2014 sonbaharında çıkan ve 2015 içinde piyasaya çıkan birinci nesil Apple Watch, olumlu veya olumsuz birçok eleştiri almıştı. Apple, gelen geri bildirimleri dikkate alarak ikinci nesil Apple Watch, nam-ı diğer Apple Watch Series 2 ile giyilebilir ürün pazarındaki bu önemli girişimini doğru yönde ilerletmeye çalışıyor. Dış görünüş açısında genel olarak fazla farklılık olmasa, içerideki bileşenler ve işlevsellik bakımından Apple Watch 2’nin epey yeniliğe ve ilerlemeye sahip olduğunu görüyoruz. Suya dayanıklı gövde, dahili GPS modülü, daha hızlı işlemci gibi yeniliklerle Apple’ın akıllı saati şimdi daha da güçleniyor. Uzun zamandır deneyimlediğimiz bu akıllı saat ile ilgili izlenimlerimizi ve detayları Apple Watch 2 inceleme yazısında aktarıyoruz.
Apple Watch 2 inceleme: Video İnceleme
Apple Watch 2 inceleme: Tasarım
Apple tasarım konusunda daha şimdiden yeni bir arayışa girmeyi gereksiz görmüş. Zaten göze hoş gelen, çekici bir tasarıma sahip olan Apple Watch’ın tasarımı ikinci nesil üründe de korunuyor. Ön yüzü kaplayan, kenarlara doğru kavis yapan sağlam cam, kasayla buluşuyor. Sağ kenarda yer alan Digital Crown da bu ürüne gerçek bir saat havasını fazlasıyla katıyor. Kasanın kavisli köşelerinin de bu saatin görünümünü yumuşatarak daha çekici kıldığını belirtmek gerekiyor.
İkinci nesil Watch, selefine göre çok az daha kalın. Ancak bu kalınlık farkını ayırt etmek oldukça zor. Saatlerde genel olarak kalınlık ve incelik çok fazla fark etmiyor, bu durum Apple Watch için de geçerli sayılabilir. Saat hiçbir şekilde bilekte ağırlık yapmıyor, çoğu zaman bileğinizde olduğunu unutmanız işten bile değil.
Watch 2’nin arka tarafında dört adet LED’den oluşan kalp hızı sensörü bulunuyor. Bunlar deri altına ışın göndererek nabız ölçümü gerçekleştiriyor. LED’lerin epey parlak ışık saçtığını söylemek gerekiyor, ancak saati bileğinize taktıktan sonra bu ışığın varlığını hissetmek söz konusu olmuyor.
Malzemelere gelecek olursak Apple, spor modeller için alüminyum, normal modeller için paslanmaz çelik seçmeye devam ediyor. Alüminyum oldukça sağlam ve dayanıklı, çizilmelere karşı da paslanmaz çelik modellere göre daha iyi direnç gösterdiğini söyleyebiliriz. Daha önce kullandığımız paslanmaz çelik birinci nesil Apple Watch modelinde kısa bir süre sonra ekranın etrafını saran paslanmaz çelik çerçeve çiziklerle dolmuştu. Alüminyum kasaya sahip olan Apple Watch 2’de ise neredeyse hiç çiziğin olmadığını söyleyebiliriz. Sadece bir kez saati, karın hizasından fayansa düşürme gafletinde bulunduk. Oldukça şiddetli ve ses çıkaran bir düşüş olmasına rağmen, Watch’un Ion-X ekran camına hiçbir zarar gelmedi. Kasada ise sadece sağ alt köşede hafif bir ezik oluştu.
Birinci nesil Apple Watch seçenekleri arasında, fiyatı 50 bin TL’ye kadar çıkan, altından yapılmış Apple Watch Edition saatler de bulunuyordu. İkinci nesille birlikte altın malzemeyi rafa kaldıran Apple, bunun yerine seramikten yapılmış, bembeyaz renkli, oldukça alımlı gözüken bir Watch Edition modeli çıkarıyor. Üstelik 5 bin 749 TL’lik fiyatıyla, seleflerine göre daha rahat satın alınabileceğini de belirtmek gerekiyor.
