Apple, son iki yıldır yeni nesil CarPlay sistemini tanıtmaya devam ediyor. Bu sistem, aracınızdaki tüm ekranların arayüzlerini tek bir çatı altında toplamayı hedefliyor. Ancak, bu sürecin başından itibaren sadece Aston Martin ve Porsche, bu sistemi araçlarına entegre edeceklerini belirtmiş durumda. Üstelik bu markalar bile net bir tarih vermiş değil.
Otomotiv sektöründeki diğer firmaların yaklaşımı ise oldukça temkinli. Birçok otomotiv CEO’su, Apple’ın müşteri ilişkilerine doğrudan müdahale etmesinden rahatsızlık duyuyor. Mercedes-Benz CEO’su Ola Källenius, geçtiğimiz nisan ayında The Verge’e yaptığı açıklamada, “Apple CarPlay’i kullanıyoruz. Bazı fonksiyonlar için bu sistemi tercih ediyorsanız kullanabilirsiniz. Ancak, tüm kontrol panelini başka birine bırakmak mı? Bu, bizim için kabul edilemez.” demişti.
Apple’ın yeni nesil CarPlay sistemi nasıl çalışıyor?
Apple, WWDC 2024’te yeni nesil CarPlay’in mimarisi ve tasarımına ilişkin detaylı iki video yayınladı. Bu videolar, otomobil üreticilerinin sistemin nasıl görüneceği ve çalışacağı konusunda büyük bir kontrol sahibi olacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hatta bazı özellikler için kendi arayüzlerini kullanma imkânları da bulunuyor. Bu, Apple’ın tamamen kendi kontrolünde bir sistem yerine, otomobil üreticilerine uyum sağlayabilecek bir tasarım aracı sunmaya yöneldiğini gösteriyor.
Mevcut CarPlay sistemi, temelde telefonunuz için ikinci bir ekran işlevi görüyor. Telefonunuzu araca bağladığınızda, telefonunuz bir video akışı gönderiyor ve araç ekranında bu görüntü beliriyor. Ancak, hız göstergeleri ve klima kontrolleri gibi daha entegre özellikler için CarPlay’in aracınızdan veri toplaması, bu verileri gerçek zamanlı olarak görüntülemesi ve çeşitli fonksiyonları doğrudan kontrol edebilmesi gerekiyor. Yeni nesil CarPlay’de bu işlevler “katmanlar” olarak adlandırılan parçalara ayrılmış durumda. Bu katmanlardan bazıları telefonunuzda, bazıları ise aracınızda çalışıyor. Böylece, telefonunuz bağlantıyı kesse bile sistem çalışmaya devam ediyor. Yeni nesil CarPlay sadece kablosuz bağlantıları desteklediğinden, bağlantının stabil ve performanslı olması önemli bir konu haline geliyor. Apple, yeni nesil mimariden bahsederken, “Kablosuz bağlantının stabilitesi ve performansı esastır.” diyor.
Yeni sistemde iki yerel katman bulunuyor. “Overlay UI” adı verilen ilk katman, dönüş sinyalleri ve kilometre sayacı gibi tamamen arabanızda çalışan ve dokunulmaz olan özellikleri içeriyor. Diğer katman ise “local UI” olarak adlandırılıyor ve hız göstergesi ile takometre gibi sürekli güncellenmesi gereken sürüşle ilgili özellikleri barındırıyor. Otomobil üreticileri, bu katmanları çeşitli şekillerde özelleştirebiliyor; farklı gösterge stilleri ve düzenleri mevcut. İlginç bir şekilde, Apple’ın San Francisco yazı tipi gibi tek bir yazı tipi seçeneği bulunuyor.
Apple’ın yeni nesil CarPlay için hedefi, sürücü kapıyı açtığında sistemin anında başlaması. Bu nedenle, yerel UI öğelerinin varlıkları, eşleştirme işlemi sırasında telefonunuzdan arabanıza yükleniyor. Otomobil üreticileri, görünümlerini güncelleyebilir ve telefon üzerinden yenilenmiş varlıklar gönderebilir. “Remote UI” adı verilen bir diğer katman ise telefonunuzda çalışan özellikleri içeriyor: haritalar, müzik, seyahat bilgileri gibi. Bu, mevcut CarPlay’e benziyor ancak artık aracınızdaki diğer ekranlarda da kullanılabiliyor.
Son katman ise “punch-through UI” olarak adlandırılıyor ve burada Apple, otomobil üreticilerine en fazla esnekliği sunuyor. Geri görüş kameraları ve gelişmiş sürücü yardım özellikleri gibi kendi arayüz fikirleri yerine, Apple otomobil üreticilerinin mevcut sistemlerini CarPlay üzerinden beslemelerine izin veriyor. Örneğin, geri vitese geçtiğinizde, arayüz arabanızın geri görüş kamerası ekranını gösterecek.
Apple’ın HVAC kontrollerine yaklaşımı ise bir başka uzlaşma: Şirket, HVAC kontrollerinin nasıl çalıştığını gerçekten yeniden düşünmüyor. Bunun yerine, otomobil üreticilerine, araç sistemine uyacak şekilde kontrolleri özelleştirme ve iç mekan önizlemeleri gösterme imkânı tanıyor.
Tüm bu sistem, yeni özel bir UI zamanlama kanalı tarafından 60 fps (veya daha yüksek, eğer araç sistemi destekliyorsa) hızında çalıştırılıyor. Altında yatan çoğu birleştirme işlemi, araçta çalışan OpenGL’ye dayanıyor.
Özetle, Apple’ın otomobil üreticilerinin kendi arayüzlerini bırakmayacaklarını fark etmesi oldukça açık. Birçok otomobil üreticisi, Unreal Engine üzerinde çalışan ve eğlenceli animasyonlara sahip özel arayüzler tasarlamış durumda. Apple’ın, bu arayüzlerin CarPlay üzerinden beslenmesine izin vermesi, belki de sistemin daha hızlı benimsenmesini sağlayabilir. Ancak, bu aynı zamanda bir arayüz karmaşası yaratabilir.
Görüldüğü gibi, henüz yeni nesil CarPlay’i gerçek hayatta gören kimse yok. Porsche ve Aston Martin’in bu sistemle piyasaya çıkması ve diğer üreticilerin de bu yeniliği benimseyip benimsemeyeceği zamanla netleşecek.
