Manşetler

Apple yeni ürünlerini tanıtmak için basın toplantısı düzenlemeyi bıraksın

Apple’ın yaklaşık bir haftadır, aslına bakarsanız geçen yaz sonunda itibaren beklenmeye başlanan basın toplantısı nihayet dün akşam gerçekleşti. Haftalar öncesinden yapmış olduğum yolculuk planı neticesinde dün akşam etkinliğin düzenlendiği saatte uçaktaydım. Bu nedenle takip etme ve olan biteni size aktarma fırsatı bulamadım. Tabii ki, ben olmasam bile her şey Sinan, Mustafa ve Göktuğ sayesinde düzgün bir şekilde ilerledi, Teknoblog’u ziyaret edenler Apple’ın yenilikleriyle ilgili en taze haberler en hızlı şekilde alma fırsatı buldu.

apple-ekim-2012 (630 x 354)

Etkinliğin Apple tarafından internet üzerinden canlı yayınlanıyor olması bu etkinliğin canlı anlatımını gerçekleştiren sitelere olan talebin azalmasına neden oldu. Normal bir durum, çoğu kullanıcı videosunu izlemek dururken başkasının aktardığı dolaylı anlatımla yetinmek istemez. Ancak tahmin ediyorum ki, internet bağlantısında kota kısıtlaması olan, mobil ortamdan takip etmeye çalışan kişiler için bizim de iPhoneTurkey.biz ve Sihirli Elma ile ortak yayında aktardığımız canlı anlatımlar bir hayli yararlı olmuştur.

Gelelim etkinliğin detaylarına… Sonda söyleyeceğimizi daha en baştan söyleyelim: Eğer iş böyle devam edecekse Apple basın toplantıları düzenlemeyi bıraksın, hem onlar hem de biz rahat edelim. Çünkü işin bir sürprizi kalmadı, nelerle karşılaşacağımızı en baştan biliyoruz. Dünkü etkinlikte tanıtılan 13 inç Retina ekranlı MacBook Pro, Mac mini, inceltilmiş iMac, dördüncü nesil iPad ve tabii ki iPad mini ile ilgili tüm detaylar 23 Ekim tarihinden önce çoktan ortalığa saçılmıştı. Eğer Teknoblog’un arşivini karıştırırsanız Apple’ın tanıttıklarıyla ilgili her şeyi önceden aktardığımızı ve bunların çoğunun da lansmanı yapılan ürünlerle hemen hemen aynı olduğunu göreceksiniz.

Apple CEO’su Tim Cook geçen mayıs ayında katıldığı bir etkinlikte gizlilik konusuna daha fazla eğileceklerini söylemişti, ancak geçen süre boyunca gizliliğin g’sinden eser olmadığı görülüyor. Apple da çok iyi biliyor ki, bu noktada en zayıf hâlka Çin’deki kaynaklar. Apple’ın ürünleri artık teknolojiyle uzaktan yakından ilgisi olan kişilerin de bildiği gibi Çin’de üretiliyor. Üretim yapılan Foxconn’un tesislerinden sürekli sızıntılar meydana gelmekte. Bir şekilde dışarı çıkarılan ürünler veya taslaklar daha sonra ister paralı ister parasız şekilde çeşitli yayın organlarına sızdırılıyor. Bu sayede Apple’ın yeni ürünleriyle ilgili her türlü detayı ürün daha resmileşmeden görme fırsatına erişiyoruz. Bu durum neyle karşılaşacağımızı bilmemiz açısından iyi, ancak heyecan faktörünü düşürdüğü de bir gerçek.

Apple’ın bu konuda en büyük rakibi olan Samsung’dan ders alması gerekiyor. Geçen mayıs ayında lansmanı gerçekleştirilen Samsung Galaxy S III lansmanın düzenleneceği güne kadar büyük bir gizlilikle saklanmış, tasarımın nasıl olacağı çoğu kimse tarafından bilinmemişti. Samsung’un içinde bile ürünün yöneticilere ve diğer çalışanlara gösterimi sırasında özel gizlilik bildirimlerinin imzalatıldığını, böylelikle bilgi sızıntılarına karşı sıkı önlemler alındığının haberini almıştık. Samsung Galaxy S III’e ait olduğu iddia edilen çeşitli sızıntılar ise boş birer dedikodu olarak havada asılı kalmıştı. Hatta bazı taslakların hedef şaşırtma amacıyla bizzat Samsung tarafından sızdırıldığı söylenmişti.