Apple Watch Series 2 için de zengin kayış seçenekleri bulunuyor. Zaten kasanın kayış ve kordon bağlantı yuvalarında değişiklik yapılmadığı için, birinci nesil Watch’ların zamanında çıkmış olan ve o zaman satın alınmış olan aksesuarlar yeni nesil akıllı saatlerle de kullanılabiliyor. Favorilerimiz örgü naylon kumaş kordonlar; bunlar yaz veya kış çok rahat şekilde kullanılıyor, klasik saat kayışı formunda olduğu içinde rahatlıkla takıp çıkarmak mümkün oluyor. Ayrıca saatin bilekten çıkıp düşme ihtimali de epey düşük. Spor yapanlar için ise, en uygun seçenekler spor kordonlar olacaktır. Daha klasik giyim tarzına ise tokalı kayışlar, baklalı model bilezik veya deri loop gibi kayış seçenekleri iyi gidiyor. Kayışları değiştirmek de oldukça basit.
Apple Watch 2 inceleme: Ekran
Apple ekran boyutlarında herhangi bir değişiklik yapmamış. Karşımızda yine 38mm ve 42mm boyutlu seçenekler bulunuyor. Birincisinde 272 x 340 piksel, ikincisinde ise 312 x 390 piksel ekran bulunuyor. Her ne kadar boyut ve çözünürlük seleflerine göre aynı kalsa da, bu ekranlar parlaklık bakımından epey aşama kaydediyor. Apple’ın da tanıtım sırasında epey üstünde durduğu gibi, Watch 2’nin ekranı 1000 nite kadar çıkan parlaklık şiddetine sahip. Önceki modeldeki ekranın iki katından daha fazla parlaklık söz konusu. Yan yana getirdiğinizde parlaklık farkını çıplak gözle görmeniz mümkün. Daha parlak ekran dışarıda, gün ışığı altında veya benzer diğer koşullarda Apple Watch 2’yi rahatlıkla kullanmanızı sağlıyor.
Parlaklık dışında Apple Watch 2’nin ekranının renkler bakımından epey canlı olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bu da saatin kadranlarının klasik saat gerçekçiliğinde gösterilmesini sağlıyor.
OLED teknolojisinin kullanılması sayesinde, ekrandaki siyah renkli bölümler, kullanılmadığı zamanlarda kapatılıyor. Bu da pil ömrünü iyileştiren, ekranın beyaz renk unsurunun şiddetini daha da artırmayı mümkün kılan önemli etkenlerden bir tanesi oluyor. Bileğinizi kaldırıp saate bakmak için yüzünüze çevirdiğinizde ekranın otomatik olarak açıldığını da hatırlatalım.
Apple Watch 2’nin en önemli yeniliklerinden bir tanesi 50 metre derinliğe kadar suya dayanıklı olması. Bu da akıllı saat ile havuzda veya denizde rahatlıkla yüzebileceğiniz anlamına geliyor. Suya dayanıklılık, ekrana ıslak kullanım modu olarak nitelendirebileceğimiz bir kullanım senaryosunun gelmesine vesile oluyor. Bu mod etkin olduğunda ekran kilitleniyor, dokunmatik işlevleri devre dışı bırakılıyor. Eğer suya dayanıklı bir Samsung veya Sony telefonu kullananlar varsa, tanık olmuşlardır; telefonun ekranı elektriği iletme yeteneği olan suya temas ettiğinde ekranda istenmeyen uygulamalar veya başka ekranlar açılıyor. Apple, benzer senaryonun akıllı saatinde gerçekleşmemesi için saat suya temas ettiğinde ekranın dokunma yeteneğini kapatıyor. Böylelikle yüzerken saatinizi gönül rahatlığıyla kullanmanız mümkün oluyor.
