Apple Watch Series 7 Cellular
Apple Watch’un hücresel bağlantı destekli versiyonunun çıkışı 2017 yılının modeli Series 3’e kadar gidiyor. Ancak 1-2 yıl öncesine kadar Türkiye’de, bu desteğe sahip akıllı saatlerin çalışması için gerekli olan eSIM teknolojisi mevcut değildi. 2020’nin sonlarında mobil operatörlerin bu desteğe sunmaya başlamasıyla birlikte Apple’ın eSIM destekli cihazlarında da bu özellikten yararlanmak kademe kademe mümkün oldu. Önce iPhone ve iPad’lerde, şimdiyse Apple Watch’larda bu destek sunuluyor. Yani, artık dışarı çıkarken yanınıza bağlı iPhone’unuzu almadan Apple Watch ile dışarıda bağlantıda kalabilir, gelen telefon çağrılarını yanıtlayabilir, gelen mesajları görebilir ve bunlara yanıt yazabilir, Siri’yi kullanarak çeşitli komutları verebilir veya internete bağlanan uygulamaları kullanabilirsiniz. Tabii ki, en güzeli bağlı bir AirPods veya Bluetooth kulaklık ile Apple Music üzerinden internet aracılığıyla müzik veya radyo istasyonu dinleyebilirsiniz. Haziran sonunda Türkiye’de satışa sunulan Apple Watch Series 7 Cellular modelini bir ayı biraz aşkın bir zamandır deneyimliyorum. Bu zaman zarfında elde ettiğim izlenimler ve yorumlar Apple Watch Cellular inceleme yazısında ve videosunda yer alıyor.
Apple Watch Series 7’nin GPS + Cellular versiyonlarında, GPS versiyonlarında gördüğümüz alüminyum kasanın yanında paslanmaz çelik kasa seçeneği de mevcut. Bu seçenekte ise gümüş, altın ve grafit olmak üzere üç farklı renk mevcut. Benim elimde 45mm, grafit renkli versiyon var ve ona mavi renkli spor kordon eşlik ediyor. Ancak Apple Watch Series 7’yi çoğunlukla okaliptus renkli Solo Loop kordon ile kullandığımı belirtmeliyim. Mevsim yaz ve sıklıkla denize giriyorum. Kauçuktan yapılmış bu kordon üstünde sıvıyı fazla tutmadığı ve hızlı şekilde kuruduğu için genellikle tercih ettiğim seçenek oldu. Bununla birlikte örgü solo loop ve önceki Apple Watch’lardan kalma kayışları da rahatlıkla kullanmak mümkün oluyor.
Apple Watch Series 7’nin bu incelemeye konu olan GPS + Cellular modeli, daha önce incelediğimiz sadece GPS özellikli Series 7 ile çoğu açıdan aynı özellikleri ve yetenekleri paylaşıyor. 41mm veya 45mm kasa seçenekleri, yüksek parlaklığıyla dışarıda bile rahat kullanım ve görüş sunan Hep Açık Ekran, dahili GPS, çatlamalara karşı dayanıklı kristal ön cam, suya ve toza dayanıklı tasarım, kanda oksijen düzeyi ölçümü, EKG ölçümü, Series 6’ya nazaran yüzde 33’e kadar daha hızlı oranda şarj gibi özellikler Series 7’nin Cellular modelinde de mevcut. Farklı birçok egzersizin takibi; koşu, yürüyüş, yüzme ve benzeri egzersizlerin otomatik olarak algılanması ve hareket takibinin başlaması, yüksek ses çıkışı sunan hoparlör ve kaliteli mikrofonu ile telefon görüşmelerini yapma, Siri’yi rahat biçimde kullanma gibi; Series 7 GPS versiyonuyla yaptığım birçok işi Celullar versiyonuyla rahatlıkla yapabiliyorum. Birçok açıdan deneyimde herhangi bir farklılık bulunmuyor. Saydığım özelliklerle ilgili daha fazla bilgi almak ve fikir sahibi olmak için birkaç ay önce yayınladığımız Apple Watch Series 7 inceleme yazısına ve videosuna göz atabilirsiniz.
