeni bölümleri, Açlık Oyunları tarzında bir dizi olan See, La La Land‘in yönetmeni Damien Chazelle’in elinden yeni bir dizi, M. Night Shyamalan’dan bir gerilim hikâyesinden de bahsediliyor. Ayrıca Battlestar Galactica‘nın yapımcısı Ron Moore’dan bir uzay dizisi; Reese Witherspoon ve Jennifer Aniston’ın başrolünde olduğu, sabah programıyla ilgili bir drama ve Isaac Asimov’un klasik bilim kurgu romanı Vakıf‘ın uyarlaması da Apple’ın yayın hizmetinde yer alması beklenen içerikler arasında bulunuyor. Öte yandan bir animasyon filmi için hakların satın alınması için de çalışılıyor.
Apple’ın çalışmaları oldukça heyecan verici görünüyor. Ancak bu programların ne oranda başarı göstereceğini söylemek şu an için güç. Amazon ve Netflix’in Hollywood’da kabul görmesinin, Emmy ve Oscar ödüllü projelere imza atmasının yıllar sürdüğünü dikkate alırsak, Apple’ın aynı seviyeye ulaşması; yüksek kaliteli televizyon dizileri ve filmleri sunan prodüksiyon ortamı yaratması biraz zaman alabilir. Ancak Apple’ın bunu başarmak için yeterli parası ve tutkusunun olduğu açık şekilde görünüyor.
Bundan on beş yıl kadar önce iTunes dijital medya pazarında hakimiyet kurmuştu. Müzik, TV programı ve filmlerin satın alındığı, bilgisayar veya MP3 oynatıcılara indirildiği bir numaralı kaynak hâline gelmişti. iPhone’un akıllı telefon arenasındaki hakim konumuna rağmen Apple, video yayın hizmeti tarafında kalkan ilk treni kaçırdı. Müzik yayını tarafında da Spotify’ı yakalamaya çalışıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, yeterli ekonomik gücü ve yaygın cihaz ekosistemi sayesinde Apple, aradaki farkı kapatma konusunda umut veriyor.