Havuzda veya denizde yüzerken Antrenman uygulamasından takip işlevini açtığınızda, sıvı kilidi devreye giriyor ve yukarıda saydığımız işlevler etkin hâle geliyor. Antrenman bittiğinde Digital Crown halkayı çevirerek saatin içine girmiş olan suyu boşaltabilirsiniz. Watch, suyu boşaltırken farklı frekanslarda yayılan sesi kullanıyor. Sesin oluşturduğu titreşim sayesinde hoparlörden dolmuş olan su dışarı atılıyor.
Force Touch teknolojisi yine mevcut. Bu sayede ekrana bastırarak çeşitli menülere ve seçeneklere erişmek mümkün oluyor. Alüminyum kasalarda Ion-X cam kullanılırken, paslanmaz çelik ve seramik kasalarda safir kristal cam malzeme tercih ediliyor. Her ikisinin de epey sağlam olduğunu söyleyebiliriz.
Apple Watch 2 inceleme: Donanım, Performans ve Pil
Apple Watch 2’de donanım tarafındaki en önemli gelişmelerden bir tanesi çift çekirdekli S2 işlemci oluyor. Bu işlemci sayesinde Apple’ın akıllı saatinin performansı önemli oranda artıyor. Uygulamalar arasında geçiş bir hayli hızlı, kullanıcı arayüzünde gezinirken takılma hissedilmiyor. Buna rağmen uygulama açılışları, her ne kadar eskisi kadar olmasa da, hâlâ biraz olsun beklemeyi gerekli kılıyor. Her ne olursa olsun, hem işlemci, hem grafik gücü hem de verimlilik tarafında yapılan optimizasyonlar sayesinde Apple Watch 2 kararlı ve kullanışlı bir platform hâline gelmiş.
Apple Watch Series 2’yi kullanmadığınız zamanlarda ekran kapalı kalıyor. Kolunuzu hareket ettirip Watch’u yüzünüze çevirdiğinizde ekran uyanıyor. Apple, akıllı saate sürekli açık ekran özelliği eklememiş, muhtemelen pil ömrünü ön planda tuttuğu için böyle bir özellikten kaçınıyor. Yine de, ekranı açmak için kolu, bileği hareket ettirme özelliği de yeteri kadar kullanışlı.
Apple’ın Taptic motoru sayesinde titreşimli geri bildirimler sağlanıyor. Titreşimler sayesinde saatle daha fazla etkileşim kuruluyor, Force Touch komutlarının verildiği anlaşılıyor, Nefes uygulamasında nefes alışverişleri sırasında bunu hissetmek daha da kolay hâle geliyor. Ayrıca iPhone’unuza gelen bir çağrıdan haberdar olmanız, bileğinize gelen titreşim sayesinde daha mümkün oluyor.
Bunun dışında Apple Watch 2’de yer alan dahili GPS ve GLONASS modülü sayesinde dışarıda koşarken veya yürüyüş yaparken yanınıza iPhone’u almaya gerek kalmadan rota ve mesafe takibi yapabilirsiniz. Rotanız Watch’taki dahili GPS modülü tarafından izlenir ve daha sonra antrenman kaydı içinde iPhone’a aktarılır. iPhone’unuzdaki Antrenman uygulamasında antrenman kayıtlarına baktığınızda Apple Watch’unuzun GPS modülünün çizdiği rotayı görebilirsiniz. Watch 2’nin GPS modülü iPhone yakınlarda değilken etkin hâle geliyor, aksi durumda telefonun GPS sistemi kullanılıyor. Bu da pilin verimli şekilde kullanılmasına katkıda bulunuyor.
Apple, Watch 2’nin pili konusunda net rakamlar vermiyor, ancak ortalama iki günün biraz üstüne çıkmanın mümkün olduğunu daha en baştan söyleyebiliriz. Birinci nesil Apple Watch tek bir şarjla iki gün çalışabiliyordu, ancak ikinci günün sonu zar zor getiriliyordu. Şimdi Watch 2 ile birlikte tek şarjla iki günü rahatlıkla çıkarmak mümkün oluyor, üçüncü güne de yüzde 30 civarında bir şarjla başlanıyor. Bu da akşama kadar sizi götürebiliyor.