Peki, bu Apple Watch deneyiminde farklı olan noktalar neler? Öncelikle paslanmaz çelik kasadan bahsetmeliyim. Uzun zamandır deneyimlediğim Apple Watch akıllı saatleri, sadece GPS özellikli olduğu için alüminyum kasayla geliyordu. Daha önce 2015 yılında, satın aldığım ilk Apple Watch’u paslanmaz çelik kasa olarak tercih etmiştim. Paslanmaz çelik parlak gövdesiyle gerçekten alüminyuma göre daha şık ve değerli duruyor. Bununla birlikte yakından baktığınızda ufak tefek çizikleri fark etmeniz söz konusu olabilir. Düşme ve bunun gibi durumlarda alüminyuma karşı daha dayanıklı olacağını söylemek pek yanlış olmaz. Suya dayanıklılık Apple Watch’u havuzda veya denizde gönül rahatlığıyla kullanmayı ve denizin ortasındayken telefon görüşmesi yapmayı sağlıyor. Ancak size tavsiyem, denizden çıktıktan sonra Apple Watch’un üzerine tatlı su dökmeniz olacaktır. Bu şekilde tuzlu suyun saatin üzerinde kurumasını, özellikle saatin kasası ve camının arasına tuz zerreciklerinin kaçmasını önlersiniz. Bu arada, Cellular modelleri ayıran bir unsur olan, Digital Crown üzerindeki kırmızı halkadan bahsetmeden geçmeyeyim.
Daha önce Apple Watch Cellular kutu açılımı ve ön inceleme videosunda, akıllı saatin nasıl kurulduğunu, hücresel bağlantının nasıl etkinleştirildiğini anlatmıştım. Kısaca özetleyecek olursak, kurulumun GPS modelinden farkı yok. Hücresel bağlantıyı ise saatin kurulumunu tamamladıktan sonra, bağlı iPhone’daki Watch uygulaması üzerinden ayarlıyorsunuz. Şu anda sadece Turkcell, Apple Watch Cellular modellerini destekliyor. Turkcell, altı ay boyunca Apple Watch hizmetini ücretsiz sunuyor. Sonrasında ise aylık 29 TL’lik ücretin geçerli olacağını belirtiyor. Bu hizmet dahilinde paketinizdeki internet bağlantısını Apple Watch’unuzla da paylaştırabilirsiniz.
Hücresel bağlantı kurulumunu tamamladıktan sonra artık iPhone’u evde bırakarak sadece Apple Watch ile dışarı çıkabilirsiniz. Telefon çağrılarını saatin hoparlörü ve mikrofonunu kullanarak cevaplayabileceğiniz gibi, AirPods gibi bir kablosuz kulaklık yardımıyla daha fazla gizlilik elde edebilirsiniz. Apple Watch, hücresel şebekeye yalnızca iPhone uzakta ve ortamda bilinen bir Wi-Fi olmadığında bağlanıyor. Apple böylelikle pilin optimumda kullanımını hedefliyor. Her ne kadar hücresel bağlantı özelliğiyle bağımsız bir telefon gibi kullanılsa da, Apple Watch Cellular’ın kurulumu için bir iPhone’a ihtiyaç var ve esas telefonun yerini alabilecek bir deneyimi sunmuyor. Yine de, iPhone’u evde bırakarak birkaç dakikalığına veya saatliğine dışarı çıkmaya izin verecek, bu zaman zarfında gelen çağrıları veya SMS’leri almanızı ya da iPhone’unuza gelen bildirimleri, telefon uzakta olsa bile anında görmenizi sağlayacaktır.
