Apple, 2018 yılında AirPort serisini sonlandırarak Wi-Fi yönlendirici pazarından çekilmişti. O dönem şirket, donanım tarafında belirli ürün gruplarına odaklanırken, yönlendirici gibi tamamlayıcı cihazları geliştirmeyi durdurmuştu. Ancak son dönemde ortaya çıkan gelişmeler, Apple’ın bu pazara farklı bir yaklaşımla geri dönebileceğini düşündürüyor. Şirketin kendi Wi-Fi ve Bluetooth yongalarını geliştirme sürecine girmesi, bu ihtimali daha da güçlendiriyor. Öyle ki, Apple TV ve HomePod mini gibi cihazların, gelecekte birer kablosuz erişim noktasına dönüşebileceği iddia ediliyor.
Apple’ın kablosuz bağlantı teknolojilerine yönelik bu stratejik hamlesi, şirketin tedarik zincirindeki bağımsızlığını artırma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Şu an piyasada bulunan iPhone modelleri, Wi-Fi ve Bluetooth bağlantıları için Broadcom tarafından sağlanan birleşik çipleri kullanıyor. Ancak Apple, önümüzdeki yıllarda bu bağımlılığı sona erdirmek istiyor. Sızdırılan bilgilere göre, şirket 2025 yılında iPhone 17 modelleriyle birlikte tamamen kendi tasarladığı Wi-Fi yongalarına geçmeyi hedefliyor. Bu adım, yalnızca Apple ürünleri arasındaki entegrasyonu güçlendirmekle kalmayıp, performans ve güvenilirlik açısından da önemli bir gelişme anlamına geliyor.
Apple’ın kablosuz bağlantı stratejisi, gelecekteki yönlendirici planlarını şekillendirebilir
Apple’ın geliştirdiği yeni çiplerin Wi-Fi 6E ve hatta Wi-Fi 7 teknolojisini destekleyeceği belirtiliyor. Wi-Fi 7, teorik olarak 40 Gbps’yi aşan veri hızları sunabiliyor ve Wi-Fi 6E’ye kıyasla dört kata kadar daha yüksek performans sağlayabiliyor. Apple’ın özellikle ev ekosistemine yönelik akıllı cihazlarla daha derin entegrasyon sağlamak istediği biliniyor. Bu bağlamda, HomePod ve Apple TV modellerine entegre edilecek bir Wi-Fi yönlendirici teknolojisi, Apple’ın akıllı ev stratejisinin bir parçası olabilir. Böylece şirket, kullanıcıların birden fazla cihaz arasında daha hızlı ve kesintisiz bağlantı kurmasını mümkün kılabilir.
Şirketin kendi kablosuz çiplerini kullanmaya başlaması, sadece iPhone ve Mac gibi cihazlarla sınırlı kalmayabilir. Apple’ın uzun vadede iPad, MacBook ve hatta Vision Pro gibi ürünlerinde de kendi tasarladığı Wi-Fi çiplerine yer vermesi bekleniyor. Bununla birlikte, Apple’ın yeni çipleri sadece bağlantı hızlarını artırmakla kalmayıp, enerji verimliliğini de önemli ölçüde iyileştirebilir. Daha az güç tüketen bir Wi-Fi çipi, özellikle mobil cihazlarda pil ömrünü uzatmak açısından büyük avantaj sağlayacaktır. Tüm bunlar, Apple’ın kablosuz teknoloji alanında nasıl bir yol izlediğini anlamak açısından oldukça önemli.
Apple’ın Wi-Fi yönlendirici pazarına dönüşü konusundaki iddialar henüz kesinleşmiş değil. Ancak şirketin, kablosuz bağlantı alanında attığı bu yeni adımlar, olası bir AirPort geri dönüşünü daha gerçekçi kılıyor. Şirketin stratejisi, yalnızca bağımsız bir yönlendirici üretmek yerine, Wi-Fi yönlendirici teknolojisini mevcut ekosistemine entegre etmek yönünde şekillenebilir. Örneğin, HomeKit uyumlu cihazlar için merkezi bir akıllı ev hub’ı geliştirmek, Apple’ın önümüzdeki yıllarda bu alana olan ilgisini artırmasını sağlayabilir. Şirketin, donanım ve yazılım entegrasyonu konusundaki başarısı göz önünde bulundurulduğunda, bu tarz bir hamlenin Apple için mantıklı bir adım olduğu söylenebilir.
Apple’ın AirPort serisini yeniden canlandırıp canlandırmayacağı belirsizliğini korusa da, şirketin kablosuz bağlantı teknolojilerine yaptığı yatırımlar oldukça dikkat çekici. Kendi çiplerini geliştirerek donanım tarafındaki kontrolünü artırması, Apple’ın gelecekte nasıl bir yön izleyeceğini daha net ortaya koyacaktır. Bu gelişmeler ışığında, Apple’ın kendi Wi-Fi teknolojisini içeren akıllı ev cihazlarını tanıtması ve kablosuz bağlantı pazarında daha etkin bir rol üstlenmesi oldukça olası görünüyor. Kullanıcıların, daha hızlı, güvenli ve verimli bir Wi-Fi deneyimi yaşaması için Apple’ın önümüzdeki yıllarda yeni ürünlerle bu alana girmesi şaşırtıcı olmayacaktır.