Tabii ki, antrenmanlar, sadece Apple Watch ile dışarı çıkıp, GPS modülünü kullanarak yürümek veya koşmak pil süresini düşürecektir. Buna rağmen yoğun şekilde spor yapanlar için bile Apple Watch 2’yi iki günde bir şarj etmenin yeterli olacağını söyleyebiliriz.
Apple nedense ikinci nesil saatle birlikte şarj kablosunu kısaltmış. Birinci nesil Apple Watch’un paslanmaz çelik kasalı modelinde epey uzun bir manyetik şarj kablosu vardı. Ancak elimizdeki ikinci nesil, alüminyum kasalı modelde neredeyse yarısı uzunluğunda bir kablo geliyor. Bu kabloyu masanıza veya yatağınızın başucuna koyup orada şarj işlemini gerçekleştirmeniz, en pratik yöntemler olacaktır. Başucu görünümü sayesinde Apple Watch’u bir yandan şarj ederken bir yandan da gece saati gibi kullanmak da mümkün oluyor, ekran görünümü yataya çevriliyor.
Pil koruma modu yine mevcut. Pil seviyesi yüzde 10’un altına düştüğünde Apple Watch 2’nin pil koruma modu etkinleştirilebiliyor. Böylelikle saatin tüm işlevleri kapatılıyor, sadece saati göstermek gibi yalın bir işlevi yerine getiriyor.
Apple Watch 2 inceleme: watchOS 3
Apple Watch 2 ile aynı zamanlarda çıkan watchOS 3 bu akıllı saatte doğal olarak yüklü olarak geliyor. watchOS 3, kullanıcılardan gelen geri bildirimler ve talepler doğrultusunda geliştirilen, önceki nesil saatte gözlenen sorunlara ve verimsizliklere çözüm bulmayı amaçlayan bir versiyon olarak nitelendirilebilir.
watchOS 3 ile birlikte işlevsellikte önemli değişiklikler mevcut. Bunların olumlu veya olumsuz olduklarıysa subjektif nitelik taşıyor. Örneğin, sağ kenarda yer alan güç butonu düğmesi önceleri sık iletişim kurulan arkadaşların yer aldığı, onlarla iletişim kolaylaştıran halkalara açılırdı. Bu özelliği bir hayli kullanışlı bulduğumuzu ve sıklıkla kullandığımızı söyleyebiliriz. Ancak watchOS 3 ile birlikte bunun yerine Dock görünümü aldı. Şimdi saatin yanındaki tuşa bastığınızda en son açık olan uygulamalara erişip, bunlar arasında geçiş yapabilirsiniz. Üstelik favori uygulamalarınızı Dock’a yerleştirip bunlara daha hızlı erişmeniz mümkün. Söz konusu tuşun yeni işlevi de kötü sayılmaz, ancak arkadaşlara hızlı şekilde erişmek gibi, bizim gibi nadir kullanıcıların kullandığı ve yararlı bulduğu bir özellik de kaybolmuş oldu.
Bunun dışında saat kadranları biraz daha ön plana çıkarılıyor. Farklı saat kadranları ekleyerek bunların arasında parmağınızı sağa sola sürükleyerek geçiş yapmanız mümkün. Aktivite halkaları, modüler, analog gibi farklı saat kadranlarını ekleyebilir, bunların renklerini ve komplikasyonlarını isteğinize göre düzenleyebilir, günün belirli saatlerinde parmağınızı sürükleyerek istediğiniz kadrana geçiş yapabilirsiniz. Örneğin sabah saatlerinde Aktivite halkasını kullanırken akşam çocuklarınızla beraber vakit geçirirken Mickey veya Minnie Mouse kadranını tercih edebilirsiniz.
