Apple’ın iCloud gibi çevrim içi servislerinin sicil kaydının mükemmel olmadığı bir gerçek. The Information’da yer alan habere göre; yıllardır iMessage, fotoğraflar, iTunes, Apple Music, App Store gibi servislerindeki verilerin yönetimi için yıllardır kendi mekanizması içinde bir sonuç geliştirmek için çalışan Cupertino merkezli şirket, kendi sunucularını tasarlayarak casusları ve siber korsanları ağından uzak tutmayı amaçlıyor.
The Information’ın haberinde, Apple’ın verilerini üçüncü tarafların geliştirdiği donanımlar aracılığıyla saklamanın güvenlik açısından oluşturduğu risklerin farkında olduğu biliniyor. Bu risklerin en önemlisi olarak ise verilere devletlerin ve siber korsanların izinsiz erişimi gösteriliyor. Gizlilik konusunda son zamanlarda, haklı olarak, biraz daha hassas ve endişeli bir tutum takınan iPhone üreticisinin bu alanda aldığı önlemleri sıkılaştırdığı biliniyor. Anakartların fotoğraflarını çekmeye başlayan şirket, her yonganın fonksiyonunu etiketliyor. Böylelikle ekstra bir yonga barındıran anakartların varlığı daha kolay tespit edilebiliyor.
Ancak Apple’ın tam güvenliği sağlaması için tüm yazılım ve donanım sistemini Cupertino’daki merkezinde oluşturması büyük önem taşıyor. Yongaların ve anakartların tasarım ve üretim süreçlerinin kalbinde olmak, şirketin hali hazırda faydalandığı Amazon, Google ve Microsoft bulut çözümlerine gerek kalmadan kendi güvenliğini sağlamasını mümkün kılıyor.
Apple’ın FBI ve ABD Adalet Bakanlığı ile girdiği şifreleme tartışması, şirketin kullanıcı verilerini kem gözlerden uzakta ve güvende tutma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Şirket kullanıcıların cihazlarındaki şifrelemeyi kırmasını gerektirmeyen kanuni taleplere uymayı sürdürse de, bilgilerin sadece yasal yollarla yetkili kurumların eline geçtiğinden emin olmak istiyor gibi gözüküyor.