Apple ve Google, hasta kişilerle kimlerin temas ettiğini belirlemeye yardımcı olarak yeni tip koronavirüsün yayılmasını önlemekte kullanıcılara yardımcı olacak temas izleme sistemi adlı epey iddialı bir sistemin duyurusunu yapmıştı. Sistem hakkında henüz çok fazla detay yok, ancak şirketlerin Bluetooth LE (Düşük enerji tüketimli Bluetooth) radyo teknolojisini sistemin temelinde kullanmak istediğini biliyoruz.
Bluetooth LE, standart Bluetooth teknolojisinin düşük güç tüketimli bir versiyonu. Sürekli Bluetooth bağlantısını aktif tutan geleneksel bağlantıdan farklı olarak sadece kısa aralıklarla bağlantı kurmaya odaklanarak daha düşük güç tüketiyor. Bir örnek vermek gerekirse, Apple’ın AirPods kulaklıkları bu sistemden yararlanıyor. Kısa süreli Bluetooth LE bağlantısı kullanılarak ilk bağlantı işlemi yapılıyor ve kulaklıklar eşleştiriliyor. Daha sonra müzik dinlemek için normal Bluetooth bağlantısına geçiliyor.
Temas takip sistemi için Bluetooth LE’nin seçilmesi belirli açılardan mantıklı görünüyor. Bluetooth LE’yi böyle bir uygulama için ideal hâle getiren birçok neden var. Piyasada bulunan neredeyse tüm modern akıllı telefonlar tarafından destekleniyor. En ucuz Android telefonundan Apple’ın veya Samsung’un amiral gemisi telefonlarına kadar bu bağlantıdan yararlanılabiliyor. Ayrıca çok esnek bir spesifikasyonu bulunuyor. Aşırı derecede düşük güç seviyelerinde çalışarak pil ömrünü etkilemiyor.
Burada önemli olan noktalardan bir tanesi Bluetooth LE’nin yakınlık profili (PXP). Bluetooth, cihazın konumunu belirleme ve takip amaçlı işler için bu temel teknolojiden yararlanıyor. Bir Bluetooth radyo sinyalinden ne kadar güç alınacağı ölçülerek onun ne kadar uzakta olduğu belirlenebiliyor. AirPods bu sayede iPhone veya iPad’in yakınına getirildiğinde cihazların ekranında “Bağlanmak ister misiniz?” penceresini gösteriyor. Tile’ın eşya takip aygıtları da benzer bir yöntemle kayıp eşyaları bulabiliyor.
Ayrıca, yakın çevrenizdeki yerel cihazları izleyebilen ve konuma dayalı bildirimleri tetikleyebilen iBeacon adlı donanım vericileri gibi ürünlerde de Bluetooth LE teknolojisinin benzer uygulamaları görülüyor. iBeacon’lar genellikle perakende mağazalardaki müşterileri izlemek, onlara teklifler ve reklam sunmak için kullanılırken temel teknoloji aslında Apple ve Google’ın önerdiği sisteme çok benziyor.
Bununla birlikte sistemin çeşitli kusurları da var: Tile örneğine bakarsak, izleyicilerden herhangi bir tanesini kullanan bir kişi, yalnızca belirli bir hassasiyet seviyesi için iyi durumda olduğunu bilir. Bluetooth teknolojisi, kaybolan eşyanın hangi alanda oluğunu kabaca bulmanıza yardımcı olabilir, ancak tam fiziksel konumu tespit etmek, Bluetooth LE teknolojisinin mükemmel olduğu bir nokta değildir. Ayrıca sinyalin girişimi ve engelleri de büyük bir sorun olabilir. Cihazlar arasında sırt çantaları, cepler, duvarlar veya pencereler gibi ne kadar çok engel varsa, Bluetooth LE bir nesneyi doğru şekilde takip etme konusunda o kadar sıkıntıya düşecektir. Çünkü bu engeller mesafeyi ölçmek için kullanılan radyo sinyal gücünü azaltacaktır.
Bluetooth LE teknolojisinin doğruluk ve menzil seviyeleri artırılmalı
Bu nedenle Apple, UWB (Ultra Geniş Bant) olarak adlandırılan tamamen farklı bir teknoloji kullanma yoluna gidiyor. En son iPhone 11 serisine yer alan bu teknoloji yakın mesafedeki diğer cihazların konumunu belirlemede yardımcı oluyor. Apple’ın yakında çıkması beklenen AirTag adlı eşya takip aygıtlarında bu teknolojiyi kullanması bekleniyor. Her ne kadar UWB teknolojisi Bluetooth LE’ye göre daha avantajlı olsa da, bu teknolojiyi barındıran cihaz sayısı çok daha düşük durumda bulunuyor. Diğer tarafta ise, neredeyse her elektronik cihazda Bluetooth var. Ve Bluetooth cihazlar arasında; Wi-Fi, GPS veya hücresel veri gibi harici şebekeler kullanılmadan, yerel iletişimin kurulması için kullanılabilecek tek teknoloji gibi görünüyor.
Apple ve Google, doğruluk ve menzil seviyelerini yükseğe çıkarmak ve sistemi yararlı kılmak için önümüzdeki haftalarda yoğun şekilde çalışacaktır. 30 metre çapındaki menzilde bulunan herkese yeni tip koronavirüs bulaşmış kişilerle temasa geçmiş olduklarına dair bildirim göndermek pek yararlı olmayabilir. Ancak telefonları birbirine çok yakın hâle geldikten sonra bu bildirimin gönderilmesi de hiçbir şekilde yararlı olmayacaktır.
Güney Kore gibi ülkelerde QR kodları çözümü kullanılıyor. Bluetooth ise QR kodlarının kullanıldığı çözümden daha iyisini sunuyor gibi görünüyor. Çünkü Bluetooth daha uzak mesafeden çalışabiliyor ve QR ya da barkod teknolojisi için optik tarayıcılara ihtiyaç var. Mesafenin korunması virüsün yayılmasını önlemekte büyük önem taşıdığı için, Bluetooth teknolojisi sayesinde hastalara veya telefonlarına fazla yaklaşmak gerekmeyecektir ve bu da önemli bir avantaj sayılır.