Apple Watch 2 ile ilgili tüm kurulum ve düzenleme işlemleri iPhone’daki Watch uygulamasından gerçekleştiriliyor. Watch uygulamasının arayüzü biraz karışık gibi görünse de, akıllı saatinizle ilgili birçok düzenlemeyi buradan kolaylıkla yapabildiğinizi göreceksiniz. Saat kadranlarını oluşturabilir, uygulama yerleşimlerini ayarlayabilir, yeni uygulamaları yükleyebilir ve daha birçok işi buradan gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca Apple Watch içinde de çeşitli kontrollerin yapılmasını sağlayan dar kapsamlı bir Ayarlar uygulaması bulunuyor.
Saat kadranı açıkken parmağınızı ekranın altından ortasına doğru sürüklediğinizde iPhone’daki Denetim Merkezine benzer bir arayüz sizi karşılıyor. Buradan uçak modu, rahatsız etme, suyu boşaltma, iPhone’a ping atma, pil bileşeni gibi hızlı ayarlara erişmek kolaylıkla mümkün oluyor. Yine Apple Watch’un AirPlay ses çıkışını da buradan değiştirebilirsiniz. Parmağınızı ekranın üstünden kaydırdığınızda ise Bildirim Merkezi karşınıza çıkıyor. Doğrudan saatte yüklü uygulamalardan gelen veya iPhone’dan yansıtılan bildirimler burada görülüyor.
Apple Watch 2’nin de en çok kullandığımız en önemli özelliklerinden bir tanesi Dikte. Türkçe’yi anlama konusunda bir hayli iyi olan akıllı saat sayesinde, mesajlarınızı veya diğer metinlerinizi noktasından virgülüne kadar eksiksiz ve doğru şekilde yazdırmanız mümkün oluyor. iMessage, Messenger, WhatsApp gibi uygulamalarda sesle yazdırarak mesaj göndermek bir hayli pratik ve bir o kadar da memnun edici. Eğer dilerseniz el yazısını da kullanmanız mümkün. Bunun dışında birinci nesil Apple Watch ile tanıtılmış iletişim araçlarının hemen hepsi yeni nesil saatte de var, ancak hepsi biraz arka plana itilmiş. Apple, birinci nesil Watch’u bir iletişim cihazı olarak lanse etmişti. Ancak ikinci nesil ile birlikte akıllı saatin fitness ve sağlıklı yaşam odaklı bir ürün olduğu mesajı daha sesli şekilde veriliyor.
Siri, dar kapsamlı da olsa, Apple Watch 2’de mevcut. Digital Crown’a basılı tutarak Siri arayüzünü açabilir; hava durumunu öğrenme, alarm kurma, anımsatma ekleme gibi işlevler için, her ne kadar sesli karşılık almadan olsa da yararlanabilirsiniz. watchOS 3.2 güncellemesiyle birlikte SiriKit desteğinin getirileceği belirtiyor. Böylelikle Uber, WhatsApp gibi uygulamaların akıllı saatte Siri’den yararlanma imkanı fazlalaşacaktır.
watchOS 3 ile birlikte gelen bir özellikten daha bahsetmekte fayda var. Watch 2’nin kapatma düğmesine basılı tuttunuzda karşınıza çıkacak Acil SOS seçeneği üzerinden acil durum numarasının aranmasını sağlayabilirsiniz. Buna ek olarak tıbbi kimlik bilgilerine de bu ekrandan erişmek mümkün oluyor.
Apple Watch 2 inceleme: Antrenman ve Sağlıklı Yaşam
Aslında Apple Watch’un birinci nesil versiyonu da antrenmanlara ve sağlıklı yaşam çabalarına yardımcı olacak birtakım özellikler barındırıyordu. İvmeölçer, jiroskop, kalp hızı sensörü gibi birinci nesil akıllı saatte var olan sensörlere şimdi GPS de ekleniyor. Dahili GPS desteğinin ve aynı zamanda suya dayanıklılığın eklenmesi sayesinde Apple Watch spor yaparken bileğinizden hiç çıkarmak istemeyeceğiniz bir aksesuar hâline dönüşüyor.