Tanıtılan ürünlere gelecek olursak, 13 inç Retina ekranlı MacBook Pro’nun gelmesiyle birlikte Apple’ın en çok satılan dizüstü bilgisayarı yüksek çözünürlüklü ekran desteğini kazanmış oldu. Kullanıcılar da daha düşük bir maliyetle Retina ekran deneyimini yaşayabilecek. Geçen haftalarda gerçekleştirdiğimiz 15 inç MacBook Pro Retina incelemesi sırasında deneyimlediğim ürün görsel açıdan oldukça iyiydi, ancak 15 inç’lik bir dizüstü bilgisayar benim için biraz büyük, 13 inç daha fazla tercih ettiğim bir model. 13 inç’lik seçeneğin çıkması Retina ekranlı MacBook Pro satışlarını artıran bir faktör olabilir.

Dün akşamki etkinlikte en fazla ilgimi çeken ürün iMac oldu. Uzun zamandır güncelleme görmeyen bu ürünün radikal bir değişiklikten geçtiğini görmek bir hayli ilginç ve heyecan verici. Apple’ın bu üründe inceltici yönde değişiklikler yapacağı, bu uğurda optik sürücü yuvasını kaldıracağı biliniyordu. Bunun üstüne bir de ekran ile camı birleştirme eklenince ortaya 5 mm. gibi olağanüstü kalınlık çıkmış oldu. Bu arada Apple’ın genellikle ultrabook üreticilerinin başvurduğu hibrit HDD+SSD çözümüne masaüstü bilgisayarlarında başvurması da oldukça ilgi çekici, performans konusunda katkı sağlamak için olumlu bir adım. Dizüstü bilgisayarlarında flaş belleği neredeyse standart hâle getiren şirketin masaüstü tarafında da buna kayıyor olduğunu görüyoruz.

Apple’ın birkaç ay önce çıkardığı üçüncü nesil iPad’den birkaç ay sonra “dördüncü nesil” tanımlaması altında yeni bir iPad çıkarması da dikkat çekici. Bu yeni iPad aslında tasarım ve ekran anlamında herhangi bir farklılık içermese de işlemci gücü, Lightning portu ve FaceTime HD kamera gibi yenilikler barındıraması açısından da hatırı sayılır güncellemeler içeriyor. Tabii ki son birkaç ay içinde bir iPad 3 alanlara gidip bu ürünü almalarını önermiyorum. Ancak iPad 2 sahipleri yavaş yavaş bu dördüncü nesil iPad’i satın almayı düşünebilir. Apple’ın dördüncü nesil iPad’i bu zamanda çıkarmış olması gelecek baharda yeni bir iPad modeli görme ihtimalini de düşürüyor.

Ve tabii ki iPad mini… Yaklaşık iki yıldır beklediğimiz cihazla nihayet tanıştık. Doğrusunu söylemek gerekirse iPad mini ile ilgili karışık düşüncelere sahibim. Bir yanım bu yeni tableti oldukça ilgi çekici buluyor. Apple mevcut iPad’i küçültüp yeniden paketlemek yerine tasarım konusunda kafa yormuş, kullanıcıların rahatlıkla taşıyabileceği, kullanabileceği bir ürün geliştirmiş. Bir taraftan bakıldığında da küçük olması dışında kattığı bir yenilik yok. Karşımızda 1024 x 768 piksel çözünürlüklü ekran, artık iyice eskimiş olan, geçen yılın başında çıkan iPad 2’nin de içinde bulunan A5 işlemci, 5 megapiksel kamera gibi güncelliğini kaybetmeye yüz tutmuş teknik özelliklere sahip olan bir cihaz var. Uygulama geliştiricilerinin her geçen gün daha da artan özkaynaklar nedeniyle açgözlü hâle geldiği ve daha fazla sistem kaynağı tüketen uygulamalar geliştirdiği bir ortamda iPad mini’nin nasıl bir performans sunacağını merak ediyorum.

Yine Apple’ın merakla beklenen bir etkinliği geride kaldı ve yine beklentilerin ötesine geçmeyen, insanların ağzını açık bırakmayan yenilikler paylaşıldı. Tanıtılan ve bazıları piyasaya çıkan ürünlerin yine fazlasıyla ilgi göreceği, satış rekorları kıracağı gerçek. Ancak Apple sürpriz yapma, insanları şaşırtma konusundaki yeteneğini kaybediyor gibi. Yukarıda belirttiğim gibi yeni iMac dışında beni şaşırtan bir yenilik olmadı, her şey az çok beklediğim gibiydi. Tabii bu arada Apple’ın Çin’deki sızıntılara da bir çare bulması şart.