Apple Watch Cellular modellerine özel, Kaşif adında özel bir saat kadranı var. Hücresel bağlantı etkin olduğunda, saatin ortasında, iPhone’lardakine benzer sinyal göstergesini görebilirsiniz. Ayrıca çeşitli saat kadranlarına hücresel bağlantı komplikasyonunu ekleyebilir, böylelikle saatin hücresel ağa bağlı olup olmadığını ve sinyal durumunu görüntüleyebilirsiniz.
Apple, Cellular modelinin ülkemizde piyasaya çıkışıyla birlikte Düşme Algılama özelliğinin, meydana gelebilecek bir düşme durumunda 112 Acil Yardım hattını otomatik olarak arayıp durum ve konum bildirimini yaptığını belirtiyor. Yanınızda telefon olmadan dışarıda yürüyüşe çıkar veya herhangi bir doğa sporu faaliyeti gerçekleştirirseniz, meydana gelecek istenmeyen bir durumda telefonun yanınızda olmaması sizi fazla endişelendirmeyecektir.
Önceleri Apple Watch GPS modelini spor salonunun Wi-Fi şebekesine bağlayarak, yanımda telefon olmadan, tabii ki AirPods’un yardımıyla Apple Music üzerinden müzik ya da Podcast’ler aracılığıyla podcast dinliyordum. Tabii ki, akıllı saati bir Wi-Fi şebekesine bağlamak gerekiyordu. Bu da öncelikle ortamdaki Wi-Fi şifresini öğrenmeyi, daha sonra da Ayarlar içinden elle yazarak şifreyi girmeyi gerektiriyordu. Yani, işlem biraz uzundu. Şimdi Apple Watch Cellular’da, hazır ve nazır biçimde bekleyen hücresel bağlantı desteği sayesinde, yakında iPhone olmadan veya bir Wi-Fi şebekesi bulunmadan daha önce spor salonunda yaptıklarımı yine yapabiliyorum. Üstelik mekan kısıtlaması olmadan, deniz kenarında veya yürüyüşte… Zaten Apple Watch Cellular modelini en çekici kılan noktalardan bir tanesi bu. Özellikle AirPods, kolay ve zahmetsiz bağlantı imkanı sunmasıyla bu noktada gerçekten fazlasıyla işe yarıyor. Mobil internetinizi kullanarak; Müzik uygulaması aracılığıyla Apple Music’ten veya Spotify ya da YouTube Music uygulamalarından müzik dinleyebilirsiniz. Podcast dinlemeyi seviyorsanız, yürüyüşlerde veya diğer aktivitelerde Podcast’ler üzerinden podcast dinlemek epey keyifli olacaktır.
Özellikle zamanın çoğunlukla dışarıda geçtiği, telefon taşıyacak cebin fazla olmadığı kıyafetlerin tercih edildiği yaz aylarında Apple Watch Cellular kullanmak daha isabetli oluyor. Dışarıda yürürken, koşarken, bisiklet binerken her zaman bağlı kalmak hoşunuza gidebilir. Ya da deniz kenarında veya denizin ortasında, ihtiyaç duyduğunuz anda iletişim kurabilmek çok keyifli oluyor ve bu ürünün GPS versiyonuna göre farkını ortaya koyuyor.
