ManşetlerTeknoloji

Apple, yüksek ABD tarifeleri karşısında üretim maliyetlerini düşürmenin yollarını arıyor

apple

ABD yönetiminin açıkladığı yeni ithalat tarifeleri, özellikle Çin, Hindistan ve Vietnam gibi üretim merkezlerine uygulanan yüksek vergi oranlarıyla dikkat çekiyor. Apple gibi küresel çapta üretim yapan şirketler bu gelişmeden doğrudan etkileniyor. Şirketin borsadaki değeri, bu haberle birlikte neredeyse yüzde 10 oranında geriledi. Bu tablo, Apple’ın mevcut üretim stratejilerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılıyor.

Apple, 2017 yılında tanıttığı iPhone X’ten bu yana üst segment telefonlarında 999 dolarlık başlangıç fiyatını koruyor. Fiyatların uzun süredir sabit kalması, tüketicilerin alışkanlıkları açısından önemli bir istikrar sağladı. Fakat yeni gümrük tarifeleri, bu fiyat politikasının sürdürülebilirliğini doğrudan tehdit ediyor. Üstelik şirketin üretiminin büyük bölümü tarifeye tabi ülkelerde gerçekleştiriliyor.

Apple, tedarikçileriyle fiyat pazarlığı yaparak üretim maliyetlerini düşürmeye çalışıyor

Yeni tarifelerin Çin’e yüzde 54, Hindistan’a yüzde 26 ve Vietnam’a yüzde 46 oranında uygulanacağı açıklandı. Bu oranlar, Apple’ın tedarik zincirinin ana merkezlerinde ciddi bir maliyet artışına neden oluyor. Apple, bu artışı doğrudan tüketiciye yansıtmadan yönetmenin yollarını arıyor. Bu noktada hem üreticilerle yeni pazarlıklar yürütülüyor hem de şirketin kâr marjı yeniden değerlendiriliyor.

Apple’ın ortalama kâr marjı yaklaşık yüzde 45 civarında seyrediyor. Şirket, bu oranın bir kısmını feda ederek maliyet artışlarını kısmen kendi bünyesinde karşılamayı hedefliyor. Bu durum, kısa vadede Apple için tolere edilebilir görünse de, uzun vadede kârlılığı zedeleyebilir. Buna rağmen fiyat artışlarının doğrudan yansıtılması hâlinde oluşacak olumsuz kamuoyu algısı, şirketi daha dikkatli hareket etmeye zorluyor.

Apple, geçici fiyat ayarlamaları yaparak süreci daha kontrollü bir şekilde yönetmeyi planlıyor. Buna ek olarak, bazı modellerde fiyatların sabit kalması, bazı ürünlerde ise küçük artışlarla geçiş yapılması gündeme alınmış durumda. Bu geçiş dönemi, hem tüketici hem de yatırımcılar açısından belirsizlik yaratmamak adına dikkatle planlanıyor. Şirket, ani fiyat değişimlerinden kaçınmak için stratejik kararlar alıyor.

Öte yandan, tedarik zincirinin Çin’e olan bağımlılığı Apple için giderek daha büyük bir risk hâline geliyor. Şirket, son yıllarda Vietnam ve Hindistan gibi alternatif üretim merkezlerine yatırım yapmıştı. Bu ülkelerle ABD arasında yürütülen yeni ticaret görüşmeleri, Apple’ın elini bir miktar rahatlatabilir. Fakat Çin’in bu görüşmelere dahil olmaması, riski tamamen ortadan kaldırmıyor.

Apple, üretimdeki çeşitliliği artırarak tek bir ülkeye bağımlılığı azaltmak istiyor. Buna rağmen, ABD’de üretim yapılması kısa vadede maliyet açısından mümkün görünmüyor. Şirketin tercih ettiği strateji, üretim merkezlerini ABD dışındaki uygun maliyetli ülkelere yaymak şeklinde şekilleniyor. Bu, sadece Apple için değil, tüm teknoloji sektörü için daha esnek bir tedarik modeli anlamına geliyor.

Tarifelerin yürürlüğe girmesinden önce, Apple ABD’deki stoklarını önemli ölçüde artırdı. Şirket, tarifelere tabi olmadan ülkeye soktuğu ürünlerle fiyat artışlarını bir süre erteleyebilecek. Bu süre zarfında yeni modellerin tanıtımına kadar geçici bir rahatlama sağlanmış olacak. Ancak bu yöntem sürdürülebilir değil ve şirketin önünde yine fiyatlama kararları duruyor.

Eylül ayında tanıtılması beklenen yeni iPhone modelleri, Apple’ın bu süreçteki ilk büyük sınavı olacak. Fiyatların ne yönde şekilleneceği, şirketin hangi stratejiyi tercih ettiğini net bir şekilde ortaya koyacak. Apple, yeni donanım özelliklerinin gölgede kalmaması için fiyat konusunu dikkatle yönetmek zorunda. Aksi hâlde, ürün değil fiyat artışı haber olur.

Apple CEO’su Tim Cook, daha önce Trump döneminde de benzer bir tarifeden muafiyet için girişimlerde bulunmuştu. Bu tür girişimlerin yeniden gündeme gelmesi ihtimal dahilinde. Tüm bunların yanında, Apple’ın uzun vadede fiyat istikrarını koruyabilmesi için üretim yapısını daha esnek hâle getirmesi gerekiyor. Tarifelere karşı alınan önlemler geçici çözümler sağlasa da, kalıcı maliyet optimizasyonu ancak üretim zincirinin yeniden yapılandırılmasıyla mümkün olabilir.