Kulağa biraz garip gelse de, Apple Watch kalp atış hızı sensörü ile sahibini tanıyabilir. Söz konusu teknoloji şu anda hayata geçmese de, Apple’ın geliştirdiği ve patenti için başvurduğu bir teknoloji bunu mümkün kılıyor. Böylelikle akıllı saat için bir PIN belirleme veya kilidini iPhone üzerinden açma gereksinimi ortadan kalkıyor.
Apple tarafından yapılan patent başvurusunda şirketin farklı karakteristik özellikleri bir araya getirme yoluna gittiği görülüyor. Işık yayıcılarının ve sensörlerinin kullanıcının damar sisteminin yapısını belirleyerek biyometrik kimlik doğrulama amacıyla kullanılabileceğini belirten Apple, bir ya da daha fazla ışık sensöründen alınan bilgilerin cihazda depolanan kullanıcı kimliği bilgileriyle karşılaştırılabileceğini öngörüyor. Bu karşılaştırma sonucunda da gerekli doğrulamanın yapılacağı belirtiliyor.
Kalpteki oksijen seviyesinin ölçümü, potansiyel doğrulama yöntemleri için örnek olarak gösteriliyor. Mevcut Apple Watch modelleri bir nabız oksimetresi olarak kullanılamıyor. Ancak parçalara ayırma işlemi, birinci nesil Watch’un bile bunun için gerekli donanıma sahip olduğunu gösteriyor. Apple’ın söz konusu özelliği Watch’u tıbbi cihaz sınıfına sokmamak için faaliyete geçirmediği söyleniyor.
Aynı zamanda “damar eşleştirmesi” olarak bilinen vasküler biyometrik fikrinin geçmişi 1980’lere dayanıyor. Ticari sistemlerde 1990’larda kullanılmaya başlanan bu fikir, daha sonrasında yerini parmak izi tarayıcılarına bıraktı. Konseptin uygulandığı mevcut sistemlerde parmaklar veya elin üst kısmı taranıyor.
Apple Watch bu yöntemle fitness takibi konusunda daha yetenekli hâle gelebilir
Damar eşleştirmesi ile Apple’ın akıllı saatinin fitness takibi konusundaki yetenekleri biraz daha gelişebilir. Yapılan çeşitli araştırmalar, Apple Watch’un bu konuda en gelişmiş giyilebilir ürün olduğunu gösteriyor.