Dahili GPS desteğinin varlığı özellikle dışarıda koşanların veya yürüyenleri epey memnun edecektir. Yanında iPhone’u taşıyıp ağırlık yapmak istemeyen veya telefonun dikkatini dağıtmasını arzulamayan kişiler dahili GPS modülü sayesinde rotalarının kaydını tutmaya devam edebilirler. Bu sayede hız ve kat edilen mesafe gibi bilgilerin kaydı da antrenman kaydına işlenecektir.
GPS modülüne güvenerek iPhone’u evde bıraktınız. Size eşlik edecek müziği nereden dinleyeceksiniz? Daha önceki nesilde olduğu gibi, Apple Watch 2’de de dahili hafıza bulunuyor ve buraya 250’ye kadar şarkı transfer etmek mümkün oluyor. iPhone’daki Watch uygulaması üzerinden Müzik uygulamasında bulunan bir listeyi akıllı saat ile eşleştirebilirsiniz.
Apple Watch Series 1 su sıçramalarına karşı dayanıklıyken, Series 2 Apple’ın belirttiğine göre 50 metreye kadar derinlikte suya dayanabiliyor. Bu kadar derin suda dayanıklılığı test etmek mümkün değil, ancak Apple Watch 2 ile havuzda rahatlıkla yüzebileceğinizi söyleyebiliriz. Antrenman uygulamasına eklenen havuzda ve açık suda yüzme seçenekleri sayesinde yüzme antrenmanlarınızın kayıtlarını, kat edilen mesafe, yakılan kalori gibi bilgiler eşliğinde tutabilirsiniz. Antrenman sırasında Apple Watch 2’nin ekranı devre dışı bırakılıyor, böylelikle Watch suya temas ettiğinde ekranda istenmeyen yerlere girilmesi veya arzu edilmeyen komutların verilmesi engelleniyor. Antrenman bittiğinde Digital Crown’u çevirerek, saatin yaydığı farklı frekanslardaki ses eşliğinde hoparlöre giren suyu da boşaltabilirsiniz.
Antrenmanlar Samsung Gear Fit2’de olduğu gibi otomatik olarak algılanmıyor. Sizin Antrenman uygulamasına girmeniz ve uygun antrenmanı seçerek, hedefi kalori miktarını ve yeri geldiğinde mesafeyi girerek başlatmanız gerekiyor. Bunun dışında atılan adım sayısı, yakılan kalori miktarı, ayakta kalınan süre gibi veriler sürekli ölçülüyor ve bunların günlük özetini aktivite halkaları sayesinde almak mümkün oluyor. Belirlediğiniz aktivite hedeflerini tutturduğunuzda da Apple Watch bunu size bildirimlerle haber veriyor.
Aktivite ve Antrenman kayıtlarıyla ilgili çok daha fazla ayrıntıyı iPhone’da yüklü olan Antrenman uygulaması sayesinde alabilirsiniz. Burada gün gün aktivite halkalarını görmek, ayrıca tüm antrenmanlara ait verileri, dışarıda koşu ve yürüyüş için harita üzerinde rota gösterimleriyle birlikte almak mümkün oluyor. Apple Watch bu açıdan düzgün aktivite takibi yapmak isteyenler için epey kullanışlı görünüyor.
Kasanın arkasında yer alan kalp hızı sensörü, belirli aralıklarla deri altına verdiği LED ışık sayesinde nabız sayısını ölçüyor. Doğruluk yüzdesi tansiyon aletleri kadar yüksek olmasa da, kalp hızı hakkında belirli bir fikir elde etmek açısından akıllı saatin bu özelliğinin kullanışlı olduğunu söyleyebiliriz.
Bir de Nefes uygulaması var. watchOS 3 ile birlikte Apple’ın akıllı saatlerine gelen bu uygulama sayesinde belirli aralıklarla nefes egzersizleri yapmanız tavsiye ediliyor. Bileğinize gelecek bir bildirim sayesinde nefes egzersizi yapmanız size hatırlatılıyor. Tabii ki, arzu ederseniz doğrudan Nefes uygulamasını açarak egzersize başlayabilirsiniz. 1 dakika veya belirleyeceğiniz süre boyunca, saatin verdiği direktifler doğrultusunda derin nefes alıp vererek hem akciğerlerinizi ve diyafram kasınızı eğitebilir, hem de biraz dinlenme fırsatı bulabilirsiniz. Apple Watch 2 verdiği titreşimlerle düzgün nefes alıp verme konusunda yardımcı olurken, egzersiz bitiminde kalp atım sayısı da gösteriliyor.