Tabii ki, Apple Watch Cellular ile ilgili olarak en fazla merak edilen unsur pil ömrü. Apple, Cellular modelinin de 18 saate kadar kullanım süresi sunduğunu belirtiyor. Saatin hücresel bağlantıyı aktif biçimde kullandığı sürenin uzunluğuna bağlı olarak tek şarjla çalışma süresi değişiklik gösteriyor. Yanımda sürekli iPhone taşıdığım veya Apple Watch’un ev içinde, iPhone’dan uzakta olsa bile Wi-Fi’a bağlı kaldığı zamanlarda akıllı saat, tek bir şarjla Apple’ın biçtiği süreye ulaşıyor. Ancak Antalya’da bulunduğum yaz günlerinde zamanımın büyük kısmını evden uzakta bir yerlerde veya deniz kenarında geçirdim. Akıllı saatin hücresel ağa bağlı kaldığı süre hatırı sayılır derecede. Eğer bulunduğunuz ortamda güçlü bir mobil şebeke sinyali varsa, Apple Watch’un hücresel ağ bağlantısı sırasında pil tüketimi yüksek olmuyor. Ancak dört sinyal noktasından biri veya ikisi doluysa, bu durumda Apple Watch’un pil tüketimi de artıyor. Bir örnek verecek olursam, iki sinyal seviyesinde çekimin olduğu deniz kenarında, AirPods 3 ile Müzik uygulamasında müzik dinlemek bir saatte yüzde 25 civarında bir pil tüketimine neden oluyor. Apple, akıllı saatin LTE üzerinden sekiz saate kadar müzik dinleme imkanı sunacağını belirtiyor. Bunu en iyi sinyalin olduğu bir konumu şart koşarak verdiğini varsayarsak, örneğim Apple’ın tahminleriyle örtüşüyor.
Apple Watch’un GPS + Cellular ve GPS modellerini aynı anda da kullandım. Her ikisinin pili aynı anda doluyken kullanmaya başladıktan sonra, Cellular modeli yaklaşık 18 saat dayandı. Bu sırada Apple Watch GPS modelinde yüzde 35 oranında bir pil doluluğu vardı. İki saati de aynı iPhone 13 Pro’ya bağlı şekilde kullandığımı belirteyim. GPS modeli iPhone ile aktif biçimde bağlantı kurarken, Cellular modeli bu sırada hücresel ağ bağlantısını kullanıyordu. Ayrıca ekran parlaklığı Cellular modelinde maksimumken GPS modelinde üçte bir oranında bir parlaklık vardı. Anlayacağınız, şartlar eşit değil, ancak hücresel bağlantının varlığı ve belli durumlarda kullanımı nedeniyle, Cellular modeli pratikte GPS modelinden biraz daha düşük bir çalışma süresine sahip.
Series 7’de gelen hızlı şarj desteği işe yarıyor. Kutudan çıkan USB-C uçlu şarj aksesuarını özellikle Apple’ın 20W güç adaptörüyle veya bilgisayarın USB-C portuna bağlayarak şarj etmenizi öneririm. Bu şekilde hızlı şarj desteğinden en iyi biçimde yararlanmak mümkün oluyor. Sadece 45 dakikada yüzde 80’e ulaşmak mümkün olurken, yaklaşık 75-80 dakikada ise saatin pili tamamen doluyor.
Apple Watch Series 7 Cellular, sağlık ve egzersiz, iletişim servisleri, multimedya, yazılım gibi birçok unsur açısından GPS modeliyle aynı özellikleri ve deneyimi sunuyor. Eğer sürekli telefonu taşıyan, onu hiçbir şekilde yanından ayırmayan birisiyseniz, sizin için GPS modeli yeterli olur, daha fazlasını ödemenize gerek yok. Ancak sıklıkla spor yapan, özellikle de doğa sporlarına ilgi duyan, yanında telefonun ağırlık yapmasını istemeyenler için Apple Watch Cellular kullanışlı olacaktır. Ya da yazın daha fazla dışarıda veya denizde vakit geçirdiğini göz önünde bulundurarak telefon taşıma zahmetinden kurtulmayı isteyenler için Apple Watch Cellular işe yarayacaktır. Paslanmaz çelik kasayı daha çekici bulan, görünüşe önem verenler için de Series 7’nin Cellular versiyonu tercih nedeni olabilir. Apple Watch Cellular, tek başına bir telefonun yerini tutmaz, ancak dışarıda geçirdiği birkaç saatlik süre boyunca telefonu yanında taşımak istemeyenlere, verdikleri paranın karşılığını sunacaktır.
Apple Watch Series 7 Cellular