Apple, 9 Nisan itibarıyla ABD’de yürürlüğe girecek olan yeni gümrük tarifeleri nedeniyle oluşabilecek fiyat artışlarını tüketiciye yansıtmamak adına hazırlıklı davranıyor. Şirketin özellikle iPhone ve Mac gibi ürünlerini ABD topraklarına önceden sevk ederek burada stokladığı belirtiliyor. Bloomberg muhabiri Mark Gurman’a göre; bu hamle, Apple’ın fiyat artışlarını eylül ayında tanıtılacak iPhone 17’ye kadar geciktirmesine olanak sağlayabilir. Çünkü yeni vergi düzenlemeleri yalnızca ülkeye yeni giren ürünler için geçerli olacak.
Yeni tarifeler, Apple’ın tedarik zincirinde büyük rol oynayan üç ülkeyi doğrudan etkiliyor. Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 54, Hindistan’dan gelenlere yüzde 26, Vietnam çıkışlı ürünlere ise yüzde 46 oranında vergi uygulanacak. iPhone üretiminin büyük kısmı Çin’de yapıldığından Apple, maliyet artışlarından kaçınmak için agresif önlemler almak zorunda kalıyor. Fakat stok hazırlığı bu sürecin yalnızca bir parçası.
Apple, donanım kâr marjını geçici olarak düşürmeyi de gündemine alıyor
Apple, donanım ürünlerindeki kâr marjını bir miktar düşürerek de bu maliyet artışlarını dengelemeye çalışıyor. Şirketin ortalama donanım kâr oranı yüzde 45 seviyesinde seyrediyor. Bu orandan sınırlı da olsa fedakârlık ederek kullanıcıya doğrudan yansıyan fiyatların artmasını geciktirmeyi hedefliyor. Bunun yanı sıra, Apple’ın tedarik ve üretim maliyetlerini azaltmak adına bazı sözleşmeleri yeniden masaya yatırdığı da bildiriliyor.
Tedarik zinciri ortakları ve üreticilerle yapılan bu yeni görüşmelerde daha uygun fiyatlarla üretim yapılması için şartlar yeniden değerlendiriliyor. Şirket, parça ve montaj masraflarını düşürerek maliyeti azaltma arayışında. Bu da nihai tüketici fiyatlarının kısa vadede sabit kalmasını mümkün kılıyor. Ne var ki, bu sürecin sürdürülebilirliği halen belirsizliğini koruyor.
Apple, 2017 yılında iPhone X modelini 999 dolar başlangıç fiyatıyla piyasaya sunduğundan bu yana ABD’de amiral gemisi iPhone fiyatlarına zam yapmadı. O tarihten bu yana döviz kurları, üretim maliyetleri ve vergi düzenlemeleri ciddi şekilde değişti. Yine de şirket, bu faktörlerin fiyatlara doğrudan yansımasını uzun süredir başarılı biçimde engelliyor. Ancak 2025 itibarıyla bu stratejinin sonuna gelinmiş olabilir.
Apple’ın sadece stoklama ve maliyet düşürme hamleleriyle sınırlı kalmadığı görülüyor. Şirket aynı zamanda üretim ağını daha esnek ve dağınık hale getirmek için yeni üretim üsleri kuruyor. Brezilya, Apple’ın üretim portföyüne eklemeyi planladığı yeni merkezlerden biri olarak dikkat çekiyor. Böylece sadece Çin’e bağımlı kalmadan küresel üretim yapısını daha sağlam temellere oturtmayı amaçlıyor.
Tüm bunların yanında, Apple gibi büyük teknoloji şirketlerinin ABD’nin ithalat politikalarına karşı benzer pozisyonlar aldığı gözlemleniyor. Alternatif tedarik ve üretim merkezleri üzerine yapılan yatırımlar hız kazanmış durumda. Özellikle Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerin üretim merkezi olarak kullanılması süreci, hem maliyet hem de jeopolitik denge açısından yeniden değerlendiriliyor. Bu da şirketlerin uzun vadeli esnekliğini artıran bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Şirketin fiyat politikası üzerindeki baskının artmasına rağmen, Apple bu geçiş sürecini kullanıcı deneyimini zedelemeden yönetmeye çalışıyor. iPhone 17 serisinin fiyatlandırması bu bağlamda önemli bir gösterge olacak. Eylül ayında tanıtılması beklenen yeni modeller, Apple’ın bu süreci nasıl yönettiğini daha net biçimde ortaya koyacak. Fiyatlar sabit tutulursa, şirketin stok ve üretim stratejilerinin etkili olduğu söylenebilir.
Ancak vergiler kalıcı hale gelirse ve tedarik zincirinde kalıcı bir artış yaşanırsa, tüketici fiyatlarında kaçınılmaz bir yükseliş bekleniyor. Apple’ın önlemleri bu zamları sadece geciktirebilir, tamamen engelleyemez. Her ne kadar şirket şu anda etkili bir direnç gösterse de, piyasa koşulları zamanla fiyatlara yansıyacaktır. Bu nedenle kullanıcıların önümüzdeki dönemde iPhone fiyatlarında dikkatli olması gerekiyor.