Yine ayağa kalkıp hareket etme uyarıları yapılıyor, ancak eskisine göre bu uyarıların yapılması çok daha mantıklı koşullarda gerçekleşiyor. Yani eskisi gibi otomobil sürerken, ayağa kalkıp hareket etme tavsiyesi almıyorsunuz.
Apple Watch 2 inceleme: Sonuç
Öncelikle Apple Watch 2, selefi gibi iPhone sahiplerine hitap eden bir ürün. Eğer akıllı telefonunuz iPhone değilse, bir Android telefon kullanıyorsanız, Apple Watch sahibi olmanın pek bir anlamı yok. Apple Watch’un ne kadar gerekli olduğu tartışmaya açık bir konu, ancak bir buçuk yılı aşkın bir Apple Watch kullanıcısı olarak hayata kolaylık kattığını, yeri geldiğinde fazlasıyla memnun ettiğini söyleyebiliriz.
Apple, ikinci nesil akıllı saatle birlikte fitness ve sağlıklı yaşam özelliklerini biraz daha ön plana çıkarıyor. Yukarılarda da belirttiğimiz gibi, iletişim özelliklerini ikinci plana atıyor. Aslında bu doğru bir hamle, çünkü birçok insan akıllı saat, bileklik gibi giyilebilir ürünleri fitness ve sağlıklı yaşam özellikleri nedeniyle kullanıyor. Apple Watch 2 bu özellikler bakımından yetenekli ve güçlü. Dahili GPS modülü, suya dayanıklılık gibi yeni eklenen özellikler sayesinde Watch çok daha fazla spor aktivitesinde eşlik etme fırsatı sunuyor. Bunun dışında günlük hayatta da sürekli takipte kalarak vücut durumu hakkında anlamlı bir tablonun oluşmasını sağlıyor. Hem saat hem de iPhone’daki Aktivite uygulamalarının da kullanışlı olduğunu belirtelim.
Her ne kadar Apple iletişim özelliklerini arka plana atmış olsa da, Apple Watch 2 hâlâ kullanışlı bir iletişim cihazı. Apple Watch 2’de de en çok kullandığımız uygulamalar arasında iMessage, WhatsApp gibi uygulamalar yer alıyor. Dikte özelliğini kullanarak, mesajı Apple Watch üzerinden göndermek sadece saniyeler alıyor, yazmakla uğraşmak gerekmiyor. Bunun dışında yeri geldiğinde iPhone’a gelen çağrıları Apple Watch üzerinden cevaplamak da hâlâ oldukça pratik.
Pil ömrü tarafında kaydedilen iyileşme ve ekranın daha parlak hâle getirilmesi de Apple’ın akıllı saatinin verimliliğini artıran, kullanıcı memnuniyetini yükselten önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra Apple Watch’u kayışlar ve kordonlar sayesinde her ortamda ve her giysiyle rahatlıkla uyumlu hâle getirmek de mümkün oluyor. Apple Watch sahibi olduktan sonra başka bir saat kullanmak istemeyeceksiniz, var olan klasik analog saatleriniz gardrobunuzun bir yerlerinde tozlanacak.
Apple Watch 2’nin fiyatları çoğu standart kol saatine göre daha yüksek seviyede. Ancak hem tasarım, hem malzeme kalitesi, hem performans hem de yetenekler bakımından kendisi için verilen paranın karşılığını sunmasını biliyor. Bu arada paslanmaz çelik ile alüminyum kasa arasında kararsız kalanlar için alüminyum modelin yeterli olacağını belirterek bu Apple Watch 2 inceleme yazısını sonlandıralım.
